Asgari ücret zammı beyaz yakalıları nasıl etkileyecek?
1 Ocak 2025 itibarıyla asgari ücrete yapılacak yüzde 30’luk zam, iş dünyasında büyük değişimlere yol açacak. Şirketler, artan iş gücü maliyetlerine adapte olmak ve çalışan memnuniyetini artırmak için maaş politikalarını gözden geçirecek, yan haklara daha fazla önem verecek.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından 1 Ocak 2025 itibarıyla geçerli olacak yeni asgari ücret yüzde 30 zam ile net 22 bin 104 TL olarak belirlendi. Brüt tutar 26 bin 5 TL, işveren maliyeti ise 30 bin 556 TL olarak açıklandı.
Bu artış, enflasyon oranına kıyasla sınırlı bir iyileştirme sağlarken, hane halkı gelirlerinde belirgin bir artış yaratmayabilir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 2024 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 44 olarak güncellediği göz önüne alındığında, alım gücünde beklenen iyileşmenin tam anlamıyla gerçekleşmesi zor görünüyor.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) yayımladığı 2024 yılı son çeyrek raporuna göre, KOBİ’lerin yüzde 63’ü artan maliyetler nedeniyle operasyonel giderlerini yeniden yapılandırmayı planlıyor. Bu bağlamda şirketler, artan işveren maliyetleri nedeniyle finansal baskı hissedip ve maliyetlerini optimize etmek durumunda kalacaklardır.
Giriş seviyesi maaşları asgari ücretle neredeyse aynı seviyede
Şirketler, 2025 asgari ücret artış oranını temel alarak kendi ücret politikalarını yeniden şekillendirmeye hazırlanıyor. Bu artış oranının beyaz yakalı çalışanlar için de benzer şekilde uygulanması öngörülüyor. Özellikle, giriş seviyesindeki beyaz yakalı maaşlarının asgari ücretle yakın bir seviyeye gelmesi dikkat çekiyor. Örneğin, 2015 yılında asgari ücretle yeni mezun bir beyaz yakalı maaşı arasında yaklaşık 2,5 kat fark varken, günümüzde bu fark neredeyse eşitlenmiş durumda.
Bu tablo, PwC’nin “2024 Maaş Araştırması” raporuyla da örtüşüyor. Rapora göre, giriş seviyesi pozisyonlardaki maaş artışları genellikle daha yüksek olurken, üst düzey pozisyonlardaki artışlar ise daha düşük seviyelerde kalabiliyor. Bu durum, şirketlerin maaş politikalarını yeniden şekillendirirken karşılaştıkları zorlukları gözler önüne seriyor.
2025’te şirketlerin, maaş artışlarında sadece asgari ücret bazlı bir yaklaşımın ötesine geçerek, enflasyon oranları ve pazar dinamiklerini de dikkate alacak bir denge kurmaları bekleniyor. Maaş düzenlemelerinin yanında, yan hakların da önem kazandığı bir döneme giriliyor. Bu durum, şirketlerin çalışan memnuniyetini artırma ve yetenekleri elde tutma stratejilerinde belirleyici olacaktır.
“Rekabetin arttığı bu ortamda şeffaf ve yenilikçi politikalar kritik bir rol oynayacak”
Gilda&Partners kurucusu Jilda Bal, yeni asgari ücretle birlikte iş dünyasında yaşanacak değişimleri şu şekilde yorumluyor:
“2025 asgari ücret artışı, şirketlerin ücretlendirme politikalarını yeniden ele almasını ve çalışan memnuniyetini artırmak adına daha stratejik adımlar atılmasını zorunlu kılıyor. Rekabetin arttığı bu ortamda şeffaf ve yenilikçi politikalar, performansa dayalı ödül sistemleri ve artan yan haklar şirketlerin başarılarını sürdürebilmeleri için kritik bir rol oynayacak. Ayrıca iş gücü maliyetlerini dengelemek için verimlilik artırıcı projelere yatırım yapılması gerekmektedir. Buda rutin işlerde otomasyonu ve dijitalleşme adımlarıyla maliyetleri optimize etmekten geçmektedir.”
Genç nüfusun yüzde 53’ü fırsat bulursa yurt dışında yaşamak istiyor