Cannes Lions 2015 Güncesi – Birinci gün
Cannes Lions 2015‘te ana bölümün ilk günü geride kaldı. Açıklanan shortlist’ler ve Türkiye’den bu listelere kalan işlerin heyecanı bir yana dursun, seminerlerde ve konuşmalarda neler geçtiğini biraraya getirip toplamak gerekirse, ilk gün yaratıcılığın cinsiyeti ve geldiği nokta ile verinin ışığında yaratıcılığın önemi şeklinde ikiye ayırmak gerekir.
Dazed dergisinin kreatifi Jefferson Hack‘in ünlü İngiliz oyuncu Samantha Morton‘u konuk ettiği Female Firsts, oyuncunun hayatında yaşadığı coşkular ve üzüntülerle birlikte ilham veren hikayesine, oradan da cinsiyetçi endüstrinin zorluklarına ve yanlışlarına kısa bir bakış attı. Erkek egemen dünyada, cinsiyetçi ayrımcılığın geldiği noktayı ve nedenlerini anlatan Morton, yaratıcılığın sadece erkeklere ait hissettirildiği yaratıcı dünyada varolmaya çalışan kadınlardan yalnızca birisi.
Bir diğer oturumda da “Creativity is the only way to Survive/Hayatta kalmak için tek yol yaratıcılık” oturumunda How To Get Away With Murder ve Grey’s Anatomy‘nin oyuncuları ve yapımcıları biraraya gelerek TV dünyasıyla ilgili çarpıcı bir sohbet gerçekleştirdiler. How To Get Away With Murder’ın Annalise’i Viola Davis, yaratıcılığın cesareti ve ilham vericiliği üzerine yaptığı konuşmasında, eleştirileri görmenin işinin bir parçası olduğunu ancak yaratıcının ne yapması gerektiğine dikte etmemeleri gerektiğini söyledi. Dizinin yaratıcısı ve yapımcısı Pete Nowalk da insanların televizyonda daha çok keskin ve sert çizgilerle çizilmiş karakterleri görmeyi sevdiklerini, bu sebeple buna göre davranarak ortaya en iyi sonucu çıkartmaya çalıştıklarını anlatırken, sert mizacı olan bir karakteri insanlarla ilk tanıştırdığında uyandırdığı izlenimin saygıyla karışık bir hayranlık olduğunu belirtirken, ilerleyen zamanda bu karakteri yavaş yavaş insanlara anlatarak katharsis yaptıklarını ve bu formülün her zaman işe yaradığını söyledi.
Günün en ilham verici konuşmalarından birisi Marilyn Manson‘dan geldi. Her attığı adımı olay olan Marlyn Manson, Cannes Lions’a da ilk gününde imzasını bırakmayı başardı. Yaptığı konuşmada yaratıcılığın ve sektörün geldiği noktanın bir eleştirisini yaparken, bir yandan da kendi üslubu ve farklılığı ile de tarzını ortaya koydu.
Cannes Lions’un teknolojiyle birleşmesi sadece Innovation bölümüyle olmuyor. Kullanılan mecraların fazlalığı sebebiyle teknolojinin her alanından yararlanan reklamcılık, veri çağında yaşamanın getirdiği avantajları lehine çevirerek araştırmalarla daha sonuca yönelik kampanyalar hazırlıyor. Veri toplamanın önemini bir kez daha kavramamıza sebep olan Tokyo’daki Dentsu şirketi ve laboratuvarı, verinin yaratıcılıkla nasıl birleşebileceğini de çok güzel 5 örnekle gösteriyor.
“Büyük veri yeni bir mecra: Yeni hikayeler anlatmak ya da duygusal içerikler üretmek için veri, yaratıcı bir mecradır“ diyen Dentsu CEO’su Koichi Yamamoto, veri çağının ve big data’nın nasıl kullanılabileceğine, bu sayede de önümüzdeki 10 yıllık süreçte bizleri neler beklediğine kısa bir bakış atmamızı sağlıyor. TED Konuşması yapan bir makine, inceptionism, MarI/O, Your Cosmos gibi isimlendirilen projelerde big data ve yapay zekanın yaratıcı kullanımı görülürken bir yandan da insan yaratıcılığının hiçbir şeyin yerinin dolduramayacağı bir şey olduğu öne çıkartılıyor. Dentsu Laboratuvarı, kendi farkındalığı olan bir yapay zekaya çok yakın olduğumuzu ancak insan yaratıcılığının sınırlarını hiçbir zaman zorlayamayacak bir şeyin ortaya çıkacağını söylüyor.
Contagious (markalara ve ajanslara danışmanlık ve araştırma hizmetleri veren aynı zamanda da etkinlik düzenleyip dergi de çıkartan bir kuruluş), seminerinde verinin reklamcılar için olmazsa olmaz olduğunu birkaç infografiyle açıklarken, daha fazla araştırmanın reklamcılık ve yaratıcılık için hiçbir zaman etkisini yitirmeyeceğini söylüyor. Verinin ışığında reklamcılığın ve yaratıcılığın önemi vurgulanırken markaların da ürünlerini kişiselleştirerek müşterilerine ulaştırmalarının etkisini ortaya araştırmalarla koyuyor.
Contagious sonrasında Lars Ulrich, basın odasına gelerek soruları yanıtladı. Periscope’tan canlı yayınla aktardığımız bu kısa söyleşide müzisyenlerin şirketlerle nasıl işbirliğine gittiklerini anlatırken Coca Cola ile yaptıkları ortaklık ve verdikleri konserden bahsetti. Online müzik yayıncıları konusunda ne düşündüğü sorusuna da Spotify ile olan işbirliğinden çok mutlu olduklarını ve bu alanın hala gelişmekte olduğunu söyledi. Apple Music’in de bu alana girerek yeni bir rekabet başlatacağını söyleyen Ulrich, online müzik yayıncılarının yaptığı işe güvendiklerini ve sanatlarının değerinin arttığını sözlerine ekledi.
Cannes Lions’da ilk gün, direct, mobile, press, promo&activation kategorilerinde ödüllerinin verilmesi sonrasında sona ererken ilk günün Türkiye’den ödüle layık görülen işlerini şuradan öğrenebilirsiniz.
Cannes Lions’da Direct, Mobile, Press, Promo&Activation kategorilerinde Grand Prix ödülleri de törende sahiplerini bulurken ödül töreni sonrası Young Lions’ın partisiyle gece sonlandı.