Avni Dilber: “Reklamlara yeni düzenlemeler yolda”
Reklamlar, tüketiciyi bilgilendirmenin ötesinde, onların karar verme süreçlerini etkileyen güçlü bir araç. Ancak bu gücün kötüye kullanılmaması adına Ticaret Bakanlığı hem geleneksel hem de dijital mecralarda sıkı denetimler uyguluyor. Reklamlarda tüketicinin yanıltılmaması, sağlık beyanlarının suistimal edilmemesi ve dijital platformlarda manipülatif tasarımların önlenmesi gibi kritik unsurlara dikkat çeken Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürü Avni Dilber, kendisiyle yaptığımız söyleşide 2024 yılında uygulamaya girecek yeni düzenlemeler hakkında da hayli kritik bilgiler veriyor… Dilber 2025 için planlanan yeni düzenlemelere de işaret ediyor…
Hem geleneksel hem de dijital reklamlara yönelik oldukça sıkı bir denetim olduğunu gözlemliyoruz. Reklam denetimlerinde en çok dikkat ettiğiniz unsurlar neler?
Bilindiği üzere, ticari reklamlar, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un aynı isimli 61’inci maddesiyle uygulama yönetmeliği olan Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği kapsamında düzenleniyor. Söz konusu mevzuatın temelini, tüketicilerin, kendi iradeleriyle karar vermelerini sağlamak amacıyla, mal veya hizmetin niteliği, satış koşulları/biçimiyle fiyatı konularında doğru bilgilendirilmesi oluşturuyor.
Bu hususlara paralel olarak sağlık beyanı, sağlık hizmetinin sunumundaki kısıtlamalar gibi özellikle gıda ve sağlık mevzuatlarından kaynaklanan mal veya hizmetin niteliği hakkında doğru bir bilgilendirme yapılsa dahi kamu sağlığını tehdit etme veya bunu istismar etme ihtimali olan reklamların engellenmesi de mevzuatın önemli bir ayağını oluşturuyor.
Belirttiğim ana unsurlar yanında, yine tüketicilerin yanıltılmasının engellenmesi vurgusu elden kaçırılmadan, reklamverenlerin diğer reklamverenlerle ilişkisini düzenleyen karşılaştırmalı reklamlar, kötüleme, itibardan haksız yararlanma veya taklide ilişkin düzenlemeler de sıklıkla gündeme geliyor.
Bu çerçevede, reklamverenlerin rakiplerinin haklarını da gözetecek şekilde tüketicilere sundukları mal veya hizmetler konusunda açık, anlaşılabilir ve doğru bilgi vermeleri, bu bilgilerin örneğin indirimli satışlarda olduğu gibi belirli kıstaslara uygun olması, bilgiyi sunuş şekillerinin tüketicilerin iradelerini sakatlamayacak veya manipüle edecek şekilde olması, gıda başta olmak üzere tüm alanlarda özellikle yanıltıcı sağlık beyanlarından kaçınılması, kamusal niteliği yüksek olan sağlık hizmetinin ticari bir faaliyet olarak sunulmaması hususları Reklam Kurulu’nun önüne gelen dosyalarda değerlendirdiği temel unsurlar.
Son bir yıl içerisinde reklamlara ortalama ne kadar ceza kesildi?
Ticaret Bakanlığımız bünyesinde bulunan Reklam Kurulu tarafından alınan yaptırım kararları reklamların durdurulması şeklinde olabildiği gibi idari para cezası olarak da gerçekleşebiliyor. Bu kapsamda, idari para ceza yaptırım seçeneği altında 2023 yılında toplam 114 milyon 139 bin 768 TL, 2024 yılının ilk dokuz ayında ise 187 milyon 456 bin 473 TL idari para cezası uygulandı.
Ancak gerek Bakanlığımız gerekse de Kurul faaliyetleri dikkate alındığında alınan kararların detaylarının kamuoyuyla paylaşılması, hazırlanan rehber ve kılavuz çalışmaları ve katılım sağlanan etkinliklerle sadece ceza kesen bir Kurul olmadığımızı, reklamcılık faaliyetinin söz konusu olduğu tüm sektörler ve tabi tüketiciler için eğitici ve yol gösterici bir rolümüzün de olduğu düşünüyorum.
2025 yılı içerisinde reklamlar için hayata geçirilecek yeni düzenlemeler var mı? Özellikle dijital platformlar için spesifik bir düzenleme olacak mı?
Özellikle değişen ve gelişen iletişim kanallarıyla birlikte tüketicilerin artık daha fazla dijital mecralarda vakit geçirdiğini ve dolayısıyla daha fazla maruz kaldığı görülüyor. Tam da bu noktada tüketicilerimizin dijital ortamlarda gerçekleştirdiği işlemler ve reklamlar konusunda bilinçlendirilmesi büyük önem arz ediyor. Bu kapsamda, global gelişmeler de dikkate alınarak kişisel verilerin izinsiz paylaşımını mümkün kılan reklamlar, tüketici tercihlerini manipüle edilmesini amaçlayan karanlık ticari tasarımlar, tüketicilerin çevresel hassasiyetlerini istismar eden yeşil aklama amaçlı reklamlar, tüketici tercihlerini anlamlı etkileme potansiyeli olan influencer pazarlama yöntemleri, ABD ve AB’de gündem olmaya başlayan ve özellikle genç tüketicilerin maruz kaldığı oyun reklamları ve arama motoru reklamları gibi konularda düzenlemelere ilişkin çalışmalarımız devam ediyor.
Türkiye’deki medya izleme ve araştırma metotlarında standartların oluşturulması, araştırma ve ölçümlerin geliştirilmesi, güncel hale getirilmesi ve sektör ihtiyaçlarına göre yeni yöntemler önerilmesi amacıyla “Medya Ölçüm Konseyi” kuruldu. Konsey’in kuruluş sürecinden ve gelecek dönem için planlanan çalışmalardan bahseder misiniz?
Bakanlığımız daha önce de belirttiğim gibi salt cezalandırıcı faaliyetler yürütmekten ziyade sektöre yol göstermek, sektörü yönlendirmek ve ilgili tarafların görüşlerini değerlendirmek için sürekli bir biçimde faaliyet gösteriyor. Medya Ölçüm Konseyi de bu amaçla 2020 ve 2021 yıllarında konunun taraflarının bir araya gelerek görüşlerini paylaştığı ve sektörün gelecek projeksiyonun çizdikleri Reklam Konseyleri gündemine gelmiş ve Konsey toplantılarında özellikle dijital mecraları da kapsayacak şekilde medya ölçümlemelerinin tek mecradan yapılmasına yönelik çalışmaları koordine etmek amacıyla Bakanlığımızca çalışmalar yürütülmesi konusunda karar alındı.
Bakanlığımız koordinasyonunda yürütülen görüşmeler neticesinde Bakanlığımız ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ile birlikte Televizyon İzleme Araştırmaları Anonim Şirketi (TİAK), Radyo Dinleme Hizmetleri Organizasyon Tanıtım ve Yayıncılık Anonim Şirketi (RİAK), Reklamverenler Derneği ve Reklamcılar Derneğinin kurucu üye oldukları Medya Ölçüm Konseyi 13 Haziran 2024 yılında kuruldu.
Konsey, önümüzdeki dönemde ülkemizde 2023 yılında 140 milyar TL olarak ölçülen ve 2024 yılında 200 milyar TL’ye yükselmesi öngörülen medya ve reklam yatırımlarının ölçülmesine ilişkin olarak medya izleme ve araştırma metotlarında standart oluşturmayı, yapılan araştırmaları/ölçümleri geliştirerek güncel hale getirmeyi ve sektör ihtiyaçlarına göre yeni yöntemler önermeyi hedefliyor.
Tüketiciyi koruma alanında uluslararası iş birlikleriniz ne düzeyde?
Avrupa Birliği üyelik sürecinde Türkiye, yanıltıcı reklamlar ve diğer haksız ticari uygulama türleri alanında AB hukukunu uyumlaştırma çalışmaları kapsamında, Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nde yaptığı değişikliklerle, özellikle kişiselleştirilmiş fiyatlandırma, çevrim içi sıralamalar, çevrim içi inceleme ve onay beyanlarıyla ikincil biletleme gibi alanlarda önemli bir uyum düzeyine ulaştı. Söz konusu değişiklikler, son dönemdeki bir diğer tüketici politikası dönüşümünü yansıtan sürdürülebilir tüketim kalıplarının geliştirilmesi hedefi kapsamında, yanıltıcı çevresel reklam iddialarına ilişkin koruyucu hükümleri de içeriyor.
Bu doğrultuda, Bakanlığımızın da aralarında bulunduğu dünya çapında 27 tüketiciyi koruyucu otoritenin katılımıyla abonelik hizmetlerinde karanlık ticari tasarımlara yönelik Uluslararası Tüketicinin Koruması ve Uygulama Ağı (ICPEN) tarafından 29 Ocak-2 Şubat 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilen taramada yapılan tespitler doğrultusunda, Bakanlığımız bünyesinde resen incelemeler başlatılmış ve Reklam Kurulu’nun 10 Eylül 2024 tarihindeki 349 sayılı toplantısında abonelik hizmetlerine ilişkin olarak;
- Bazı abonelik paketlerinin ya da bunlara bağlı ek hizmetlerin tüketicilere önceden seçili olarak sunulması,
- Güncellenen üyelik sözleşmesini kabul etme seçeneğinin reddetme seçeneğine göre daha çok ön plana çıkartılması gibi bazı seçeneklerin ön plana çıkartılması,
- Tüketicilerin satın almak istedikleri abonelik paketini yükseltmeden satın alma işlemini tamamlamalarında zorlaştırıcı ara yüz tasarımlarına yer verilmesi gibi diğer seçeneklerin zorlaştırılması,
- Şeffaf kriterler ve sayısal veriler belirtilmeksizin belirli abonelik paketlerine yönelik popülerlik vurgusu yapılması,
- Tüketicilere çoğunlukla 7 gün, 30 gün/1 ay gibi belirli sürelerle sunulan “ücretsiz deneme” fırsatından yararlanmak için banka/kredi kartı olmak üzere bir ödeme yöntemi bilgisi girilmesinin zorunlu kılınmasıyla deneme sürecinin ötesinde belirli periyotlarla otomatik olarak yenilenecek bir aboneliğin başlatılması, gibi tüketicilerin karar verme veya seçim yapma iradesini olumsuz yönde etkileyecek, manipüle edecek nitelikte ticari uygulamalarda bulunan firmalar hakkında idari yaptırım uygulanmasına karar verildi.
Tüketicileri yanıltıcı reklamlarla ilgili olarak hangi tür şikayetler daha sık geliyor? Bu tür reklamlara yönelik cezai yaptırımların caydırıcılığı konusunda ne düşünüyorsunuz?
Bu sorunuzun cevabı esasında ilk soruyla oldukça bağlantılı. Bakanlığımıza ulaşan şikayetler temel olarak mal ve hizmetin niteliği ve fiyatı hakkında verilen yanıltıcı bilgiler, yapılması mevzuatla yasaklanan tanıtımlarla gıda ile sağlık alanlarında gerçekleştirilen tanıtımlar üzerinde yoğunlaşıyor.
Konunun ayrıntısına girmek gerekirse, reklam verenlerin örneğin bir malın teknik özellikleri, taksit miktarları, teslimat yöntemleri, sipariş süreçleri hakkında yanıltıcı beyanlarda bulunmaları, bir mal veya hizmetin genel olarak fiyatı özel olarak ise indirimli satışlar çerçevesinde ilan edilen indirim oranı konusunda yanıltıcı bilgi vermeleri, reklam mevzuatında açıkça yasaklanmasına rağmen medyum, büyü ve fal ile alkollü içecek tanıtımlarında bulunmaları; gıda konusunda örneğin gıda takviyelerinin çeşitli sağlık sorunlarına çözüm getirdiğinin iddia etmeleriyle gıdanın sahip olmadığı özelliklere sahip gibi sunmaları; sağlık konularında ise yetkisiz biçimde sağlık hizmeti sunumu yapmalarıyla doktor ve diş hekimleri tarafından mevzuata aykırı bir biçimde gerçekleştirilen tanıtımlar yapılan başvuruların büyük bir kısmını oluşturuyor.
Cezaların caydırıcılığı konusunda gerek tarafımızdan yapılan değerlendirmeler gerekse de Bakanlığımıza yapılan başvurular kapsamında gerekli çalışmalar yapılmış ve 6502 sayılı Kanun’da yapılması öngörülen değişiklikle Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalarda mecra ve uygulamanın yaygınlığı dikkate alınarak maktu belirlenen idari para cezalarının fiilin ağırlığının, failin ekonomik durumu da dikkate alınarak, caydırıcılık ve orantılılık ilkelerinin karşılanması için alt ve üst sınırların belirlenmesi suretiyle 10 katına kadar artırılması öngörüldü.
Diğer taraftan, artırılan bu cezalarla birlikte aynı teklifte yargının iş yükünün azaltılması ve tahsilatın hızlanması amaçlarıyla reklam ve haksız ticari uygulama cezalarının da uzlaşma müessesi kapsamına alınması hedefleniyor.
Pek çok araştırma tüketicilerin enflasyonun yanı sıra markaların ve işletmelerin de fiyatları gereğinden fazla yükselttiğini düşündüğünü gösteriyor. Siz bu araştırma sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu anlamda ajandanızda ne gibi planlar var?
Enflasyonun talepten ziyade kâr yönlü olduğuna ilişkin tartışmalar tarafımızdan da takip ediliyor. Fiyatların artırılmasının denetimine ilişkin Reklam Kuruluna mevzuatla tanınmış bir yetki bulunmamakla birlikte; Avrupa Birliği mevzuatıyla paralel bir biçimde 2022 yılında indirimli satışlara ilişkin olarak getirilen indirim öncesi fiyatın belirlenmesinde 30 gün içerisindeki en düşük fiyatın dikkate alınması yönündeki düzenleme kapsamında fiyat düzeyinin makul bir düzeyde tutulması, diğer bir ifadeyle kâr enflasyonu ile mücadele konusunda Bakanlığımızca gerekli önlemler alındı. Diğer taraftan, Bakanlığımız bünyesinde bulunan Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu yetki ve görev alanı dahilinde fiyat artışlarının makul bir biçimde yapılıp yapılmadığı inceleniyor ve gerçekleştirilen değerlendirmeler neticesinde uygulanan yaptırımlarla sorunuzda bahsi geçen kâr enflasyonunun önüne geçmek için çalışmalar yürütülüyor.