
CEO’ların yapay zeka ile imtihanı!
Uluslararası danışmanlık şirketi Kearney’in, bağımsız araştırma kuruluşu Futurum ile yaptığı “CEO’lar yapay zekanın potansiyelini değerlendirmeye hazır mı?” başlıklı araştırmanın sonuçları açıklandı. Küresel çapta finans, perakende, sağlık ve imalat sektörlerinde faaliyet gösteren 200’den fazla şirketin CEO’larıyla yapılan araştırma, iş dünyasının yapay zekaya bakışını ve değer üretme konusundaki beklentilerini ortaya koyuyor.
Araştırmaya göre CEO’ların yüzde 78’i yapay zekadan değer elde etme konusunda kendilerine güveniyor. Bununla birlikte bu durum CEO’ların ne kadar kontrolcü olduğuyla birebir ilişkili. Öyle ki yüksek performanslı firmalarda, CEO’ların sadece yüzde 59’u doğrudan denetimi sürdürürken, daha az başarılı olanlarda bu oran yüzde 92. Başka bir ifade ile operasyonel yürütmeyi uzmanlaşmış ekiplere devreden CEO’lar daha etkili ve güçlü sonuç elde ediyor.
Yatırım getirisini (ROI) ölçmek başarıyı artırıyor
Yapay zekanın iş değerini artırma potansiyeli genel olarak kabul edilse de getirilerin ölçülmesi konusunda büyük eksiklikler bulunuyor. Başarılı şirketlerin yüzde 48’i ROI ölçümünü önceliklendirirken, başarısız olanlarda bu oran yalnızca yüzde 17. Yatırımların geri dönüşünü baştan itibaren izlemek, liderlik desteğini güçlendiriyor ve stratejik yön değişikliklerini kolaylaştırıyor.
CEO’lar, yapay zekanın dönüştürücü gücünü vurgulasa da şirketlerin yüzde 95’i, iş gücü dönüşümü veya iş modeli inovasyonu gibi uzun vadeli fırsatlar yerine acil sorunları çözmeye odaklanarak hızlı kazanç sağlamaya çalışıyor. Ancak bu yaklaşım, yeni nesil yapay zeka becerilerine yapılan istikrarlı yatırımlarla elde edilebilecek rekabet avantajını kaybetme riskini taşıyor.
Yapay zekadan sınırlı başarı elde eden şirketlerin yüzde 58’i, daha başarılı rakiplerine kıyasla aceleci ve agresif bir yaklaşım benimseyerek “yetişme” stratejisi izliyor. Bu firmalar, yüzlerce kullanım senaryosunu hızla ele alırken yeterli pilot uygulama, yönetim ve ROI garantisi sağlamadan ilerliyor. Bu yaklaşım, denetim eksiklikleri ve hatalarla sonuçlanıyor. Oysa değişim yönetimiyle desteklenen, adım adım ilerleyen ve değer kanıtlamaya odaklanan projeler uzun vadede daha sürdürülebilir ve başarılı sonuçlar veriyor.
Yapay zeka projelerinin başarısız olmasının en yaygın nedeni ise eksik ve dağınık veri altyapısı. CEO’ların yüzde 60’ı, veri kalitesindeki sorunların başarısız projelerin başlıca nedeni olduğunu belirtiyor. Birleşik veri mimarisi ve güçlü yönetişim süreçleri, projelerin başarılı olmasında kritik rol oynuyor.
Yeni rönesansın ilk günleri

ServiceNow CEO’su
Kearney ve Futurum’un araştırmasına önsöz yazan ServiceNow CEO’su Bill McDermott’a göre yapay zeka sadece nesiller arası bir teknolojik değişim değil, yeni bir inovasyon, ilerleme ve büyüme yüzyılını teşvik etmek için en büyük fırsat. Yapay zeka ile gelen değişimi “rönesans” olarak nitelendiren McDermott, “Bu rönesansın ilk günlerindeyiz. Ekonomik açıdan, yapay zeka 2030 yılına kadar küresel olarak yaklaşık 20 trilyon dolarlık bir etkiye sahip olacak. Yapay zeka çözümleri ve hizmetlerine harcanan her 1 dolar, küresel ekonomiye yaklaşık 5 dolarlık değer katacak” diye belirtti.
“İyi yönetilmeyen bir yapay zeka projesi, teknoloji yığınına dönüşebilir”

Kearney Türkiye Yöneticisi
Yapay zeka avantajını yakalamanın sadece teknolojik bir arayış değil, küresel iş dünyasının geleceğini şekillendirmek için stratejik bir zorunluluk olduğunu vurgulayan Kearney Türkiye Yöneticisi Emin Özuğur, “Özellikle perakende, üretim ve finans sektörlerindeki şirketler için bu yaklaşım kritik. Talep tahmini, süreç otomasyonu, risk analitiği gibi yapay zeka uygulamaları bu sektörlerde ciddi rekabet avantajı sağlayabilir. Ama unutmayın, iyi yönetilmeyen ve doğru veri ile desteklenmeyen bir AI projesi, işe katkı sağlamayan bir teknoloji yığınına dönüşebilir” dedi.