Çalışanların verileri güvende mi?
2021’de belki de en sık karşılaştığımız haberlerin başında geliyordu veri ihlalleri. Bireysel yaşanan hacklenmeler bir yana pek çok küresel güçte şirket de siber saldırganların hedefiydi. Bugüne dek kullanıcıların verilerinin çalındığına yönelik pek çok haber okumuş olsak da şirket çalışanlarına dair veri sızıntıları basında çok da yer almadı. Kaspersky’nin Çalışan Sağlığı 2021 raporunun verileri incelendiğinde bu durum sürpriz de değil. Zira rapor kuruluşların düzenli olarak çalışan veri sızıntısıyla karşı karşıya olduğunu, ancak bunların neredeyse yarısının (yüzde 45) bu olayları kamuya açıklamamayı tercih ettiğini ortaya koyuyor. Türkiye’de ise bu oran yüzde 19 ile nispeten düşük kalıyor. Peki çalışanların veri güvenliğini korumak için neler yapılmalı? Yanıtlar Kaspersky’den geliyor…
Başarılı bir kurumsal siber savunma, her düzeydeki çalışan güçlerini birleştirmeden mümkün olamayacak bir kavram. Teknoloji siber saldırıları önlemek için önemli olsa da, olayların yüzde 85’inde insan faktörleri hala çok önemli bir rol oynuyor. Kaspersky’nin BT karar vericilere yönelik küresel anketi, kuruluşların ve çalışanların bu konuda ne iş birliğine ne kadar hazır olduğuna ve kendilerini, müşterilerini ve birbirlerini ne kadar iyi koruduğuna ilişkin bilgiler sağlıyor.
Her 3 kuruluştan 1’i çalışanlarının verilerini koruyamıyor!
Müşteri bilgilerinin çalınmasıyla ilişkili yüksek profilli veri ihlali vakalarına rağmen, çalışanların kişisel verileri siber suçlular arasında da oldukça popüler. 2021’de kuruluşların üçte birinden fazlası (yüzde 35) çalışanlarının verilerinin tam güvenliğini sağlayamadı ve bu tür bilgileri içeren olaylarla karşılaştı. Türkiye’de bu oran yüzde 42 oldu.
Etkilenen kuruluşların yüzde 45’inin kişisel çalışan verilerinin ihlalini kamuya açıklamaması, sorunun göründüğünden daha büyük olduğunun bir işareti (Türkiye için bu oran yüzde 19 ile küresel ortalamanın hayli ilerisinde). Geri kalanların yüzde 43’ü olayla ilgili bilgileri proaktif olarak paylaşırken (Türkiye’de yüzde 69), yüzde 12’si bunu medyaya sızdırıldıktan sonra yaptı (Türkiye’de oran aynı). Bu da, kurumsal veya müşteri veri ihlallerine kıyasla bu tür sızıntının en az ifşa edilen sızıntı türü olduğunu gösteriyor.
Potansiyel siber güvenlik olayları hakkında harici bilgi eksikliği genellikle dahili çabalarla azaltılamaz. Araştırmaya göre, kuruluşların yalnızca yüzde 44’ü, çalışanlara önemli bilgiler verilmesini sağlamak için güvenlik eğitimi ve öğretimi uygulamış. Ayrıca bu şirketlerin yarısından fazlası (yüzde 64) bu hizmetlerin kalitesiyle ilgili en az bir sorunla karşılaştığını ifade ediyor. Bu, kursların karmaşasından doğan memnuniyetsizliği ve eğitimleri sunanların destek veya uzmanlık konusundaki eksikliğini içeriyor.
Peki ne yapmalı?
İhlallerin önlenmesi, kurumsal sistemlerle etkileşime giren saldırganlar için potansiyel bir hedef olabilecek herkesin birlikte hareket etmesini gerektiriyor. Çalışanların güvenliğini güçlendirmek için şirketler, güvenilir koruyucu önlemleri ekipleri arasındaki güvenlik bilinciyle bir araya getirmelidir. Bunun için Kaspersky ekibi şu adımları öneriyor:
- Saldırganların sisteme sızmasını önlemek için yazılımın hızlı bir şekilde yamalanmasını ve güncellenmesini sağlayın.
- Hassas veriler için yüksek dereceli şifreleme uygulayarak güçlü kimlik bilgileri eşliğinde çok faktörlü kimlik doğrulamayı zorunlu kılın.
- Erişim girişimlerini engellemek için tehdit algılama ve yanıt yetenekleriyle etkili uç nokta korumasını ve verimli saldırı araştırması ve uzman yanıtı için yönetilen koruma hizmetlerini kullanın.
- Önemli verilere erişimi olan kişi sayısını en aza indirin. İhlaller, çok sayıda çalışanın gizli ve değerli bilgilerle çalıştığı kuruluşlarda meydana gelme olasılığı daha yüksektir.
- Çalışanlarınızı ihtiyaç duydukları siber güvenlik becerileriyle donatın. Gerekli ve güncel tüm bilgileri ilgi çekici bir formatta sunan eğitimleri tercih edin. Zamandan tasarruf etmek ve kaliteli bir hizmet almak için şirketler, verimli bir öğrenme süreci sağlayabilecek, dünya çapında tanınmış hizmet ve eğitim sağlayıcılarla çalışmalıdır.
“Kriz iletişimi krize müdahale kadar önemli”
Kaspersky Kurumsal İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Evgeniya Naumova, sonuçları şöyle yorumluyor: “Bir kuruluş siber olayla karşı karşıya kaldığında doğru kriz iletişimi, müdahale ve kurtarma eylemleri kadar önemlidir. Veri ihlali riski her zaman vardır ve işletmeler bunu proaktif olarak açıklamanın basında ifşa etmekten daha iyi olduğunu kabul etmelidir. Uygun, doğru ve zamanında iletişim yalnızca potansiyel itibar zararını en aza indirmekle kalmaz, aynı zamanda doğrudan finansal kayıpları da büyük ölçüde azaltabilir. Panik veya karışıklığı önlemek için bir şirketin net bir kriz planı geliştirmeyi düşünmesi ve çalışanları önceden eğitmesi gerekir. Kurumsal iletişim uzmanları ve BT güvenlik ekipleri, siber güvenlik içgörüleri hakkında bilgi alışverişinde bulunmak ve acil bir durumda hem iç hem de dış iletişimleri doğru bir şekilde ele almaya yardımcı olabilecek kılavuzları, araçları, kanalları ve dili belirlemek için iş birliği yapmalıdır.”
Siber saldırganların şikayet ettirdiği Instagram hesabını nasıl kurtarırsınız?