Dayanışmasıyla deprem bölgesinde hayatı normale döndürmeye çalışan markalar…
Geçtiğimiz yıl 6 Şubat’ta bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı bir güne uyandık. Fiziksel olarak 11 ilimizi etkileyen Kahramanmaraş depremlerinin acısı 81 ilimizde hissedildi. Yüzyılın felaketi karşısında anlamlı ve iyileştirici bir dayanışma sergileyen tüm topluma, STK’lar ve kurumlar da elinden geleni yaparak destek verdi. Bugünlerde “birlikte iyileşeceğiz” sözü vermemizin üzerinden neredeyse 1 yıl geçti ancak ne yazık ki bölgede hayat hala normale dönemedi… Bununla birlikte eğitimden ekonomik gelir modellerine, yaşam standartlarını normalleştirmekten sağlıklı bir yaşama dek deprem bölgesinde dayanışmasını sürdüren markalar içinse yeniden “iyi ki varsınız!” diyoruz. İşte hayatı dayanışmayla normale döndürmek için mücadele eden markalar ve projeleri…
Türk Eğitim Vakfı, deprem sonrası gençlerin yanında: Geri Döneceğiz
56 yıldır eğitimde fırsat eşitliği için çalışan Türk Eğitim Vakfı (TEV), 11 ilimizi etkileyen ve ülkemizi derinden sarsan depremin birinci yılında yayınladığı Geri Döneceğiz filmi ile en zorlu zamanlarda bile geleceğe umutla bakmayı seçen gençlerin azmi ve kararlılığına vurgu yapıyor. 2023-2024 eğitim öğretim döneminde TEV ailesine katılan yeni bursiyerlerinin yüzde 44,5’inin afetten etkilenen öğrenciler olduğunu söyleyen TEV, afetten etkilenen öğrencilerin eğitimi için sürdürülebilir desteğin önemine dikkat çekiyor.
Türk Eğitim Vakfı, Geri Döneceğiz kapsamında afetten etkilenen öğrencilerin mesajlarını da paylaşarak öğrencilerin sesi oluyor. TEV bursiyeri Tuğba, depremin ardından yaşadığı zorluklara rağmen eğitimine devam etme kararlılığını şu sözlerle ifade ediyor: “Bütün anılarımı sokaklarına sakladığım bir mahallem, medeniyetlerin beşiği bir şehrim vardı. Ben o gün çocukluk anılarımı, gelecek planlarımı ve hayata dair birçok umudumu kaybetmiştim. Sonra, kendi karanlığına hapsolmuş şehrimde bir umut ışığı yandı. En kötü günümde bana elinizi uzattınız. Kendi imkânlarımızla yaptığımız 10 metre karelik çadırın içindeki soğuğa rağmen içim sıcacık olmuştu. Bundan aylar sonra diplomamı alacağım ve mimar olarak geri döneceğim.”
Bir başka TEV bursiyeri ise “Yalnız değilim, bu ülkenin benim gibi daha yüz binlerce cevheri var. Belki bir kıvılcımım, bir gün gür alevler halinde dönmek için elimden geleni yapacağım. Ben diş hekimi olarak geri döneceğim.” şeklinde konuşarak afetzede öğrencilerin azmini ve kararlılığını gözler önüne serdi.
Bir yılın ardından Hatay’a umut olmaya devam ediyor: 100. Yıl Köyü
Mustafa Kemal Üniversitesi, Jandarma Asayiş Vakfı, Gülmek İyileştirir Derneği, gönüllü iş insanlarından oluşan Blocks for Hope gönüllüleri ve iyilik elçileri Sanatçı Uğur Aslan ve Sanatçı İlker Ayrık tarafından kurulan 100. Yıl Köyü Platformu, Hatay’da depremzede vatandaşlara yuva olmak için hayata geçirilen 100. Yıl Köyü’nün temellerini attı. 255 ev ve 2000 kişi kapasiteli 100. Yıl Köyü içerisinde yer alan yapılar Hatay’ın sosyokültürel yapısı ve geçmişten gelen yapılaşmasıyla bugünkü modern mimarisi bir araya getirilerek sürdürebilirliği arttırıcı etmenlerle oluşturuldu. Yapılar, depremzede ailelerin ücretsiz kullanımına sunulduktan sonra, uzun vadede öğrenci yurdu ve çeşitli üniversite birimleri olarak üniversite yönetiminde kullanılmaya devam edilecek. Yerleşkelerden elde edilecek gelirin, ihtiyaç sahibi öğrencilere aktarılmak üzere Üniversite Burs Fonu’na devredileceği proje, aynı zamanda içerdiği atölyelerle yerel üretimde kalkınma ve istihdamın artmasında da önemli bir yapı taşı olmaya devam edecek.
100. Yılda Umut Var’ diyen herkesi projeye destek vermeye davet eden 100. Yıl Köyü Platformu, www.gulmekiyilestirir.org.tr adresinde bağışları kabul ediyor.
Kale Grubu ve sosyal girişimciler deprem bölgesinde toplumsal iyileşme için büyük bir dayanışma ağı oluşturdu
Kale Grubu, İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı kapsamında desteklenen sosyal girişimlerin, deprem bölgesine yönelik projelerini hayata geçirmeleri için geçen yıl başlatılan Topluluk Destek Programı ile 7 projeye toplam 2 milyon TL değerinde maddi destek sağladı. Grup, bu kapsamda bir yıldır sosyal girişimcilerle sürdürülen çalışmalarla hayatlara dokunarak anlamlı bir fark yarattı.
Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından geçen ilk yılda gerçekleştirilen çalışmalara ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “Kale Grubu olarak depremi öğrendiğimiz ilk andan itibaren tüm imkanlarımızla sahadaki yerimizi aldık. Acil ihtiyaçlar karşılanıp da tablo daha net olarak ortaya çıktığında; deprem bölgesindeki yaşamın yeniden canlanması, insanların hayata kaldığı yerden devam edebilmesi için insanların hayatına dokunacak çalışmalar yapmak gerektiğini gördük. Kapsamlı araştırmalar sonucunda “Sürdürülebilir yardım” stratejimizi oluşturduk. Kale Grubu olarak bölgede hayatı canlı tutacak, insanları hayata bağlayacak projeler geliştirmeye, umudun peşinde olmaya devam edeceğiz.”
Roche Türkiye, sağlık hizmetlerinin kesintisiz devam etmesi ve toplumsal yükün hafifletilmesi için yatırımlarını sürdürüyor
6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 ili etkileyen deprem felaketinin ardından Roche Türkiye, ilgili kurum ve kuruluşlarla güç birliği yaparak bölge halkının kesintisiz sağlık hizmetine erişebilmesine ve toplumsal yaraların sarılmasına yönelik çalışmalarına devam ediyor. Bu kapsamda Adıyaman’da ağır hasarlı bir Aile Sağlığı Merkezi’nin yeniden inşa edilmesi, Kızılay iş birliği ile depremden etkilenen iki ilde kurulacak konteynerlerde sağlık hizmetleri sunulması, Malatya’da prefabrik klinik araştırmalar ünitesi kurulması ve Türk Eğitim Derneği iş birliği ile depremden etkilenen bölgelerdeki 200 öğrenciye 8 yıl boyunca akademik, psikolojik, ayni ve sosyal destek ile eğitim desteği sağlanmasına yönelik projeler başlatıldı.
Vodafone Vakfı deprem bölgesine desteğini sürdürüyor
Vodafone Vakfı, deprem bölgesinde yaşayanların ekonomik ve sosyal yönden desteklenmesine yönelik çalışmalarını sürdürüyor. “Yarını Kodlayanlar” ve “Dijital Benim İşim” projelerini bölgeye taşıyan, ayrıca bölgede Çocuk ve Aile Merkezleri kuran Vakıf, bugüne kadar binlerce çocuk ve kadının hayatına dokundu.
Toplumsal değişim ve gelişimin öncüsü olma hedefiyle faaliyetlerini sürdüren Vodafone Vakfı, ilk günden bu yana deprem bölgesinde hayatın normale dönmesine katkıda bulunmak için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. “Yarını Kodlayanlar” ve “Dijital Benim İşim” projelerini deprem bölgesine taşıyan Vakıf, bölgedeki insanların geleceğe umutla bakmasına yardımcı oluyor.
Depremden en çok etkilenen 11 ilde hayata geçirilen “Yarını Kodlayanlar Sosyal Hayata Destek” projesiyle 91 bini aşkın çocuğa ulaşan Vakıf, “Dijital Benim İşim” projesi kapsamında 3 ilde kurduğu 15 eğitim konteyneriyle de 6 binden fazla kadına el sanatları eğitimi verdi. Vakıf ayrıca, AÇEV iş birliğiyle 3 ilde açtığı Çocuk ve Aile Merkezleri ile 2 binin üzerinde çocuk ve ebeveynin hayatına dokundu.
Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel açıklamalarında:“Vodafone Vakfı olarak, en baştan itibaren deprem bölgesinde yaralara nasıl merhem olabiliriz diye düşündük. İlk etapta, barınma, gıda gibi acil temel ihtiyaçların karşılanmasına katkıda bulunduk. Daha sonra ise bugünü değil yarını da düşünerek bölgeye uzun vadede katkıda bulunabilecek sürdürülebilir ve çarpan etkisi yüksek çalışmalara odaklandık. Bugün de hemen her kurum gibi afet bölgesinde ekonomik ve sosyal hayatın yeniden canlanmasına, bölgenin yeniden kalkınmasına destek olmak için çalışıyoruz. Konteyner kentler var olduğu sürece biz de bölgede olmaya devam edeceğiz. Kalbimiz bölgedeki vatandaşlarımızla birlikte atmaya devam edecek.” ifadelerini kullanıyor…
Watsons Türkiye, Hatay’ın yerel ürünlerini satışa sunarak deprem bölgesine ve döngüsel ekonomiye destek oluyor
Sürdürülebilirlik alanında perakende kozmetik ve kişisel bakım sektörüne öncülük eden Watsons Türkiye; deprem bölgesine destek olmak ve döngüsel ekonomiyi desteklemek için Hatay’ın yerel ürünlerini raflarına taşıyor. Bu üretimle Watsons; döngüsel ekonomiye katkı sunmanın yanı sıra Hatay’ın yöresel ürünlerini geniş kitlelerle buluşturarak bilinirliğinin artırılmasına, dolayısıyla ekosistemdeki devamlılığına da katkı sağlıyor.
Hatay’ın yöresel ürünleri olan kabak lifi ve kabak lifli sabunlar, ürün yaşam döngüsünün sürdürülebilirliğine hizmet eden bir üretim ve tüketim modeli olan döngüsel ekonomiyi destekliyor. Bu projede kullanılan malzemeler ürün döngüsüne geri kazandırılabiliyor ve değerlerini mümkün olduğunca uzun süre koruyabiliyor.
Hepsiburada dayanışmasını büyütmeye devam ediyor
Hepsiburada, geçtiğimiz yıl 6 Şubat ve sonrasında gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen 11 ilde sürdürülebilir, kalıcı refahın sağlanmasını desteklemek için hayata geçirdiği “Deprem Bölgesine Ticaret ve Teknoloji Gücü” programı kapsamında bölgeye verdiği desteği büyüterek devam ediyor.
“Her Sipariş Bir Destek”le bölgeden ticarete destek devam ediyor
Hepsiburada, “Her Sipariş Bir Destek” kampanyası kapsamında, özel bir sayfa oluşturarak, bölgedeki KOBİ’ler, esnaf ve aile işletmeleri, girişimci kadınlar ve kadın kooperatiflerine destek sağlıyor. Hepsiburada tarafından, depremin ardından hayata geçirilen “Her Sipariş Bir Destek” projesi bir yıldır bir devam ederken, 29 Ocak – 11 Şubat tarihleri arasındaki kampanya sayesinde müşteriler alışverişleri ile bölgedeki satıcılara ve ekonomik toparlanmaya katkıda bulunuyor.
“Her Sipariş Bir Hediyeye Dönüşüyor”
Bölgedeki çocuk ve gençlere yıl boyu sağlanan eğitim ve sosyal destekler de depremin yıldönümünde artarak devam ediyor. Bu kapsamda hayata geçirilen “Her Sipariş Bir Hediyeye Dönüşüyor” projesi ile Hepsiburada, müşterilerinin de katkısıyla onbinlerce çocuğu oyuncak ve kitapla sevindirecek. 6 Şubat Salı günü Hepsiburada üzerinden verilen her bir sipariş tutara bakılmaksızın bir oyuncak veya kitaba dönüşerek bölgedeki çocuklara armağan edilecek.
Deprem Bölgesine Ticaret ve Teknoloji Gücü büyüyerek devam ediyor
Hepsiburada, “Deprem Bölgesine Ticaret ve Teknoloji Gücü” programı kapsamında bölgedeki KOBİ ve esnafın Hepsiburada üzerinden ticaret hacmi 11 ay içinde 3,5 Milyar TL’yi aştı. Programın başladığı günden itibaren yaklaşık 2800’den fazla yeni işletme, Hepsiburada ile e-ticarete adım attı. Ayrıca, programla girişimci kadın ve kadın kooperatifleri için özel destekler verilirken, 3300 girişimci kadın ile kadın kooperatifinin ticaret hacmi 30 Ocak 2024 itibarıyla 272 milyon TL’ye ulaştı.
Hepsiburada satıcılarının ürünlerini daha fazla öne çıkararak siparişlerini artırmaya olanak sağlayan HepsiAD ise, deprem bölgesindeki Hepsiburada satıcılarına ek fayda olarak, yapılacak yüklemelere iki kat fazla bakiye desteği sağlıyor.
İki E-Ticaret İhtisas Merkezi açıldı
Hepsiburada, bölgede e-ticaret ekosisteminin büyüyüp gelişmesi ve küçük işletmelerin ihtiyaçlarına yanıt vermesi amacıyla depremin ardından ‘E-Ticaret İhtisas Merkezleri’ni hayata geçirmeye başladı. İlk ikisi Adana ve Hatay’da açılan merkezler, bölgedeki satıcılara lojistik, pazarlama, müşteri hizmetleri ve eğitim konularında destek sağlamaya devam ediyor. Program kapsamında üçüncü merkezin kurulum çalışmaları da devam ediyor.
Hepsiburada’dan deprem bölgesine sosyal sorumluluk projeleri ve eğitim desteği
Hepsiburada, deprem bölgesinde hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projeleriyle de dikkat çekiyor. “Bir Gülüş Yeter” projesi kapsamında gerçekleştirilen etkinliklerle bölgede 4.000’den fazla, toplamda ise 35 bin çocuğa ulaşıldı. Çalışmalar kapsamında ayrıca, “Yarınlara Söz” programıyla deprem bölgesindeki gençlere Hepsiburada tarafından eğitim desteği sağlandı.
Hepsiburada, Deprem Bölgesine Ticaret ve Teknoloji Gücü Programı ile bölgedeki 16 bin’den fazla KOBİ ve esnafı Hepsiburada’nın teknoloji, ticaret, lojistik ve pazarlama imkânlarıyla desteklerken, iki yıl içinde bölgeden tüm Türkiye’ye ve dünyaya toplam 10 milyar TL’lik satış hacmi yaratmayı hedefliyor.
Mitsubishi Electric Türkiye deprem bölgesine desteklerini sürdürüyor
Mitsubishi Electric Türkiye Elektrik Ürünleri A.Ş., deprem bölgesinde hayatlarına devam eden vatandaşlarımıza daha iyi yaşam koşulları sağlamak için çalışmalarını sürdürüyor. Şirket, Mitsubishi Electric Turkey Klima Sistemleri Üretim A.Ş. ile AFAD’a bağışladığı 562 adet klimanın koruyucu bakım ve temizlik çalışmalarını düzenli bir şekilde gerçekleştirerek depremzedelerin iklimlendirme ihtiyaçlarını dört mevsim sürdürülebilir biçimde karşılamayı amaçlıyor.
Deprem bölgesine yapılan yardımların her şeyden önce toplumsal sorumluluk olduğunun altını çizen Mitsubishi Electric Türkiye Klima Sistemleri Genel Müdürü Yenal Altaç, “Kahramanmaraş depremleri sadece 11 ilimizi değil, hepimizi derinden etkiledi. Felaketin üzerinden bir yıl geçmiş olsa da zorlu koşullarda mücadele veren birçok vatandaşımız maalesef hala normal yaşam şartlarına kavuşamadı. Depremzede vatandaşlarımızın hayatlarını kolaylaştırmak için önümüzdeki dönemde de üzerimize düşenleri yapmaya devam edeceğiz. Bu büyük felaketin izlerinin en kısa zamanda silinmesini ve vatandaşlarımızın normal hayat koşullarına dönmesini içtenlikle diliyoruz” dedi.
Antakya Medeniyetler Korosu’na Doğan Grubu’ndan anlamlı destek
Doğan Holding ve Aydın Doğan Vakfı, medeniyetler arasında köprü kuran ve ortak değerlerimizi birbirinden güzel ezgileriyle yansıtan Antakya Medeniyetler Korosu ile uzun soluklu bir iş birliğine imza attı. Bu kapsamda, Doğan Holding koronun 3 yıl boyunca ana destekçisi olacak. Ayrıca bu yıl Aydın Doğan Ödülü’nün 27’ncisini Antakya Medeniyetler Korosu’na veren Aydın Doğan Vakfı da depremde büyük kayıplar yaşayan koronun müzik ekipmanlarının alımı ile koronun faaliyetlerinin devamlılığı için destek verecek.
Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begüm Doğan Faralyalı Antakya Medeniyetler Korosu ile olan iş birliklerini anlatırken,“Ülkemizi derin bir kedere boğan ve bir yıl geçmesine rağmen yüreğimizde hala taze acılar olarak varlığını sürdüren deprem felaketinin ardından en önemli hatırlatma bizi biz yapan değerlerin farkındalığıdır. Yaralarımızı sarmak ve daha güçlü bir şekilde ayağa kalkmak için en çok da özümüze, kültürümüze sahip çıkmaya ihtiyacımız var. Hayata can veren makamlarıyla toplumu bir arada tutmayı amaçlayan Antakya Medeniyetler Korusu ile beraber Anadolu’nun kadim değerlerine sahip çıkacak, onları geleceğe taşıyacağız. Anadolu’nun zengin kültürel mirasını çeşitli ezgilerle sanki bir ayna tutarcasına yansıtan Antakya Medeniyetler Korosu’nu desteklerken, Doğan Holding olarak pusulamız kabul ettiğimiz değerlere sahip çıkıyor ve daha iyi bir gelecek yaratma amacımıza hizmet ediyoruz.” dedi.
Trendyol bölgedeki e-ticaret potansiyelini artırmaya odaklandı
Trendyol, afet bölgesi için uzun vadeli ve kalıcı destek hedefliyor. Bu kapsamda açılışını erkene çektiği Trendyol Adana Aktarma Merkezi’ndeki faaliyetleriyle bölgenin e-ticaret potansiyelini artırmayı amaçlıyor. Bölgede, Trendyol markalı ürünleri üreten 18 fabrika, 65 atölye ve 4 binden fazla çalışan bulunuyor. Şirket, bu işletmelere tüm gücüyle destek olmaya devam ediyor.
Bölgedeki satıcılarına Almanya ve Azerbaycan başta olmak üzere yurtdışı pazarlara açılma imkânı tanıyan Trendyol, büyük kısmı esnaf ve KOBİ’lerden oluşan satıcılarına tüm dünyada satış yapabilmeleri için teknoloji, eğitim ve dil entegrasyonu başta olmak üzere her türlü desteği sunuyor.
Şirketin bölgede 3 yılda 70 milyar TL üzerinde ticarete aracılık etmesi bekleniyor.
DeFacto, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı iş birliğinde deprem bölgesindeki yardımlarına devam ediyor
DeFacto, 6 Şubat 2023 tarihinde 11 ili etkileyen depremin ardından başlattığı yardım çalışmalarını iki ayrı proje kapsamında kesintisiz şekilde devam ettiriyor. İlk günden bu yana bölgeden elini çekmeyen DeFacto, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile imzaladığı protokol kapsamında deprem bölgesinde Bakanlığın korumasında bulunan tüm çocukların 1 yıllık giyim ihtiyacını karşılama sözünü tuttu. DeFacto, deprem bölgesindeki hazır giyim tedarikçilerine can suyu olan desteklerini ise ‘üretim hiç durmasın’ yaklaşımıyla sürdürüyor.
DeFacto’nun “Üretim Hiç Durmasın” hareketi kapsamında ise; 33 tedarikçiye Tedarikçi Finansman Sitemi (TFS) ile 6,5 milyon adet ürün siparişi geçildi. Bölgedeki istihdamın desteklenmesi için de yıl boyunca 400’e yakın kişiye istihdam sağlandı. Tüketiciler nezdinde de farkındalık oluşturmayı amaçlayan DeFacto, deprem bölgesinde üretimi yapılan tüm ürünlere özel ‘deprem bölgesinde üretilmiştir’ etiketi uyguladı. DeFacto ayrıca Ticaret Bakanlığı tarafından başlatılan “Deprem Yardımlaşma Seferberliği” kapsamında da 16 bini aşkın ürün siparişi oluşturularak bölgeye sevk edildi.
Deprem felaketinin üzerinden geçen zaman boyunca bölgeden ellerini çekmediklerini ve yaraları sarmak için ilk günkü gibi çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden DeFacto Pazarlama ve Mağazacılık Genel Müdürü Barış Sönmez; “ DeFacto olarak geleceğimizin umudu olarak gördüğümüz çocuklarımıza daha güzel günler sunmanın sorumluluğuyla elimizi bölgeden çekmeden her zaman yanlarında olduğumuzu hissetmeleri için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.
Türk Eğitim Derneği, depremde anne babalarını kaybeden öğrencilere umut olmaya devam ediyor
Türk Eğitim Derneği, 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş depremleri sonrasında depremde anne ve/veya babalarını kaybeden öğrencilere maddi, psikolojik, akademik ve sosyal destekler sağlayarak umut olmaya devam ediyor.
8-12 yıl arasında sürmesi öngörülen kampanyada, Ocak 2024 itibariyle 394’ü Hatay’da olmak üzere toplam 9 ilde 787 öğrenci destekleniyor. Desteklerden yararlanan öğrenci sayısının 1000’e ulaşacağı öngörülüyor. TED Afet Bursu kapsamında; Ankara, İstanbul, Kayseri, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya, Adana, Mersin ve Hatay olmak üzere 9 ilde faaliyet gösteriliyor. Tüm öğrencilerin nakdi burs ödemeleri, Eylül ayından beri aylık olarak gerçekleştiriliyor.
Türk Eğitim Derneği koordinasyonunda “Travma ve Yas” ve “Travma Sonrası Aile ve Çocuklar ile İletişim” hizmet içi eğitimlerini alan gönüllü ekipler, burs alan çocukların takibini gerçekleştiriyor.
Darüşşafaka eğitimle iyileşmeye devam ediyor!
4 milyonu aşkın çocuğumuzu etkileyen 6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde Darüşşafaka, Türkiye’nin “iyileştiren okulu” olmaya ve depremden etkilenen çocuklarımız için sağlam bir gelecek inşa etmeye yönelik çalışmalarına devam ediyor.
6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan depremlerin ardından da harekete geçen Darüşşafaka Cemiyeti, her yıl aldığı 120 öğrencinin yanı sıra deprem bölgesinden 100 çocuğumuz için de ek kontenjan oluşturdu. Ayrıca yaşamlarını deprem bölgesinde sürdüren 100 çocuğumuza da burs ve uzaktan eğitim veren Darüşşafaka, deprem bölgesindeki öğrencilerinin kardeşlerine de kapılarını açtı.
Depremin yıl dönümü vesilesiyle Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Güleç: “Tarihimizin en yıkıcı depremlerinin üzerinden bir yıl geçti. Toprağımız sarsıldı, yuvalarımız yıkıldı, canlarımızı kaybettik… Ama ayağa kalktık, birbirimize kenetlendik. Zorlukları el ele vererek aştık ve aşmaya devam ediyoruz. Ülkemizin zor günlerinde yaraları sarmayı misyon edinen Darüşşafaka Cemiyeti olarak, çocuklarımızın geleceğinin enkaz altında kalmasına izin vermedik.
Bu toprakların “iyileştiren okulu” Darüşşafaka’nın kapıları, o günden sonra deprem bölgesinden 100 çocuğumuz için umut oldu, gelecek oldu. Şimdi onlar, eğitimlerine okulumuzda devam ederken, yaşamlarını bölgede sürdüren 100 çocuğumuza da burs ve uzaktan eğitim veriyor; bu yıl da yine depremden etkilenen çocuklarımız için aynı olanakları tanıyacağımızın sözünü veriyoruz.” dedi
“Hayat İyi Yaşam Merkezi” umut veriyor…
6 Şubat depremlerinin hemen ardından sivil toplum örgütleri, kamu kurum ve kuruluşları aracılığıyla 100 milyon TL nakdi, 30 milyon TL ayni bağışta bulunan Hayat Holding; Hacettepe Üniversitesi iş birliğiyle deprem bölgesinde özel sektör-üniversite iş birliğiyle kurulan ilk toplumsal fayda projesi “Hayat İyi Yaşam Merkezi”ni hizmete açtı.
20 bin depremzedenin konakladığı Türkiye’nin en büyük konteyner kenti Malatya Samanköy’de kurulan Hayat İyi Yaşam Merkezi’nin en önemli özelliği son derece güçlü bir akademik donanıma sahip olması. Hacettepe Üniversitesi akademisyenlerinin ve gönüllülerinin oluşturduğu eğitim programlarıyla özellikle annelerin, çocukların, gençlerin ve yaşlıların psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarına odaklanılıyor; zihinsel, bilişsel ve fiziksel gelişimleri önceliklendirilerek orta ve uzun vadede rehabilite edilmelerine katkı sağlanıyor. 30 Ekim’den bu yana faaliyetlerini sürdüren merkezde, kısa zamanda 4 binin üzerinde depremzede, eğitim ve rehabilitasyon faaliyetlerinden faydalandı.
Hayat İyi Yaşam Merkezi’nde 4 bin kitaplık kütüphane, 30 adet masa üstü bilgisayarın bulunduğu bilgisayar odası, anne ve bebek destek ünitesi, 65 yaş üstü destek ünitesi, ergoterapi ünitesi, oyun ve sanatla gelişim bölümleri, etüt ünitesi, iki büyük çamaşırhane ve açık hava parkı bulunuyor. Ayrıca yine konteyner kentin içinde çocukların ve gençlerin basketbol, futbol ve voleybol oynayabilecekleri; sporla fiziksel ve zihinsel gelişimlerine destek olunacak çok amaçlı bir spor tesisi kurmak üzere çalışmalara başlandı.
Akkök Holding İskenderun’da Destek Merkezi’nde dayanışmasını sürdürüyor…
6 Şubat deprem felaketinin ardından AFAD, yerel yönetimler ve STK’larla koordinasyon içerisinde, afet bölgesine yardım etmek ve ihtiyaçları karşılamak için tüm imkanlarını seferber eden Akkök Holding ve Grup şirketleri ayrıca İskenderun’da kurdukları Destek Merkezi ile öncelikli olarak çocuk, ergen ve gençler için sosyal ve duygusal destek programları başlattı.
Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) iş birliğiyle hayata geçirilen merkezde depremden olumsuz etkilenen çocuklar ve gençler, özel olarak tasarlanan atölyelerde bir araya geliyor. Bu şekilde çocuk, ergen ve gençlerin yaşadıkları durumun üstesinden gelmeleri, yaşamla ilişkilerini güçlendirmeleri amaçlanıyor. Başta gençler ve çocuklar olmak üzere her yaştan bireyin kullanımına açık olan merkezde bugüne kadar 500’e yakın etkinlik, atölye ve eğitim düzenlendi ve bu buluşmalarda yaklaşık 7000 kişiye ulaşıldı.
Bupa Türkiye’den “Sürdürülebilir Yaşam Projesi”
Bupa Türkiye, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli ve 11 ili etkileyen büyük depremden bu yana bölgeye; gönüllü çalışanları, kurumsal destekleri, iş birlikleri ile sorumlu ve özverili yardımlarını sürdürüyor.
Depremin ilk gününden itibaren gönüllü çalışanlarıyla birlikte bölgeye destek sağlayan Bupa Türkiye, mobil sağlık kliniğine dönüştürülen özel konteynerini Kahramanmaraş’a ulaştırarak 2 binden fazla depremzede için sağlık hizmeti sunmuş, yaraların sarılmasına yardımcı olmuştur. Ayrıca Malatya’ya gönderilen mobil mutfak tırı aracılığıyla günde 10 binden fazla depremzedenin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayan Bupa Türkiye, şimdi de Habitat Derneği ile hayata geçirilen Sağlıklı ve Mutlu Yarınlar “Sürdürülebilir Yaşam Projesi” ile bölgedeki yaraların sarılmasına destek vermeye devam ediyor.
Habitat Derneği ile Hatay Samandağ’daki Karaçay Konteyner Kenti’nde hayata geçireceği Sağlıklı ve Mutlu Yarınlar “Sürdürülebilir Yaşam Projesi” ile depremden en fazla etkilenen çocuklar ve ebeveynleri için eğitici ve destekleyici bir ortam sağlanmasını hedeflenmektedir. Proje kapsamında çocukların dış alanda güvenle keyifli vakit geçirebileceği park alanı ve özel olarak düzenlenmiş kapalı eğitim alanı bulunmaktadır. Bu eğitim konteyner’inde düzenli olarak yapılacak eğitimler ve atölyelerle hem ebeveynlerin hem de çocukların sosyal gelişimleri destekleniyor olacak.
Bunun yanı sıra depremden ağır etkilenen Malatya bölgesine de çeşitli kuruluşlar ile ortak projeler yürüterek desteklerini ve bölgedeki varlığını devam ettirecektir.
The Purest Solutions ve Watsons, “Kendine İyi Bak” atölyeleri ile iyilik yolculuğunda
Watsons ile The Purest Solutions iş birliği ve Hayata Destek Derneği‘nin desteğiyle afet bölgelerinde düzenlenen Kendine İyi Bak temalı Cilt Bakım Atölyeleri kalplerimize dokunmaya devam ediyor.
Kahramanmaraş’ta başlayan bu yolculuk, depremden etkilenen kadınların yanında olmayı ve onlara sevgi ve destek sunmayı amaçlıyor. Her bir katılımcıya, stres ve kaygıdan uzaklaşmanın ve kendilerine vakit ayırabilmenin keyifli atmosferini sunan bu atölyeler, sadece dış güzelliği değil, aynı zamanda içsel huzuru ve özgüveni de besliyor. Bu iş birliği, hem duygusal hem de fiziksel olarak kendine iyi bakmanın önemini vurgulayarak, kadınlara umut ve iyilik getiriyor…
Watsons Genel Müdürü Mete Yurddaş, “Watsons, The Purest Solutions ve Hayata Destek Derneği işbirliğiyle düzenlenen Cilt Bakım Atölyeleri’nin amacının, deprem sonrası kadınların yaşadığı stres ve kaygılardan biraz olsun uzaklaşmalarına destek olmak” olduğunu belirtti. Projeye ilişkin görüşlerini paylaşan The Purest Solutions kurucu ortaklarından Hazal Evliyaoğlu ise, “Kadınların doğal güzellik ve kişisel bakımlarıyla ilgilenirken zihinsel ve duygusal olarak da rahatlama fırsatı bulacaklarını” ifade etti. Evliyaoğlu, bu atölyelerin katılımcılara sadece cilt bakımı değil, aynı zamanda kendilerine olan özen ve ilgiyi hatırlatma ve bu sayede içsel denge ve iyilik hali sağlama potansiyeline sahip olduğunu vurguladı.
Vichy, KAGİDER ve BÜYEM iş birliği ile hayata geçirilen eğitim ve istihdam programı Hatay’da başladı…
Vichy, Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) ve Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi (BÜYEM) işbirliği ve L’Oréal Vakfı’nın desteği ile hayata geçirilen “Dermokozmetik Uzmanı Eğitimi ve İstihdamı Programı”, 13 Şubat 2024, Salı günü başladı.
Projenin ilk etabında, KAGİDER tarafından Hatay Expo Fuar Alanı’nda kurulan Eğitim ve Üretim Merkezi’nde Vichy ve BÜYEM eğitimcileri tarafından depremden etkilenen 120 kadına, iki ay boyunca toplam 64 saat fiziki eğitim verilecek. 16 seans olarak gerçekleştirilecek program kapsamında; BÜYEM tarafından satış teknikleri, iletişim, müşteri deneyimi ve sürdürülebilirlik konularında; L’oreal eğitmenleri tarafından ise cilt ve cilt sağlığı, ürün eğitimleri ve vaka çalışmalarını içeren eğitimler gerçekleştirilecek. Eğitimlerin tamamlanmasının ardından, talep eden kadınlar için Eczacı Odaları ile Vichy referansıyla düzenlenecek görüşmelerle Hatay ve çevre illerdeki istihdam fırsatları değerlendirilecek.
Depremin ilk gününden bu yana bölgede yaşayan kadınların yanında olmak için pek çok proje hayata geçirdiklerini belirten L’Oréal Türkiye Dermatolojik Güzellik Genel Müdürü ve Ülke Etik Temsilcisi Sinem Saraçer Turanlı, “ Türkiye’de dermakozmetiğin öncü markası Vichy olarak hem cilt bakım ürünlerimiz hem de anlam katan projelerle hayatın her anında kadınların yanında olmayı hedefliyoruz. Depremin ilk gününden bu yana bölgede L’Oréal Türkiye çatısı altındaki tüm markalarımızla yürüttüğümüz çalışmalar sırasında, kadınların cesaretleri, çalışkanlıkları, kararlılıkları ve güçlü duruşlarıyla sadece ailelerini değil, aynı zamanda şehirlerini, bölgelerini ve ülkemizi ayağa kaldırabilecekleri gerçeğine bir kez daha tanıklık ettik. Bu yolda, kadınların yanında olmak, onları desteklemek ve cesaretlendirmek hepimizin sorumluluğu. Vichy, KAGİDER ve BÜYEM işbirliği ile hayata geçirdiğimiz ‘Dermokozmetik Uzmanı Eğitimi ve İstihdamı Programı’, aslında sadece bir iş fırsatı değil, aynı zamanda kadınların güçlenmesine ve toplumsal iyileşmeye katkıda bulunma çabamızın da bir yansıması. Bu programın, eğitim ve istihdamın ötesinde kadınların kendi potansiyellerini keşfetmeleri ve ekonomik bağımsızlıkları elde etmeleri için önemli bir adım olduğuna inanıyoruz. Projemizin daha güçlü yarınlar için, Hataylı kadınlara yepyeni başlangıçlar sunmasını dileriz” dedi.