Hibrit bir gelecek tasarlarken neleri gözden kaçırıyoruz?
Hibrit modelin çalışanlar için daha fazla esneklik ve özerklik gibi faydalar sağlaması gerektiği aşikar. Bu fikre birçok çalışanın sıcak baktığı da malum. Hatta kimi araştırmalar, çalışanların yüzde 83’e kadarının pandemi sonrasında hibrit modele geçmek istediğini gösteriyor. Yine de, gerçekten başarılı bir şekilde uygulayabileceğimiz bir model mi? Her ne kadar evden çalışmayla ofise gitmeyi birleştiren ve gelecekteki iş yapış şekillerimizi belirlemek adına ideal bir çözüm olarak görülse de, buna karşı olan güçlü tezler de var. Hibrit çalışma modelinin dezavantajları neler ve hibrit modelden başarılı bir şekilde faydalanacaksak, bunlardan kaçınmak için ne yapabiliriz? Gelin yanıtları birlikte arayalım…
Herkes için adil bir model mi?
Maalesef bazıları mesleği gereği hibrit modelde çalışamaz. Bu da ofis içerisinde bazı “kızgınlıklara” zemin oluşturabilir.
Oxford Üniversitesi’nde Yönetim Profesörü olan Michael Smets, “Hibrit çalışmanın ‘yeni normal’ olarak sunulmasının kapsamı beni şaşırttı” diyor ve ekliyor: “Birçok kişi için hibrit çalışma, anlaşılması zor bir rüya olarak kalacak. Seçilmiş, hatta ayrıcalıklı bir iş grubu için yeni normal haline gelebilir. Bu, eski ‘beyaz yakalı’ ve ‘mavi yakalı’ iş ayrımını anımsatıyor.”
McKinsey Global Enstitüsü‘nün bir ortağı olan Anu Madgavkar‘a göre ise, farklı mesleklerdeki çalışmaların yaklaşık yüzde 50 ila yüzde 60’ının sahaya özel bir şekilde yapılması yani belirli bir konumda gerçekleşmesi gerekiyor. Hatta aynı ofis içinde bile bazı ekiplerin ofise tam zamanlı olarak gelmelerini gerektiren görevleri olabilir. Madgavkar, şirketlerin “bu ‘iki yönlü’ modele karşı temkinli” olduğunu söylüyor. Ne de olsa analistler, evde ve ofiste işçileri ayırmanın, bir grubun şirket içinde diğerlerinden daha fazla dışlanmış hissettiği iki ayrı organizasyon kültürü yaratabileceğini söylüyor.
Ekstra maliyetler doğurabilir
Ayrıca dikkate alınması gereken bazı pratikler de var. Hibrit model ekstra maliyetler içerebilir.
Bu noktada Madgavkar, potansiyel siber güvenlik harcamalarında büyük artışlara işaret ediyor. Siber suçluların rüyası olarak tanımlanan hibrit model, çalışanların şirket ağlarını kullandıkları cihazlarla veri göndermesi ve alması elbette bazı güvenlik açıklarını tetikleyecektir.
Şirketler ayrıca çalışanların çalışma ortamının amaca uygun olmasını sağlamak için de ekstra maliyetlere maruz kalabilir.
Bu, ofis gayrimenkullerinde küçülme ile potansiyel olarak dengelenebilir. Daha az insan geliyorsa, ofisler daha küçük olabilir. Bununla birlikte, bunun potansiyel dezavantajları da var. Çalışanlar, kişisel alan eksikliğinden dolayı morallerinin bozuk olduğunu hissedebilir ve ayrıca personelin her seferinde kendi iş ortamını yeniden oluşturması gerekiyorsa, ev ve ofis arasında geçiş yapmak zor olabilir.
Nasıl yapılandırılır?
Gün belirtmeden çalışanlarının ofiste belirli sayıda gün geçirmelerini talep eden şirketler var. Ancak uzmanlar, ekiplerin programlarını koordine etmemesi durumunda sorunların ortaya çıkabileceğini söylüyor. Örneğin, Salı ve Perşembe günlerini ofiste geçiren bir çalışanın takım arkadaşları Pazartesi ve Çarşamba günleri ofise giderse, yüz yüze ofis zamanının en büyük avantajları kaçırılmış olur.
Essex Üniversitesi’nde uzaktan çalışma ve üretkenlik üzerine çalışan bir ekonomi profesörü olan Christoph Siemroth, çalışanların ofis günlerini koordine etmemesi durumunda olası iletişim sorunlarına işaret ediyor; “Evde ve ofiste çalışanların bir arada olması, ekip iletişiminin etkin bir şekilde dağıtılmasını zorlaştırır; Sonuçta, bazı meslektaşlarınızla yüz yüze istişarelerde bulunuyorsanız, uzaktaki meslektaşlarınızı aynı bilgilerle Slack veya diğer sanal platformlar aracılığıyla güncellemeyi unutmanız kolaydır.”
Bu nedenle, yöneticilerin kaynaklara, belgelere ve güncel bilgilere her zaman erişilebileceği güçlü, merkezi bir sisteme sahip olması gerektiğini söylüyor Siemfort, ancak bunun yöneticiler için daha fazla mesaiye sebep olabileceği konusunda da uyarıyor.
Haksız rekabet tehlikesi
Bir başka uzun vadeli sorun da adalet… Çalışanların yöneticileriyle daha fazla yüz yüze gelmelerini gerektiren endişeleri var. Terfi ve ödemeler endişelerin başında geliyor. Siemroth, “Ofise giden insanlar daha görünür oluyorlar, ofise gelmek için zaman ve çaba harcıyorlar ve patronlar bunu takdir ediyor” diyor.
İngiliz çalışanların yüzde 54’ü pandemi sırasında (yetkililer onlara evde kalmalarını söylediğinde bile) ofise gelmek için baskı hissettiklerini bildirirken, pandemi sırasında uzaktan çalışanlarda ortalama çalışma saatleri 30 dakikayı aşkın arttı.
Farklı demografi, farklı ihtiyaçlar
Kimin ofise gelip kimin gelmediği konusu tamamen hırsla ilgili değil. Mesela ebeveynler için uzaktan çalışma iyi bir seçenek olabilir. Bu, özellikle ev ve çocuk bakımı sorumluluklarından orantısız bir pay alan kadınları etkileyen bir durum. Bazı uzmanlar, daha fazla kadının evde çalışmayı tercih etmesi gerçeğinin, erkeklerin ofislerdeki kadınlardan önemli ölçüde daha fazla görünür olduğu bir duruma yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Ayrıca, istatistikler genç çalışanların iyi bir evde çalışma düzenine sahip olma ihtimalinin çok düşük olduğunu gösteriyor. Birleşik Krallık’taki 18-34 yaş arası çalışanların pandemi sırasında yataklarından çalışma oranları, yaşlı çalışanlara göre iki kat daha fazlaydı. Ayrıca, pandemi sırasında meslektaşlarından ve özellikle de yöneticilerden en çok uzaklaştığını hisseden ve birçoğu kariyerlerinin ilk aşamalarındaki mentorluğu kaçıran bir gruptan söz ediyoruz. Onların ofiste olma ihtiyaçlarını diğer çalışanların gereksinimleriyle dengelemek zor olabilir.
Kötü uygulama işyeri eşitliğini yıllarca geri götürebilir
İşlerin nasıl ilerleyeceğini söylemek için henüz çok erken. Ancak uzmanlar, hibrit çalışma modelinin nasıl yapılandırıldığı ve şirketler arasında nasıl yayıldığı konusunda dikkatsiz olmanın felakete yol açabileceğini söylüyor.
Smets, “Hibrit çalışma iyi uygulandığında, işgücüne daha fazla katılım sağlamanın yanında çalışanlara ihtiyaç duyduğu esnekliği sunma potansiyeline sahip” diyor ve ekliyor; “Kötü bir şekilde uygulandığındaysa, işyeri eşitliğindeki ilerlemeleri onlarca yıl olmasa da yıllarca geri götürebilir.”
Kaynak: BBC
Çalışanlar şirketlerinden hibrit çalışmanın kalıcı olacağına dair güvence istiyor!