Dönüşen tüketici ve yeni çağın yeni beklentileri
Mindshare olarak, pek çok farklı kaynaktan gelen veriyi, medya teknolojilerini ve yapay zekayı bu yeni gerçekliğe uygun şekilde kurgulayarak hareket ediyoruz. Öngörücü analizlerle tüketicilerin bugünkü ve gelecekteki davranışlarını anlamaya çalışıyor, bu içgörüleri hiper kişiselleştirilmiş medya planlarına dönüştürüyoruz. İnovasyona dayalı yaratıcı süreçlerimizle ve insan merkezli anlayışımızla markalarımızı geleceğe hazırlıyoruz.
Yeni tüketici çağı: Pasif tüketimden aktif deneyime
Günümüz tüketicisi, sadece izleyen ya da dinleyen değil, hikâyenin bir parçası olmak isteyen aktif bir katılımcı. Tüketiciler artık markaların kendileri için yalnızca ürün değil, bir deneyim sunmasını bekliyor. Bu durum, günümüzün dikkat ekonomisinde (attention span) tüketicinin ilgisini çekmenin ve bu ilgiyi sürdürebilmenin önemini artırıyor.
Tüketicideki davranışsal değişimleri ele alarak, markaların bu gelişen dinamiklerden faydalanabileceği önemli alanları belirliyoruz. Tutku odaklı içerik tüketimi için OTT, oyun, influencer, Web3 gibi yeni alanları devamlı inceliyor ve stratejilerimizde onlara yer açmaya çalışıyoruz.
Beko ile hayata geçirdiğimiz Kadının İşi Gücü projelerimiz buna güzel bir örnek. Kadınların hayata katılımını artırabilmek adına, çok sevdikleri ve hikayesinin de bize çok uygun olduğuna inandığımız dizinin içinde algılarının en yüksek olduğu anlarda projemizi rutin dışı ama akışın içinde konumlandırarak, bayi olmaları için sunulan imkanlarımızı başrolün hayatı üzerinden anlattık. Yayın sonrasındaki 24 saatte neredeyse yayına kadar olan başvuruyu almayı başardık ve çok daha fazla insana ulaşma, imkan sunma şansı yakaladık.
Görsel odaktan çok duyusal deneyimlere geçiş
Teknoloji, bugüne kadar ağırlıklı olarak görsel odaklı bir ilişki sundu. Ancak insan duyuları bir bütün olarak çalışıyor ve dokunma, koku, ses gibi unsurlar da deneyimi tamamlıyor. Post-truth çağında tüketiciler, markalardan sadece gerçek bilgiler değil, duygusal olarak gerçekten bağ kurabilecekleri hikayeler de bekliyor. Bu bağlamda markalar, artırılmış gerçeklik ve dokunsal geri bildirim gibi teknolojileri kullanarak, tüketicilere yalnızca görsel değil, duyusal deneyimler de sunabilmeli. Bu alanda bizim onları yönlendirebilmemiz her gün o teknolojilerin içinde olmamız ve stratejilerin parçası haline getirmemiz için çok büyük önem kazanıyor.
Filli Boya için geliştirdiğimiz Yılın Renkleri/Ritimleri projemiz, bu anlamda bir örnek olarak konumlandırılabilir. Boyanın görsel deneyimini yapay zekanın desteğiyle dinlenebilir hale getirmeye ve tüketicilerimize hem görsel hem de işitsel deneyimi birleştirmeye çalıştık ve ulusal/uluslararası yarışmalarda da ödüllerle geri dönen bir proje oldu.
Alışverişin evrimi: Görevden deneyime
Alışveriş artık çok fazla katmanı olan bir deneyim. Daha da ötesinde, tüketicilerin bütün ilgi alanlarını ve içerik tüketimini de şekillendiren bir arayüz halini aldı. Bunun temelinde retail’in teknoloji ile paralel gelişimi ve tüketimin (ekonomik ilişkilerin) bir dijital alt yapıya dönüşmesi yatıyor.
Bütünleşik olarak bu online alışveriş dünyasını incelemek, takip edilebilirliğini sonuna kadar değerlendirip doğru içgörü ve uygulamaları markaların olağan stratejilerine dahil etmek günlük hayatımızın çok önemli bir parçası. Dikkat süresi kısalan tüketiciler için daha etkili bir bağlanma süreci yaratmak, aynı zamanda prekaryanın (güvencesiz sınıf) bütçesini daha iyi değerlendirebileceği alternatifler sunmak gibi çok daha sorun-çözüm odaklı deneyimler yaratmak önceliklendirdiğimiz başlıklar diyebiliriz.
Yapay zeka ile kişiselleştirilmiş deneyim çağı
Yapay zeka, markaların yalnızca tüketicilere ulaşmasını değil, onların duygularını ve beklentilerini anlamasını da mümkün kılıyor. Tüketiciler, artık yalnızca mevcut ihtiyaçlarının değil, gelecekteki isteklerinin de markalar tarafından tahmin edilmesini bekliyor.
Bu hiper kişiselleştirme, tüketicilerin dikkat ekonomisindeki beklentilerini karşılamakla kalmıyor, aynı zamanda prekarya gibi hassas gruplara zaman ve kaynak açısından daha etkili çözümler sunuyor. Markalar, yapay zekanın sunduğu bu olanaklarla, tüketicilerin duygularına dokunan, anlamlı ve sürdürülebilir ilişkiler kurabiliyor. Odağımızı keskinleştirdiğimiz kişiselleştirmeyi ve hedef kitlenin bütün kılcal damarlarını kavrayıp hedefleyebildiğimiz planlar ve uygulamalar ile markalarımıza uçtan uca yaklaşımlar öneriyoruz.
Teknoloji ve insan deneyiminin yeni harmanı
Post-truth çağında tüketicilerin gerçek ile kurgu arasındaki çizgiyi daha net algılamasını sağlamak, markaların sadece şeffaf değil, aynı zamanda empati odaklı bir iletişim kurmasını gerektiriyor. Bu bağlamda, markalar teknolojiyi sadece bir araç olarak değil, anlam yaratıcı bir deneyim ortağı olarak kullanmalıdır.
Mindshare olarak, tüketici beklentilerindeki bu dönüşümü merkeze alarak, markalarımıza teknolojiyi ve insan merkezli yaklaşımları harmanlayan stratejiler sunuyoruz. Amacımız, markaların yalnızca bugünü değil, yarını da kazanan deneyimler yaratmalarını sağlamak.
Pazarlama liderleri 2025’i nasıl görüyor? -1: “Rota yeniden oluşturuluyor!”