Bugün neler konuşulacak?
Ajans Press’in medya analizlerine dayanarak hazırladığı 7 Temmuz 2014 tarihli Türkiye ve dünya gündeminde öne çıkan başlıklar şöyle:
Dünya
KENYA’DA TURİSTİK BÖLGELERE ÇİFTE SALDIRI…
Kenya’nın güneyindeki turistik Lamu Adası ve Tana Nehri bölgelerinde düzenlenen silahlı saldırılarda en az 29 kişi hayatını kaybetti. İçişleri Bakanlığı’ndan dün yapılan açıklamada, ülkenin sahil bölgesinde iki ayrı noktaya cumartesi akşamı silahlı baskın düzenlendiği açıklandı. Olaylarda Lamu’daki bir karakolda tutulan şüpheliler kaçtı. Saldırıyı El Kaide bağlantılı Somali merkezli El Şebab örgütü üstlendi. El Şebab, geçen yıl eylül ayında Kenya’nın başkent Nairobi’de 67 kişinin öldüğü Westgate alışveriş merkezine baskın düzenleyen El Kaide bağlantılı Somali’de üslenmiş radikal İslamcı El Şebab örgütü üstlendi. Lamu’daki saldırıda dokuz kişinin öldüğü, Tana Nehri bölgesinde ise ölü sayısının 20’yi bulduğu açıklandı. İçişleri Bakanlığı sözcüsü Mwenda Njoka, İngiliz haber ajansı Reuters’a, “Bilançonun yükselmesinden endişe ediyoruz” açıklamasını yaptı. İsmini vermek istemeyen bir polis yetkilisi ise, Lamu’da öldürülen ve yaralananlar arasında güvenlik güçleri de olduğunu söyledi. Hindi kasabasında kamu binalarına da kurşun yağdıran saldırganlar, bazı binaları ateşe verdi. Kenya Kızılhaç’ının verdiği bilgilere göre, üç yaralı hastaneye kaldırılırken Gamba’da bir kişi kayboldu. El Şebab’ın hedefi olan her iki bölge de Mombasa limanının kuzeyinde yer alıyor ve özellikle UNESCO Kültür Mirası listesinde bulunan tarihi Lamu Adası turistik bir cazibe merkezi olmasıyla biliniyor.
FRANSIZLARDAN SARKOZY’YE VETO…
Fransa’da halk, eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’yi merkez sağ partinin cumhurbaşkanı adayı olarak görmek istemiyor. Ifop kamuoyu yoklama merkezinin araştırmasına göre, Sarkozy’nin 2017’deki seçimlerde tekrar aday olmasını, halkın yüzde 59’u istemiyor. Sarkozy’nin eski partisi Halk Hareketi Birliği (UMP) destekçilerinin yüzde 78’i ise, ünlü siyasetçinin gelecek seçimlerde tekrar aday olmasından yana. Bin kişinin katıldığı anketten çıkan bu sonuçlar, siyasete geri döneceği sinyalleri veren Sarkozy’ye seçmenin desteğinin zayıf olduğunu gösterdi.
15’LİK FİLİSTİNLİ GENCE HEM DAYAK HEM CEZA…
Filistin’de karşılıklı olarak işlenen cinayetlerin ardından gerginlik devam ediyor. 3 Yahudi yerleşimcinin El Halil’de ölü bulunmasının ardından, Yahudilerin 17 yaşındaki Filistinli Muhammed Hüseyin Ebu Hudayr’ı vahşice katletmesinin ardından Gazze ve Batı Şeria’nın yanısıra İsrail içerisinde yaşayan Filistinliler bulunduğu bölgelerde başlayan şiddet olayları sürüyor. Göstericilere karşı sert karşılık veren İsrail askerlerinin uyguladığı şiddet kameraya yansıdı. Filistinli gencin cenaze töreni sonrası gözaltına alınan ABD vatandaşı kuzeni Tarık Hudayr (15) sokak ortasında feci şekilde dövüldü. Askerlerin polise teslim ettiği Tarık’a şiddet burada da devam etti. Hudayr’ın görüntülerinin sosyal medyaya düşmesi üzerine ABD, İsrail’i kınadı. Mahkemeye çıkarılan Hudayr suçlu bulundu. 15 gün Doğu Kudüs’teki evinden uzaklaştırma ve Beyt Hanina beldesinde “zorunlu ikamet” cezası verilen Hudayr, 9 gün ev hapsi ile 3 bin şekel (yaklaşık 900 ABD Doları) kefalet ödemeye mahkûm edildi. Florida’da yaşayan Tarık Hudayr, yaz tatili için geldiği Filistin’de kuzeninin öldürülmesi üzerine cenaze törenine katıldığında gözaltına alınmıştı. Bu arada İsrail, ülke sınırları içerisinde Filistinlilerin yoğunlukla yaşadığı bölgelere 10 bin asker takviyesinde bulundu. Askerler, nüfusunun çoğunluğu Filistinlilerden oluşan el-Müselles ve Ummu’l Fehm kentleriyle, Kalansuva ve Arrabe kasabalarında yaşanan şiddet olayları sonrasında görevlendirildi. Ancak İsrail askerlerinin sert tutumları sebebiyle şiddet olaylarını daha da artırmasından korkuluyor.
KENTLER YENİDEN KİEV’İN KONTROLÜNDE
Ukrayna’da üç aydır Rus yanlısı ayrılıkçıların elinde bulunan kentleri geri alan Kiev, zaferini çatışarak ayrılıkçıları püskürten askerleri ödüllendirerek kutluyor. Ukrayna’nın doğusundaki Slavyansk kentinin Rusya yanlısı ayrılıkçılardan ordunun kontrolüne geçmesinin ardından Devlet Başkanı Petr Poroşenko, kentin kurtarılmasının ülkenin toprak bütünlüğünün yeniden sağlanmasına yönelik mücadeledeki önemli bir vaka olduğunu bildirdi. Poroşenko ayrıca kent halkına yardım yapılmasını ve kenti alan askerlerin ödüllendirilmesini istedi. Devlet Başkanlığı resmi internet sitesi üzerinden açıklama yapan Poroşenko, “Bu henüz tam bir zafer değil ancak Slavyansk’ı silahlı çetelerden temizlemek büyük bir sembolik anlam taşıyor. Bu, Donetsk bölgesinin güçlü ve büyük bir Avrupa ülkesinin ayrılmaz bir parçası olarak normal hayata dönmesi için ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğü yolunda silahlı çetelerle mücadelede bir dönüm noktasıdır” ifadesini kullandı. Poroşenko, Slavyansk’ın alınması sırasında rehinelerin de kurtarıldığını, çok sayıda silah ve mühimmatın ele geçirildiğini kaydetti. Poroşenko, Slavyansk halkının kenti kurtaran Ukrayna ordusunu alkışladığını ve Ukrayna askerlerini desteklemek üzere bir araya geldiğini vurguladı. Poroşenko, kentin normal hayata dönmesi için en kısa zamanda Slavyansk’a elektrik ve su verileceğini açıkladı.
ORDUNUN BAŞINA OĞLUNU GEÇİRDİ…
Geçen ay Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarının Irak’ın orta ve kuzey vilayetlerindeki hızlı ilerleyişinden sorumlu tuttuğu çok sayıda komutanı görevden alarak askeri mahkemeye veren Başbakan Nuri el Maliki, ordunun üst kademelerindeki değişikliklerine devam ediyor. Yerel basında çıkan haberlere göre Maliki şimdi de komutanları emekliye ayırmaya başladı. Son olarak Kara Kuvvetleri Komutanı Ali Gidan’ı emekliye ayıran Maliki, Genelkurmay Başkanlığı görevini de Faruk Eraji’den alarak oğlu Ahmed’e verdi. Ahmed’in de ilk icraat olarak IŞİD militanlarıyla çatışmaların sürdüğü vilayetlere üst düzey komutanları gönderdiği belirtiliyor. Daha önce babasının güvenlik şefi olarak görev yapan Ahmed Maliki, iş bağlantıları ve ‘playboy’ tarzı yaşantısı nedeniyle, 2006’da idam edilen devrik Irak lideri Saddam Hüseyin’in oğlu Uday’a benzetiliyor. Ahmed’in başbakanlığa bağlı özel bir görev gücünün de başında olduğu biliniyor.
TELAFER’DE KAN AKIYOR…
Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) terör örgütü ile hilafet ilanından sonra kendisine biat etmeyi reddeden Telaferli Sünni Türkmen aşiretler arasında çatışmaların yaşandığı bildirildi. Türkmen aşiret lideri Haydar Ali Çolak, Telafer’deki “Ali Beşşar Halay Bek el-Abbasiyin” isimli en büyük Sünni Türkmen aşiretinin önde gelenlerinin IŞİD’e biat etmeyi reddetmesi üzerine iki taraf arasında kanlı çatışmalar yaşandığını ve iki taraftan da ölü ve yaralılar olduğunu belirtti. Çolak, yaşanan çatışmalar sebebiyle onlarca Türkmen ailenin evlerini terk ederek, bölgeden kaçtığını ve boşaltılan evlerin de yağmaya maruz kaldığını ifade etti. Söz konusu çatışmalardaki ölü ve yaralı sayısına dair henüz kesin bir bilgiye ulaşılamadı. Musul’un batısında bulunan Telafer kenti çoğunluğu Türkmenlerden oluşan stratejik bir bölgede yer alıyor.
Ekonomi
BU FAİZ RİSKLİ…
Merkez bankalarının bankası sayılan BIS (Bank for International Settlements) birkaç gün önce yayımladığı yıllık raporu ile ekonomi çevrelerinde tartışma yarattı. BIS, dünyanın her yerinden merkez bankası başkanlarının belli aralıklarla bir araya geldiği, para politikası sorunlarını ve gelişmelerini kendi aralarında konuştukları bir kulüp de aynı zamanda. BIS’in yıllık raporunda en fazla ses getiren satırlar; kendi üyesi olan merkez bankalarının varlık balonlarına karşı faizleri artırmakta hem geç kaldıkları, hem de yavaştan aldıkları idi. Tabii ki en baştaki adresin ABD Merkez Bankası FED olduğu çok açıktı. BIS’in eleştiri gibi gelen analizlerinden biri de bizi ve Merkez Bankası’nı ilgilendiriyor. 2008- 2013 arası 5 yıllık dönemi analiz eden BIS ekonomistleri şu fotoğrafı ortaya koymuş; gelişmiş ülkelerde faizler oldukça düşükken gelişen ülkelerde faizlerin yüksek olması sermaye akımlarını fazlaca çekip, ulusal paralara değer kazanırken, düşük faiz politikası izleyenlerde dışarıdan borç girişi sınırlı kalabilirken yurtiçi kredi büyümesini canlandırıyor. BIS’in analizinde, 2008-2013 arası dönemde, faizlerin belirlenmesinde merkez bankalarının izlediği para kuralına göre (Taylor kuralı) faizleri olması gerekene göre en fazla düşük tutan ülkenin Türkiye olduğu ortaya çıkıyor.
HAVADA YOLCU 75 MİLYONU GEÇTİ…
Türkiye genelindeki havalimanlarında yılın ilk yarısında toplam yolcu sayısı 75 milyonu geçti. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü haziran ayına ilişkin havayolu yolcu ve uçuş istatistiklerini açıkladı. Buna göre Türkiye’de, haziranda uçak ve yolcu trafiği yoğunluğu hız kesmedi. Geçen ay Türkiye genelindeki havalimanlarından haziranda hizmet alan yolcu sayısı 16 milyonu geçti. Haziran itibarıyla havalimanları toplam uçak trafiği de bir önceki yılın aynı ayına göre iç hatlarda yüzde 7.8 artışla 65 bin 308, dış hatlarda yüzde 8.7 artışla 61 bin 93 olmak üzere toplamda yüzde 8.2 artışla 126 bin 401 oldu. Türkiye hava sahasından haziran ayında yüzde 11.5 artış ile 28 bin 674 üstgeçiş (overflight) trafiği gerçekleşti. Böylece haziranda hizmet verilen uçak sayısı yüzde 8.8 artışla 155 bin 75’e ulaştı. Haziran 2014’te havalimanlarında direkt transit dahil toplam 16.6 milyon yolcuya hizmet verildi ve toplam yolcu sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 10.6 arttı. Haziranda iç hat yolcu sayısı yüzde 10.7 artışla 7.7 milyon, dış hat yolcu sayısı yüzde 10.5 artışla 8.9 milyon oldu. İstanbul Atatürk Havalimanı, 6 aylık dönemde Türkiye geneli uçak ve yolcu trafiğinin yüzde 35’ini karşılarken, 27 Haziran’da kuruluşundan bu yana en yoğun gününü yaşadı. Atatürk Havalimanı, bu tarihte bin 326 uçak trafiği yaşadı. Antalya, İzmir-Adnan Menderes, Muğla-Dalaman ve Milas-Bodrum havalimanlarında da 6 aylık dönemde iç hat yolcu artışı ortalama yüzde 40, dış hat yolcu artışı ise yüzde 22 olarak gerçekleşti. Antalya Havalimanı’nda haziran ayında yüzde 85’i dış hat olmak üzere toplam 3.8 milyon yolcuya hizmet sunuldu. 28 Haziran’da Antalya’da 981 uçak iniş-kalkış yaptı ve 172 bin 656 yolcuya hizmet verilerek rekor kırıldı.
AVRUPA, OTOMOTİV İHRACATINA İLAÇ OLDU…
Otomotiv endüstrisi, 2008 yılından bu yana ihracatta ilk kez 4 aydır arka arkaya 2 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirdi. Türkiye genel ihracatında haziran ayında yüzde 13’lük artışla sektörel bazda liderliğini devam ettiren otomotiv endüstrisini başarıya AB ülkelerindeki ekonomik iyileşme taşıyor. Otomotiv endüstrisinde tüm ana ürün gruplarında ihracat artışı gözlenirken, Fransa’da yüzde 20, Almanya’da yüzde 30 ve Birleşik Krallık’ta yüzde 56 oranında büyüme sağlanması, dış satışlardaki AB ülkeleri payını da bir önceki aya göre 2 puan artırarak yüzde 76 seviyesine yükseltti. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), haziran ayı otomotiv endüstrisi ihracat verilerini paylaştı. Buna göre haziran ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13 artışla 2 milyar 32 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren otomotiv endüstrisi, Türkiye genel ihracatındaki 12.5 milyar dolarlık dış satışlardan da yüzde 16 oranında pay aldı. OİB Başkanı Orhan Sabuncu, otomotiv endüstrisinin haziran ayı ihracat verilerini değerlendirirken, 2013 Mart ayından bu yana 15 aydır sürekli artışla büyümede sürdürülebilir bir ivme yakaladıklarını söyledi. Sabuncu, yılın ilk yarısında da otomotiv endüstrisinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11’lik büyümeyle toplamda 11 milyar 718 milyon dolarlık dış satış gerçekleştiğine dikkat çekti. Sabuncu ayrıca yılsonunda da 23 milyar doların üzerinde ihracata imza atmayı ümit ettiklerini yineledi.
35 MADEN ÜÇÜNCÜ ŞAHISLARA İŞLETİLİYOR…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, 2010 yılından itibaren kömür sahalarında bin 226 denetim yapıldığını, bunun sonucunda 329 işletmenin faaliyetinin durdurulduğunu açıkladı. Bakan Yıldız, MHP Milletvekili Kenan Tanrıkulu’nun, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) tarafından “rödovans” usulü ile işletmeye verilen madenlerle ilgili önergesini cevapladı. TTK tarafından özel sektöre devredilen maden bulunmadığını kaydeden Bakan Yıldız, rödovans usulü işlettirilmek üzere üçüncü şahıslarla sözleşme yapıldığını ifade etti. Bakan Yıldız, TTK’nın rödovans karşılığı işletmecilik yaptırdığı 31 taşkömürü sahası, 3 kum sahası ve bir boksit sahası olmak üzere 35 işletme bulunduğunu açıkladı. 36 bin 910 hektar büyüklüğünde olan söz konusu sahalardaki toplam kömür rezervinin ise 604 milyon 530 bin tonu buluyor.
NAKLİYECİYE YÜZDE 4 İNDİRİMLİ YAKIT…
Petrol finansmanı konusunda dünyadaki en büyük organizasyonlardan olan DKV Kart, Türk nakliyecilere yakıtta ciddi indirimler yapıyor. Almanya merkezli grubun Türkiye’de kurduğu ve 7 ülkenin bağlı olduğu DKV Euro Service’nin Genel Müdürü Muzaffer Tuna’nın verdiği bilgiye göre Avrupa’da 44 bin akaryakıt istasyonu ile anlaşmaları olduğunu belirterek nakliyecilere akaryakıtta yüzde 4, otoban, feribot gibi kullanımlarında ise yüzde 30’a varan indirim sağladıklarını söyledi. Avrupa’daki 34 bin noktada geçerli teknik servis ve tamir desteği de sunduklarını anlatan Tuna “Lojistiğin lojistiğini yapıyoruz” dedi. Tuna’nın verdiği bilgiye göre araç şoförleri DKV Kart ile hem yakıt hem yedek parça alabiliyor, hem de otoban ücreti ödeyebiliyor. Kart, acil durumlarda nakit ihtiyacı için de kullanılabiliyor. Tuna, “Bu kart bütün Avrupa’daki birinci sınıf dolum istasyonlarında kullanılıyor. Peşin ödeme yapmanıza gerek yok. Otoban ödemelerini tek kartla bütün ülkelerde ödeniyor. Tüm Avrupa’daki vergi iadelerini alabiliyorsunuz. Türkiye’de nakliyecilerinin sermaye nakit akışlı sorunu var. Bu kartla sefer giderlerinin yüzde 7’si gibi bir rakam cepte kalıyor. Uluslararası karayolu taşımalarında kar marjının yüzde 5’lerde olduğunu düşünürsek bu çok önemli bir oran” şeklinde konuştu. Tuna Türkiye’de de Opet’le anlaştıklarını ve 340 nakliye firmasında toplam 16 bin Türk müşterileri bulunduğunu belirterek “İstasyon bazında da ek indirimler yapabiliyoruz. Bazen rota değişikliğiyle de yüzde 4-4.5 maliyet avantajı sağlanabiliyor. Avrupa’ya giden 350 aracın rotasını avantajlı yakıt istasyonlarının konumuna göre değiştirerek bu şekilde avantaj sağladık” dedi. Tuna Alman polisinin de DKV’nin müşterisi olduğunu belirterek “DKV için artık Türkiye ve Rusya birinci öncelikli yatırım ülkesi oldu” dedi. Tuna yaptıkları iş modeli konusunda EPDK’nın düzenleme yapması gerektiğini de belirterek “EPDK’nın mevzuatı açık değil” dedi.
İNTERNETTE BEBEK PAZARI…
İnternet üzerinden bebek ticareti çığ gibi büyüyor. Geçen yıl Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın bu yönde hizmet veren bir siteyi kapatmasına rağmen, halen birçok sitede para karşılığında bebekler satılıyor. evlatlikarayanlar.com, evlatlikvermekisteyenler. com, kadinlarkulubu. com gibi hızla çoğalan bu tür sitelerde para karşılığında bebekler satılıyor. Siteye üye olduktan sonra alıcı ve satıcılar bloglarda buluşuyor. Evlilik dışı veya bilinçli şekilde hamile kalan anneler, mail veya cep telefonu numaralarını siteye bırakarak alıcı bekliyor. Evlatlık almak isteyen kişiler ise bu anneler ile iletişim kuruyorlar. Daha çok üniversite öğrencisi annelerin ağırlıklı olarak sitede bebeklerini satışa çıkardığı dikkat çekiyor. Sitede bebeklerin ne kadar fiyata satıldığı ise gizlilik konusu. Hiçbir anne veya alıcı sitedeki yorumlarında fiyat belirtmiyor. Yalnızca satıcı taraf ‘belli bir ücret karşılığında’ ‘maddi durumu iyi olan ve benim isteklerimi karşılayabilecek’ gibi yorumlarda bulunuyor. Ancak ulaştığımız kişi fiyatların 10 bin TL’den başladığını belirtti.
PARİS’TEN JET ÖZÜR…
Dünyanın en büyük hazır giyim ve aksesuar fuarlarından biri olarak kabul edilen Paris’teki Who’s Next fuarında, tepki çeken Türk tanıtımına fuar yönetiminden özür geldi. Dün gündeme gelen, Türkiye’yi fesli, yarı çıplak erkekler, dansöz ve göbeği açık garson kızlarla tanıtıldığı fuarın organizasyon şirketi, hem Ekonomi Bakanlığı’na hem de İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’ne (İHKİB) yazılı bir açıklama göndererek, özür diledi. İHKİB Başkanı Yardımcısı Volkan Atik, düzenlenen şovun hiçbir şekilde İHKİB ile ilgisinin bulunmadığını vurgulayarak, şu açıklamayı yaptı: “Onur konuğu olarak katıldığımız Who’s Next Fuarı’nın tamamında Türk kültürünü, geleneklerini ortaya koyan titiz bir çalışma sergiledik. Dünyanın dört bir yanından katılımcılar, fuarın her bir noktasında Cumhuriyet Türkiye’sinin aydınlık yüzünü, tasarım ve üretim gücünü gördüler. Fuarın kapalı olduğu bir saatte bizimle ilgisi olmayan ve bilgimiz dışında söz konusu etkinlik düzenlendi. Arkadaşlarımız anında müdahale ederek, hiçbir şekilde onaylamadığımız gösterinin kısa sürede bitirilmesini sağladılar. Anında fuar idaresine gösteriyi kınadığımızı ve protesto ettiğimizi bildirdik. Fuara katılan firmalarımız olayı protesto ettiler. Hiçbir şekilde Türkiye’yi yansıtmayan şovun, aylar süren emeğimizin ve modern Türkiye vurgularımızın önüne geçmesini kabul etmiyoruz. Fuar idaresi de üzüntülerini paylaşarak hem bize hem Ekonomi Bakanlığı’na yönelik özür mektubu gönderdiler.”
İHRACAT ARTTI ANCAK KİLO BAŞINA GELİR DÜŞTÜ…
Yaş sebze ve meyve ihracatı, yılın ilk yarısındaki kuraklık, don ve dolu yağışına rağmen, hız kesmeyerek yüzde 15’lik artışla 1.7 milyon tona çıktı. Yaş sebze ve meyve sektörü, yılın ilk yarısında 98 ülkeye 1.1 milyar dolar değerinde 1.7 milyon tonluk satış gerçekleştirdi. Geçen yılın Ocak-Haziran döneminde 1 milyon 521 bin 653 ton olan sektördeki ihracat, bu yılın aynı döneminde yüzde 15 artarak 1 milyon 745 bin 380 tona, döviz girdisi de yüzde 5’lik artışla 1 milyar 145 milyon 32 bin dolara ulaştı. İhracat miktarı ve değeri artmasına rağmen, geçen yılın söz konusu döneminde 0.72 dolar olan kilogram başı gelir 0.65 dolara geriledi.
Güncel/Siyasi
BONZAİ ZİRVESİ…
Son günlerde, özellikle gençler arasında kullanımı artan ve ölümcül sonuçları olan Bonzai ve diğer uyuşturucu maddelerle mücadele için devlet ‘üç koldan’ harekete geçti. Uyuşturucu ile mücadele için Aile Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ortak toplantı yaptı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam çalışmalarıyla ilgili şunları söyledi: “AMATEM’den (Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezleri) çıkıp, yeniden uyuşturucuya başlayanların oranı oldukça yüksek. Bunların peşini bırakmamak lazım. Özel bir rehabilitasyondan da geçirilmeleri gerekiyor. Bunun için yeni merkezler açılacak. Hedefimiz özellikle, sokakta yaşayan köprü altı ve kimsesiz çocukları uyuşturucudan uzaklaştırmak olacak. Yeni merkezler kurulana kadar acil tedbir olarak Aile Bakanlığı’na bağlı, rehabilitasyon merkezleri devreye sokmaya karar verdik. Sayıları 30’u bulan Koruma, Bakım ve Rehabilitasyon Merkezleri’nden 17’sini uyuşturucu ile mücadele için görevlendireceğiz. Bu merkezlerde uyuşturucu ile mücadele uzmanları görev yapacak. Öncelik sokak çocukları, kimsesiz çocuklar ve koruma altındaki çocuklar olacak. Ayrıca, uyuşturucuyu satan ve temin edenlere yönelik de saptamalar yapılıyor. Onlara yeni iş olanakları yaratarak, bu sürecin dışına taşıyacağız. Bonzai başta olmak üzere uyuşturucu maddelere kolay ulaşılmasını önlemek için İçişleri Bakanlığı yeni önlemler alıyor. Bütün olarak soruna çözmeye çalışıyoruz.”
HEDEF İLK TURDA YÜZDE 55…
5 siyasi partinin ortak cumhurbaşkanı adayı Ekmeledin İhsanoğlu, 1’inci turda yüzde 55 ile seçilmeyi hedeflediğini söyledi. Hürriyet Daily News’a konuşan İhsanoğlu, adaylığı açıklandığı günden bu yana halkla yaptığı temaslarda vatandaşın iki talebinin öne çıktığını da belirtti: Huzur ve değişim. İhsanoğlu, özetle şöyle dedi: Halkta aynı söylemden, sürekli tekrar edilen konulardan dolayı bir yorgunluk var. Bu yorgunluk nedeniyle değişim talebi söz konusu. Proaktif olacağım. Ancak Cumhurbaşkanlığı yetkilerini Anayasa’nın belirttiği doğrultuda kullanacağım. Cumhurbaşkanı yetkisini hem Anayasa’dan hem de doğrudan halk tarafından seçilme yoluyla alacak. Bu, cumhurbaşkanının bir hakem rolü oynamasını öngörür. Doğrudan hükümet işlerine karışmaz ama onları yönlendirip, telkinlerde bulunup kriz durumunda siyasi partileri bir masada toplamasına imkân verir. Yeni cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecek. Yüzde 50.50 üstü alması lazım. Biz yüzde 55’i hedefliyoruz. Ama yüzde 60 ile bile seçilse, 76 milyonun temsilcisi olması, halkın tümünü taraf tutmadan temsil etmesi gerekir. Özellikle kadın ve gençlik öncelik vereceğim konular olacak. Diğer Müslüman ülkelere oranla Türkiye’de kadınların daha ileride olmasına karşın, konumlarının güçlendirilmesi için daha yapılacaklar var. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliğini Türk dış politikasının temel hedeflerinden biri olarak görüyorum. AB reformlarının ilerletilmesine ihtiyaç var. Cumhurbaşkanı olarak bu yönde çalışacağım. AB’yle çatışmacı bir tutumdan yana değilim.
SAVCIYA 31 ZİYNETİ ZİMMETTEN 5 YIL HAPİS…
Yargıtay Ceza Genel Kurulu (YCGK) beş yıl önce jandarmanın emanete konulmak üzere verdiği suç tarihinde 12 bin 95 lira değerindeki biri bilezik 30’u altın 31 adet ziynet eşyasını mal edinmek için aldığı gerekçesiyle “nitelikli zimmet” ve “evrakta sahtecilik” suçlarından 5 yıl 5 ay hapse mahkûm olan dönemin Erzurum Hınıs Cumhuriyet Savcısı Serdar Nayır’ın mahkûmiyet kararını onadı. 2009’da Savcı Nayır hakkında zabıt kâtiplerinin şikayeti üzerine adli emanetteki altınları zimmetine geçirdiği iddiasıyla önce soruşturma sonra dava açıldı. Birinci sınıf hâkim statüsündeki Nayır, Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nde yargılandı. Daire, Nayır’ı, 28 Mart 2012’de “evrakta sahtecilikten” 2 yıl 11 ay ve “nitelikli zimmetten” 2 yıl 6 ay olmak üzere toplam 5 yıl 5 aya mahkum etti. Nayır, YCGK’da kararı temyiz etti. Kurul, sanığın ifadesinin talimatla alındığı gerekçesiyle hükmü bozdu. Bunun üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesi bozma kararına uydu ve sanığın yeniden savunmasını aldı. Daire, Nayır’ı yeniden 5 yıl 5 aya mahkûm etti. Nayır bu kararı da avukatı kanalıyla YCGK’da ikinci kez bozulması istemiyle temyiz etti. Kurul ikinci kez yapılan temyiz istemini geçen salı görüştü ve reddetti. Kurul, sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik ve zimmet suçlarının sabit olduğuna karar verdi ve mahkûmiyeti onadı.
GİZLİ GÖRÜNTÜYE 4 SAATTE YASAK…
Meclis’te görüşmeleri süren Torba Yasa Tasarısı’na internet erişimi düzenlemesi de eklendi. İnternet ortamındaki suç teşkil eden görüntüler 4 saatte kaldırılacak. Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen torba tasarının kapsamı genişletildi. AK Partili Süreyya Sadi Bilgiç, internet erişimi ve içerik, erişim ve yer sağlayıcılara yönelik yaptırımlar konusunda iki önerge verdi. Komisyonda kabul edilen birinci önerge ile yasaklı erişimin engellenmesi kararının gereğinin yerine getirilmesinde azami süre 24 saatten 4 saate indi. Mevcut yasada, erişimin engellenmesi kararı, soruşturma evresinde hâkim, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından veriliyor ve kararın bildirilmesinden itibaren 24 saat içinde TİB tarafından yerine getiriliyor. Diğer önergeye göre, tanıtıcı bilgilerine usulüne uygun olarak internet sitesinde yer vermeyen içerik, erişim ve yer sağlayıcılara verilecek para cezasının üst sınırı 10 bin liradan 50 bin liraya çıkarıldı.
3 KOLDAN DÖNÜŞE 3 YILLIK TAKVİM…
Hükümet, çözüm sürecini güvenceye alan yasanın ardından tarihi bir yol haritası daha ortaya koyuyor. “Çözüm süreci” tasarısının TBMM tatile girmeden yasalaşmasının hemen ardından “Eve, hayata, siyasete” dönüş için düğmeye basılacak. Yeni yılla birlikte hayata geçirilecek yol haritasına göre, Kandil’in tahliyesi ile Mahmur, Smile, Misuriye, Atruş gibi 8 kampın boşaltılması eş zamanlı yürütülecek. Silahlı eylemlere katılmayan, hakkında arama kararı bulunmayan, suça karışmamış örgüt üyeleriyle, Avrupa’da ve Kuzey Irak’ta yerleşik isimlere Türkiye’ye dönüş kapısı açılacak. “Çözüm süreci” tasarısı, bu hafta Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlıyor. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, “eve dönüş” için zamanı belirlenen, takvime bağlanan eylem planı üzerinde çalıştıklarını açıklarken, gözler yeni yasal düzenlemeler ve toplumsal bütünleşmeye dönük siyasi adımlara çevrildi. İşte, o adımlar: Siyasi, hukuki adımlara paralel olarak, silahsızlandırma alanları belirlenecek. Zaman esaslı silahsızlanma süreci işleyecek. Silahların teslimi birinci adımın önceliği olacak. İkinci adımda, dağdan inecekler için hukuki altyapı hazırlanacak. TCK’nın 314 ve diğer maddeleri TMK kapsamındaki maddelerde düzenleme yapılacak. “Örgüt üyesi olmamakla beraber örgüt adına suç işlemiş” olmaya yönelik TCK 220/6 maddesi değiştirilecek. Örgüt üyeliği kriterleri netleştirilecek, çelişkili kararların önüne geçilecek. Bu düzenlemeler yapılırken, silahlı örgüt üyeliği suç olmaktan çıkmayacak. Anayasa Mahkemesi, Yargıtay gibi yüksek yargı organlarının da sürece katkı sunması sağlanacak. Pişmanlık yasasında düzenleme yerine yeni bir sayfa açılacak. Habur’da 5 yıl önce teslim olan 7’si çocuk 15 PKK’lının gerek yaşı gerekse pişmanlık şartlarının re’sen gözetilerek bırakılması formülünün daha etkin kullanımı öngörülüyor.
İŞTE FACİANIN GÖZ GÖRE GÖRE GELDİĞİNİN KANITI!…
Geçen 13 Mayıs’ta Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’de meydana gelen facianın hemen ardından başlatılan adli soruşturmada, maden sahası ve ocaklarda bulunan güvenlik kamera kayıtlarının depolandığı bilgisayarlara el konuldu. Bilgisayar kayıtları, savcılık kararıyla incelenmek üzere polis kriminal laboratuvarına gönderildi. Görüntüler, Ankara’da Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Laboratuvarı’nda uzman bir ekip tarafından incelendi. 27 Nisan 2014 tarihinde saat 17.21 ile 18 Mayıs 2014 tarihinde saat 13.57’ye kadar olan zaman aralığındaki 16 kameraya ait görüntüler izlendi, uzmanlarca, tek tek çözümlendi. 4 kişilik uzman ekibin incelemeyi tamamlayıp hazırladığı rapor, bu kayıtlarla birlikte Soma Cumhuriyet Savcılığı’na gönderildi. Kriminal uzmanların hazırladığı bu rapora DHA muhabiri ulaştı. Faciadan kurtulan işçiler, ocak içinde günler öncesinde ısının yükseldiği, çıkardıkları kömürün elle tutulamayacak kadar sıcak olduğu, kendilerini çok halsiz hissetlerine dair ifadeler verirken bunun nedeni de bu görüntüler sayesinde ortaya konuldu. Uzmanlar kameraları incelerken faciadan 2 gün önce de kameralara yansıyan ancak, defterlere işlenmeyen bir yangın tespit etti. Kamera kayıtlarına göre faciadan iki gün önce, yani 11 Mayıs 2014 tarihinde, saat 07.25 sıralarında kameralarda yoğun duman görülüyor ve bu duman yoğunluğu yaklaşık 16 saat sürüp aynı gün saat 23.05’e kadar devam ediyor. Yine bu sıralarda, bazı işçilerin baygınlık geçirdiği bazılarının da bitkin halde bantlardan destek alıp güçlükle ayakta durdukları kameralara yansıyor. Ama görüntülere göre madende üretim faaliyeti aynen devam ediyor.
DÜŞÜNCEYİ AÇIKLAMA ÖZGÜRLÜĞÜNE MÜDAHALE…
Anayasa Mahkemesi’nin, kitabına basım aşamasındayken el konulması ve yakılması nedeniyle Abdullah Öcalan’ın hakkının ihlal edildiği yönündeki kararının gerekçesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Gerekçede, Öcalan’ın düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğüne müdahale edildiğini belirtilerek, “Yasaklanmış bir örgütün bir mensubunun veya yöneticisinin görüş ve düşüncelerini açıklaması tek başına düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğüne müdahale edilmesini haklı kılmaz” denildi. Kitabın silahlı direnişe teşvik yönünde değerlendirilemeyeceğinin vurgulandığını kararda özetle, şu ifadeler yer aldı: “Aksine çatışmaların olmadığı bir ortamda başvurucu, kendi bakış açısıyla Kürt meselesini analiz etmekte; silahlı çatışmaya son verilmesini ve demokratik çözüm konusunda uzlaşılmasını talep etmektedir. Kamu otoriteleri veya toplumun bir kesimi için hoş olmayan düşüncelere, şiddeti teşvik etmediği, terör eylemlerini haklı göstermediği ve nefret duygusunun oluşmasını desteklemediği sürece sınırlama getirilemez.”
ONLAR MONŞER BİZ HİZMETKARIZ…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Köşk çalışmaları kapsamında Samsun’un Canik ve Tekkeköy ilçelerinde temaslarda bulundu. Canik Belediyesi Hizmet Binası ve Demokrasi Meydanı’nın açılış törenlerine katılan Erdoğan, daha sonra Erzurum’a geçti. Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan özetle şunları söyledi: Ben gökten zembille inmedim. Biliyorsunuz belediye başkanlığından geldim. Bazıları şunu söylüyor: “Başbakanım ne olur bizi bırakma.” Böyle bir şey yok. Nereden çıktı bu. Cumhurbaşkanlığına aday gösterildim. Bizler cumhurbaşkanlığı makamını, ‘oturalım dinlenelim uluslararası toplantılara katılalım’ gibi bir makam olarak görmüyoruz. Biz Tekkeköy’ün yollarını da, İstanbul’un boğaz köprüsünü de, denizin altından giden tünelleri de, üçüncü havalimanını da takip edeceğiz. Cumhurbaşkanıyla başbakanıyla el ele bu süreci devam ettireceğiz. Bizim rotamızı millet çizdi. Milli iradeyle milli güçle inşallah 10 Ağustos’a yürüyoruz. Geçmişte yapılanları biliyorsunuz. Ali Fuat Başgil’i nasıl engellediklerini biliyorsunuz. Silahı masasının üzerine koydular, aday olamazsın dediler. Senatörlükten de adaylıktan da çekildi. Ha şu an böyle bir şey olabilir mi? Kusura bakmasınlar. Biz kefenimizi giyerek bu yola çıktık. İlk defa Türkiye’de vekiller vasıtasıyla değil asıllar vasıtasıyla cumhurbaşkanı seçiliyor. Bundan önce ya vekiller vasıtasıyla veyahut da dayatmalarla yapılıyordu. Ama şimdi dayatma filan yok şimdi ne var millet var. Millete rağmen iktidar olunamaz, Bizim rotamızı millet çizdi. Şimdi de sizinle yürüyoruz. ‘Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ dedik. Şimdi bunun üzerinde bazıları operasyon yapmak istiyor, kusura bakmasınlar. Onlar avucunu yalar. Bütün bu yolda bu yolculukta zaman zaman bölücü terör örgütü mensuplarının bayrağımıza karşı yaptıkları saygısızlıkları gördük, görüyoruz, takipçisiyiz. Bundan sonra yapanlar bedelini ağır öderler. Bir cumhurbaşkanı adayına soruyorlar siz yollarla ilgilenecek misiniz? O aday da diyor ki “Ben cumhurbaşkanıyım benim yollarla ne işim var.” Cumhurbaşkanının yolla, metroyla, tünellerle işi olmaz mı? Bunlar monşer. Biz hizmetkârız. Bizim yollarla işimiz olacak. Salondan salona değil şantiyeden şantiyeye koşan bir cumhurbaşkanı göreceksiniz.
77 DERSHANE ARTIK ÖZEL OKUL…
Eğitimdeki en büyük revizyonlarından biri olan dershanelerin özel okullar dönüşmesinde hızlı adımlar. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, 77 dershanenin özel okula dönüşmek için başvuruda bulunduğunu söyledi. 44’üne onay verilirken, eksiklikleri bulunan dosyalar tamamlanmak üzere geri yollandı. “Dershaneler, bugüne kadar geldiği hormonlu yapısı ve eğitim ve özel öğretim sektörünü yanlış uygulamalarıyla domine etmelerinden dolayı sisteme çok ciddi zararlar verdiler” diyen Yelkenci, şu bilgileri verdi: Dershaneler, 1 Eylül 2015 itibarıyla hiçbir kuruma dönüşmek istemiyorsa ruhsatları iptal edilecek. Liseye dönüşen dershaneler, her sınıf seviyesinde okulun kontenjanının yüzde 30’u kadar öğrenci alabilecek. Öğrenci başına verilecek teşvik, gideceği kurum türü itibarıyla devlete maliyetinin 1.5 katını geçemeyecek. Arsa teşviki için iki dershane bir araya geldi ve yanında da bir dershane tek başına başvurdu. Bir araya gelen iki dershane öncelikli olacak.
Spor
TRABZON’DA GERİ SAYIM…
Trabzonsporlu taraftarlar, yönetimin ismini henüz net bir şekilde açıklayamadığı Boşnak teknik adam Vahid Halilhodzic’in, şehre gelmesini bekliyor. Bordo-mavili yönetimin Dünya Kupası öncesi görüşüp birçok konuda anlaşmaya vardığı Boşnak teknik adam, Cezayir’den gelen kendisine yönelik baskılar nedeniyle sıkıntı yaşadı. Cezayir Cumhurbaşkanı’na, “Yeni bir sayfa açmak istiyorum” diyerek izin isteyen Halilhodzic’e, Fransa’dan da bazı kulüplerden teklif geldiği biliniyor. Ancak Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu ve kulüp CEO’su Burak Gürdal ile geçmişten gelen dostluğu bulunan Halilhodzic, “Hazırlık maçlarına kadar takıma takviyeler tamamlanmış olmalı” diyerek bordomavililere verdiği sözün arkasında duracağını gösterdi.Trabzonspor yönetiminin Boşnak çalıştırıcıya en kısa zamanda resmi imzayı attırmayı hedeşediği vurgulanıyor. 14 Temmuz’da Trabzon’a gelmesi planlanan Halilhodzic’in tesislerde kalmak istediği ve bu nedenle kendisine burada oda tahsis edileceği ifade edildi. Daha önce Trabzonspor’da çalıştığı dönemde de zamanının büyük bir bölümünü tesislerde geçiren Boşnak çalıştırıcının 15 Temmuz’da Trabzon’da yapacağı toplantının ardından altyapıdan imza attırılan Oğuzhan ve Mertcan’ın da kampa getirilip getirilmeyeceğine karar vereceği belirtildi.
ZAFER DJOKOVİC’İN…
Wimbledon Tenis Turnuvası’nda tek erkekler finalinde şampiyon Novak Djokovic. Sırp tenisçi final maçında Roger Federer’i 3- 2 yenerek, kariyerinin 7. grand slam şampiyonluğuna ulaştı. Nefes kesen ilk seti tie break’te 9-7 alarak maçta 1-0 öne geçen Federer karşısında 2. sette iplerini eline alan Djokovic, 3. oyunda elde ettiği servis kırma avantajını setin sonuna kadar korudu. Sırp raket, hem daha fazla “winner” (puan kazanılan vuruş) ürettiği hem de daha iyi servis karşıladığı seti 6-4 kazanarak maça denge getirdi: 1-1. 3. set de heyecan fırtınasına sahne oldu. Yine tie break’e giden sette bu defa Sırp raket 5 ve 8. puanlarda servis kırdı, 7-4 kazandığı tie break’le karşılaşmada 2-1 üstünlük yakaladı. Rallilerin uzadığı 4. sette 4-2 geriden gelip 9. oyunda servis kıran Federer seti 7-5 kazandı ve skoru 2-2’ye getirdi. Final setine servis kullanarak başlayan Djokovic, Federer’in servisini kırmaya 8. oyunda yaklaştı ancak önüne gelen iki fırsatı da değerlendiremedi (4-4). 10. oyunda Federer’in basit hataları sonrası bir kez daha servis kırma şansı ayağına gelen Djokovic, bu defa fırsatı tepmedi ve seti 6-4, 3 saat 56 dakika süren finali de 3-2 kazanarak Wimbledon’daki 2. şampiyonluğuna uzandı.
IŞIL, ASLAN’A RAKİP OLDU…
FIBA Kadınlar Avrupa Ligi’nde 2014- 2015 sezonu kura çekimi yapıldı. Galatasaray Odeabank, kaptanı Işıl Alben’in transfer olduğu Dinamo Kursk ile A Grubu’nda yer aldı. Fenerbahçe ve Kayseri KASKİ ise B Grubu’nda mücadele edecek. Işıl Alben eşleşme sonrasında, “Üzülmemek elde değil. Kaderin cilvesi. Allah yardımcımız olsun” tweetini attı. FIBA Kadınlar Avrupa Kupası’ndaki kura çekiminde ise Adana BOTAŞ A Grubu’na, İstanbul Üniversitesi BGD B Grubu’na, Mersin Büyükşehir ve Orduspor C Grubu’na ve Beşiktaş D Grubu’na düştü. FIBA EuroChallenge Kupası’nda Türkiye’yi temsil eden TOFAŞ D Grubu’nda, Trabzonspor Medical Park F Grubu’nda, Uşak Sportif ise H Grubu’nda yer aldı.
CİM-BOM’A FUTBOLCU YAĞIYOR…
G.Saray’da göreve Cesera Prandelli’nin gelişi sonrası transfer listesi yeni baştan yazıldı. İtalyan hocanın forvetten savunmaya bir çok ismi istediği Avrupa basınının manşetlerine çıktı. İtalyan Sky Sports, G.Saray’ın geçen sezon Verona’da kiralık oynayan sağ bek Romulo Caldeira için devreye girdiğini yazdı. Bonservisi Fiorentina’da olan Romulo için Roma ve Juventus’un da talipli olduğu belirtilirken, kulübünün 27 yaşındaki futbolcu için 3 milyon euroluk bir bonservis bedeli istediği öne sürüldü. G.Saray’ın Prandelli’yi kullanıp işi bitirmeye çalıştığı belirtildi. İngiliz Daily Mirror gazetesi ise Cim-Bom’un Liverpool’da forma giyen Slovak stoper Martin Skrtel’i istediğini iddia etti.
İLK MAÇTA PEKTEMEK ŞOV…
Devler Ligi’ne kalabilmek için iki ön eleme oynayacak olan Beşiktaş bu nedenle sezonu diğer takımlara göre daha erken açarken ilk etap kampı için gittiği Almanya’daki ilk hazırlık maçını dün ülkenin amatör takımlarından SC Verl’le yaptı. Sahaya Cenk, Serdar, Franco, Ersan, İsmail, Necip, Atiba, Oğuzhan, Kerim Frei, Olcay ve Mustafa Pektemek’le ideale yakın bir 11’le çıkan Kartal 14’te köşe vuruşunda kaleciden seken topu Mustafa’nın ağlara göndermesiyle öne geçti. 24’TE yine Mustafa bu kez Oğuzhan’ın güzel pasında topu kalecinin üstünden aşırıp ağları buldu ve skor 2-0 oldu. 27’de Mustafa bir gol daha atarak durumu 3-0 yaptı. 2. yarıda kaleci Günay, Muhammed ve Atınç gibi gençler oyuna dahil olurken 77’deSC Verl’in kazandığı penaltıyı Mamadou gole çevirdi ve maç 3-1 tamamlandı.
4. YILDIZIN FAVORİSİYİZ…
Yeni sezon öncesi Emre Belözoğlu, FB TV’ye önemli açıklamalarda bulundu. İşte o sözler: Sezonun bir an önce başlamasını istiyoruz. Taraftarlarımızın önümüzdeki sezon bizden neler beklediklerini çok iyi biliyoruz. İnşallah ona göre iyi bir kamp dönemi geçer bizim adımıza. F.Bahçe bulunduğu her dönemde şampiyonluğa oynadı. Bu sene rekabet ortamı, belki ortamı biraz daha gerecek ama biz şuan ki mevcut kadromuzla geçen seneki yaptıklarımızla yine favori takımı biziz. İnanıyorum 4. yıldızla bu başarımız inşallah perçinleşecek. Futbolu takip eden herkes Diego’nun ne kadar değerli oyuncu olduğunu bilir. Bu seviyede bu kadar önemli liglerde oynamak kesinlikle öyle kolay değildir. Bunu başarmış bir futbolcu. İnşallah biz bütün takım olarak burada elimizden geldiğince ona destek olacağız. F.Bahçemizin başarısı için burada mücadele edeceğiz.