Cif deprem bölgesinde günde 1 milyon kişinin hayatına dokunuyor
Unilever’in Ev Bakım Kategorisi markası Cif’in 2020’de başlattığı Temizken Güzel projesi, temiz ve bakımlı alanların insanlarda yarattığı iyilik halini şimdi de deprem bölgesine taşıyor. Proje, evler ve şehirler gibi iyiliğin de “Temizken Güzel” olduğuna dikkat çekiyor.
Psikolog Dr. Simon Moore ile 2015 yılında gerçekleştirdiği araştırma sonrası temiz ve bakımlı alanların insanların esenliğine sağladığı olumlu katkıyı marka amacına entegre eden Cif, Temizken Güzel projesiyle temizlikten doğan bir iyilik serüvenine öncülük ediyor.
Şubat ayında Türkiye’nin 11 ilinde yaşanan deprem ise projeye farklı bir boyut kazandırıyor. Deprem bölgelerindeki çadır kentlerde temizlik standartlarının iyileştirilmesi, insanların iyilik haline katkı sağlanması için Temizken Güzel projesi kapsamında yapılan çalışmalar deprem bölgelerine taşınıyor.
Temizliğin yarattığı iyilik büyüyor
Cif Marka Müdürü Nedim Can Serintürk, Cif’in deprem bölgesindeki çalışmalarını şöyle aktarıyor: “Cif olarak, deprem bölgesindeki yaraların sarılması adına depremin ilk günlerinden itibaren çalışmalara başladık. İnsanların fiziksel sağlığı ve iyilik hallerinin korunması için temizlik standartlarının iyileştirilmesi önemliydi. Bu nedenle, ilk olarak bölgedeki temizlik ihtiyacının hızlı bir şekilde karşılanması için ürün gönderimleri gerçekleştirdik.
Bölgeye uzun vadede katkı sağlayacak çözümler üretmek için de harekete geçtik. Bölge halkından istihdam ettiğimiz 44 kişilik Cif Temizlik Ekipleri ile Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman ve Malatya’daki 55 çadır kentte mutfak, banyo gibi ortak yaşam alanlarının temizliği ve bakımını sağlıyoruz. Böylece bölge sakinlerinin ekonomik kalkınmasına ve ortak yaşam alanlarının temizliğine katkı sağlıyoruz. İlerleyen süreçte bölgede güzel ve temiz alanlar yaratmak adına çalışmalarımız da olacak.
Çalışmalarımızla günde 1 milyondan fazla insana dokunuyoruz. Temizliğin yarattığı iyiliği büyütmek en büyük hedefimiz.”
Temizken Güzel projesi nasıl doğdu?
Temizken Güzel projesinin ortaya çıkış öyküsünü ise Nedim Can Serintürk şöyle anlatıyor: “1985’ten beri ürünlerimizle temizlenen alanlarla insanların yaşamlarına dokunuyoruz. Temiz ve bakımlı alanların insanlarda yarattığı olumlu etki uzun yıllardır bilimsel olarak ele alınıyor. 2015’te Psikolog Dr. Simon Moore ile yaptığımız araştırma da bu bulguları destekliyordu. Biz de marka amacımızı “yaşadığımız çevreleri temizlik ve bakımla güzelleştirerek insanların esenliğine katkı sağlamak” olarak belirledik.
Bu içgörü sonucunda 2020’de İstanbul’da Temizken Güzel projesini başlattık. Ürünlerimizle temizlenen alanların insanlarda yarattığı mutluluğu evlerden şehirlere taşıdık.”
Proje kapsamında İBB ile iş birliği yapan Cif, İstanbul Boğazı ve çevresindeki temizlik ve yenileme çalışmaları gerçekleştiriyor. İlk olarak kirliliğin yoğun olarak görüldüğü İstanbul Boğazı’na markanın kendi üretimi olan “Cif Çöpkapar” isimli atık toplama üniteleri yerleştiriliyor. 27 Cif Çöpkapar ile İstanbul Boğazı’ndan bugüne kadar yaklaşık 39 ton atık toplanıyor. Toplanan plastik atıklar da değerlendirilerek tamamı geri dönüştürülebilir Cif Krem şişelerinin üretiminde kullanılıyor.
Aynı zamanda, Eminönü ve Karaköy yaya alt geçitleri, Zincirlikuyu Metrobüs Durağı’nda da yenileme ve temizleme çalışmaları yapılıyor. Pandemi döneminde ise Türkiye’nin ilk pandemi standartlarına uygun parkı Kadıköy Cif Parkı inşa ediliyor.
Bu iyilik serüveninin güzel sonuçlarını ise Nedim Can Serintürk şöyle özetliyor: “İstanbul Boğazı’na yerleştirdiğimiz Cif Çöpkaparlar ile yaklaşık 39 ton atık topladık. Sera gazı, petrol, varil tasarrufu anlamında önemli sonuçlar elde ettik. Plastik atıklardan ürettiğimiz, tamamı geri dönüştürülebilir Cif Krem şişeleri döngüsel ekonomi adına örnek bir iş oldu.
Yenilediğimiz ve temizlediğimiz alanlar ile her gün milyonlarca kişinin yaşamına dokunuyoruz. Yaptığımız araştırmalara göre, insanların yüzde 97’si proje kapsamında yapılanlardan olumlu etkilendiğini, yüzde 98’i ise yenilenen alt geçitleri kullanırken daha rahat ve mutlu hissettiğini söylüyor.”