Tüketici elektrikli otomobile sıcak bakıyor fakat önemli bir bariyer var!
Sürdürülebilirlik akımı otomobil pazarını da ele geçirmeye hazırlanıyor. Son dönemde hem dünyada hem de Türkiye’de yaşanan felaketler tüketicide büyük bir iz bıraktı. Pandemiyle birlikte çevresel konularda farkındalık sağlayan kitle araştırmaya yüzde 78 olarak yansıyor ve hatta katılımcıların yüzde 66’sı elektrikli otomobiller için daha fazlasını ödemeye bile razı. Fakat önemli bir bariyer de var. Gelin EY Mobilite Tüketici Endeksi’ndeki detaylara bakalım…
Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY, Mobilite Tüketici Endeksi’nin sonuçlarını açıkladı. Endeks; Avustralya, Kanada, Çin, Almanya, Hindistan, İtalya, Japonya, Yeni Zelanda, Singapur, Güney Kore, İsveç, Birleşik Krallık ve ABD olmak üzere 13 ülkeden 9.000’den fazla tüketicinin elektrikli araç satın almaya ilişkin görüş ve eğilimini yansıtıyor.
Anket sonuçlarına göre; elektrikli araç satışlarında gelecek 12 aylık dönemde patlama yaşanacağı öngörülüyor. Gelecek yıl araç satın almayı planlayan her 10 tüketiciden 4’ü (yüzde 41) elektrikli araç satın almayı planlıyor. Söz konusu oranın Kasım 2020’deki endeks sonuçlarına göre 19 baz puan yükseldiği görülüyor. Bununla birlikte halihazırda elektrikli araç sahibi olan tüketicilerin yüzde 77’si bir sonraki aracının da elektrikli olacağını ifade ediyor.
Genel araç talebi arttı
Genel olarak tüketicilerin yüzde 50’si elektrikli ya da yanmalı motor bir araç satın almayı planlıyor. Söz konusu oranın Kasım 2020’deki endeks sonuçlarına göre 17 baz puan yükseldiği görülüyor. Tüketicilerin yüzde 65’i elektrikli ya da yanmalı motor bir araç satın almayı gelecek 12 aylık dönem için planlıyor.
Tüketici çevreye karşı sorumlu hissediyor
Anket sonuçları elektrikli araçlara olan ilginin temelinde çevresel endişelerin yer aldığını gösteriyor. Tüketicilerin yüzde 78’i Covid-19 pandemisinin çevresel konular ile ilgili farkındalığını arttırdığını belirtiyor. Elektrikli araç satın almayı planlayanların yüzde 53’ü bireysel olarak kendi çevresel etkilerini azaltmanın sorumlulukları olduğunu dile getiriyor.
Ankete katılan tüm tüketicilerin yüzde 66’sı elektrikli bir araç için daha fazla ücret ödemeyi kabul edebileceğini belirtirken, bir sonraki aracının elektrikli olacağını söyleyenlerde bu oran yüzde 91’e yükseliyor. Öte yandan elektrikli araç satın almayı planlamayan tüketiciler için fiyat en önemli belirleyici faktör olarak öne çıkıyor.
“Elektrikli otomobillerde dönüm noktasındayız”
EY Türkiye Mobilite Sektör Lideri Serdar Altay konu ile ilgili olarak, “Elektrikli araçlarda bir dönüm noktasındayız. Pandeminin etkilerinin devam ettiği bu dönemde tüketicilerin araç satın alma iştahlarının yüksek olmasının yanı sıra elektrikli araçlara yönelik talebin kayda değer şekilde arttığını görüyoruz. EY olarak elektrik araçların 2033 yılına kadar küresel araç satışlarını domine eden bir konuma geleceğini öngörüyoruz. Diğer bir önemli nokta ise çoğu tüketicinin çevresel kaygılar veya uzun vadeli maliyetlerin daha düşük olacağının anlaşılması nedeniyle elektrikli araç için daha fazla ücret ödemeye istekli olması. Bu da tüketici davranışında hem kendileri hem de dünyamız için faydalı olacak büyük bir değişim olduğunu gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.
Şarj altyapısı ile ilgili endişeler devam ediyor
Elektrikli araç pazarının ivmelenmesi beklenirken, diğer taraftan şarj altyapısı ile ilgili belirsizlikler devam ediyor. Elektrikli araç satın almayı planlamayan tüketiciler için şarj altyapısı en önemli belirleyici faktörler arasında yer alıyor. Elektrikli araç satın almayı planlayan tüketiciler de benzer endişeler taşıyor; yüzde 38’i yeterli sayıda şarj ünitesi bulunmadığını ifade ediyor. Elektrikli araç sahibi tüketicilerin yüzde 84’ü şarj etme lokasyonlarının ve yüzde 78’i ise şarj etme hızının en önemli sorunlar olduğunu belirtiyor.