Cam tavanlar kırılsa da kadın liderlerin ayağına batıyor!
Cinsiyet eşitliği adına hem dünyanın hem de ne yazık ki ülkemizin gidecek çok yolu olduğuna şüphe yok ancak KPMG’nin yayınladığı “Küresel Kadın Liderlere Genel Bakış 2023” raporu yolun ne denli uzun olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. 53 ülkeden 839 kadın lidere yöneltilen 73 sorudan çıkan çarpıcı yanıtların yer aldığı rapor açıkça gösteriyor ki cam tavanlar kırılsa da, kırıklar kadın liderlerin ayağına batıyor! Zira kadın liderler haftada 80 saatten fazla çalışmak zorunda kalabiliyor, yetmiyor ev işlerinde kendisine yardımcı olan bir partnere sahip olduğunu belirtenlerin oranı sadece yüzde 4’le sınırlı kalıyor…
KPMG’nin üst düzey kadın yöneticilerin şirketlerinde ve özel hayatlarında ne kadar yoğun bir şekilde çalıştıklarını gözler önüne seren araştırmasına göre bazı kadın liderler haftada 80 saat veya daha fazla çalıştığını belirtiyor. Sonuçlara göre yüzde 70’i aynı zamanda anne de olan küresel kadın liderler evlerinde pek rahat değil. Katılımcıların sadece yüzde 4’ünün aile ve ev halkının temel sorumluluğunu taşıyan bir partneri var. Kadın liderlerin yüzde 38’i evlerinde işlerin ana sorumluluğunu öncelikle kendileri üstleniyor. Üstelik bu yoğun tempoya rağmen üst düzey kadın yöneticilerin yüzde 46’sı kendi şirketleri dışında başka kuruluşlarda da görev yapıyor.
Ev işlerini de kendileri yapıyorlar
Raporda kadın liderlerin özel yaşamlarına dair çarpıcı veriler de yer alıyor. Sonuçlara göre küresel kadın liderler evlerinde pek rahat değil. Katılımcıların sadece yüzde 4’ünün aile ve ev halkının temel sorumluluğunu taşıyan bir partneri var. Kadın liderlerin yüzde 38’i evlerinde işlerin ana sorumluluğunu öncelikle kendileri üstleniyor. Her üç haneden birinden fazlasında sorumluluğun çoğunu yine kadın liderler üstleniyor. Sadece her 20 haneden birinde eşleri bu sorumluluğu büyük ölçüde üstleniyor.
Bu dağılımın tüm yaş gruplarında aynı olması da anketten çıkan çarpıcı bir sonuç oldu. Bu da durumun kuşaklardan kaynaklandığı klişesini çürütüyor. Katılımcıların üçte birine göre pandemiden sonra yeni görev ve sorumlulukların artmış olması da bir diğer çarpıcı nokta. Küresel kadın liderlerin büyük çoğunluğu aynı zamanda anne. Bu liderlerin yüzde 70’nin çocuğu var. Öte yandan küresel kadın liderlerin yüzde 74’ünün çalışan bir partneri var ve yüzde 21’inin ise bir partneri yok.
Şirketleri dışında da görevleri var
Kadın liderler kariyerlerini giderek daha fazla kendi şirketleri içinde planlıyor olsalar da çok yönlü bir yaklaşım benimsiyorlar. Üst düzey kadın yöneticilerin yüzde 46’sı kendi şirketleri dışında başka pozisyonlarda da görev yapıyor. En sık yapılan ek görev ise başka bir kuruluşun yönetim veya denetim kurulu üyeliği. Şirketteki görevlerine ek olarak bir kadın ağının başkanı olarak görev yapanlar da bulunuyor.
Ekip odaklı liderliği benimsiyorlar
Ankete katılanların yarısından fazlası (yüzde 55) şu anda ekip odaklı, stratejik bir liderlik tarzını benimsiyor. Bunu projelere odaklanan çevik bir tarz takip ediyor (yüzde 23). Büyük çoğunluk için, katı hiyerarşik çizgiler çerçevesinde liderlik etmek, başarılı bir ilerleme için ters etki olarak görülüyor ve yüz katılımcıdan sadece ikisi bu tür liderliği tercih ediyor.
Görev yaptıkları şirketlerin büyüyeceklerinden eminler
Çarpıcı bir şekilde, kadın liderler orta vadede kendi şirketlerinin gelişimi konusunda oldukça iyimser. Katılımcıların yüzde 84’ü önümüzdeki üç yıl içinde şirketlerinin kazançlarında büyüme bekliyor, hatta beşte biri yüzde 10 veya daha fazla büyüme öngörüyor.
Yüzde 44’ü enflasyon ve durgunluk gibi ekonomik risk faktörlerini en büyük tehditler olarak görüyor. Kadın liderler şirketleri için en büyük riskleri ise şöyle sıralıyor: Artan faiz oranları, enflasyon ve beklenen durgunluk gibi ekonomik faktörler, yetenek riski, siyasi belirsizlik, regülasyon riski/ mevzuat riski, siber güvenlik riski, tedarik zinciri riski, gelişen/yıkıcı teknoloji riski, operasyonel risk.
Dijital dönüşümü aceleye getirmiyorlar
Üst düzey kadın yöneticilerin çoğunluğu, dijital dönüşüm söz konusu olduğunda agresif bir stratejiye sahip olmanın kesinlikle gerekli olmadığına inanıyor. Yüzde 59’u dijital dönüşümde “ilk hareket edenler” veya “hızlı takipçiler” olmayı düşünmüyor. Yüzde 76’sı dijital yatırım kararlarında daha hızlı olmaları gerektiğini söylerken yüzde 64’ü siber saldırılara karşı kendilerini hazırlıklı hissediyor.
“Şirketler, çeşitliliğin temel bir başarı faktörü haline geldiğinin artık farkında”
Araştırmayla ilgili açıklama yapan KPMG Türkiye Denetim Bölümü Şirket Ortağı, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Çeşitlilik Lideri Şirin Soysal, “Hızlı değişimlerin yaşandığı günümüzde, kadınların deneyimlerini, öngörülerini, farklı bakış açılarını ve liderlik tarzlarını dikkate almak büyük önem taşıyor. Bu nedenle modern dünyamızda eşitlik, dönüşüm süreçlerinin de merkezinde yer alan faktörlerden birisi olarak öne çıkıyor. Şirketler, çeşitliliğin temel bir başarı faktörü haline geldiğinin ve bir değer kaldıracı olarak vazgeçilmez olduğunun artık farkında. Bu da kadın liderlerin dünyamızı daha sürdürülebilir kılmak için üzerlerine düşeni yapmalarının önünü açıyor” diyor.
Raporun tamamını incelemek için TIKLAYIN!