Eros tatile çıktı, nefret modası başladı!
Zaman geçtikçe yaşayış biçiminin yanı sıra aşkın tanımı ve yoğunluğu da değişiyor. “Aşk gerçekten olmazsa olmaz mı yoksa abartılıyor mu?” sorusunu odaklanan OkCupid yanıtı kapsamlı bir araştırmada aradı. Sonuçlara göre insanların kimi aşk yoksunluğu çekerken kimi korkuyor kimileri ise “nefret etmek daha kolay” diyor…
“Aşk” kitleleri etkisi altına almaya devam ediyor
Aşkın insanların gözüne perde indirmesinin aslında kimyasal bir açıklaması var: Hormonlar… İnsana mutluluk, canlılık ve zindelik hissi veren serotonin hormonu, duygusal bir etkilenme durumunda, etkilenilen kişiyi düşünce sisteminde önceliklendiriyor. Bir adrenalin türü olan norepinefrin kalbi hızlandırıp avuçları terletiyor ve uykuları kaçırıyor. Dopamin ise ayakları yerden kesiyor.
OkCupid‘ın kullanıcılarının yüzde 81’i tarif edilen bu duyguyu bir şekilde yaşadığını söylüyor. Ancak bu kullanıcıların yüzde 30’u sadece internetten konuştukları birine aşık olabileceklerini düşünüyor. Erkeklerin yüzde 44’ü bu fikri kadınlardan daha çok benimsiyor…
İnsanlar ruh eşini aramayı bıraktı…
Kullanıcılar ayrıca, hormonlar bu kadar işin içindeyken dahi ruh güzelliğinin mutlu olmak için temel kriter olmadığını söylüyor. Fiziksel aşkın mutluluk için gerekli olup olmadığı sorgulandığında yüzde 85’lik bir “evet” oyu geliyor.
Sonradan “aşk” olmuyor
Kullanıcıların yüzde 49’u aşkın abartıldığını düşünürken yüzde 25’i de küçümsendiğinden yana. Yanıtlara göre aşk öyle sonradan olan bir şey değil. Kullanıcıların yüzde 66’sı hoşlanmadıkları birine zaman içinde aşık olamayacağını düşünüyor. Erkekler bu konuda da yüzde 10 daha iyimser.
Aşk tanrısı Eros yaz tatiline çıkmış görünüyor? Zira “Aşık olmak mı daha kolay yoksa nefret etmek mi?” sorusuna katılımcıların yüzde 66’sı “Nefret etmek daha kolay” diyor.
Akışına bırakmayı başaran yüzde 50’lik bir kitle var
Günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası olan sosyal medyanın aşk ve ilişkiler konusundaki etkisinin düşük olduğu görülüyor. Yüzde 63’lük bir kitlenin görüşü bu yönde… Yüzde 50’lik bir kitle aşık olmayı seviyor ve akışına bırakmayı başarıyor. Katılımcıların yüzde 20’si ise aşk yoksunluğu çektiğini belirtiyor. Nitekim serotonin hormonu aşkın ilk anlarından itibaren azalmaya başladığı için uzmanlara göre aslında her aşık olan bir süre sonra yoksunluk yaşamaya başlıyor.
Aşık olmak korkutucu mu?
Asıl can alıcı olansa, “Gerçek aşkı mı yoksa pek çok keyifli ilişkiyi mi tercih edersin?” sorusuna verilen yanıtlar. Kullanıcıların yüzde 71’i gerçek aşkı tercih ediyor.
Kadınların yüzde 20’si aynı dönemde birden çok ilişkiye tamam demeye meyilliyken bu oran erkeklerde yüzde 30.
Kadınlar aşk duygusunu tek bir kişiyle yaşamayı daha çok tercih etseler de aşık olmaktan erkeklere oranla daha çok korkuyor. “Delicesine aşık olmak korkutucu mu?” sorusuna erkeklerin yüzde 27’si, kadınlarınsa yüzde 35’i “Evet” yanıtını veriyor. Yani her ne kadar aşk başta büyülese de aynı şekilde korkutmaya devam ediyor.