İsraf rakamları görmezden gelinemeyecek oranda arttı!
Türkiye doğal kaynaklar açısından en zengin ülkelerden biri. Buna rağmen su ve diğer doğal kaynakların tükenme tehlikesiyle net bir şekilde yüzleştiğimiz bir dönemden geçiyoruz. Yapılan pek çok araştırma da bu vahim gerçeği doğruluyor. Temel İhtiyaç Derneği’nin rakamlarına göre Türkiye’de yılda 7.762.575 ton gıda israf ediliyor. Birleşmiş Milletler’in raporuna göre ise 2030 yılında dünya nüfusunun yarısından fazlası ciddi bir su kriziyle karşı karşıya kalacak. Hayatın her alanını etkileyen pandemi israf konusunda da toplumdaki bilinç düzeyini artırmış görünüyor. Pek çok araştırma bu dönemde tüketicilerin tasarruf yaklaşımının güçlendiğine işaret ediyor. Peki bu farkındalık teoriden pratiğe döndü mü? Hızla değiştirdiğimiz alışkanlıklarımız ve yaşam tarzımızda tasarruf konusunu önceliklendirebildik mi? En önemlisi de tasarruf konusunu hayatımıza doğru bir şekilde entegre edebildik mi? Bu sorulara yanıt vermek amacıyla Marketing Türkiye için Aksoy Araştırma tarafından gerçekleştirilen “İsraf ve Tasarruf Araştırması” Türk halkının israf ve tasarruf konusundaki tansiyon noktalarını gözler önüne seriyor.
Geçim sıkıntısı en büyük tasarruf sebebi
Katılımcıların ana tasarruf motivasyonu “geçim sıkıntısı” (yüzde 27,3) olarak karşımıza çıkıyor. Pandemi şartlarının geleceği bir hayli belirsizleştirmiş olmasının bir yansıması olarak “geleceğe yatırım” (yüzde 26), “ekonomik sıkıntı çekmemek” ve “israf olmaması” (yüzde 11,2) da diğer motivasyon kaynakları olarak sıralanıyor.
Genel tasarruf alışkanlıkları da fiyat odaklı
Genel tasarruf alışkanlıkları sorulduğunda yine ilk başvurulan yöntemin ihtiyaç dışında ürün satın almamak (yüzde 87,3) olduğu görülüyor. Yüzde 50 bandını aşan diğer tasarruf yöntemleri ise şöyle; elektrik ve su faturalarından tasarruf etmeye çalışmak (yüzde 59), ihtiyaç duyulan ürünlerin ucuz olanını tercih etmek (yüzde 54,5), toplu taşıma kullanmaktansa yürümeyi tercih etmek (yüzde 51,0) ve bozulan her eşyayı çöpe atmayarak tamir ettirmek veya etmek (yüzde 50,7).
Tüketici uzun ömürlü ürünlere yöneliyor
Pandeminin tasarrufunu desteklediği kalemlerden biri olan giyimde katılımcılar ihtiyacı dışında eşya almamaya özen gösterdiğini (yüzde 72,3) söylüyor. Fazla pahalı eşyaları almaktan kaçınma (yüzde 70,8), ihtiyaç duyulan ürünleri alırken fiyatlarına dikkat ederek uygun olanı tercih etme (yüzde 50,2) ve beğenilen ürünlerin indirime girmesini bekleme (yüzde 46,8) de yüksek oranda tercih edilen tasarruf yöntemleri olarak ön plana çıkıyor. Yırtılan/sökülen eşyaları atmak yerine tamir etmek veya ettirmek (yüzde 34,7), daha kaliteli, uzun ömürlü ürünleri tercih etmek (yüzde 32,8), yırtılan/sökülen eşyaları atmak yerine farklı alanlarda değerlendirmek (yüzde 29,5) ve ikinci el tüketime ağırlık vermek (yüzde 10,5) gibi çevre dostu tasarruf alışkanlıkları da mevcut.
Temizlikte en iyisi en “ucuzu”
Temizlik ve kişisel bakım kategorisinde de yine ilk tasarruf eyleminin ihtiyaç dışında satın almama (yüzde 72,7) olduğu kaydedildi. Çamaşır/bulaşık makinesini tam dolmadan çalıştırmayan (yüzde 59,3) katılımcıların yanında, birçok farklı işlevdeki ürünün en ucuzunu seçmeye çalışanların da yoğunlukta olduğu görülüyor. Yani bu alandaki tasarruf en çok fiyat üzerinden gerçekleştiriliyor.
Kimine göre israf kimine göre ihtiyaç
“Sizce aşağıdaki konular israf mıdır yoksa ihtiyaç mıdır?” sorusu maddeler halinde katılımcılara yönlendirildiğinde abur cubur tüketmenin ve taksiye binmenin israf olduğu konusunda önemli oranda fikir birliği sağlandığı görünüyor. İhtiyaç tarafına baktığımızda araba kullanmak ve sanatsal aktiviteler gerçekleştirmek yanıtlarının öne çıktığını görüyoruz.
Kadınların gözü markaların üzerinde
Tasarruf konusunda markalara yönelik olumlu bir algı oluşması için katılımcıların ilk şartı doğaya daha az zararlı maddelerle üretim yapılması (yüzde 76,2). Diğer şartlar sırasıyla; yüzde 75,8 ile geri dönüşüme destek verilmesi, yüzde 71,5 ile kaliteli malzemelerle kullanım sürelerinin arttırılması, yüzde 65,0 ile doğal kaynakların tüketimine karşı çalışmalar yapması ve yüzde 62,7 ile ikinci el eşyaları alarak dönüştürülebilir alanlarda kullanılması oluyor. Ayrıca kadınların markaların israf konusunda yaptığı çalışmaları erkeklere oranla daha çok önemsediği görülüyor.
Markalardan geri dönüşümü desteklemeleri bekleniyor
İsraf konusunda markalardan beklentide fiyat (yüzde 39,5) öncelikli konu. Geri dönüşümün desteklenmesi (yüzde 17,7), kaliteli ürünler (yüzde 14,3), ambalajların geri dönüşüme uygun hale getirilmesi (yüzde 10,7) ve daha duyarlı olunması (yüzde 10,7) da beklentiler arasında.
Markalardan uzun ömürlü ürünler bekleniyor
Katılımcılar markalardan en çok (yüzde 27,5) kaliteli malzemelerle kullanım sürelerini arttırmasını bekliyor. Toplamda yüzde 72,6 oranında çevreyi koruyan ve sürdürülebilir çözümlere dair maddeler işaretleniyor. Bu sonuçlar kişilerin ilk tasarruf hamlesinin bireysel önlemler olmasına karşın doğal kaynakların korunması konusunda markalara sorumluluk yüklediğini gözler önüne seriyor.
Ülke ihtiyacının dört katı gıda ve hijyen maddesi üretiliyor
Hande Tibuk, Temel İhtiyaç Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
- Tüm Türkiye’de yılda 7.762.575 ton gıda israf ediliyor. Sadece 2020 yılında israfla mücadele kapsamında 136 ton ürünü kurtardık ve ihtiyaç sahibi ailelere ulaşması için organize ettik.
- Türkiye’ye fayda yaratmak için yapılan özverili çalışmalarla TİDER’in ağında bulunan tüm Gıda Bankaları kesintisiz bir şekilde, ihtiyaç sahiplerine hizmet vermeye devam etti. Bugün geldiğimiz noktada TİDER Gıda Bankacılığı Ağı, 31 ilde 45 Gıda Bankasına ve bu paydaşlarımız aracılığı ile 650 binden fazla ihtiyaç sahibine ulaşıyor.
- Bir yılda ülke ihtiyacının dört katı gıda ve hijyen maddesi üretiliyor. İsrafı önleyerek yoksulluğun azaltılması mümkün. Bu alanda kamu kurum kuruluşlarıyla birlikte çalışıyor, tüm Türkiye’de çözüm ortaklarımızla buluşup Gıda Bankacılığı sistemini anlatıyoruz. Türkiye’nin israfla ve yoksullukla mücadelesinde etkin bir araç olan Gıda Bankacılığı’nın yayılmasına etki ediyoruz.
Kuraklık tehdidiyle ilk kez bu kadar net yüzleştik
İlknur Menlik, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Genel Sekreteri
- Ülkemizde 2020 yılının sonlarında, kışa rağmen hava sıcaklığı oldukça yüksekti ve neredeyse hiç yağış olmadı. Kamuoyu kuraklık tehdidiyle ilk kez bu kadar net yüzleşti. Bu durum hem farkındalığı arttırdı hem de bireysel önlemlerin alınmasını, tercihlerin değişmesini ve çözüm önerilerinin gündeme gelmesini sağladı.
- TGDF çatısı altında bulunan derneklerimize üye firmaların çoğu uzun yıllardır üretimlerini ve kampanyalarını sürdürülebilirlik ilkesiyle paralel bir şekilde yapıyor. Üretim hatlarını “Sıfır Atık” politikasına göre geliştiriyor ve şirket operasyonlarının ekolojik etkilerini ölçümlerle belgelendiriyorlar.
- Federasyon olarak Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile entegre şekilde faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu konuda ilk çalışmalarımızı yıllar önce yapmaya başladık; ilgili tüm paydaşları bir araya getirerek çözüm önerileri ortaya koyan sürdürülebilirlik ve çevre raporlarımızı yayınladık.
- Yakın zamanda gündeme gelecek olan AB Yeşil Mutabakatı (Green Deal) sürecini yakından takip ediyoruz. Ülkemizi ilgilendiren gerekli aksiyonları alıyoruz ve sektörü bilgilendiriyoruz.