Ezberler bozuldu! Türk halkının hayalinde “başka” bir belediye var!
İkinci yüzyılına merhaba diyen Türkiye yine, yeniden büyük bir seçimin şafağında… Bir tarafta son belediye seçiminde üç büyük şehri domine eden Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayları, diğer tarafta Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinden zaferle ayrılan Ak Parti’nin yeni adayları ve stratejileri… Üstelik bu kez ortak aday stratejilerinin de şimdilik rafa kalktığını düşünürsek hayli çetin bir yarışın bizleri beklediği bir gerçek… Peki, Türk halkının hayalindeki belediye başkanının özellikleri neler? Hangi stratejiler bu seçimde kilit rol oynayacak? Seçmen kimlere “asla oy yok” yok diyor? Yanıtlar Marketing Türkiye adına Aksoy Araştırma’nın gerçekleştirdiği “Hayalimdeki Belediye” araştırmasından geliyor…
Türkiye yine sıcak bir seçim gündemiyle karşı karşıya. Bir önceki belediye seçimlerinin özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde ne derece çekişmeli geçtiğini hatırlarsak önümüzdeki günlerde atmosferin daha da ısınacağını öngörmek zor değil. Marketing Türkiye adına Aksoy Araştırma’nın gerçekleştirdiği “Hayalimdeki Belediye” araştırmasında açıkça görülüyor ki seçmen tarafında beklentiler hayli değişmiş durumda. Görünen o ki günümüz seçmenini geleneksel hizmet anlayışlarıyla ikna etmek artık pek de mümkün değil. Katılımcıların yüzde 78’i her ne kadar diğer belediyecilik hizmetlerini tam verse de çevreye yatırım yapmayan anlayışa, yüzde 70’i sosyal yardım yapmayan anlayışa, yüzde 69’u ise kadınlara yönelik projeleri olmayan anlayışa oy vermem diyor!
Peki toplumun gönlünde yatan belediye başkanı hangi vasıflarıyla fark yaratıyor? Önem sıralamasında hangi projeler öne çıkıyor, sosyal yardımlarda kimler önceliklendiriliyor? Dahası hangi adaylar için “keşke benim şehrimde aday olsaydı” deniyor? Yanıtlar araştırmanın satır aralarında…
Benim belediye başkanım “adil” olmalı!
Toplumsal kutuplaşmanın etkisiyle ideal belediye başkanında eşit hizmet ve adil olma arayışı önceki yıllara göre daha fazla öne çıkıyor. Zira katılımcılara ideal bir belediye başkanın özellikleri sorulduğunda yaklaşık her 3 kişiden 1’inin yanıtı “Adil olmalı” oluyor. Türkiye toplumunun sistemden çok kişilere inanmayı tercih ediyor oluşu; halkın içinden, çalışkan, güvenilir ve sorun çözme yeteneği olan yerel yöneticileri aramasından anlaşılıyor.
Doğal afetlere hazırlık önemli ama gündelik yaşam öncelikli…
Araştırmada toplumun yerel yönetimlere bakışında “önemli” olan ile “öncelikli” olan da ayrıştırılmaya çalışıldı. Öncelikli olanlarda gündelik yaşamı etkileyen yol, çevre, ulaşım, altyapı gibi çalışmalar öne çıkarken, önemli olanlarda ise başta deprem olmak üzere doğal afetlere hazırlık, altyapı, su kanalizasyon hizmetleri ve sosyal yardımlar gibi daha çok yaşam hakkını koruyan çalışmalar olduğu dikkat çekiyor.
Vatandaş artık sosyal belediyecilik bekliyor!
Kuşaklar arası fark her dönem anlamlı boyutta mevcuttu. Fakat özellikle Y ve Z kuşağının önceki kuşaklara göre ayrımı görece bir miktar daha keskin. Bu nedenle geçmiş dönem sadece yol, asfalt, kanalizasyon gibi hizmetler beklenen belediyelerden, bugün artık kreş, kütüphane, kültür sanat faaliyetleri, eğitim hizmetleri, çevre, sokak canlılarına destek, başta kadınlar olmak üzere istihdam desteği gibi beklentilerin oluştuğu görülüyor.
Kadınlara yönelik projesi olmayanlara oy yok!
Yüzde 60’lık bir kitle, her ne kadar diğer belediyecilik hizmetlerini tam verse de sokak hayvanlarını beslemeyen bir belediyeye oy vermeyeceğini belirtiyor. Aynı şekilde kadınlara yönelik projeleri olmayan belediyeye oy vermem diyenlerin oranı yüzde 69’u bulurken sosyal yardım yapmayan belediyeye oy vermeyeceğini belirtenlerin oranı yüzde 70’e kadar çıkıyor. Çevreye yatırım yapmayan belediyeye oy vermem diyenler yüzde 78,3 olarak verilere yansıyor.
İlçe belediyeleri sınıfta kaldı!
Katılımcılardan yaşadıkları ilçenin belediye başkanının 5 yıllık icraatlarından ne derece memnun oldukları sorulduğunda ise ortaya vahim bir tablo çıkıyor. Mevcut ilçe belediyelerinden memnuniyet oranı yüzde 27,3 olarak verilere yansırken, memnun değilim diyenlerin oranı yüzde 45,7 olarak karşımıza çıkıyor. Buradan yola çıkarak toplumun gözünde ilçeler düzeyindeki belediyecilik karnesinin zayıf olduğunu söylemek mümkün.
Sosyal yardımlarda öncelik yoksul ailelerin
Sosyal belediyeciliğin bunca önem kazandığını gördüğümüz araştırmada, katılımcılara sosyal yardımlar içinde nelerin önceliklendirilmesi gerektiği sorulduğunda yoksul ailelere verilecek erzak desteği (yüzde 43,3) radikal bir biçimde ayrışarak zirvede yer alıyor.
Partimin adayına değil beğendiğim adaya oy veririm
Türkiye toplumunun siyasal tercihler konusunda pragmatist bir yaklaşım sergilediği araştırma verilerine açıkça yansıyor. Genel seçime giderken partilerin adaylarına bağlı kalma eğilimi son derece yüksekken, yerel seçimlerde de bir o kadar düşük olduğu her seçim döneminde anlaşılıyor. Katılımcıların yüzde 29’u “belediye başkanlığı seçiminde partimin adayına oy veririm” derken, yüzde 71’i beğenirse, kendisine karşıt görüşte olan bir partinin adayına oy vereceğini belirtiyor.
Geri dönüşüm projelerine dikkat!
Araştırmada çevre ve sürdürülebilirlik projelerinin oy verme kararında etkili olacağını belirtenlerin oranı yüzde 68,5 olarak karşımıza çıkıyor. Katılımcılara çevre ve sürdürülebilirlik alanında belediyelerden beklentileri sorulduğundaysa her 2 kişiden 1’inin yanıtı geri dönüşüm projeleri olurken, her 3 kişiden 1’i belediyelerden daha fazla yeşil alan oluşturmalarını beklediğini ifade ediyor.
Keşke benim şehrimde aday olsaydı…
Belediye seçimleri tıpkı milletvekili seçimleri gibi şehir şehir ilgiyle takip ediliyor, 5 yıl süresince seçmenler yalnızca yaşadıkları şehirlerin belediyelerini değil özellikle Büyükşehir belediyelerinin başkanlarını da gözlemliyor. Bu noktadan referansla katılımcılara “Son dönemde görev almış Büyükşehir belediye başkanlarından hangisi için ‘Keşke benim şehrimde aday olsaydı’ dersiniz?” sorusu yöneltildiğinde yaklaşık her 3 kişiden 1’i Mansur Yavaş ve yine ona çok yakın oranda bir kitle Ekrem İmamoğlu yanıtını veriyor. Fatma Şahin yüzde 16,3’le üçüncü sırada yer alırken Tunç Soyer yüzde 4,5’le kendisine dördüncü sırada yer buluyor.
Türkiye’yi tek bir belediye yönetseydi…
Son olarak katılımcılara yöneltilen soru ise “Türkiye’ye tek bir belediye hizmet verseydi hangi belediye olmasını isterdiniz?” oldu. Yanıtlar arasında rakiplerinden ayrışarak zirve mücadelesini Ankara Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi verirken yüzde 0,3’lük bir farkla ipi Ankara Büyükşehir Belediyesi göğüslüyor.
Tunceli Belediyesi’nin büyükşehir olmamasına rağmen sıralamada yer bulması dikkat çekerken, takdiri halk dilinde “Komünist Başkan” lakabıyla anılan ve bu dönem Kadıköy Belediye Başkanı adayı olan Fatih Mehmet Maçoğlu kazanıyor demek mümkün…
Araştırmanın Metodolojisi
Aksoy Araştırma tarafından gerçekleştirilen “Hayalimdeki Belediye Araştırması” kapsamında yüzde 95 güven aralığında yüzde 3 hata payı ile Türkiye genelinde 1067 kişiden veri toplandı. Araştırmanın amacı, seçmenin hayal ettiği belediye algısını ve tercihlerini ölçümlemekti. Araştırmada Türkiye geneli temsili bölge dağılımı, yaş, cinsiyet ve 2023 Genel Seçim dağılımı gözetildi.
“Belediyecilik” ezberi bozuldu
✓ Türkiye’de sosyolojik dönüşümün en belirgin olduğu zamanlardan birindeyiz. Y kuşağı artık ortanca kuşak halinde. Ekonominin yükü de o kuşağın omzunda, ailelerdeki kanaat önderliği de. Haliyle toplumsal yaşamın her alanında belirleyici bir güce sahip.
✓ Bu dönüşümün etkilediği alanlardan biri de seçmenin yerel yönetimlerden beklentilerinin değişmesi konusu. Çok değil henüz bir kuşak öncesinin yerel yönetimlerden talepleri son derece sınırlıydı. “Belediye evin önüne asfalt döksün, kaldırımlar kırık olmasın.”
✓ Yeni kuşaklar belediyelerden kütüphane açmasını, kültür sanat faaliyetlerini, konserleri, sokak canlılarını korumasını, engelliler başta olmak üzere dezavantajlı grupların yaşamına dokunmasını, yeşili koruyup büyütmesini, akıllı şehir uygulamalarını ve daha birçok hizmeti bekliyor.
✓ Bu dönüşümde son 20 yılda üniversitelileşme oranının artmasının da payı yüksek. Başta İstanbul olmak üzere artık büyükşehirler sanayi emekçisi mavi yakalıların değil plazalardaki fikir emekçisi beyaz yakalıların ağırlıkta olduğu şehirlere dönüştü.
✓ Örneğin özellikle son 5 yılda İstanbul’da DE grubunda anlamlı bir azalış varken AB grubunda anlamlı bir artış söz konusu. Doğrudan yoksul olarak kabul edeceğimiz DE grubunun bir kısmı yaşam maliyetleri nedeniyle büyükşehirlerin dışına çıkarken bir kısmı da emeklilikte memleketlerine dönmeyi tercih ediyor.
✓ Bugüne kadar siyaset ve siyasetçiler ağırlıklı olarak kasabalıydı. Toplum değişti. Kasabalı siyasiler toplumu anlamakta zorlanıyor. Kentlilerin ise önü açık.