
Deneyim tasarımının mega trendi: “Kin-nection”
Global deneyim tasarım ajansı I-AM, Insights Raporunun 2025 edisyonunu yayınladı. Bu yılki rapor, trend tahminlerinden öteye geçerek insan davranışlarını şekillendiren temel dinamiklere derinlemesine odaklanıyor.
Araştırma her yıl olduğu gibi I-AM’in Londra, İstanbul, Dubai, Riyad ve Cakarta ofislerindeki ekiplerin gözlem ve analizleriyle oluşturuldu. Farklı coğrafyalardan gelen bu içgörüler, kültürel çeşitlilik ve bölgesel trendleri kapsayan kapsamlı bir bakış açısı sunuyor. Türkiye’de ise hızla değişen ekonomik koşullar, dijitalleşmenin yaygınlaşması ve toplumsal dinamiklerdeki dönüşüm, tüketicilerin markalarla kurduğu bağı yeniden şekillendiriyor.
İnsanlar artık sadece ürün veya hizmet satın almak değil, değerlerine hitap eden, onları anlayan ve onlarla güçlü bağlar kurabilen markalarla etkileşim içinde olmak istiyor. Deneyim ekonomisinin yükselişi, Türkiye’de özellikle perakende, finans, sağlık ve konaklama sektörlerinde müşteri beklentilerini köklü bir şekilde değiştiriyor. Bu dönüşüm, markalara sadece dijital ve fiziksel temas noktalarını güçlendirme değil, aynı zamanda insan odaklı, anlamlı deneyimler yaratma fırsatı sunuyor.
2025 raporunun merkezinde KIN-NECTION kavramı yer alıyor. Bu tema, bireylerin, toplulukların ve dünya ile kurduğu bağların evrimini tanımlıyor. Rapor, insan bağlantılarını şekillendiren beş temel etki alanını (Gezegen, Politika, Ekonomi, Sağlık ve Teknoloji) inceliyor ve bu faktörlerin yaşamlarımızı nasıl dönüştürdüğünü ortaya koyuyor.

Giderek daha fazla insan, daha derin ve anlamlı deneyimlerin peşinde koşuyor. Başkalarıyla, dünyayla ve kendileriyle daha güçlü bağlar kurmak istiyorlar. Tıpkı bir aile gibi hissettiren, samimi ve içten ilişkiler arıyorlar. Bu durum raporda Kin-nection olarak adlandırılıyor. İnsanlar artık sahici, yoğun ve kapsayıcı bağlar kurmak istiyor. Yaşadıkları deneyimlere ve bu deneyimleri paylaştıkları insanlara daha da yakınlaşmak istiyorlar. Bazen de kendileriyle daha derin bir bağ kurmayı arzuluyorlar.
Arkadaşlarımıza, ailemize, yaşadığımız çevreye ve gezegene daha yakın hissetmemizi sağlayan, bizi gerçekten birbirimize bağlayan deneyimler ön plana çıkıyor. İnsanlar, birbirlerini önceliklendirecekleri, gerçek bağlar kurabilecekleri anlamlı anlar yaratmanın peşinde. İşte burada markalar devreye giriyor. Fiziksel ya da dijital ortamda, insanların birlikte kaliteli vakit geçirmelerini sağlayan alanlar yaratma fırsatına sahipler. Günlük koşturmadan uzaklaşıp, hayranlık uyandıran anlar yaşamaktan çok, şefkat, yoğunluk ve gerçek bağlarla örülü deneyimlere dalmamızı sağlayabilirler.
Bu yeni bağ kurma anlayışı üç şekilde kendini gösteriyor:
- Kendiyle bağ kurmak
- Başkalarıyla bağ kurmak
- Dünyayla bağ kurmak
Markalar için buradaki fırsat, insanları bu bağları kurmaya teşvik eden, destekleyen ve güçlendiren deneyimler yaratmakta yatıyor.
Rapora göre, sürdürülebilirlik ön planda yer alırken etik tüketim ve çevre dostu yaşam alışkanlıkları ana akım haline geliyor. Politik ve sosyal belirsizlikler, bireyleri daha fazla dayanışma ve aktivizme yönlendiriyor. Ekonomik değişimler, tüketim alışkanlıklarını yeniden şekillendirerek minimalizmi ve paylaşım ekonomisini ön plana çıkarıyor.
Wellbeing (iyi olma hali), fiziksel sağlığın ötesine geçerek zihinsel ve duygusal dengeyi kapsıyor. Teknoloji ise dijital bağlantıları güçlendirirken, gerçek ve anlamlı insan etkileşimlerinin önemini pekiştiriyor.
Markalar, işletmeler ve tasarımcılar için, değişen insan ihtiyaçlarına uygun deneyimler yaratmada yol gösterici bir kaynak olmayı hedefleyen I-AM LIFE-LED Insights 2025 Raporu‘nun tamamına ulaşmak için TIKLAYIN!