CMO’ların pandemi sonrası için ilkyardım çantasında neler var?
İş dünyasında post-pandemi döneminde neler olacağı büyük bir merak konusu… Pandemide birçok trende “Merhaba” dedik ama bunlar ne kadar sürdürülebilir olacak? Tüketicinin pandemi sonrası dönem için ne gibi beklentileri var? Pazarlama dünyasının yeni dönem planlamaları arasında neler var? Gelin Türkiye’nin önde gelen CMO’larından tüm soruların yanıtlarını ve gelecek öngörülerini dinleyelim…
Umut ve gülmeye ihtiyaç var!
- Pandeminin başından beri karşılaştığımız beş büyük trend “sağlık ve hijyen ihtiyacında artış”, “dijital medya tüketimi ve e-ticaretteki artış”, “paranın değeri”, “markalardan topluma katkı projelerini artırma beklentisi ve çevresel sürdürülebilirlik”, “Umut ve gülmeye olan ihtiyaç” oldu.
- Sağlık ve hijyen ihtiyacındaki artış çok güçlü ve bunun süreceğine inanıyoruz. Buna ek tüketicilerin yüzde 52’si Covid nedeniyle kişisel hijyen rutinlerini değiştirdiğini, her 10 kişiden 8’i de değişen bu alışkanlıkları sürdüreceğini belirtiyor.
- Tüketiciler artık verdiği paraya değen ürünler satın almak istiyor. Bu bizim uzun süredir altını çizdiğimiz bir konu. Yüksek kalitede ve yenilikçi ürünlerimizle ev ekonomisinde kaliteli ürün seçiminin önemini vurguluyoruz. Tüketicilere alışverişte yaptıkları tercihlerin sadece fiyat veya gramaj üzerinden değil, aynı zamanda sağlık ve verimlilik üzerinden oluşması gerektiğini söylüyoruz.
- Öne çıkacağına inandığımız son trend umut ve gülmeye olan ihtiyaç. Pandemiyle bu duygulara ihtiyacımız arttı ve biz de toplumun bu beklentisini projelerimizle karşılamayı hedefledik. Yaşamları olumsuz etkilenen ve gelir kaybı yaşayan ailelere umut aşılamak için “Aynı Çatı Altında, Umutla Yarına” projemizi başlattık. Milyonlarca aileye maddi ve ayni yardım gerçekleştirdikten sonra yeni yıla girerken globalde “Lead with Love”, Türkiye’de ise “Umutla Yarına” diyerek topluluklarda kalıcı etkiler bırakacak dünya çapında 2.021 İyilik Hareketi gerçekleştirme taahhüdü verdik.
Hayvan deneylerinden uzaklaşılacak
Alper Eroğlu, Unilever Türkiye, Orta Asya, Kafkasya, İran Güzellik ve Kişisel Bakım Kategorisinden Sorumlu Pazarlama Direktörü ve Yönetim Kurulu Üyesi
- Normalleşme şu an hayatın önemli bir parçası. Eğilimleri tüketicinin öncelikli bulduğu bazı kavramlar şekillendiriyor: koruma, özgürlük, adaptasyon ve farkındalık… Örneğin pandemi döneminde hijyene verilen önem hayatın kritik bir parçası olmaya devam edecek. Şirketler değer yaratan amaç odaklı pazarlamaya önem verecek. Birçok şirketin iklim değişikliğine karşı iş modellerini yeniden şekillendirdiğini ve hayvan deneylerinden uzaklaştığını göreceğiz…
- Dünya çapındaki sosyal trendler de tüketici eğilimlerinde farklılaşmalara sebep oldu. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, iklim değişikliği, gelir adaletsizliği gibi konular ve sosyal hareketler dünyayı etkisi altına aldı. Tüketiciler bundan sonra şirketlerden özellikle çevreye olan etkileri anlamında daha sorumlu bir tavır takınmasını bekleyecek. Bununla birlikte insanlar sosyal medyada kendilerine, arkadaşlarına benzer temsiller görmek istedi. Unilever olarak yürüttüğümüz bir araştırmaya göre insanların yüzde 74’ü “daha kapsamlı bir güzellik tanımı” istiyor. Türkiye’de ise insanların yarısından fazlası reklamlardaki karakterlerle kendileri arasında bir benzerlik görmüyor. Tüketici eğilimleri doğrultusunda influencer’ların da kapsayıcılık akımlarını sahiplendiğini görebiliyoruz.
- Pandemi öncesinde ve pandemi esnasında olduğu gibi değişen koşullara uyumlu olarak müşteri ihtiyaçlarını, mevcut pazar dinamiklerini ve gelecek yıllarda gelişeceğini öngördüğümüz olası dinamikleri yakından takip ederek planlamamızı yapıyoruz.
“Amaç” odaklı markalara eğilim artacak
Arda Öztaşkın, Yapı Kredi Kurumsal İletişim Direktörü
- Pandemiyle birlikte hayatımıza giren birtakım değişikliklerin kalıcı olacağını düşünüyoruz. Gözlemlediğimiz bu trendler doğrultusunda, e-ticaretin ve internetten yapılan işlemlerin daha da yaygınlaşacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
- Tüm bu süreçte öne çıkan bir diğer konu da markaların tüketicilere yaklaşımı ve sunduğu çözümler oldu. Yapılan araştırmalar, yeni yetişen kuşağın amaç ve değer odaklı markalara eğilim gösterdiğini söylüyor. Çalışanlarından başlayarak, dünyayı ve tüm paydaşlarını çalışmalarının odağında tutan markalar artık bir adım önde olacak. Müşterilerinin ihtiyaçlarını iyi anlayan ve buna samimiyetle karşılık vermeye çalışan; değişen alışkanlıklara ve dinamiklere hızla uyum sağlayan markalar avantaj sağlayacak.
- Pandemiyle birlikte hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelen dijitalleşme, büyük bir kitleyi dijital bankacılıkla tanıştırdı. Kendi rakamlarımıza baktığımızda, pandemi öncesinde dijitalle tanışmamış müşterilerimizin yüzde 12’sinin bu dönemde dijital bankacılık kanallarımızı kullanmaya başladığını gördük.
- İlk vakanın görülmesiyle birlikte teknolojik altyapımız sayesinde ekibimizin büyük bir bölümünü hızla evlere taşıdık. Bununla birlikte, iş-yaşam dengesi ve verimliliği de göz önünde bulundurarak en doğru sistemi hayata geçirmek adına uzun süre çalıştık. Yapı Kredi Genel Müdürlük ekipleriyle iştiraklerinde uygulanan verimlilik temelli “Yalın Çalışma” projesi sonucu hibrit bir çalışma modeliyle daha dinamik bir dünyaya geçiş yaptık.
E-ticaret kanallarımızı güçlendireceğiz
Aslı Özen Turhan, Ülker CMO’su
- Pandemi döneminde edinilen bazı alışkanlıkların normalleşme sürecinde de kalıcı olacağını düşünüyoruz. Sosyal medya mecralarının reklam payının ve e-ticaret kullanımının artması, “haz” veren atıştırmalık ürünlere olan talebin artış göstermesi bunlardan birkaçı. Atıştırmalık ürünlerin pandemi döneminde artan ev içi tüketim oranlarının pandemi sonrasında da öncesine kıyasla daha yüksek olacağını düşünüyoruz.
- Her şeyden önce, değişen tüketici duygularını ve davranışlarını doğru okumak her zamankinden daha önemli olacak ve bunun için alışılmış yolların dışında, derinlemesine anlamayı sağlayacak yöntemler önem kazanacak. Tüketicilerin artan keşif ihtiyacı, pazarda farklılaşan, yeni ve inovatif tatlara ilgiyi artıracak. Özellikle gençler fayda üreten, amaç odaklı ve sürdürülebilirlik konusunda çalışmalar yürüten markalara duygusal olarak daha yakın hissetmeye devam edecek. Alışverişçilerin çoklu kanal yapısına (omnichannel) alışmasıyla birlikte, online ve offline her kanalda doğru ürün portföyünün kaliteli ve etkin teşhirlerle görünür olması daha fazla önem kazanacak.
- Hedefimiz, her zaman tüketicisini en iyi anlayan ve trendlere öncülük eden lider marka olmak. Amaç odaklı, fayda üreten ve inovasyonlara önem veren bir marka olarak, yeni ürünlerle tüketicilerimize mutluluk vaat etmeye devam edeceğiz. Sürdürülebilirlik faaliyetlerimiz ve kurumsal sosyal sorumluluk projelerimizle içinde bulunduğumuz topluma fayda sağlamak için daha çok çalışacağız. Dijital yatırımlarımızı artırmak ve e-ticaret kanallarındaki varlığımızı güçlendirmek de bir diğer önceliğimiz.
Tüketici mobil alışverişten bahsetmeyecek
Feyza Dereli Fedar, GittiGidiyor CMO’su
- Tüketim alışkanlıkları pandemi döneminde önemli bir dönüşümden geçti ve dijital kanallar hayatımızın olmazsa olmazı oldu. Bununla birlikte tüketicilerin markalardan beklentileri değişti ve değer odaklı bir tüketim anlayışı öne çıktı. Tüketicinin taleplerinde yaşanan bu değişimler markaları da uyum sağlamaya yönlendirdi. Tüm bunların hem normalleşme sürecinde hem de uzun vadede kalıcı değişiklikler yaratacağını düşünüyoruz. Sunduğu kolaylık açısından, mobilden yapılan alışverişlerde de artışlar yaşandı. Önümüzdeki dönemde de mobil alışveriş deneyimini keşfeden tüketicilerin yine mobilden alışveriş yapmaya devam edeceğini öngörüyoruz.
- Pandemi sonrasında daha zengin bir e-ticaret pazarı olacağını söylemek mümkün. Bu dönemde önemini daha fazla kavradığımız hızlı teslimat ve e-ihracat konuları gündemde olmaya devam edecek. E-ticaretin perakende sektörünün ayrılmaz bir paçası olacağını söyleyebiliriz. Ayrıca pandemi sonrasında kişiselleştirilmiş uygulamalardan, otomasyon teknolojilerinden ve büyük veriden sıklıkla yararlanılan bir gelecek bizi bekliyor.
- Bir teknoloji şirketi olarak GittiGidiyor’da dijitalleşmeyi ve teknolojik gelişmeleri odağımıza alarak hareket ediyoruz, kullanıcılarımıza daha hızlı ve sorunsuz bir hizmet sunmak için çalışıyoruz. Önceliğimiz her zaman alışveriş deneyimini iyileştirecek çözümler sunmak yönünde. Pandemi sonrasında da her zaman olduğu gibi kullanıcılarımızın ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve hayatlarını kolaylaştırmak için teknoloji yatırımlarımıza devam edeceğiz.
Fiyat – fayda dengesi daha önemli hale geldi
Özkan Özyavuz, KFC Türkiye CMO’su
- Kapanmaların ve evde geçirdiğimiz zamanların birikimiyle hepimizin hissettiği dışarı çıkma arzusu, yazın gelişiyle en üst seviyelere ulaştı. Bu duyguların da etkisiyle misafir ziyaretlerinde ciddi artışlar yaşıyoruz. Restoranları tercih edenlerin sayısı çoğalırken, pandemide artan paket servis oranlarının yüzde 40 seviyesine yerleşerek, ikisi arasında sağlıklı bir denge oluşmasını bekliyoruz.
- Bu dönemde tüketiciler, değişen ihtiyaçlara hızlı çözümler sunan, yeni ürün ve hizmetler geliştiren, kendilerini anladığını düşündükleri ve güvendikleri markalarla güçlü bağlar kurdular. Markaların, kurdukları bu ilişkiyi sürdürmeleri için tüketicilerinin ihtiyaçlarına yönelik ürünler ve hizmetler geliştirmeye devam etmeleri gerekiyor. Pandeminin tüketiciler üzerindeki ekonomik etkisiyle fiyat-fayda dengesi daha da önemli bir hal aldı. Tüketici içgörülerine dayanarak, sağlık konusunda güven ortamının sağlanmasıyla birlikte tüketimin hızlıca eski seviyelere ulaşmasını, hatta paket servisteki dengenin kurulmasıyla öncesinin de üzerine çıkmasını bekliyoruz.
- Değişen pazar dinamiklerine çok hızlı ayak uydurarak, veri ve içgörü odaklı bakış açımızla hareket edip, müşterilerimizin ihtiyaçlarına her zamankinden daha çok odaklandık. Hızlı aksiyon alma konusunda gelişen kaslarımızla sektördeki tedbirlere hemen uyum sağlayan bir duruma geldik. Hem fiziksel hem de mental olarak daha erişilebilir olmak, daha fazla lokasyonda daha çok kişiye ulaşma planıyla hareket ediyoruz. 2021 sonuna kadar 50 yeni restoran açma hedefimize ulaşmak ve 1500 kişilik ek istihdam yaratmak için aralıksız çalışıyoruz.
Teknolojide büyüme hızlanacak
Barış Gökpınar, Samsung Electronics Türkiye Kurumsal Marka ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı
- Pandemiyle birlikte zamanımızın çoğunu evlerimizde geçirdiğimiz bir dönem yaşadık. Ev elektroniğinden taşınabilir mobil cihazlara kadar teknolojik ürünlerle normale oranla daha yoğun bir ilişki içine girdik. Pandemide elektronik cihazlarla daha fazla zaman geçiren tüketiciler, kendilerine her koşulda yardımcı olan bu cihazların aslında günlük hayatlarını ne kadar kolaylaştırdığını bir kez daha fark etti. Normalleşme sürecinde de insanların yaşamlarının merkezine oturan bu ürünleri daha fazla tercih edeceğini düşünüyoruz.
- Küresel ekonomi ve tedarik zincirinde yaşanacak toparlanmayla sektördeki büyüme sürecek. Evlerde keyifli zaman geçirmeyi mümkün kılan akıllı büyük TV’lere rağbet artacak, sürekli iletişimi mümkün kılan akıllı telefonlar ve özgürce gezebileceğimiz günlerin gelmesiyle depolama ve kamera özellikleri önem kazanacak. Eğitim ve üretkenliğe kattıkları fayda nedeniyle tabletlerde de bu özelliklerin önemi artacak. Ayrıca sundukları daha geniş ekran alanı, daha fazla esneklik ve daha fazla çoklu görev özelliği sayesinde, katlanabilir cihazlara olan ilginin güçleneceğini öngörüyoruz.
- Gelecekte özellikle bulut, makine öğrenimi, nesnelerin interneti, yapay zekâ ve sanal gerçeklik alanlarında ses getirecek yenilikler olacağını düşünüyorum. Önümüzdeki yıllarda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hem bu yeni trendleri hem de insanların beklentilerini dikkate alarak, akıllı cihazlardan beyaz eşyalara kadar uzanan ve her biri kendi alanında çığır açacak ürünlerimizi pazara sunmaya devam edeceğiz.
Güvenilir marka algısı her zamankinden daha önemli
Gülnur Uluğ, Muratbey Peynircilik İletişim ve İş Geliştirme Direktörü
- İçinde bulunduğumuz normalleşme sürecinde ve sonrasında pandemi döneminde oluşan eğilimlerin birçoğunun devam edeceğini öngörüyoruz. Tüketici tarafında sağlığa katkı sunan ürünler konusunda büyük bir farkındalık ve talep oluştu. Herkes hastalıkları önlemek, doktora gitmemek amacıyla sağlıklı ve özellikle de bağışıklığı güçlendiren beslenmeye odaklandı. Ayrıca ambalajlı ürünlere, güvenilen markalara ve online alışverişe yönelim arttı.
- Sağlığa katkı sunan zenginleştirilmiş gıdalar, pazarda daha büyük kitlelerin benimsediği bir trend haline geldi. “Sağlıklı yaşam için sağlıklı gıda”, “sağlıklı atıştırmalık”, “zenginleştirilmiş besinler” gibi pandemiden önce de Muratbey olarak yıllardır benimsediğimiz inovatif yaklaşımlar öne çıkacak, daha çok konuşulacak. Açık ürünlerden ambalajlı ürünlere kayış var. Güvenilir marka algısı her zamankinden daha önemli.
- Pandemi sonrası başka krizlerin ortaya çıkması olasılığı çiftlikten sofraya gıda tedarik zincirinin her halkasının artık en büyük endişesi. İnsanların sağlıklı, besleyici gıdaları sürdürülebilir şekilde tedarik edebilmesi için üretimden tüketime her halkada en yüksek verimliliğe ulaşmayı sağlayacak çalışmalar planlıyor ve bu konudaki projelere destek veriyoruz. Sürdürülebilir üretim ve tedarik fonksiyonlarını merkeze alarak, bağışıklık sistemlerini güçlendirici peynirlerimizle sektördeki inovatif liderliğimizi perçinleyecek Ar-Ge çalışmalarımızı devam ettireceğiz.
Bireysel mobilite ihtiyacı arttı
Tilbe Polat, Volkswagen Pazarlama Müdürü
- Pandemi yeni yöntem ve uygulamaları beraberinde getirdi. Markaların müşteriyle ilk temas noktaları olan internet siteleri ve kişiselleştirilmiş deneyim önem kazandı.
- Pandeminin otomotiv pazarına en önemli etkisi dijitalleşmenin yanında bireysel mobilite ihtiyacının artması oldu. Hijyenik hassasiyetten ötürü bireysel araç kullanımının artmasıyla özellikle giriş segmentlerindeki modellere talebin artmakta olduğunu görüyoruz. Bireysel araç kullanımının artmasıyla trafiğin de artacağını öngörüyoruz. Sürücülerin trafikte konforunu ve güvenliğini artıracak ilerici bilgi eğlence ve asistan sistemleri çözümleri önümüzdeki dönemde çok tercih edilen ekipmanlar olacak. Elektrikli mopet, e-bisiklet ve e-scooter gibi ulaşım dünyasında mikro mobilite olarak anılan iş modeli de önem kazanacak.
- Müşteri ihtiyaçlarını ve beklentilerini en iyi şekilde karşılayabilmek adına markamızda dijital dönüşüm hız kazandı. Serviste geçirilen süreyi ve teması azaltmak için Volkswagenim Mobil Uygulamasında geliştirmeler yaptık. Müşterilerimiz, uygulama üzerinden servis randevularını online olarak alıp, kendi iş emirlerini de online olarak açabiliyor. Bu sayede servise gittiklerinde, hiç vakit kaybetmeden araçlarını teslim edip ayrılabiliyorlar. “Dijital Birlikte Araç Kabul Süreci” ile birlikte, müşterilerimize araç başında çok daha hızlı fiyat verebilme imkânı sağlandı, serviste geçirilen süre azaltıldı.
Pandemi yorgunluğunu atmak zaman alacak
Ayça Kaya, Sephora Türkiye Pazarlama ve E-Ticaret Direktörü
- Küresel çapta yaşadığımız pandemi ve yeni normale adapte olduğumuz bu dönemde kozmetik ve güzellik sektörü yine krizlere dayanıklı olduğunu ispat etti. Bugün baktığımızda ülkelerin; sosyal, ekonomik ve çevresel anlamda da kalkınmasını destekleyen sürdürülebilirlik kavramı, tüketici eğilimininde ana kriterlerinden birini temsil ediyor. Bu kavrama şeffaflık politikamız dahilinde daha iyi bir dünya ve çevre için “Good for” ilkelerimizle odaklanıyor, onu temiz güzellik anlayışımızla bütünleştiriyoruz.
- Açıkçası pandeminin duygusal yorgunluğunu geride bırakmak biraz zaman alacak gibi gözüküyor. Güzellik sektöründe dijital odaklı iletişimin pazarda kendini daha da fazla hissetireceğini düşünüyorum. Ayrıca endüstrimiz giderek önem kazanan ve daha az hitap edilen demografik pazarları da hedefliyor. Çevreye ve dünyaya duyarlı olan markalar tüketicilerin alışveriş tercihlerinde kritik bir role sahip olmaya devam edecek.
- Geride bıraktığımız 50 yıllık tecrübeyi sadece renklerin gücüyle değil, aslında milyonlarca kadının hayata karşı olan güçlü ve cesaretli duruşuyla inşa ettik. Global olarak hayata geçirdiğimiz sosyal sorumluluk projelerimizle duyarlılığımızı gösteriyor, daha iyi daha sorumlu ve daha sürdürebilir dünya için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Önümüzdeki dönemde de bu odakla ilerleyerek KAGİDER ile kadın girişimcilerin hayallerine ortak olmayı sürdermeye devam edeceğiz.
Kişiselleştirilmiş ürünler öne çıkacak
Ahmet Beliktay, Casper Türkiye Kurumsal Pazarlama ve İletişim Direktörü
- Normalleşme sürecinde tüketici alışkanlıklarının hızlı bir şekilde pandemi öncesine döneceğini düşünmüyoruz. “Yeni Normal” olarak adlandırılan süreç her tüketiciyi ve her sektörü yenilenmeye sürükleyecek. Buna bağlı olarak bilgisayar pazarının küçüleceğini, mobilitenin de artacağını öngörüyoruz. Nitekim, toplumun önemli bir oranının aşı olmasıyla kısıtlamalar esnetilecek, sosyalleşme artacak ve bilgisayar kullanımı da azalacaktır.
- Uzaktan çalışma, uzaktan eğitim ve evde geçirilen sürenin daha eğlenceli hale getirilmesi için alınan bilgisayarlarla pandemi sürecinde bilgisayar pazarı doygunluğa ulaştı. Pandemi sonrasında pazardaki rekabetin daha çok artacağını düşünüyoruz.
- Önceden kullanıcının cihaza uyum sağlamasını beklerken şu an markalar kullanıcı gruplarına özel cihazlar geliştirmek durumunda. Biz de Casper olarak bu yönde hareket ediyoruz. Üzerine çalıştığımız kullanıcı gruplarını daha da çeşitlendirdik ve cihazlarımızı onların kullanım alışkanlıklarına yönelik olarak hazırlıyoruz.
- Pandemiden sonra mağaza satış tarafı kuşkusuz daha çok hareketlenecek. Pandemi bittikten sonra cadde mağazalarının daha fazla önem kazanacağını düşünüyor ve buna yönelik olarak hareket ediyoruz. Pandemi sonrasında geleneksel satış kanallarımıza ilginin artacağını düşünerek yatırımlar yapmaya devam edecek, dijitaldeki etkimizi de buna bağlı olarak güçlendirmeye çalışacağız.
Seyahat motivasyonu artacak
Gönül Gültekin, Divan Grubu Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü
- Pandemi dönemi sonrasında güven veren, samimi ve kişiselleştirilmiş deneyimler sunabilen markalar öne çıkacak. E-ticaretin tüm yaş grupları için vazgeçilmez bir satın alma alışkanlığı haline geldiğini görüyoruz ve bu eğilimin artarak devam edeceğini düşünüyoruz. Kişiler daha planlı seyahat edecek, yemek yiyeceği restorana, katılacağı aktiviteye, yaşayacağı deneyime önceden karar verecek. Yeme içme tarafında da sağlıklı beslenme trendi artarak devam edecek, vejeteryan, vegan, şekersiz ve glütensiz ürünlerin önemi artacak.
- Kısıtlamalardan bunalan tüketicinin seyahat ve dışarıda yeme içme motivasyonu yükselecek. Hizmet sektöründe temassız hizmet ve hijyen standartları yüksek olan markalar tercih edilecek. Wellness, mindfullness, well being konseptleri ve deneyim seyahatleri turizmde öne çıkacak.
- Divan markası olarak online kanalda geçtiğimiz yıla göre üç kat artış sağladığımız divanpastaneleri.com.tr ve büyük ilgi gören Divan Delivery’nin ürün portföylerini zenginleştireceğiz. Online kurumsal toplantıların düzenlendiği Dijital Stüdyomuzu geliştirerek yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. YouTube kanalımızın içeriklerini wellbeing, seyahat, deneyim gibi lifestyle başlıklarla zenginleştirmeyi planlıyoruz. Sağlıklı ve iyi yaşam trendlerine uygun ürün ve hizmetler tasarlıyor, bu yaklaşımı tüm birimlerimizde sergilemeyi hedefliyoruz. Menülerimizdeki vegan ve vejeteryan ürünleri artırırken, şekersiz, glütensiz, unsuz içerikli ürünleri çoğaltmakla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz
Sağlıklı yaşam trendi zeytinyağı tüketimine de yansıyacak
Pınar Nokay, Bunge Gıda Türkiye Kıdemli Pazarlama Müdürü
- Pandemide gıda sektöründe güvenlik ve şeffaflık öncelik haline gelirken, sertifikasyonlar ve üstün kalite tüketicilerin olmazsa olmazı haline geldi.
- Salgın döneminde gelişen tüketici alışkanlıkları ve tercihleri pazarı şekillendirirken, dönemin ihtiyaçlarına yönelik ürün ve hizmet geliştiren markalar rakiplerinden ayrışıyor. Normalleşme sürecinde dönemin gereklerine yönelik stratejilerin iş modeline inovasyon olarak yansımasının salgının olumsuz etkilerinin silinmesinde, geri dönüşte önemli bir etken olacağını ön görüyoruz.
- Zeytinyağı sektörüne baktığımızda İspanya, İtalya ve Yunanistan’ın ardından dünyanın en önemli zeytinyağı üretici ülkeleri arasında yer alıyoruz ancak tüketimde bu ülkelerin henüz oldukça gerisindeyiz. Pandemide kazanılan tüketici alışkanlıklarının normalleşme döneminde tercihleri etkileyeceğini söyleyen araştırmalara dayanarak zeytinyağı tüketiminin artmasını geleceğimiz için kıymetli buluyorum. İnsan sağlığı için tartışmasız en değerli besinlerden olan zeytinyağının üretildiği topraklarda daha çok tüketilmesi gerektiğine inanıyorum.
- Komili olarak kaliteden asla ödün vermeden, tabiatın mucizesi zeytinyağının özünü koruyarak sofralara ulaştırmak ve Türk halkına hep daha iyiyi sunmak için çalışıyoruz. Sürdürülebilir kaliteninse, doğanın mucizesini sunan zeytin ağaçlarının korunmasıyla mümkün olacağına inanıyoruz. Gözümüz Gibi Bakıyoruz projemiz tam da bu konuya hizmet ediyor.
Tüketici doğal içerikler talep ediyor
Azra Zeyrek, Ipekyol, Twist, Machka Pazarlama Direktörü
- Normalleşme sürecinde tüketici nezdinde alışveriş alışkanlıklarının değiştiğini ve değişmeye de devam edeceğini söylemek mümkün. Pandemi şartları altında çetin geçen bir dönem sonrası alışveriş alışkanlıklarının doğal ürünlere kaydığını gözlemliyoruz. Bu da haliyle, koleksiyonlarımızın tasarım aşamasında doğal içeriklere yönelmemizi sağlamaya başladı. Önümüzdeki dönemlerde de bu konu üzerinde durmaya devam edeceğiz. Bir diğer yandan müşteriler bir tasarımın birçok okazyonda kullanılabilir olmasını istiyorlar. Böylelikle tek bir parça ile birçok farklı ihtiyaca uyabilecek, uzun vadede kullanılabilecek ürünlere olan talep artışa geçiyor.
- Pandemi öncesi hayatımızda olan “fast fashion” kavramının artık daha stabil ilerleyeceğini söylemek mümkün. Müşteriler satın alma aksiyonuna geçmeden önce ürünü birkaç sezon gardırobunda tutmak istiyor ve tabiri caizse senelerce o ürünü kullanmak istiyor. Bu da haliyle yeni sezon koleksiyonlarının müşterilerin istediği kavrama göre şekillenmesini sağlayacak. Pandemi sırasında homewear koleksiyonlarının gündeme geldiğini gördük. Bu gelişme karşısında müşterimizin talebine cevap verecek yeni bir homewear kategorisi oluşturduk ve satışa çıkardık. Hızlı bir şekilde gelişen bu durum karşısında önümüzdeki dönem içinde bizi yeni oluşumlar bekliyor. Bu konuda müşterilerimizi yakından takip edip, gözlemleyip, ihtiyaçlarını iyi anlayıp bu geçiş döneminde onların ihtiyaçlarına cevap verebilmek ana hedefimiz. Buna göre de hızlı aksiyon alabilmeyi planlıyoruz.
Yeni dünya dijitalin hakimiyetinde şekillenecek
Funda Eriş, AVVA Kurumsal İletişim ve Pazarlama Direktörü
- Küresel boyutlarda yaşadığımız pandemiyle beraber tüketici eğilimlerinde köklü değişikler yaşadık. Bu değişim sürecinin yeni normalleşme döneminde de etkilerinin devam edeceğini, bazı yeni alışkanlıkların bir süre daha hayatımızda kalacağını öngörebiliyoruz. Perakende sektörüne baktığımızda da lüks kavramının değiştiğini, dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve özellikle yerelleşme kavramlarının öne çıktığını görüyoruz. Yeni dünya düzeninin dijital dünyanın hakimiyetinde şekilleneceğine inanıyorum. Özellikle tüketici eğilimleri de bu yönde farklılaşma evresini sürdürebilir. Bu farklılaşmayı iyi gözlemlemenin ve aksiyonları bu doğrultuda almanın önemli olacağını düşünüyorum. Bu değişimleri doğru okuyan ve hızlı aksiyon alan, tüketicinin nabzını yoklayan markalar, sektörde farklılıklarını koruyabilir. Normalleşme sürecinde tüketicinin “dijital ve daha seçici” davranışlar sergilediğine birlikte tanık olduk.
- Perakende sektörüne baktığımızda dijital dönüşüm çerçevesinde uzun vadeli ve köklü aksiyonların alındığını bununla beraber dönemlik ve hızlı hayata geçebilecek satış stratejilerinin üretildiği bir dönemi deneyimledik. Covid-19 sonrası pazarın dinamikleri de değişecek. Mağazacılık açısından bu süreci doğru ve verimli değerlendirmiş, mağazacılıkta yenilenme ve büyüme adımlarını bu dönemde atmış markalar, süreçten hazır ve güçlü çıkacak.
- Özellikle sektörümüzde müşterilerin mağazalarda aktif varlığını sürdürebilmesi için kişiselleştirilmiş kampanyaların ön plana çıkacağını, tüketicilerin mağazalara geri kazandırılması yönünde kampanya düzenlemeleri yapılacağını öngörüyorum.