Resesyon korkusu CEO’ların önceliklerini nasıl değiştirdi?
KPMG’nin her yıl düzenli olarak gerçekleştirdiği Küresel CEO Araştırması‘nın 2022 yılını kapsayan sonuçları açıklandı. Sonuçlara göre CEO’lar önümüzdeki bir yıl içerisinde resesyon olacağı konusunda hemfikir ve bu resesyonun büyümeyi sekteye uğratacağı öngörülüyor. Resesyon önlemleri listesinde; işe alımları durdurma, iş gücünü küçültme, dijital dönüşüm stratejilerine ve çevre yönetişim çalışmalarına mola vermek var.
KPMG’nin dünyanın en büyük şirketlerinde görev yapan 1.300’den fazla CEO’ya stratejileri ve görünümleri hakkında sorular yönelttiği “Küresel CEO Araştırması”nın 2022 yılı sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre liderlerin yüzde 58’i hafif ve kısa süreli bir resesyon bekliyor. CEO’ların yüzde 14’üne göre bugünün en büyük endişelerinin arasında resesyon var. Yüzde 15’lik bir kitle ise endişe listesinin başına pandemi yorgunluğunu koyuyor.
Her 10 CEO’dan 8’i (yüzde 86) bir yıllık zaman zarfında bir resesyon beklediğini söylerken, yüzde 71’i bu resesyonun şirket kazançlarını yüzde 10’a kadar etkileyeceğini öngörüyor. Üst düzey yöneticilerin büyük çoğunluğu (yüzde 73) resesyonun beklenen büyümeyi sekteye uğratacağına inanıyor. Bununla birlikte, 4’te 3’ü (yüzde 76) yaklaşan resesyon öncesinde şimdiden tedbir amaçlı adımlar attıklarını da belirtiyor.
Bu endişelere rağmen üst düzey yöneticiler, KPMG’nin Şubat ayında 500 CEO ile yaptığı “CEO Pulse” araştırmasına (yüzde 60) kıyasla önümüzdeki 6 ay için ekonominin dayanıklılığına belirgin bir şekilde daha fazla güven duyuyor (yüzde 73). Ayrıca, liderlerin yüzde 71’i küresel ekonominin önümüzdeki 3 yıl içindeki büyüme beklentilerinden (2022’nin başlarında yüzde 60) ve neredeyse her 10 CEO’dan 9’u (yüzde 85) şirketlerinin önümüzdeki 3 yıl içindeki büyümesinden emin olduklarını ifade ediyor.
Sorunlar peş peşe geldi…
KPMG Türkiye Başkanı Murat Alsan araştırma sonuçlarını şöyle yorumluyor: “Küresel pandemi, jeopolitik gerilimler, enflasyonist baskılar ve finansal zorluklar gibi nesilde bir görülen sorunlar kısa süre içinde arka arkaya geldi. Bu zorluklar küresel CEO’ların da iyimserliklerini olumsuz yönde etkiliyor. Ekonomik gelişmelerin şu anda iş dünyası liderleri için en önemli endişe kaynağı olması şaşırtıcı olmasa da yöneticilerin kendi şirketlerine ve uzun vadeli büyüme beklentilerine makul düzeyde güven duyduklarını görmek cesaret verici. Son yıllarda yaşanan olaylar iş dünyası için gerçek bir türbülans yarattı. Bu araştırmada ortaya çıkan bulgular, bu olaylarla mücadele eden ve üstesinden gelen yöneticilerin şirketlerinin dayanıklılığına daha fazla güvendikleri ve bugün karşı karşıya olduğumuz gerçek belirsizliklerin bazılarını azaltmaya odaklandıkları konusunda temkinli bir iyimserlik sağlayabilir.”
KPMG’nin 2022 yılı Küresel CEO Araştırması’nda öne çıkan diğer veriler şöyle;
- Ekonomik çalkantıların devam etmesi CEO’ların yüzde 39’unun halihazırda işe alımları durdurmasına sebep olurken, yüzde 46’lık bir kitle yıl sonuna kadar iş gücünü küçültmeyi planlıyor. Öte yandan önümüzdeki 3 yıla ilişkin öngörüler çok daha pozitif. Zira sadece yüzde 9’u bu süre zarfında personel azaltmaya devam etme fikrinde.
- Resesyon beklentisi şirketlerin kısa vadeli dijitalleşme stratejilerine de etki ediyor. Her 5 CEO’dan 4’ünün resesyon hazırlığına dijital dönüşün stratejilerine ara vermek ya da yavaşlatmak da dahil.
- CEO’ların yüzde 70’i yatırımlarını dijital fırsatlara kaydırmak ve dijital açıdan geride kaldıkları alanlardan çıkmak için daha hızlı olmaları gerektiğini söylüyor.
- Katılımcıların dörtte birinden fazlası daha uzun vadede dijitalleşmeyi ve iş bağlantılarını geliştirmenin, önümüzdeki 3 yıl içinde büyüme hedeflerine ulaşılması noktasında hayati önem taşıdığına inanıyor. Yüzde 74’ü ise şirketlerinin stratejik, dijital ve ÇSY (çevresel, sosyal ve yönetişim) yatırımlarının ayrılmaz bir şekilde birbiriyle bağlantılı olduğu konusunda hemfikir.
- Araştırmada, gelişen yıkıcı teknolojilerin, önümüzdeki 3 yıl içinde iş büyümesine yönelik en büyük risk unsuru olduğu dikkat çekiyor. Buna ek olarak CEO’lar; itibar, düzenleyici ve operasyonel sorunlar ve iklim değişikliği gibi konuları da büyümeye yönelik en önemli riskler arasında gösteriyor.
- İtibar riski – şirketle ilgili müşterilerde veya kamuoyunda olumsuz algı konusundaki endişelerin yılın ilk aylarına kıyasla daha yüksek olduğu kaydediliyor. Şubat ayında yüzde 3 olan oran, Ağustos ayında yüzde 10’a yükseldi. Ayrıca jeopolitik zorluklara yanıt olarak şirketlerin yüzde 51’i Rusya ile çalışmayı durdurdu ve yüzde 34’ü önümüzdeki 6 ay içinde bunu yapmayı planlıyor.
- Geçtiğimiz yıl büyümeye yönelik riskler arasında listenin ilk sıralarında yer alan siber güvenliğe yönelik endişelerin azaldığı görülüyor. Şubat ayında yüzde 17 oranında CEO siber güvenliği en önemli risk olarak işaret ederken bu oran yüzde 6’ya kadar düşüyor. Bununla birlikte siber ortamların gelişimi sürüyor. Katılımcıların yüzde 77’si şirketlerinin bilgi güvenliğini stratejik bir işlev ve potansiyel bir rekabet avantajı olarak gördüğünü söylüyor. Her 10 CEO’dan 7’sine göre (yüzde 73) jeopolitik belirsizlik de kurumsal siber saldırı endişelerini artırıyor.
- CEO’ların yaklaşık 4’te 3’ü (yüzde 72) fidye yazılımlarıyla başa çıkacak bir plana sahip. Bununla birlikte, 2021’de yüzde 13 olan bu orana kıyasla 2022’de neredeyse dörtte biri (yüzde 24) siber saldırılara karşı yeterince hazırlıklı olmadıklarını kabul ediyor.
- ÇSY performanslarını paydaşlara iletirken karşılaşılan en büyük zorluğun ne olduğu sorulduğunda, CEO’ların yaklaşık 5’te 1’i (yüzde 17), “yeşil yaklaşım ile göz boyama” konusundaki şüpheleri işaret ediyor. 2021 yılında bu oran yüzde 8 seviyesindeydi. CEO’ların 3’te 1’inden fazlası (yüzde 38), şirketlerinin ilgi çekici bir ÇSY hikâyesi anlatmakta zorlandığını belirtiyor. Katılımcıların yaklaşık 4’te 3’ü (yüzde 72) ayrıca paydaşların cinsiyet eşitliği, iklim etkileri gibi ÇSY konularına daha fazla dikkat edeceğine inanıyor.
- CEO’ların 4’te 1’i beceri ve uzmanlık eksikliklerinin çözümlerin önündeki bariyer olduğunu söylüyor.
Çevresel sosyal yönetişim çalışmalarına resesyon molası
CEO’lar ÇYD girişimlerinin finansal performansın iyileştirilmesi ve büyümenin desteklenmesi konusundaki etkisinin farkında. Hatta yüzde 69’luk bir kitle paydaşlardan bu konuda daha fazla raporlama ve şeffaflık talebi geldiğini belirtiyor. Bununla birlikte, ekonomik belirsizlik devam ettiği için CEO’ların yarısı önümüzdeki 6 ay içinde mevcut veya planlanan ÇSY çalışmalarına ara veriyor veya bu çalışmaları yeniden gözden geçiriyor; hatta yüzde 34’ü bu adımları şimdiden atmış durumda.