Enflasyon günlükleri: “Yaşamıyoruz, ayakta kalmaya çalışıyoruz”
Günlük hayatın her alanında ekonomik zorlukların etkisi artarken tüketicilerin harcama alışkanlıkları da derin bir dönüşümden geçiyor. Yiyecek, barınma ve çocukların giderleri ve eğitim harcamaları gibi en temel ihtiyaçlar öncelikli hale geliyor, lüks harcamalar ise gerilere atılarak ekonomik denge sağlanmaya çalışılıyor. Bu dönemde insanlar, stresle başa çıkmak için alternatif yollar ararken bilinçli tüketim ve marka sadakati kavramları da yeniden şekilleniyor. Enflasyonun günlüklerini tutan Twentify, geliştirdiği yapay zeka platformu Quals.ai ile bu defa enflasyonda “yön bulma çabalarını” mercek altına aldı. İşte, Türkiye’de tüketicilerin ekonomik krize karşı aldığı önlemler ve yaşadıkları değişimlerin detayları…”
Önce temel ihtiyaçlar
Bütçe planlamalarında temel ihtiyaçlara öncelik veriliyor. Yiyecek, barınma ve çocukların eğitimi gibi zorunlu harcamalar, finansal planlamada ilk sırada yer alıyor. Diğer harcamalar ise mümkün olduğunca minimize edilerek ekonomik denge sağlanmaya çalışılıyor. Bu strateji ekonomik zorluklar karşısında ayakta kalabilmenin bir yolu olarak benimseniyor.
Her şeyden önce çocuklar
“Çocuklarımızın eğitim ihtiyaçları, sağlık giderleri önceliğimiz. Ekonomik zorluklara rağmen, onların eğitimi için gereken harcamalardan vazgeçmiyoruz.” 51 yaş, Erkek
“Çocuklarıma aldığım multivitamin markalarını değiştirmiyorum.” 31 yaş, Kadın
İhtiyaç mı istek mi?
İnsanlar para harcayacakları alanları temel olarak iki kategoriye ayırıyor: İhtiyaç ve istek… Kaçınılan ilk harcama kalemleri ise sosyalleşme ve eğlence olduğundan ekonomik stresle birlikte gelen depresiflik artıyor. Üzerine bir de yaşam standardının düşmesi eklenince stres ve kaygıyı iyice derinleştiriyor.
Kaçınılan harcamalar
- Sosyal aktiviteler ve eğlence
- Kıyafet ve aksesuar alışverişleri
- Tatil masrafları
- Alkol tüketimi
- Abur cubur ve atıştırmalıklar
- Teknolojik cihaz yükseltmeleri
- Kozmetik ve kişisel bakım ürünleri
- Bozulma riski olan gıda alımları
- Lüks marka ürünler
- Ev dekorasyonu ve yenileme
“Yaşamıyoruz, ayakta kalmaya çalışıyoruz” 25 yaş, Erkek
“Harcamaları minimum seviyeye indirerek asgari düzeyde hayatımı devam ettirmeye çalışıyorum” 31 yaş, Kadın
Baş etme yolları
Ekonomik zorluğun getirdiği stresle baş etmek için en çok başvurulan yol dışarıda zaman geçirmek. Doğada, açık alanlarda vakit geçirmek ve yürüyüş gibi aktiviteler daha çok tercih ediliyor. Bununla birlikte insanlar müzik dinleyerek, kitap okuyarak ve dizi/film seyrederek stresle baş etmeye çalışıyor.
“Kahve içiyorum, müzik dinliyorum, dans ediyorum, yürüyüş yapıyorum. Antidepresan kullanmıştım, umarım tekrar ihtiyaç olmaz.” 44 yaş, Kadın
“Bütçemizi zorunlu ihtiyaçlar haricinde kullanmıyor ve zorlamıyoruz. Sürecin normale gelmesini umut ediyoruz.” 51 yaş, Erkek
“Dışarıda yemek yeme olayını asgariye indirdim, kafelerde kahve içmeyi bitirdim, katlanır sandalye ve termos daha mantıklı geldi, eğer giyim açığım varsa indirimleri yakalamaya çalıştım.” 44 yaş, kadın
Planlamaya inanmak
Harcama planları oluşturmak, harcama limitleri belirlemek, harcamalarda önceliklendirme yapmak, tasarruf ve birikim planları oluşturmak bireyler tarafından benimsenen çözüm yolları.
Daha az ürüne ulaşmak ve sürekli neyin ihtiyaç neyin istek olduğu ikilemini yaşamak büyük bir baskı yaratıyor. Harcama düzenlerini bozan insanlar ulaşılamayanların listesi uzadıkça bu listenin altında daha da fazla eziliyor.
Liste uzadıkça baskı artıyor
“Daha öce lüks bir arabaya binememek batmazken, artık o da batar oldu” 43 yaş, Erkek
“Harcama limitini bir anda azalttım, bu yüzden de canım her şeyi çekmeye başladı ve bu beni daha da çok zorluyor.” 24 yaş, Erkek
Tüketiciler, sahip oldukları ürünleri daha özenli kullanma ve ürünler kullanılamaz hale gelene kadar aynı ürünü kullanma eğiliminde.
Yeni lüks “Güven”
Ulaşılabilir lüks arayışı yerini ulaşılabilir güvene bırakmış durumda. En azından vadettiği fonksiyonu yerine getiren markayı bulmak önem arz ediyor.
Bilinçli tüketim farkındalığı
Bilinçli tüketici davranışı gelişiyor ve insanlar alışverişlerinde daha akıllıca kararlar vermeye çalışıyorlar. Sadece ucuzu değil, kaliteliyi ucuza bulmaya çalışıyorlar.
“Almak istediğim ürünü günlerce araştırarak veya gerçekten ihtiyaç mı bu ürün 2 ay sonra da alınır mı diyerek her şeyi düşünerek hareket ediyorum” 34 yaş, kadın
Stok yapmaya devam
“Ülkede bir anda enflasyonun arttığı, doların ve zamların fırladığı dönemden beri ve elimdeki paranın eridiğini fark ettiğimden beri stok yapıyorum ve eldeki ürünleri daha verimli kullanmaya çalışıyorum.” 51 yaş, Erkek
“Artık her şeyi hakkını verene kadar kullanıyorum, tam performans istiyorum ve fırsat buldukça stok yapıyorum.” 37 yaş, Kadın
Alternatif marka arayışı
Tünelin ucundaki ışık görünmedikçe uygun fiyatlı markalara eğitim artıyor. Belirli markalar hala fonksiyonel fayda ve güvenilirlik için tercih edilse de “ödenen paraya değer” olma konusunda tüketicinin bilinç seviyesi tavan yapmış durumda.
“Bu fahiş fiyatlardan sonra markalarla hiçbir ilgi alakam kalmadı çünkü gücüm yetmiyor.” 31 yaş, Kadın
“Çikolata ve gofret gibi şeylerde marka değiştirdim. Kaliteli markalardan marketlerin ürünlerine geçtim. Sonuçta fiyat farkı çok yüksek, uygun fiyata ortalama kalite alıyorum diyebilirim.” 25 yaş, Erkek
Marka sadakati için ipuçları
Kalite, güven, uzun vadeli fayda ve dayanıklılık marka sadakatini sürdürme nedenleri. Tüketiciler zorlansa da bazı kategorilerde marka sadakatini duygusal faydadan çok fonksiyonel faydanın sağlaması marka sadakatinin devam etmesine imkan sağlıyor.” Sağlıklı, güvenilir, hijyenik, uzun ömürlü, dayanıklı, iş gören ve benzeri sıfatları sahiplenmek marka için sadakatin yolunu açık tutuyor.
Sonuç olarak…
• Çocuklar, sağlık ve eğitim ana öncelik,
• İhtiyaç mı istek mi sorusu hep akıllarda,
• Stresle baş etmek için arayış var,
• Sürekli planlama baskı da yaratıyor,
• Eldekinin kıymetini bilmek önemli,
• Ulaşılabilir lüks değil ulaşılabilir güven aranıyor,
• Bilinçli tüketici,
• Stoklama eğilimi devam ediyor,
• Sürekli alternatif arayışı var,
• Sadakat fonksiyonel faydada gizli.