
İşsizliğin yeni adı: Dijitalleşme ve uyum açığı
Genç Yönetici ve İş İnsanları Derneği (GYİAD), dijitalleşmenin iş gücü üzerindeki etkilerine odaklanan yeni bir araştırmaya imza attı. KONDA Araştırma iş birliğiyle hazırlanan “Dijitalleşen Dünyada Aranan Nitelikli Eleman Fırsatı” başlıklı rapor, mesleki eğitim, iş gücü dinamikleri ve teknoloji kaynaklı işsizlik algısına dair dikkat çekici bulgular ortaya koyuyor.
Araştırmaya göre toplumun yüzde 20’si, dijitalleşmenin etkisiyle gelecekte işsiz kalacağını düşünüyor. Teknolojinin meslekleri dönüştürme hızı, özellikle mavi yakalı çalışanlar ve meslek lisesi mezunları arasında kaygıyı artırıyor.
Eğitim var, uygulama yok: Yüzde 39 alanı dışında çalışıyor
Araştırma, çalışanların yüzde 53’ünün eğitimini aldığı alanda çalıştığını, yüzde 39’unun ise tamamen alakasız mesleklerde yer aldığını gösteriyor. Bu oranlar, eğitim sisteminin iş gücü piyasasıyla olan uyumsuzluğunu gözler önüne seriyor.
Katılımcıların dörtte üçü yaptığı işte teknolojiyi kullandığını belirtirken, aynı oranda kişi gelecekte teknoloji kullanımının daha da artacağına inanıyor. Öte yandan her beş kişiden biri teknolojik gelişmelerle birlikte mesleğinin tamamen ortadan kalkabileceğini düşünüyor.
Araştırmada eğitim hayatına dair öne çıkanlar
- Yaz tatilinde oğlunu çıraklık, mesleki eğitim kursuna gönderebileceğini söyleyenler 6 yılda ikiye katlamış.
- Mesleki eğitim kurslarına katılanların oranı yıllar içinde artmış.
- Gelecekte ustalık gerektiren mesleklerin hayatımızda olmayacağı düşünülüyor.
Araştırmada teknoloji kaynaklı işsizliğe dair öne çıkanlar
- Toplumun yüzde 35’i almış olduğu eğitimin yaptığı işte gelecekte yetersiz kalacağını düşünüyor.
- Her 4 kişiden 1’i teknolojik gelişmeler dolayısıyla okulda aldığı eğitimin geçersiz olacağını düşünüyor.
- Her 5 kişiden 1’i teknolojik gelişmeler nedeniyle ileride işsiz kalabileceğini düşünüyor.
- Her 5 kişiden 1’i teknolojinin gelişmesiyle mesleğinin tamamen ortadan kalkacağını düşünüyor.
- Mavi yakalılarda mesleki bilginin yetersiz kalacağı algısı beyaz yakalılara göre daha yüksek. Meslek lisesi mezunları da teknik beceri yetersizliğini daha çok hissediyor. Bu da beraberinde teknolojik gelişmeler nedeniyle iş kaybı yaşayacak olma düşüncesini getiriyor.
“Sektörle eşgüdümlü yapılar kurmayı planlıyoruz”
GYİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Özer, raporun çıktılarını değerlendirdiği açıklamalarında “Gençlerin ve geleceğin sorunlarına odaklanan bir sivil toplum kuruluşu olarak hızla dijitalleşen dünyamızda temel sorunlardan birisi olan mesleki eğitim ve ara eleman konusuna yöneldik. Gelecekte meslek seçimi konusunda süreçlerin planlanması anlamında katkı sağlamayı hedefledik. Ara elemanların çalışma hayatından beklentilerini derinlemesine analiz ederek teknoloji kaynaklı potansiyel işsizlik sorununa çözüm önerilerini ortaya çıkarma hedefli çalışmamızda sektörle eşgüdümlü yapılar kurmayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Mesleki eğitime sahip olan ama işgücünde bulunmayan kesimler potansiyel işgücü olarak değerlendirilebilir”
KONDA Araştırma Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Erdem ise “Araştırmamızda öncelikle işgücünde yer alan ve almayan kişilerin mesleki eğitim alıp almadıklarını ve kendi alanlarında çalışıp çalışmadıklarını inceledik. Bu bize ara eleman meselesini dolaylı olarak somutlaştırma imkânı tanıdı. Ara eleman meselesinin çözümü için ‘mesleki eğitime sahip olan ama işgücünde bulunmayan kesimlerin potansiyel işgücü olarak değerlendirilmeleri’ gibi mikro politika önerilerinden birini de böylelikle tespit ettik” dedi.
Erdem konuşmasında ayrıca yapay zeka ile kaybolmasından korkulan mesleklere de değindi ve en çok marangoz, kuaför ve sanayi bant işçiliği gibi mesleklerin ortadan kalkmasından endişe edildiğini bildirdi. Erdem’in araştırma sonuçlarından aktardığına göre, bankacılık ve öğretmenlik de kaybolmasından en çok meslekler olarak öne çıkıyor.
Sonuç olarak
GYİAD ve KONDA’nın raporu, Türkiye’de dijitalleşmenin yarattığı yeni iş gücü dinamiklerini anlamak açısından kritik bir yol haritası sunuyor. Araştırma, sadece istihdamın değil, eğitimin, işveren politikalarının ve bireysel meslek seçimlerinin de yeniden yapılandırılması gerektiğine işaret ediyor.