
CEO’ların yüzde 56’sı yapay zeka sayesinde verimlilik artışı sağladığını söylüyor!
TÜSİAD Dijital Stratejiler ve Yeni Teknolojiler Çalışma Grubu bünyesinde, PwC Türkiye iş birliğinde hazırlanan “Üretken Yapay Zeka Devrimi: Küresel Etkiler ve Türkiye’nin Konumu” başlıklı rapor, 22 Nisan Salı günü düzenlenen toplantıyla kamuoyuna duyuruldu. Rapor, Türkiye’de özel sektörün üretken yapay zekaya yönelik yaklaşımını, uygulama seviyesini ve gelecek beklentilerini ortaya koyan ilk kapsamlı çalışmalardan biri olma niteliği taşıyor. Küresel düzeyde bu teknolojinin büyüme ve kârlılık üzerinde anlamlı etkileri gözlemlenirken Türkiye’deki şirketlerin büyük bölümü de benzer bir potansiyele inanıyor ve bu doğrultuda yapay zekayı stratejik olarak konumlamaya çalışıyor.
Toplantının açılış konuşmaları; TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Türkiye Yuvarlak Masası Başkanı Perihan İnci ile PwC Türkiye Ülke Kıdemli Ortağı Cenk Ulu tarafından yapıldı.
Raporda öne çıkan satırbaşları şöyle oldu:
- Türkiye’deki her dört şirketten üçü, üretken yapay zekanın sektörlerinde 3-5 yıl içinde dönüştürücü etki yaratacağını öngörüyor.
- Küresel eğilimler incelendiğinde 2024 yılı itibarıyla küresel CEO’ların yüzde 70’i, üretken yapay zekayı dönüştürücü bir güç olarak değerlendiriyor. 2025 yılına gelindiğinde ise, yapay zekanın sağladığı faydalar gözlemlenmeye başlansa da elde edilen kazanımlar beklentilerin bir miktar gerisinde kalıyor. Ancak, CEO’ların yapay zekaya olan güveni güçlü kalmaya devam ediyor. CEO’ların yüzde 56’sı yapay zeka sayesinde verimlilik artışı sağladığını, yüzde 32’si gelirlerinin arttığını, yüzde 34’ü ise karlılık üzerinde olumlu etkiler gözlemlediğini belirtiyor.
- Yapay zeka yatırımları iş gücünü daraltmaktan çok genişletiyor. İş gücü büyüme beklentileri 2024’te yüzde 13 iken 2025’te yüzde 17’ye yükseldi.
- Katılımcıların yüzde 45’i Bilgi Teknolojileri bütçelerinin yüzde 10’undan fazlasını bu alana ayırmayı planlarken, en çok yatırım yapılması beklenen alanlar operasyonel süreçler, müşteri hizmetleri ve ürün/hizmet geliştirme olarak öne çıkıyor. Veri güvenliği, maliyetler ve yetenek eksikliği ise ölçeklenmenin önündeki temel engeller olarak görülüyor.
- İş gücü dönüşümü konusunda ise Türkiye’deki özel sektör, üretken yapay zekanın esas olarak işlerin ve pozisyonların niteliğini dönüştüreceği konusunda büyük ölçüde hemfikir. Buna karşın, iş gücündeki sayısal değişim beklentileri daha temkinli; ani ve uç değişimler öngörülmüyor.
- Katılımcıların yüzde 88’i yapay zeka ile ilgili etik gündemini ve regülasyonları takip ettiğini belirtmiş olsa da bu farkındalığın çoğunlukla bilgi edinme düzeyinde kaldığı görülüyor.
- Türkiye özelinde ise özel sektör, üretken yapay zekanın potansiyelinin farkında olsa da uygulamaların çoğu hala pilot aşamada. Şirketlerin yüzde 50’si, üretken yapay zekayı sınırlı ölçekte test ederken yalnızca yüzde 6’sı bunu öncelikli bir konu olarak değerlendirmiyor. En yaygın kullanım alanları operasyonel süreçler, müşteri hizmetleri ve ürün/hizmet geliştirme olarak öne çıkıyor.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan konuşmasında şunları söyledi: “Yapay zeka artık ezber bozan bir teknolojik gelişme olmanın ötesine geçti, küresel rekabetin dinamiklerini kökten dönüştüren bir paradigma değişimi haline geldi. Şirketler açısından yapay zeka destekli çözümler, karar alma süreçlerinden verimliliğe, müşteri deneyiminden tedarik zinciri yönetimine kadar, hemen her alanda dönüşüm yaratıyor. Teknolojik dönüşümün doğru yönetilirse refaha, verimliliğe, yaratılan katma değere, beşerî sermayeye, sosyal kalkınmaya, olumlu yönde etki edeceğine inanıyoruz. Türkiye’nin küresel dijital ekonomide güçlü bir konum elde etmesi mümkün. Bu amaçla; teknoloji üretme ve teknolojiyi entegre etme yönünde odaklı yatırım destekleri ve Ar-Ge programlarını önemli görüyoruz.”
TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Türkiye Yuvarlak Masası Başkanı Perihan İnci ise konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Küresel düzeyde teknolojik liderlik arayışı; tarifeler, yatırım maliyetlerindeki azalma ve tedarik zincirlerinin güvenliği gibi unsurlar tarafından yeniden şekilleniyor. Tüm bu dinamik süreçte üretken yapay zeka güçlü bir ivme kazandı.”
PwC Türkiye Ülke Kıdemli Ortağı Cenk Ulu da şöyle konuştu: “Türkiye’deki şirketler, üretken yapay zekanın dönüştürücü potansiyelinin büyük ölçüde farkında olmakla birlikte, ana odakları şimdilik operasyonel verimlilik olarak karşımıza çıkıyor. Ancak, yapay zeka yalnızca operasyonel bir araç değil, rekabetçilik için önemli bir unsur. İş yapış şeklini bu yönde dönüştüren şirketler yarının kazananları olacak. Türkiye iş dünyası için bu dönüşüm, teknolojik bir geçişin ötesinde; stratejik çeviklik, yetkin insan kaynağı ve veri temelli karar alma kültürü gerektiren bütüncül bir yeniden yapılanma sürecidir.”