Global arenada tanıdık bir yüz…
Markalaşmak, markayı global pazarlara taşımak zor zanaat. FLO da Türkiye’den demir alıp yolculuğunu küresel çapta sürdüren markalardan biri. Operasyonlarını genişleten markanın hem mağazacılık hem de üretim faaliyetlerinde önemli bir durağı da Fas olmuş. FLO ekibiyle beraber hem Fas’ı keşfetmek hem de markanın ülkedeki faaliyetlerini yerinde görmek ve üretim tesisinin açılışına katılmak üzere yola koyulduk…
İlginç bir ülke Fas. Esans kokuları, sesler, renk renk lezzetli baharatlar, her köşede farklı desenlerde kumaşlar ve kıyafetler… Adeta gelir gelmez beş duyunuzu birden etkisi altına alan bir cazibe hükümranlığı… Böylesine renkli bir ülkede, özellikle tarihi şehirlerin kalbi medina adı verilen, tüm bu cazibenin gözler önüne serildiği pazaryerlerinde atıyor.
Elbette, alışverişin bu denli kültürle iç içe geçtiği bir yerde beş sene gibi kısacık bir zaman diliminde “pazar lideriyiz” diyebilmek de hiç kolay değil; haliyle, üzerine basa basa, gururla söylüyor FLO Mağazacılık CEO’su Yenal Gökyıldırım. Hatta Fas bu konuda yalnızca bir örnek; Türkiye sınırlarını 2015’te aşan FLO, bu serüvende Kazakistan, Gürcistan, Azerbaycan, Özbekistan ve Irak’ta da pazar lideri konumunda diyor.
Değinmeden geçmemek gerek, Fas pek çok Türk markasına ev sahipliği yapıyor. Kısa bir araba yolculuğunda pek çok farklı alanda hizmet veren Türk mağazalarını görmek, billboard’larda sürekli tanıdık markalarla karşılaşmak mümkün. Öyle ki, tarihi pazaryerlerinde dahi ürünlerin arkasını çevirdiğinizde bir “Made in Türkiye” etiketiyle karşılaşmak olası. Faslılar da Türkiye’ye bir sempati hissediyorlar. Aslına bakılırsa bu bilgiye ilk duyduğumda pek önem vermemiş olsam da birebir deneyimleme şansını yakaladım. Havalimanında bir başka yolcununkiyle karışan bavulumun ardından, cebimden Türk pasaportunu çıkardığım anda yardım istemek için görüştüğüm herkesin yüzünde beliren gülümseme adeta pek çok şeyin özeti niteliğinde. Gezi boyunca da Türkçe konuştuğumuzu duyanların sıcak bir “merhaba”ları, Türk dizilerinden bildikleri karakterleri ve Türk siyasetçileri zikretmeleri hiç eksik olmadı.
FLO Fas’ta pazar lideri konumunda
İnsanların günlük hayatlarında Türkiye böylesine bir iz bırakmayı başarmışken, FLO işi bir adım daha öteye taşımış. Global bir marka olma yönünde çalışmalarını sürdürürken, Fas’a da bir üretim tesisi inşa etmiş. Böylece bizler de basın mensubu meslektaşlarımızla beraber, Fas Büyükelçisi Mustafa İlker Kılıç’ın da katılımıyla hem fabrikada üretimi yerinde gözlemledik hem de FLO Mağazacılık CEO’su Yenal Gökyıldırım’dan FLO’nun globalleşme hikayesini dinleme fırsatı yakaladık.
Fabrika gezimiz sırasında, FLO’nun üretim alanında 65 yıllık uzun bir geçmişe dayanan birikimini yurt dışına taşıdıklarını aktaran Gökyıldırım “FLO Group olarak, 2019 yılında Fas pazarında faaliyetlerimizi başlattık. Arada pandemi gibi bir süreç yaşanmasına rağmen bugün ülkede pazar lideri haline geldik. Bugün Fas’da 14 ilde 25 FLO ve 5 IN STREET olmak üzere 30 mağazamız bulunuyor. Fas’ta geldiğimiz bu nokta, bir ülkede hızlıca derinleşmenin en güzel örneklerinden biri oldu. Burada toplam 5 yılda 25 bin m2 satış alanına ulaşmak takdir edersiniz ki çok büyük bir başarı. Mağazalarımızın dışında toptan satış operasyonlarımızı sürdürüyoruz.
E-ticaret kanalında ise Fas’ta hem kendi e-ticaret sitesi hem de ülkenin en büyük online aktif olarak müşterilerimize hizmet veriyoruz. Toptan satış kanalımız aracılığı ile markalarımızı ülkenin kılcal damarlarına kadar yaygınlaştırıyoruz. Geldiğimiz noktada Fas pazarındaki başarılı yükselişimizi bir de fabrika ile taçlandırmış olmanın gurunu yaşıyoruz. Şanlıurfa’da bulunan global standartlardaki üretim tesisimizin ardından Fas’ta kurduğumuz üretim tesisimizle yalnızca Fas pazarına üretim yapmıyoruz. Aynı zamanda buradan Avrupa’ya ihracat yaparak ülke ekonomisine ilave bir katma değer yaratıyoruz.
Fas’taki bu üretim tesisimizde günlük 2 bin, yıllık ortalama 500 bin çift yapıyoruz. Tamamen endüstüriyel üretim yapabilmesi ve gelişmiş teknolojiler ile donatılmış olması fabrikamızı önce çıkarıyor. Ayrıca bu üretim tesisimizin, Fas’ta tamamen suni spor ayakkabı üretimi yapan tek fabrika olduğunu söyleyebilirim.
Sıklıkla vurguladığım gibi ürün ve üretim bizim şirketimizin DNA’sında yer alıyor. Gördüğünüz gibi global standartlarda üretim tecrübemiz bizi 360 derece entegre perakendecilik yaklaşımımızda bambaşka bir noktaya taşıyor. Fas’ta toplam 162’si fabrikamızda olmak üzere 427 kişiye istihdam sağlıyoruz. Kadın istihdamında da önemli bir yol kat ettiğimizi vurgulamak itiyorum. Fabrikamızda 93 kadın, 69 erkek çalışma arkadaşımız görev alıyor.
Fas’taki operasyonlarımız büyüme yolculuğumuza hız katıyor. Geçtiğimiz yıl Fas’ta 1,17 milyon adet satış yaptık. 2022 yılında Fas ciromuz 19 milyon dolar iken 2023 yılında 25 milyon dolara yükseldi. 2024 yılı 29 milyon dolara yükselmeyi hedefliyoruz. 2030 yılına geldiğimizde ise Fas’ta 50 mağaza ulaşmayı, ciromuzu da 55 milyon dolar bandına yükseltmeyi amaçlıyoruz.” diyor.
“Kopyalanamaz iş modeli” değişken koşulların sınavından da geçiyor
Gezi boyunca keşfetmeye çalıştığım noktalardan ilki, FLO’nun global çapta bir markaya dönüşüm yolculuğunun ardında yer alan vizyon oldu. Bu konudaki gözlemim, FLO ekibinin yerel koşullara adaptasyonunun üst düzeyde olduğu yönünde. İşe adeta bir expat ordusu kurarak, Fas’ta Faslıları sürecin dışında bırakarak yaklaşmamışlar. Aksine, hem Fas’ta kalifiye bir işgücü yetiştirmişler, hem de Türkiye’de eğitim gören ve iki kültürü de tanıyan çalışanları ekibe dahil etmişler. Kurulan fabrikada da uzun yıllardır ayakkabı üretimi yapan bir yerel üreticiyle ortaklığa giderek, bölgedeki üretim tecrübesini de yanlarına almışlar.
FLO’nun tüm çalışmaları yönetim alanında da yetkin isimlere emanet. Başta gezimizde bizlere eşlik eden FLO Mağazacılık CEO’su Yenal Gökyıldırım ve FLO Pazarlama ve Büyüme Genel Müdür Yardımcısı Gökçe Kunt, çok uluslu yapılarda çalışmaya alışkın, bir eli mağazacılıkta bir eli üretimde olan markaların yönetiminde usta profesyoneller. Nitekim, Fas operasyonunda da durum değişmiyor… Gezi boyunca markanın ülkedeki faaliyetlerini kendilerinden de dinleme fırsatı bulduğumuz FLO Ülke Müdürü Özgür Çapkur ve Merkez Bölge Müdürü Utku Karaca da perakendeciliğin deyim yerindeyse çıraklığından yetişen yöneticiler.
Beraberimizdeki FLO ekibine belki tekrar tekrar yönelttiğim, seyahat süresince aklımı çokça meşgul eden bir diğer soru daha oldu: Fas’ta FLO adına satış ve pazarlama faaliyetleri nasıl işliyor? Dinlediğim kadarıyla, Fas’ın ajans ekosistemi Türkiye kadar kompleks ve çeşitlilik arz eden bir yapıda değil. İdari başkenti Rabat olsa da ekonomik anlamda Kazablanka merkez olarak görülüyor. Aynı zamanda hem kültürel hem de tarihsel olarak başkent niteliğinde Marakeş, Fez ve Meknes şehirleri öne çıkıyor. Kısacası, iş yapış biçimleriyle beraber kitlelerin dağılımı ve özellikleri açısından da farklı bir dünya.
Tüm isimlerden konuya dair dinlediklerimin özeti olarak FLO’yu Fas’ta pazar liderliğine taşıyan formül, operasyonel tecrübe, yerel pazara uyum sağlama, yerelde insan kaynağı yetiştirme, FLO’nun üretim gücünü, kendi markalarını, lisanslı üretilen ürünlerini doğru konumlandırma ve farklı kitlelere hitap eden ürün gamıyla tüketicinin karşısına çıkmanın birleşiminden oluşuyor. Bir başka deyişle, Yenal Gökyıldırım’ın altını çizerek bahsettiği FLO’nun “kopyalanamaz iş modeli”, sınırları kalın çizgilerle belirlenen rijit bir yapıya işaret etmiyor. Aksine, Fas da dahil 29 ülkede mağazalar işleten, tüm kanallarla 60’ın üzerinde ülkeye uzanan bir iş modelinin pek çok farklı yerel koşulda işler olmasına vurgu yapıyor.
Çok markalı, çok kanallı…
Fabrika açılışının ardından, Kazablanka’da FLO ve IN Street mağazalarını da yerinde görme fırsatı yakaladık. Mağazalara girer girmez raflarda FLO’ya ait Kinetix, Polaris ve Lumberjack gibi markaların yanı sıra, lisanslı üretimle tüketicilerle buluşturulan Reebok ve Lotto gibi küresel markalarla hem çok uluslu hem de Türkiye’den, bizden bir hissiyat hakim. FLO’nun Fas’ta gözlemlediğimiz tüm iş süreçlerinde de aslında benzer bir durum söz konusu. Türkiye’deki tecrübeyle ortaya çıkan çalışma modeli, tasarım tarafında İtalya ve Çin’in de eklenmesiyle genişlerken, çok çeşitli ürün gamı, satış kanalları ve üç kıtada mağazalarla beraber global arenada tanıdık bir yüze dönüşüyor.
Yenal Gökyıldırım bu noktada, operasyonun mutfağındaki emeğe ve vizyona işaret ederek, “Tüm bu entegre yapıyı birlikte değerlendirdiğimizde ürün uzmanlığımız, çok kanallı ve çok markalı yapımız bizi dünyada eşine az rastlanır bir şirket haline getiriyor. Bu yapıyı etkin şekilde yönetmek için de çok ciddi bir teknolojik alt yapı gerekiyor. Bu kapsamda Yıldız Teknik Üniversite’nin Teknopark’ın da konumlandırdığımız FLO Teknoloji şirketimiz ile önemli bir açılım yaptık.
200 kişilik teknoloji ekibimiz ile kendi teknolojimizi kendimiz üretiyoruz. FLO Group olarak, 15 binin üzerinde doğrudan, 70 bin civarında dolaylı istihdam sunuyoruz. Geçtiğimiz yıl toplam 1 milyar 400 milyon TL yatırım yaptık ve 2023 yılında 42,1 milyar TL ciroya ulaştık. 55 milyon çift ayakkabı satış rakamına eriştik. 7 milyon adetin üzerinde giyim ve yaklaşık 20 milyon adet aksesuar satışı yaptık. Toplam ürün satış adedimiz 80,5 milyona ulaştı. Online kanallarımızda 380 milyon, mağazalarımızda 290 milyon olmak üzere toplam 670 milyon ziyaretçimizi kanallarımızda ağırladık.” diyor.
Tıpkı Asya ve Avrupa arasında medeniyetler köprüsü olmak gibi zorlu, ancak aynı ölçüde renkli ve keyifli bir görevi üstlenen Türkiye gibi, Fas’ın da Afrika ve Avrupa’nın birleştiği yerde benzer bir rolü var. Türkiye’de temellenen, arkasındaki uzmanlığı buradaki tecrübeden beslenen bir iş modeli için bu bakımdan belki de yer almanın en anlamlı olduğu ülkelerden birisi. Umalım ki bu tecrübe hem Fas’ta yer almak isteyen Türk markalarına yol gösterici hem de FLO’nun globalleşme yolculuğunda önemli bir mihenk taşı olsun…