“İş”te Z kuşağı!
OECD istatistiklerine göre dünyada 2 milyar üyesi bulunan Z kuşağının yakın bir gelecekte iş gücünün önemli bir kısmını oluşturacağı öngörülüyor. Z’lerin 2025 yılında dünya nüfusunun yüzde 30’unu, iş gücününse yüzde 27’sini oluşturacağı tahmin ediliyor. TÜİK verilerine göre ise Türkiye nüfusunun yüzde 39’u Z kuşağından oluşuyor. Tüm veriler alt alta yazıldığındaysa Z kuşağının neden dillerden düşmediğini anlamak mümkün… Hali hazırda bir kısmı iş hayatına atılan Z kuşağının nüfusu iş dünyasında da giderek artacak. Peki onlar nasıl bir çalışma kültürünü benimsiyor? Kariyer yolculuklarında hedefleri neler? Yanıtlar BAREM AR-GE Merkezinde geliştirilen EmployeeTrackSM’den geliyor…
Akademik çalışmalarda Z Kuşağı; profesyonel ve kişisel yaşam açısından daha esnek, işbirlikçi, etkileşime önem veren ve yenilikçi olarak karakterize ediliyor (Diaconu ve Dutu, 2020). Öte yandan içine doğdukları koşullar onları iş arkadaşlarından ayırıyor ve kavramlara yeni anlamlar yüklüyorlar. Yüz yüze etkileşim Zoom görüşmesi olarak kabul edilebiliyor; esnekliği “kendilerine uygun zamanlarda çalışmak” olarak algılayabiliyorlar…
İş kültürümüz dönüşüyor
Workforce’un 2020’de yayımladığı “From Boomers to Gen Z: How to Engage a Multigenerational Workforce” (Boomer’lardan Z Kuşağına: Çok Jenerasyonlu Çalışan Kadrosu Nasıl Yönetilir?) araştırması; kuşak farklılaşması ile birlikte çalışanların beklentilerinin değiştiğini ve farklılıkları gözetmeyen standart yönetim yaklaşımının verimliliği düşürebileceğini ortaya koyuyor. Yakın bir gelecekte, iş kültürümüz tüm renkleri ve sesleri kapsayacak şekilde dönüşecek. Bu dönüşümde Z kuşağının yol gösterici olması ise muhtemel…
- Anlık geri bildirim alma isteği ön planda: Z kuşağı bilgiye ve başarı ölçütüne anında erişmeye alışmış bir nesil. Sınav notlarını haftalarca beklememiş, ailesinden ve öğretmenlerinden anında ödül ve tebrik almaya alışmış bu nesil için yöneticilerinin geri bildirimleri de oldukça önemli. Küresel insan kaynakları firması Randstad’ın 4 bin Y ve Z kuşağı temsilcisinin katılımıyla yaptığı araştırmaya göre, katılımcıların yüzde 46’sı senelik geri bildirimler yerine , sık sık görüşerek gelişimlerini öğrenmek istiyorlar. Z kuşağı temsilcileri; kısa anketlerin veya KPI skorlarını anlık bildiren dijital portalların yararlı ve teşvik edici olabileceğini ifade ediyorlar.
- Saatleri değil işi önemsiyorlar: Araştırmalar, Y ve Z kuşaklarının iş yaşamında daha esnek koşulları tercih ettiğini gösteriyor. Öz disiplini yüksek olan genç kuşakların belirli ofis saatlerinde çalışmak yerine işlerini uygun olan saatlerde bitirmeyi tercih ettikleri biliniyor. Bu görüş elbette mesai kavramının unutulması anlamına gelmiyor. Ancak gençler görevlerini bitirdikleri takdirde kişisel işlerini vakit ayırmakta sorun görmüyorlar. Bu da bizlere yeni iş kültüründe özel hayat ile iş hayatı arasındaki dengenin önemseneceğini gösteriyor.
- “Ne giydiğim değil ne yaptığım önemli”: İş saatlerinin yanı sıra bir diğer esneklik beklentisi kıyafet konusunda karşımıza çıkıyor. Bağımsızlıklarına düşkün olan gençler, gerekli zamanlar haricinde, iş yerinde kıyafet kurallarının esnetilebileceğini düşünüyorlar.
- Kariyer yolculuğunda gelişmek : Bir çalışanın iş kültürüne adapte olması ve şirketinde uzun süreler geçirmeyi hedeflemesi işe verilen değeri ve bağlılığı artırıyor. Özellikle Z kuşağı temsilcileri için bağlılığın anlamı kendilerine yeni değerler katılması, öğrenmeye teşvik edilmesi ve yetiştirilmesi. Çalışanlar kişisel gelişimlerini tamamlamak ve kariyer planı geliştirmek için destek bekliyorlar.
- Değişim iş yerinden başlar: Genç kuşakların belirgin özelliklerinden biri de sanılanın aksine yaşadıkları gezegene ve topluma karşı oldukça duyarlı olmaları. Çevreci, sosyal sorumluluk rolü üstlenen, yaptığı işler ile topluma fayda sağlayan firmalar Z kuşağı tarafından daha çok tercih ediliyor.
- Seslerini duyurma arzusu kuşaklar üstü: Tüm kuşaklar için değişmeyen gerçek, çalışma ortamında fikirlerine değer verilmesini ve önerilerinin dikkate alınmasını beklemeleri.
Bağlılık nasıl artırılabilir?
Çalışan bağlılığını artırabilmek için kapsayıcı bir yaklaşımla tüm çalışanların istek ve arzularını dinlemek ve sürdürülebilir politikalar üretmek bir gereksinim haline geldi. Özellikle farklı kuşakların bir arada olduğu çalışma ortamlarında çatışmaları ortadan kaldırıcı, birleştirici bir iş kültürü oluşturmak gerekiyor.
Gözde Aytulun yazdı: “Dijital ve geleneksel medya Z kuşağı neyi neden izliyor?”