Gıda etiketleri ürünlerin tüketici için ne oranda yararlı ya da zararlı olduğunu belirtiyor. Fakat bir de içerisinde yaşadığımız gezegen konusu var… Satın aldığımız gıda ürünlerinin gezegende bıraktığı izleri bilmiyoruz. Buradan yola çıkan İsveçli gıda şirketi Felix, iklim etkilerini paylaştığı bir pop-up kampanyası başlattı. Marka, bu bilgilere kalıcı olarak web sitesinde de yer veriyor. Bu akımı destekleyen başka markalar da var ve yeni bir gıda trendi doğuyor olabilir. Üstelik çeşitli ürünlerin karbon ayak izlerini onaylayan Carbon Trust tarafından yapılan bir anket, Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, İspanya, İsveç, Birleşik Krallık ve Birleşik Devletler’deki tüketicilerin üçte ikisinin de ürünlerde karbon etiketlerini görmek istediğini ortaya koydu.
Felix, Ekim ayında iki gün boyunca tüm ürünlerin karbon ayak izine göre fiyatlandırıldığı bir pop-up mağaza açtı. Ürünlerin emisyonları ne kadar çoksa, fiyat da o kadar yüksek oldu. Kampanyanın ana fikri, ürünler açıkça etiketlendiğinde alışveriş yapanların iklim dostu seçimler yapmasının ne kadar kolay olduğunu göstermekti. Her müşteriye, bir haftalık yiyecek alışverişi için “karbondioksit oranına eşdeğer” bir bütçe verildi. Pop-up farkındalık yaratmak için kısa bir girişimdi fakat Felix, ürünlerinin yetiştirilmesinden paketlenmesine kadar olan tüm sürecin sera gazı emisyonlarını web sitesinde kalıcı olarak listeliyor.
Marka, İsveç’teki gıda emisyonu ortalamasının altındaki ürünlerine “düşük iklim ayak izi” etiketi veriyor. Felix Pazarlama Müdürü Thomas Sjöberg, etiketlerin kolayca anlaşılmasının önemli olduğunu söylüyor.
“Rakamların tek başına tüketiciler için anlamlı olmadığını biliyoruz” diyen Sjöberg, “Rakamları anlamlandırmak için, mevcut ortalamayı ve hangi iklim ayak izinin düşük olduğunu açıkça gösteren bir iklim ölçeği oluşturduk” açıklamasında bulundu.
Çeşitli ürünlerin karbon ayak izlerini onaylayan Carbon Trust tarafından yapılan bir anket, Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, İspanya, İsveç, Birleşik Krallık ve Birleşik Devletler’deki tüketicilerin üçte ikisinin ürünlerde karbon etiketlerini görmek istediğini ortaya koydu. Carbon Trust’a göre, henüz hiçbir hükümet etiketlemeyi yasal bir zorunluluk haline getirmedi. Ancak iklim etiketleri yeni bir trend oluşturmaya başladı. Vegan ürünler sunan marka Quorn, bu yılın başlarında ürün hacminin yüzde 60’ı için hazırladığı iklim etiketlerini piyasaya sürdü ve Unilever da kısa süre önce tüm ürünlerinin karbon ayak izini açıklamak için hazırlıklarını tamamladı.
Gıda ürünlerinin karbon ayak izini hesaplamak kolay değil ve markalar, tüm üretim süreci boyunca emisyonları doğru hesaplamak için belirledikleri çözüm ortaklarıyla çalışıyorlar. Oatly, İsveç’teki Chalmers Teknoloji Üniversitesi’nden doğan bir girişim olan CarbonCloud’un yardımıyla, tarımsal işlemlerden markete kadar yulaf bazlı içeceklerinin ayak izini hesaplıyor.
CarbonCloud CEO’su David Bryngelsson, “Gıda üreticilerinin, kolayca hesaplama yapmalarına olanak tanıyan bir web platformu geliştirdik” diyor. Oatly gibi şirketler, ürün bileşenleri, enerji kullanımı, atık üretimi ve ürünlerin nasıl sevk edildiğini içeren bilgileri giriyor ve geri kalanını CarbonCloud’un web aracı yapıyor.
CarbonCloud, aralarında Estrella, Nude ve Naturli’nin de bulunduğu yüzlerce ürün ve markanın çözüm ortağı oldu ve ilginin hızla arttığını söylüyor. Bryngelsson, “Sektör mümkün olduğu kadar az çalışmayla güvenilir ve detaylı bilgi almak istiyor” diyor. Şu anda gıda endüstrisinin karbon rakamlarını hesaplamak için standartlaşmış bir yaklaşım yok, ancak Sjöberg en önemli şeyin tüketicilere şu anda mevcut olan bilgileri vermek olduğunu söylüyor ve ekliyor, “Umarım gelecekte, karbon ayak izinin hesaplanması ve etiketler konusunda ortak bir zemin göreceğiz ama şu an için iklim bekleyemez.”
Sürdürülebilirlik ve iklim dostu marka anlayışı salgınla birlikte trend haline gelen bir konu oldu. Gıda sektöründe yeni filizlenen bu konu, küresel bir trend doğuruyor olabilir.