Bu enflasyon daha kaç yıl sürer?
Enflasyonun ne kadar daha süreceğine dair tahminler belirsizlikle dolu. Kimileri birkaç yıl, kimileri beş yıl diyor; ancak ekonomik krizlerin ve dışa bağımlılığın süreci uzatacağı düşüncesi yaygın. Bir yanda üretim eksikliği ve yüksek vergiler, diğer yanda umudu tüketen ekonomik baskılar… Peki, bu süreçte bireyler neler yaşıyor, nelere tutunuyor ve çözüm önerileri neler? Twentify Araştırma’nın yapay zeka destekli araştırma platformu Quals.ai ile gerçekleştirdiği Enflasyon Günlükleri’nin son bölümü, Türkiye’nin ekonomik zorluklarına dair bir iç ses ve toplumsal bir analiz sunuyor.
“Daha sürer, bilemiyorum…”
Yüksek enflasyonun ve etkilerinin daha ne kadar süreceği konusunda kimsenin kafası net değil. Bazıları 2 ila 5 yıl gibi sürelerde devam edeceğini düşünse de enflasyon ve ekonomik durumun iyileşmesine dair bir umut ışığından bahsedemiyor. Ekonomik krizlerin ve dışa bağımlılığın ise süreci uzatmaya devam edeceği düşüncesi yaygın.
“Bu enflasyon en az 5 yıl daha bu şekilde devam eder bence.” 32 yaş, Erkek
“Birkaç sene daha devam eder, zaten işsizim, çok sorun var.” 24 yaş, Kadın
Dışa bağımlılık, yetersiz üretim
Türkiye’nin dışa bağımlılığı ve yetersiz üretim kapasitesinin enflasyonun süresini uzatan temel faktörler olduğu düşünülüyor. Ülkenin üretim ve ihracat odaklı bir stratejiye yönelmesi gerektiği belirtiliyor.
“Üretim az, ihracattan çok ithalat var ve yabancı yatırımcı az geliyor.” 48 yaş, Erkek
“Dışa bağımlılığı kesersek süreyi kısaltabiliriz.” 21 yaş, Erkek
“Savaşlar devam ediyor, ekonomi doğru yönetilmiyor…” 41 yaş, Erkek
Vergi indirimi ve üretim artışı
Vergi indirimlerinin ve üretimin desteklenmesinin enflasyon sürecini kısaltabileceği öne sürülüyor. Katılımcılar, ihracatın artırılması ve yerli üretimin teşvik edilmesi gerektiğini savunuyor.
“Vergi indirimleri önemli, nefes alamayacak kadar sıkıldık.” 34 yaş, Erkek
“Üretim, istihdam ve teşvikler artmalı.” 48 yaş, Erkek
“Gıda fiyatlarının ve kira fiyatlarının devlet kontrolüne alınması gerekir.” 30 yaş, Erkek
“Bir dönem iyiydik”
Geçmişteki ekonomik deneyimler, katılımcıların geleceğe dair beklentilerini de şekillendiriyor. 2000’li yılların başındaki ekonomik rahatlama dönemleri referans alınıyor.
“2005 ve 2010 arası iyi sayılırdı.” 34 yaş, Erkek
“2010’lu yıllarda ekonomi çok iyiydi.” 32 yaş, Kadın
Kaygı ve umutsuzluk
Katılımcılar, enflasyonun uzun vadede devam etme ihtimalinin kaygı ve umutsuzluk yarattığını belirtiyor. Çocuklarının geleceği hakkında endişeli olan katılımcılar, duygusal olarak zorlandıklarını ifade ediyor.
“Çalışsak da mutsuzuz, ruhsal olarak çökmüş durumdayız.” 42 yaş, Kadın
“Endişe, kuşku ve korku… Evladıma ve diğer çocuklara iyi bir gelecek sunabileceğimi düşünmüyorum.” 37 yaş, Kadın
Tutunacak bir dal: Aile
Aile bireylerinin desteği, yaşanan kaygı ve stresin hafifletilmesine yardımcı oluyor. Çocukların masumiyeti ve neşesi, zorluklar karşısında moral kaynağı olarak öne çıkıyor. Aile içi dayanışma, kişilerin duygusal olarak güçlü kalmasına ve umudu korumasına katkı sağlıyor.
“Çocuğuma iyi bir gelecek bırakma isteği beni motive ediyor.” 48 yaş, Kadın
“Elimizde ve ayırabildiğimiz kadar bütçeyle çocuklarımızın daha kaliteli bir eğitim almasını sağlıyoruz. Tek mutluluk ve motivasyon bu.” 34 yaş, Erkek
Sonuç olarak…
Katılımcılar, enflasyonun uzun süre devam edeceğine inanıyor ve ekonomik krizlerle ilgili yaygın bir endişe taşıyor. Günlük yaşamda yapılan değişiklikler, ekonomik baskının etkilerini hafifletmeye yönelik olsa da tamamen yeterli değil. Pek çok katılımcı, ekonomik politikaların değişmesi gerektiğini ve üretime dayalı bir stratejinin benimsenmesi gerektiğini savunuyor. Enflasyonun duygusal ve ekonomik etkileri, hem kişisel hem de toplumsal düzeyde derin izler bırakıyor.
Enflasyon Günlükleri’nin bir önceki bölümünü okumak için TIKLAYIN!