Dijitalleşemeyen eğlence parkı ayakta kalamaz
Bir zamanlar çocuklara fazladan bir dondurma veya çikolata daha satmayı hedefleyen kampanyalar artık daha karmaşık mekanizmalara dönüştü. Sosyal medya gerçeği artık “eğlence” kavramının vazgeçilmez parçasına dönüşmüşken dijital imkanları kullanmayan bir eğlence parkının başarılı olması pek mümkün görünmüyor. Peki, başarılı bir eğlence parkı ne tür uygulamalarla dijital dünyanın imkanlarını satış başarısına dönüştürebilir. İşte o uygulamalar.
Çocuklar dünya nüfusunun üçte birini oluşturan çok önemli bir kitleyi ifade ediyor. Türkiye’de ise çocuklar toplam nüfusun dörtte birini oluşturuyor. Onların, ebeveynlerin kontrolünde yaşayan bireyler olmaları, ihtiyaçlarının önemini azaltmıyor. Hatta dünya nüfusunun diğer iki topluluğu olan yetişkinler ve “yaş almışlar” ile karşılaştırdığımızda çocukların ihtiyaçları toplumda daha öncelikli kabul ediliyor. Dolayısıyla çocuklara yönelik pazarlama kampanyaları düzenlerken belki satın almaya daha istekli bir müşteri grubuna hitap ediyoruz. Ancak bu çok daha seçici bir kitleyle karşı karşıya olmamızı sağlıyor.
15-18 yaş arasındaki çocuklar kendi satın alma kararlarını çoğu zaman kendileri verirken 0-14 yaş arasındaki çocuklar için kararlar aileleri tarafından veriliyor. Nüfus istatistiklerine göreyse 5-14 yaş arasındaki çocukların sayısı 600 milyonun üzerinde ve 2030 yılında bu sayının 800 milyona çıkması bekleniyor.
5-14 yaş arası ise çocukların hayatında önemli bir süreç. Bu dönem çocukların aileleriyle zaman geçirdiği, aktif olarak istekte bulunduğu, ihtiyaçları için ailelerinden talepte bulundukları yaşları ifade ediyor. Yani 0-4 yaş arasındaki çocukların tüm ihtiyaçlarını aileleri belirlerken, 5-14 yaşındaki çocuklar ailelerinden talepte bulunarak tüketim yaratıyor. Bu istekler hem onların karakter gelişimine katkı yapıyor hem de ekonomiyi etkileyerek onları önemli bir tüketici grubuna dönüştürüyor.
Theme Park’lar kids marketing’in zirvesi
Batıda Theme Park / Amusment Park olarak bilinen, Türkiye’deki sayıları da hızla artan eğlence parkları da kids marketing açısından çok büyük potansiyel taşıyor. Eğlence parklarının yöneticileri için çocukların ruhsal ve fiziki sağlıklarını gözeten dikkatli uygulamalar geliştirmeleri hayati önem taşırken, doğru pazarlama uygulamalarıyla kazançlarını maksimize etmeleri de ticari başarı için kaçınılmaz bir gerek. Ancak dijital çağla beraber eğlence parklarındaki pazarlama uygulamaları büyük değişim gösterdi.
Bir zamanlar çocuklara fazladan bir dondurma veya çikolata daha satmayı hedefleyen kampanyalar artık daha karmaşık mekanizmalara dönüştü. Sosyal medya gerçeği artık “eğlence” kavramının vazgeçilmez parçasına dönüşmüşken dijital imkanları kullanmayan bir eğlence parkının başarılı olması pek mümkün görünmüyor.
Peki, başarılı bir eğlence parkı ne tür uygulamalarla dijital dünyanın imkanlarını satış başarısına dönüştürebilir? İşte o uygulamalar:
1. Web sitesi her an canlı olmalı
Eğlence parklarının web sitelerini basit bir kurumsal site olarak tasarlamaları, çok büyük bir stratejik hata olacaktır. Unutmayın ki aileler, ebeveynler, hatta öğrenciler, arkadaş grupları, çocuklar eğlence planlamaları yaparken web sitesini incelemek isteyecektir. Web sitesinin güncel kampanyalarla, tekliflerle, yönlendirmelerle, cezbedici videolarla zenginleştirilmiş olması, eğlenmek isteyen müşteri kitlesini ürün ve hizmetlere yönlendirmeyi kolaylaştıracaktı. Örneğin dünyanın en önemli eğlence parklarından Disneyland Park’ın web sitesi, mobil uyumlu bir site olarak tasarlanırken, ziyaretçileri parkın eğlencelerine yönlendirecek basit ama etkili bölümlerden kurulmuş.
Eğlenmek için park ziyaret etmek isteyen ziyaretçilerin ansiklopedi karıştırır gibi sayfa sayfa metin okumak ve bilgi aramak istemeyeceğinin farkında olan kurum, sitesini olabildiğince basit, kolay anlaşılır, görsel yoğunluklu ve ziyaretçileri hedefe yönlendiren bir araç olarak hayata geçirmiş.
Sitedeki en dikkat çeken noktalardan biri ise parkın haritası… Normalde “Google Maps” gibi standart uygulamalardan harita hizmeti almak yerine tamamen kendi yazılımcılarıyla çocukların hoşuna gidecek çizgilerle oluşturulan haritayla hem parkın lokasyonunu hem de park içindeki mekanların yerlerini öğrenmek mümkün oluyor. Üstelik bunu “harita incelemek” gibi çoğu insanın zihnini yorabilecek bir uygulamayla değil, eğlenceli ve basit bir harita sistemi geliştirerek yapmış olmaları, “çocuklara hitap ettiklerini” unutmayan kurumsal zekanın delili olarak karşımızda duruyor.
2. Parktaki eğlencelerin tanıtımı
Parkınızın vitrinini oluştururken sadece “basit” fotoğraflar veya videolar değil, cezbedici nitelikte, eğlenen ve mutlu insanların yer aldığı görüntülerle kısa ama etkili tanıtım yapmak doğru olacaktır. Bu amaçla da profesyonel bir yapım ekibiyle çalışmanın önemini hatırlamak gerekiyor. Fotoğraf ve video galerileri, eğlenmek için seçenek arayan aileleri ve arkadaş gruplarını parka yönlendirmek için etkili bir araç… Ayrıca bu galerilerde, hangi oyuncakların, hangi oyunların nasıl çalıştığını gösteren kısa ve öğretici ama mutlaka eğlenceli video guide’lar oluşturmanız da mümkün.
3. Mobil cihazlar hayatın acımasız gerçeği
Bir zamanlar internet sadece PC ekranları için dizayn edilen sitelerden oluşuyordu ama artık dünya nüfusunun çoğu interneti mobil cihazlarından kullanıyor. Ve unutmayın ki, her telefonun ekranı dev boyutlarda olmuyor. Mobil sitenizin tasarımında, her telefonun ekran boyutuna uyum sağlayacak tasarım teknolojilerini kullanmak zaten bir gereklilik ancak fotoğraf ve video hazırlarken de görüntülerdeki detayların küçük ekranlarda rahatça seçilebilecek, okunabilecek boyutlarda olmasına özen gösterilmeli.
4. Instagram’sız eğlence olmaz
Sosyal medya ve özellikle de Instagram artık eğlence kavramının merkezinde yer alıyor. İnsanların mutlu anlarını dijital dünyadaki fotoğraf arşivlerinde paylaşıp sevdikleriyle etkileşime girmek istediklerini unutmamak çok önemli. Bu nedenle ziyaretçilerin fotoğraf çekebilecekleri fırsatlar yaratmak, belki özel hatıra alanları düzenlemek hatta oyunların, oyuncakların çalışma süreci içine bu fotoğraf/selfie çekme sürecini de ekleyerek planlama yapmak gerekiyor. Elbette, çok aktif bir sosyal medya yönetimiyle parkın görüntülerini, ziyaretçilerin “mention’larını” ön plana çıkarmak, takipçilerle sürekli etkileşim halinde olmak, şikayetlere profesyonelce cevap vermek eğlence parklarının başarısında önemli etkiye sahip. Ancak unutulmamalı ki sosyal medyayı tek başına bir kurumun oluşturduğu içeriklerle ayakta tutmak çok kolay değil. Burada devreye “kullanıcı içerikleri” girmek zorunda. Piyasa araştırmaları, kurumların kendi oluşturdukları içerikler yerine kullanıcılar tarafından oluşturulmuş içeriklerin yüzde 85 oranında daha ikna edici özelliğe sahip olduğunu ortaya koyuyor.
5. Fenomen ve influencer etkisi
Bir eğlence parkı için, sosyal medyada başarının yollarından biri de fenomenlerden geçiyor. Sosyal medya fenomenlerinin hesaplarında görünen, tavsiye edilen bir parkın, eğlence ihtiyacı için seçenek arayan aileler tarafından daha fazla tercih edilmesi kaçınılmaz. Burada önemli olan ayrıntı ise “çocuklarıyla beraber eğlenmeye gidecek” aileleri ikna etmek için influencer’ların, ebeveyn olduklarının altını çizmesi, küçük çocukları veya akrabalarıyla parkı ziyaret etmesi, diğer ebeveynler için de örnek oluşturacaktır.
6. Kendi kahramanlarınızı yaratın
Hem eğlence parkı yönetim stratejisinde hem de kids marketing konusunda en önemli hususlardan biri, çocukların zihinlerinde yer edecek kahramanlar/karakterler yaratma becerisidir. Çocuklar için “marka” yoktur, karakterler ve kahramanlar vardır. Ebeveynler alışveriş yaparken bağlı oldukları markaları tercih ederler. Hayat biçimlerini markalarla tanımlarlar. Ancak çocuklar markaya değil kahramanlara ve karakterlere bağlanırlar. Dolayısıyla eğlence parkının belki maskotu ve sembolü olacak şekilde karakterler ve kahramanlar yaratmak akılcı bir yatırım olacaktır. Çoğu yönetici bu noktada kolaya kaçıp halihazırda bilinen tanınan dünyaca ünlü çizgi film karakterlerini kullanırken, daha kalıcı ve uzun vadede daha etkili bir bağlılık yaratmak isteyen yönetimler kendilerine ait karakterler ve kahramanlar yaratmayı tercih edebiliyor. Bu noktada profesyonel içerik üreticileriyle ve reklam uzmanlarıyla çalışarak doğru mesajları veren, doğru niteliklere sahip sanal kahramanlar yaratmak zor bir çalışma süreci anlamına gelebilir ama ardından o karakter için parkı ziyaret edecek, ürünlerini satın alacak ailelerin sayısı da hızla aratacaktır. Bu stratejiyi yüzyıl önce uygulayan Disney’in bugün dünya çapında bir deve dönüşmüş olduğunu da unutmamak gerekiyor.