Hızlı modanın yerini “ultra hızlı moda” alıyor
Moda hızlanıyor ve hatta hızlı modanın yerini ultra hızlı moda alıyor. Hal böyle olunca piyasaya benzeri görülmemiş hacimlerde yeni giysiler sunuluyor. Benzer şekilde tüketiciler de her zamankinden fazla kıyafet satın alıyor ve bu durum sürdürülebilirlikten oldukça uzak… Aslında sorun, birçok sürdürülebilirlik girişiminin hala ekonomik fırsatları ve büyümeyi çevresel kaygıların önüne koymasından kaynaklanıyor.
Gezegenin sıcaklığını 2 derecenin altında tutmak için moda endüstrisi hızla aksiyon almazsa 2050 yılına kadar kalan karbon hakkının 4’te biri tükenebilir ve 2030 yılında kadar elyaf üretmek için yüzde 35 daha fazla arazi kullanılabilir… Son 15 yılda kıyafet üretimi iki katına çıkarken, bu kıyafetleri giyme süremiz yaklaşık yüzde 40 azaldı. BBC, son raporunda insan ve çevre refahını sürdürülebilir kılmak için “sağlıklı gardırop” öneresinde bulunuyor. Peki nedir bu “sağlıklı gardırop”, gelin yakından bakalım:
- Bireysel düzeyde bu kavram, daha az yeni giysi satın almak ve giysilerimizin nereden geldiğini yeniden düşünmek anlamına işaret ediyor. İkinci el kıyafetler satın almak veya kiralama hizmetlerini kullanmak, gardırobu daha az etkiyle değiştirmenin yolları arasında yer alıyor.
- Büyüyen yavaş moda hareketi, giysilerin niceliğinden çok kalitesine odaklanıyor ve kısacık trendler yerine klasik tarzları tercih ediyor. Ömrünü uzatmak için halihazırda sahip olduğumuz giysilerin onarımına ve bakımına, örneğin dikiş dikme, tamir etme ve uzun süredir kaybedilen diğer becerileri yeniden canlandırmak gibi konulara yeniden önem vermek gerekiyor.
- Sağlıklı gardırop, aynı zamanda mevcut moda iş modellerinden uzaklaşmak ve iş birlikçi tüketim modelleri, B-corp’lar, kar amacı gütmeyen sosyal girişimler gibi yeni değişim sistemlerini benimsemek anlamına geliyor. İş birlikçi tüketim modelleri, kıyafetlerin paylaşılmasını veya kiralanmasını demekken, sosyal girişimler ve B-corp’lar ile çalışanlar için geçim ücreti sağlamak ve çevresel etkileri en aza indirmek veya ortadan kaldırmak gibi kâr elde etmenin ötesinde amaçları olan işletmeler kastediliyor.
- Son olarak, özünde çevreye saygılı olan yerli moda tasarımı bilgisini dahil etmek de dahil olmak üzere çeşitli giyim kültürlerini beslemek gerekiyor. Topluluklar ise, giysilerin kültürel değerini tanımaya ve giysilerle duygusal bağları yeniden kurmaya ve uzun süreli kullanım ve bakımı desteklemeye teşvik edilmeli.
Marketing Türkiye için Areda Piar’ın gerçekleştirdiği “Hazır Giyimde Kuşakların Marka Tercihleri” araştırması pazardaki çetin rekabeti de gözler önüne seriyor. Çalışmaya göre LC Waikiki, Y, X ve Baby Boomer kuşaklarının en sık tercih ettiği marka olsa da Z kuşağını Koton’a kaptırıyor. Söz konusu denim olduğunda ise tüm kuşakların tercihi açık ara farkla Mavi’den yana…