Cumhuriyetin 100. yılını gurur yılına dönüştüren kadın sporcuların sırrı ne?
“Cumhuriyetin 100. yılını gurur yılına dönüştüren kadın sporcular” dosyasının ilk bölümünde Filenin Sultanları’ndan Şahika Ercümen’e, Aysu Türkoğlu’ndan Başak Mireli’ye, Tuğba Danışmaz’dan Dilek Koçak’a kısacası kadın sporcuların bir yıla sığmasının mümkün olmayacağını düşüneceğimiz kadar çok olan başarılarına panoramik bir bakış atarak yeniden gururlanmış ve umutlanmıştık. Elbette tüm bu başarılar madalyaların ötesinde çok büyük bir anlam taşıyor hepimiz için… Peki ama başarılarının ardındaki sır ne? Markalar ve pazarlama evreni burada nasıl bir rol alıyor ve hatta yeteri kadar elini taşın altına koyuyor mu? Tüm bu soruların yanıtları sporun mutfağındaki duayen isimlerden geliyor…
Kadınların başarısı tüm kız çocuklarına umut oluyor
✓ Bence kadın voleybolcuların yakaladığı başarının sırrı yaklaşık 20 yıl kadar uzun zamandır süregelen sistemli çalışmanın, altyapıya yapılan yatırımların, kulüplerin ve federasyonun hep beraber bu işe gönül koyması ve emek vermesinin ardında gizli. 20 senedir sistemli bir çalışmanın sistemli bir örgütlenmenin, tüm Türkiye’de yapılan taramalarla bulunan çocukların iyi kulüplerde, iyi antrenörlerle iyi antrenmanlarla bugünlere gelmesi bizi bugün bulunduğumuz noktaya taşıdı. Bundan sonra da bu kızlarımızın arkasından gelen genç sporcularımız da bu bayrağı layıkıyla taşıyacaktır.
✓ Kadınların, bireysel ve takım sporlarında başarılı olması tabii ki ülkemizde yaşayan tüm kız çocuklarına umut oluyor. Bu bizim için de çok gurur verici. Medyanın ilgisiyle de başarının görünür olması, kadınların başarılarına sıkça yer verilmesi, ülkemizde yaşayan kız çocuklarına, gençlere, ailelere umut oluyor ve pek çok genç hayatına sporu dahil ediyor. Spor yapmaksa sizi birçok kötü alışkanlıktan uzaklaştırıyor ve hayatınıza başka bir disiplin getiriyor. Elit düzeyde bir sporcu olmanıza dahi gerek yok, hayatınıza herhangi bir spor eklediğinizde herkesten 1-0 öne geçiyorsunuz. Başarılarımızın medyada görünür olmasıyla birlikte aileler de bu konuda çok daha bilinçli hale geldiler ve çocuklarının spor yapması için çok daha yüksek bir motivasyona sahipler. Biz gerçekten spor adına her dalda büyük potansiyeli olan bir milletiz, umarım spora olan ilgimiz de artarak devam eder.
✓ Pazarlama evreninin sporda da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Başarılarımız ve görünürlüğümüz arttıkça destekçilerimizin de artmasını bekliyoruz. Ki tam olarak da öyle oluyor. Federasyonumuz ve kulüplerimiz halihazırda çok önemli markalarla iş birliği yapıyor. Bu da pazarın büyümesinin ve daha iyi oyuncuların gelmesinin önünü açıyor.
✓ Bu noktada bizi uzun yıllardır asla yalnız bırakmayan Orkid ve Procter & Gamble destekleriyle aklıma ilk gelen marka oluyor. Ben oynarken de milli takımda da onlar sponsorumuzdu, uzun yıllar sponsorluğumuzu yaptı ve hala da yapıyor. Bunu çok önemli buluyorum ve sponsorluğun ötesinde ben bunu artık bir çözüm ortaklığı olarak görüyorum. Biz nasıl 20 sene önce omzumuzda, sırtımızda Orkid markasını taşıyorsak bugün kızlar da hala taşıyorlar. Tüm bu iş birlikleri markayı, sporcuyu ve sporu iyi yerlere taşımak adına çok kıymetli. Bu yüzden de bütün sponsorlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Engelleri kırma kararlılığı
✓ Öncelikle kadın sporcuların başarısının tek bir sırra bağlı olduğunu düşünmüyorum; birden fazla faktörün birleşimi, branşında mükemmeliyet peşinde koşmak, kararlılık ve işte o adanmışlık…Tıpkı erkek sporcular gibi, kadın sporcular da sporda başarının temeli olan doğal yeteneğe ve güçlü bir iş ahlakına sahip.
✓ Birçok kadın sporcu, sporda cinsiyet engellerini yıkmak ve kadınların her disiplinde başarılı olabileceğini kanıtlamak için motive oluyor. O yüzden başarının arkasındaki sırlardan birine “Engelleri Kırma Kararlılığı” diyebilirim.
✓ Ve elbette “Rol Model” kavramı. Başarılı kadın sporcuların varlığı, genç nesillere kendi atletik hedeflerini takip etme ve hedeflerini geliştirme konusunda ilham oluyor. Geçmişte olduğu gibi, yeni nesil kadın sporcular da gümbür gümbür geliyor…
✓ Spor, kız çocuklarının ve kadınların güçlü kimlikler geliştirebilecekleri ve saha dışında da başarılı olmak için ihtiyaç duydukları becerileri ilerletebilecekleri güvenli bir alan. Kadın sporcuların da hem takım hem de bireysel sporlardaki başarısı, cinsiyet eşitliğini teşvik ederek, başkalarına ilham vererek, stereotiplere meydan okuyarak ve milli gurura katkıda bulunarak toplum üzerinde önemli bir etki yaratıyor.
✓ “Nasıl” derseniz? eğer “Filenin Sultanları” ile bunun en güzel örneğini yaşıyoruz. Başarıları, kadınların fiziksel yetenekleri hakkındaki kalıp yargılara meydan okuyor ve kadınların güçlü, rekabetçi ve dirençli olabileceği fikrini destekliyor. Bu da toplumda cinsiyet eşitliğinin daha fazla sağlanmasına katkıda bulunuyor. Güçlü kadın, güçlü aile ve güçlü toplum demek.
✓ Geçmiş dönemlerle kıyaslandığında markaların spora kesinlikle daha fazla destek verdiğini düşünüyorum. İsim isim bakmak zor çünkü şu anda farklı branşlarda yüzü aşmış durumda bu destekler ama ilk aklıma gelen mesela “Arzum” oldu. 15 yıldır ara vermeksizin “Arzum Türkiye Kadınlar Satranç Şampiyonası”na sponsorluk yapıyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı verilerine göre; satrançta lisanslı sporcu sayısı, 1 milyon 200 bin. Tüm spor branşlarını geride bırakmış durumda. Lisanslı kadın sporcu sayısı ise 400 bine yakın…
✓ Bir diğer aklıma gelen “Visa” oldu. FIFA Kadınlar Dünya Kupası başta olmak üzere 30 yıla yakın süredir kadın futbol takımlarının ana sponsorluğunu üstleniyor.
Kadın sporcular çok değil, inanılmaz çok başarılılar
✓ Kadın sporcular deyince son günlerde akla gelen ilk spor voleybol. Voleyboldaki başarının sırrı da tek kelime ile istikrar. Bu ülkede kadın voleybolunun bu düzeye gelmesinin temelinde Şakir Eczacbaşı’nın vizyonuyla başlayan, Cengiz Göllü’yle büyüyen, 50 yılı aşkın süredir kesintisiz devam eden bir zaman diliminde ısrarla desteğe devam eden bir süreç var… Bu süreç sadece öncü kulübüyle değil, bu sürecin büyük kısmında ona rakip olan ve doğru rekabetle çıtayı daha da yukarı taşıyan diğer takımları da kapsıyor. Başta VakıfBank ve Fenerbahçe, dönem dönem diğer kulüpler ve müesseselerin de katılımıyla oluşan doğru rekabet herkesi yukarı taşıyan bir ortam yarattı. Buna çok doğru yönetilen federasyonu da ekleyelim. “Biz Voleybol Ülkesiyiz” gibi dillere pelesenk olan bir motto yaratan Vestel gibi sponsorları ekleyelim. Elbirliğiyle çok yükseğe konulan bir çıta olduğu ortaya çıkıyor zaten.
✓ Voleybolun bu başarısı, bize asıl başarının kazanılan tek bir kupa değil, her müsabakada orada olmak olduğunu; asıl gerçeğin iyi bir jenerasyon “yakalamak” değil, kendi elinle “yetiştirmek” olduğunu öğretti bize.
✓ Öte yandan kadın sporcular kendilerine şans verilen ve destek olunan noktada her zaman çok daha başarılı oldular, bu da benim şahsi kanaatim değil, rakamsal verilerle ortaya çıkan bir gerçek. Ülkede lisanslı sporcu sayıları ortada, aktif lisanslı sporcu sayıları ortada, bunların kaçının kadın kaçının erkek sporcu olduğu ortada. Kaç branşta kadın sporcu sayısının erkek sporculardan fazla olduğu ortada.
✓ Kadınlar çok daha az lisanslı sporcu sayılarına rağmen, kendilerine yapılan maddi manevi yatırım ve verilen fırsatlardaki eşitsizliğe rağmen çok başarılılar. Rakamsal olarak ne yatırım yapıldı, bunun karşılığında ne kazanıldı karşılaştırması yaparsak, çok değil, inanılmaz çok başarılılar.
✓ Ülke nüfusunun yarısı kadınlar. Buna karşılık kadınlar erkeklerin spordan elde ettiği gelirin yalnızca yüzde 15’ini elde ediyor. Spor yapan her beş erkeğe karşılık sadece bir kadın spor yapıyor ve 12-17 yaş arası genç kadınların yalnızca yüzde 2’si yeterli fiziksel aktivite yapıyor. Şimdi bu rakamları eşitlediğinizi düşünsenize? Ülkenin çehresi değişmez mi?
✓ Kadın sporcuların basında bulduğu karşılık eskiye göre çok daha iyi noktada olsa da hala çok az. Spor haberlerinin yalnızca yüzde 15’i kadın sporcularla ilgili. Kadın sporcuların basında yer bulması için sadece başarılı olmaları yetmiyor, madalya kazanmadıkça ya da güzellikleriyle dikkat çekmedikçe haberler küçük bir kutudan fazla yer bulamıyor.
✓ Durum iyiye gitse de hala yeterli seviyede değil. Takım sporları bu konuda daha şanslı olsa da onların tamamına, hele bireysel sporlara verilen desteğin kesinlikle yeterli olmadığını söyleyebiliriz. Bireysel sporlarda destek olduğunda da rakamlar çok düşük ve sporcunun sadece o destekle devam etmesine yetmiyor. Kadın sporcuların neredeyse tamamı ek bir işte çalışmak zorundalar.
✓ Kadın sporuyla çok ilgili olduğum için aklıma gelen sponsor listesi uzun, çünkü desteklerini çok değerli buluyorum. Branşlar karışık olarak Eczacıbaşı, Vakıfbank, Vestel, Orkid, Garanti BBVA, Petrol Ofisi, P&G, OPET, Denizbank, Ülker, Turkcell, Trendyol, Hepsiburada, Mercedes, ING, Herbalife, McDonalds, Türk Hava Yolları, Team Paribu… Unuttuklarımdan özür dileyerek, bir çırpıda aklıma gelenler bunlar.
Kadın sporcuların bu başarıları bir haykırış!
✓ Kadın sporcuların yakaladığı bu başarının ardındaki sırrın katmanlı ve çeşitli olduğunu düşünüyorum. Ailelerin inanmasından çocukların inanmasına, sponsorların inanmasından fazla göz önünde olmadan sistemli ve 10 yıllara yayılan bilinçli odaklı yatırıma ve zengin gen havuzuna dek çok sayıda anahtar var bu başarıda.
✓ A Milli Kadın Voleybol Takımı’nda benim aradığım her şey var… Artık sadece sloganlara indirgenmiş, bayramdan bayrama televizyon reklamlarıyla hatırlanan Türkiye Cumhuriyeti ideallerini onlardan daha iyi temsil eden herhangi bir şey göremiyorum.
✓ Kadın sporcuların gerek takım sporlarında gerekse bireysel sporlarda başarılı olmaları toplumdaki özgüvensizliğe, teslimiyete ve kabul edilmiş çaresizliğe karşı harikulade bir panzehir. Ve hatta bi haykırış…
✓ Pazarlama ve marka evreninin kadın sporculara verdiği destek genel spor alanına oranla hiç fena olmayan bir ivmeyle devam ediyor. Ama daha yolumuz var. Bu alanda Eczacıbaşı, Vakıfbank, Opet ve Acıbadem ise ilk aklıma gelen markalar.
Başarı hissi bulaşıcıdır
✓ A Milli Kadın Voleybol Takımımızın başarıyı sürekli ve istikrarlı hale getirmesi, yaşanan sayısız şampiyonluk, kadın voleybolunun zirvesinde olmamız ve voleybol dendiğinde tüm dünyanın aklına Türkiye’nin gelmesini sağlamaları tüm branşlar için mükemmel bir örnek. Zira sporda istikrar ve başarı ülkemizde beraber duymaya alışık olduğumuz sözcükler değil. Ama bence bu durum; kadınların başarılı, erkeklerin daha az başarılı ya da başarısız olduğunun göstergesi değil. Avrupa Şampiyonaları’nda, Dünya Şampiyonaları’nda ve olimpiyatlarda ülkemize sayısız madalya getirmiş yüzlerce erkek sporcu da var. Son zamanlarda en çok ismini zikrettiğimiz Mete Gazoz örneğin, son Olimpiyat ve Dünya Şampiyonumuz. Bu isimlerin sayısını çokça arttırabiliriz. Ben erkek ya da kadın, spor ya da başka bir sektör fark etmeksizin; sistemli çalışma, disiplin, liyakat ve istikrarın her zaman başarıyı getirdiğini düşünüyorum.
✓ Kadın sporcuların yakaladıkları bu başarıların kadınların ve kız çocuklarının bazı kesimlerde ziyadesiyle geri plana atılmaya çalışıldığı ülkemiz şartlarında, elbette çok önemli olduğunu düşünüyorum. Başarı hissi bulaşıcıdır. Özellikle kadın milli voleybolcularımızın başarılarından sonra onlar gibi olmayı hayal eden, bununla yaşayan o kadar çok kız çocuğu var ki…
✓ Takım sporları, bireysel sporlara nazaran markaların daha çok ilgisini çekiyor. Tabii ki potansiyele ve gelişmekte olan sporculara yatırım yapan markalar da var ama kıyaslayınca sayılarının epey az olduğunu düşünüyorum. Kadın sporculara yatırım yapan markaları düşündüğümde sıralama gözetmeksizin: Orkid, Mercedes, Trendyol, Misli, McDonald’s, Turkcell, Adidas, Gedik Yatırım, Puma, Vodafone ING ve Vestel bir çırpıda aklıma ilk gelen markalar oluyor.
İstikrarlı hayal hakikattir
✓ Kadın sporcuların başarılarının her branşta arttığını görüyoruz. Ülkemizde de birçok branşta uluslararası şampiyonluklar, madalyalar ve kupalar kazanıldı. Ve bunlar asla tesadüf değil. Ülkemizde kadınların spor konusunda çocukluktan gelen potansiyelleri olduğunu düşünüyorum. Sadece bir elmas gibi işlenmeleri ve ortaya çıkarılmaları gerekiyor. Filenin Sultanları için bu durumu çok sevdiğim şu cümleyle özetlemek isterim “İstikrarlı hayal hakikattir”.
✓ Kadın sporcuların başarılı olmaları toplum için de çok önemsediğim bir konu bu. Ülkemizde kadınların varlığından rahatsız olan bir zümre varken, kadınların gördüğü baskı, şiddet, taciz ve kadın cinayetlerine şahit olurken, kadınların her konuda başarılı olmaları beni çok mutlu ediyor. Kadınların başarıları onları örnek alan kız çocukları için cesaret verici. Onları izleyen binlerce kız çocuğu onlar gibi olmak için yüreklenecek ve kendi yollarını çizecek. Ve tüm bu başarılar artık bazı ön yargıları kırdığı için de ayrıca mutlu oluyorum.
✓ Açıkçası ülkemizde futbolda olduğu kadar kadın sporculara destek verildiğini düşünmüyordum (aslında hala düşünmüyorum futbol milli takımı özel uçakla uçarken filenin sultanları tarifeli uçakla olimpiyat elemelerine gitti). Ama şunu da söylemem gerekiyor sanırım yavaş yavaş olsa da bu değişiyor özellikle son iki voleybol organizasyonunda bunu gördük. Milli takımımıza uzun yıllardır sponsor olan birçok değerli markanın ve arasına yeni markalar da eklendi. Eminim artarak devam edecektir. Bu markaların imajı içinde çok önemli diye düşünüyorum. Vestel, Trendyol, PNG, Mercedes gibi markalar bu işi layıkıyla yapıyor.
Sporda kadın-erkek diye bir ayrım yok, olmamalı!
✓ Sporda yakaladığımız başarıya sadece kadın veya sadece erkek olarak bakmamalıyız diye düşünüyorum. Ama tabii ki son dönemde A Milli Kadın Voleybol takımımızın aldığı başarılar hepimizi çok mutlu ediyor. Bu başarının nasıl olduğu ortada. Çok çalışarak, emek vererek, sabrederek yavaş yavaş yükselerek zirveye yerleştik. Dolayısıyla bu başarı tesadüf değil. Bugünler için çok çalıştı kadın voleybolcularımız. Bireysel sporlarda da pek çok kadın sporcumuzun aldığı başarılar var. Olimpiyatları hatırlayalım. Ama yine de en başta belirttiğim gibi kadın sporcuların yakaladığı başarının sırrı nedir yerine sadece sporcularımızın başarılarındaki artışa odaklandığımızda özellikle bireysel sporlarda listemiz oldukça uzun. Ne de olsa sporda kadın, erkek diye bir ayrım yok, olmamalı.
✓ Kadın sporcularımız başarılı oldukça, sporcularımızı örnek alan kız çocukları da artıyor. Mesela Kadın voleybolcularımızın yaşadığı tarihi başarılar ülkedeki voleybola ilgiyi çok yükseltti. Belki de spora ilgi duymayan, takip etmeyen kız çocuklarının da örnek aldığı figürler haline geldi voleybolcularımız. Tabii ailelerin verdiği destek de spor yapmak isteyen gençlerin arzusu kadar önemli.
✓ Eskiye oranla markalar spora ve sporcuya daha fazla yatırım yapmaya başladı. Ama tabii bu oran daha da artmalı. İyi yönde ilerliyor bence. Kadın sporcularımızın özellikle başarıları arttıkça destekçi marka markayı çekiyor ve sayıları artıyor. Bu anlamda aklıma ilk gelen bazı markaları Trendyol, Misli, Mercedes, Puma ve Vestel olarak özetleyebilirim.
Cumhuriyetin 100. yılını gurur yılına dönüştüren kadın sporcular!