Edelman Trust Barometer 2024 yayınlandı: Bilim ve inovasyonun güven sınavı!
Her yeni güne yeni bir bilimsel gelişmeyle uyanıyoruz. Bir tarafta Boston Dynamics’in robotları yetenek setlerini hızla geliştiriyor, diğer tarafta yapay zeka orantısız gücünü katlayarak büyütüyor, Elon Musk attığı bir tweet’le kendi şirketi Neuralink’in insan beynine çip yerleştirmeyi başardığını duyuruyor… Hal böyleyken gelişen teknolojiler ve inovasyonlar karşısında toplumların da algıları, güven duyguları yeniden şekilleniyor. Edelman’ın 24 yıldır düzenli yayınladığı Edelman Trust Barometer, bu yıl tam da bu noktadan referansla “Bilim ve İnovasyon Odağında Güven” konusuna yoğunlaşıyor. Peki, 28 ülkeden 32 binin üzerinde katılımcıyla gerçekleşen bu kapsamlı araştırmanın çıktıları bize neler söylüyor? Gelin birlikte bakalım…
2024 Ocak ayında Dünya Ekonomik Forumu programı dahilinde yayınlanan son raporda, kurumların inovasyon vaadinin, aynı zamanda toplum için refah vaadi olarak algılandığı belirtiyor. Bu bulguya bağlı olarak, Edelman Trust Barometer, inovasyon vaadinin topluma refah getirip getirmeyeceği konusunda güven sorunu oluşturduğuna, toplumsal istikrarsızlığa ve siyasi kutuplaşmaya yol açtığına, dolayısıyla toplumda “inovasyon-güven” bağlamında yeni bir ikilem yarattığına dikkat çekiyor.
Peki, bu ikilem karşısında şirketlere hangi roller düşüyor? İnovasyonlar hangi noktalarda güven bariyerine takılıyor? Tüm bu gelişmelerin toplumun tamamı için mi yoksa bir grubun lehine mi olduğu düşünülüyor? Hepsi ve daha fazlasının yanıtları Edelman Trust Barometer 2024’te…
İşte Edelman Trust Barometer 2024’ün öne çıkanları!
- Bilimsel süreçler sorgulanıyor; güven azalıyor. Neredeyse iki kişiden biri, geleneksel liderlere ve düzenlemelere güven eksikliği nedeniyle, bilimsel ve inovasyon süreçlerinin iyi yönetilmediğini ve güç kazanmak için kullanıldığını düşünüyor. Araştırmaya katılanlar, icatların bilimsel ve etik olarak değerlendirilmesini ve etkin olarak denetlenmesini istiyor. En önemlisi de buluşların hayatlarına olan etkisini kontrol edebilmek istiyor.
- Bilimin özerkliği konusunda endişeler yüksek. Küresel anket katılımcılarının yüzde 53’üne göre bilim, siyasete bulaşmış durumda. Bu oran ABD ve Çin için üçte ikiden daha fazla. Gelişen pazarlarda katılımcılarının yüzde 63’ü devletin bilim üzerinde çok fazla kontrol sahibi olduğunu düşünüyor.
- Gelişmekte olan ülkeler inovasyona daha çok güveniyor. Gelişmekte olan ülkelerde yaşayanlar, gelişmiş ülkelere kıyasla bilimsel süreçlere daha çok güveniyor. İnovasyon, her alanda gelişme yaratarak, kurumlara olan güveni artırıyor. Bu durum, güven ile ekonomik refah arasındaki ilişkiyi ortaya koyuyor.
- İnovasyona bağlı değişim zenginlerin lehine. İnovasyon süreçlerinin kötü yönetildiğini düşünen katılımcıların büyük çoğunluğu, toplumsal değişimin refah seviyesi düşük insana hiçbir katkı sağlamadığını düşünüyor. Sistemin zenginlerin lehine işlediği algısı yaygın.
- Yapay zekâ ve genetik bilim tartışmalı. Katılımcılar, yapay zekâ teknolojileri hakkında çok farklı kutuplaşan düşüncelere sahip. Katılımcılar, inovasyonun iyi yönetilmesi koşuluyla 12 puanlık farkla yapay zekâ teknolojilerini benimsiyor, diğer yandan 17 puanlık fark ile bu teknolojileri reddedenler mevcut; aradaki net fark 29 puan. Genetik tıp teknolojileri için ise aradaki fark 22 puan.
- “Tanıdıklar”, bilim insanları kadar güvenilir. Anket katılımcılarının yüzde 74’üne göre, inovasyon gerçekleri hakkında bireysel tanıdıklar bilim insanları kadar güvenilir. İnovasyon süreçlerinin iyi yönetilmediğini düşünen katılımcılar içinse bireysel tanıdıklar yüzde 72’lik bir oran ile bilim insanlarından daha güvenilir bulunuyor.
- Şirketler inovasyon lideri olmak zorunda. İş dünyasında büyüme için inovasyon vaz geçilmez bir zorunluluk. İş dünyası, hükümetlere kıyasla 52 puan daha fazla güvenilir bulunuyor ve 32 puan daha yüksek etik algılanıyor. Bu yüzden şirketlerin inovasyona odaklanması ve liderlik etmesi bekleniyor.
- Sektörlere olan güven, inovasyon süreçlerine olan güveni garantilemiyor. İnovasyon süreçlerine olan güven ile sektörlere olan güven arasında fark mevcut. Katılımcılarının yüzde 76’sı teknolojiye güveniyor, ancak yapay zekâya güvenenlerin oranı yüzde 50. Sağlık sektörüne güvenenlerin oranı yüzde 73, ancak genetik tıbba güvenenlerin oranı yüzde 50. Gıda ve içecek sektörüne güvenenlerin oranı yüzde 72, ancak GDO’lu besinler için oran yüzde 32…
- Kamu-özel teşebbüs ortaklığı için talep artıyor. Geçtiğimiz 10 yıl içinde, inovasyon süreçleri konusunda kamu-özel teşebbüs ortaklığına güvendiklerini söyleyen katılımcıların oranı yüzde 45 iken, günümüzde bu yüzde 60 oranıyla verilere yansıyor.
2024 Edelman Trust Barometer küresel raporunun tamamına ulaşmak için TIKLAYIN!