Engel tanımayan markalar -1
Kapsayıcılık uzunca bir zamandır pazarlama evreninin gündeminde olsa da hem dünyanın hem de marka evreninin engelleri aşmak için gidecek daha çok yolu olduğunu ortaya koyuyor Marketing Türkiye adına XSIGHTS Araştırma ve Danışmanlık Şirketi’nin gerçekleştirdiği “Türkiye’nin Engel Tanımayan Markaları” araştırması… Eğitim hayatlarından iş yaşantılarına dek engelli bireylerin karşılaştıkları zorluklardan en büyük destekçilerine, markalardan beklentilerinden en çok bağ kurdukları isimlere dek kapsamlı bir analiz ortaya koyan çalışma, marka evreni için de anlamlı içgörüler sunuyor…
Daha iyi bir dünya hayali gerçek olacaksa muhakkak herkesi kapsamalı ve dünya, üzerinde bulunan her bir birey için daha yaşanılır olmalı… Gün gibi bir gerçek varken karşımızda, kitabın ortasından konuşmak gerekiyor. Öyle ki Marketing Türkiye adına XSIGHTS Araştırma ve Danışmanlık şirketinin gerçekleştirdiği “Türkiye’nin Engel Tanımayan Markaları” araştırmasının ilk bölümünde karşılaşılan veriler kapsayıcı bir dünya inşa etmenin henüz çok ama çok uzağında olduğumuzu kanıtlar nitelikte. Tamamı farklı düzeylerde engelleri bulunan katılımcılardan oluşan araştırmanın çıktıları açıkça gösteriyor ki; engelli bireylerin topluma dahil olmasının önündeki ilk zorluk toplumsal bilinç seviyemizin oldukça düşük olması.
Hal böyleyken katılımcıların yüzde 82’si bireyin topluma katılımda ilk büyük adımı olan eğitim kurumlarında yüksek seviyede zorluklarla karşılaştığını ifade ediyor. Akabinde iş hayatı başlıyor… Kurumlar için belirlenen kotalar bulunuyor olsa da katılımcıların yüzde 89’u iş hayatında yüksek seviyede zorluklara maruz kaldığını, her 4 engelli bireyden 3’ü ise işe alım sürecinde eşitsizlikle mücadele etmek zorunda olduğunu belirtiyor…
Z kuşağından mesaj var: Engelli yaşama dair toplumsal bilinç seviyemiz düşük
Katılımcıların yüzde 39,9’u Türkiye’de engelli yaşama dair toplumsal bilinç ve farkındalık düzeyinin yüksek olduğunu belirtirken; yüzde 44,5’i düşük olduğunu ifade ediyor. Yaş gruplarına göre verilen cevaplar incelendiğinde ise 18-24 yaş aralığındaki katılımcıların yüzde 70 oranında toplumsal bilincin düşük olduğunu beyan etmesi dikkat çekiyor. Öte yandan 35-44 yaş grubunun ise yüzde 52 ile en yüksek toplumsal bilinç puanlaması yaptığı görülüyor.
Eğitim sistemi sınıfta kaldı
Katılımcıların yanıtları eğitim sistemimizin sınıfta kaldığını gözler önüne seriyor. Katılımcıların yüzde 82,7’si eğitimde büyük zorluklar yaşandığını düşünüyor. Orta seviye zorluk yaşandığını düşünenlerin oranı yüzde 13,1 ve düşük seviyede bir zorluk olduğunu ifade edenlerin oranı yüzde 4,3 olarak verilere yansıyor. Yanıtlara cinsiyet kırılımında bakıldığındaysa kadın katılımcıların (yüzde 90,22) erkek katılımcılara (yüzde 76,82) nazaran daha yüksek seviyede zorluğa maruz kaldığı görülüyor.
Katılımcılara eğitim hayatında yaşanan zorluklar sorulduğunda; yüzde 70,9’u ulaşılabilirlik sorunları olduğunu, yüzde 54,4’ü fiziksel engeller olduğunu ve yüzde 42,4’ü özel ihtiyaçlarının karşılanmasında zorluk yaşandığını belirtiyor. Ulaşılabilirlik konusunda sorun yaşandığını düşünen kadın katılımcıların oranı yüzde 89,97 olarak verilere yansırken, erkeklerde bu oran yüzde 56,23 olarak karşımıza çıkıyor.
İş hayatında kapsayıcılıktan söz etmek mümkün mü?
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 23’üncü maddesi “Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır” diyor olsa da ülkemizde ne yazık ki engelli bireylerin yüzde 76’sı işe alımlarda ayrımcılığa uğradığını ifade ediyor.
Öte yandan çalışma hayatlarındaki koşullar sorulduğunda ise katılımcıların yüzde 89,1’i iş hayatında engellilerin yüksek seviyede zorluk yaşadığını belirtirken bu oran kadın katılımcıların yanıtlarında yüzde 97,59’a yükseliyor… İşe alım sürecindeki ayrımcılığı aşabilmeyi başaranlarsa iş hayatında engellilerin en sık yaşadığı diğer zorlukları yüzde 46,9 ile “ulaşılabilirlik sorunları” ve yüzde 45,7 ile “pozisyon atamalarındaki kısıtlamalar” şeklinde ifade ediyor.
Her 10 kişiden 6’sı devlet politikalarını yetersiz buluyor
Kapsayıcılık elbette en başta devletin görevi olarak kabul ediliyor. Öyle ki toplumsal düzeyde değişimden eğitim şartlarına, özel sektörden istihdama dek pek çok noktada devlet politikaları etkin bir rol üstlenebilir… Katılımcılara devlet politikalarının engelli hakları ve yaşamı için ne derece yeterli olduğu sorulduğunda; yüzde 58,8’i devlet politikalarını yetersiz bulduğunu belirtiyor. “Ne yeterli ne yetersiz” diyenlerin oranı yüzde 22,1 ve “yeterli” diyenlerin oranı ise yüzde 19,2 olarak karşımıza çıkıyor.
Devlet politikalarının iyileştirilmesi için hangi alanlarda çalışma yapılması gerektiği sorulduğunda ise katılımcıların yüzde 69,5’i mesleki istihdam, yüzde 69,3’ü eğitim ve yüzde 53,6’sı ise erişilebilirlik alanlarında düzenlemeler yapılması gerektiğini belirtiyor.
Araştırmanın Metodolojisi
Marketing Türkiye adına XSIGHTS Araştırma ve Danışmanlık Şirketi’nin 1 – 10 Nisan 2024 tarihleri aralığında CAWI tekniğiyle gerçekleştirdiği “Türkiye’nin Engel Tanımayan Markaları” araştırmasına 18 yaş ve üzeri toplam 500 kişi katıldı. Engelli bireylerin araştırma kitlesi olduğu çalışmada yüzde 40-59 arası engel düzeyi olan katılımcıların oranı yüzde 40,8, yüzde 60-79 arası engel düzeyi olanların oranı yüzde 19,3 ve yüzde 80 üzeri engel düzeyi olanların oranı ise yüzde 39,9 oldu.