Kasırganın ortasında bir amiral: Hürriyet!
Türk medyasının “amiral gemisi” bir süredir adeta su alıyor… Tirajlarının düşmesi, para karşılığı röportaj iddiaları ve son olarak Türk medyasında eşine rastlanmamış bir şekilde onlarca gazetecinin işten çıkarılması; Hürriyet’te yaşanan krizi daha da derinleştirmişe benziyor. Peki, bu kriz Türk medyası için ne ifade ediyor? Hürriyet’in Türk medyası için amiral olma görevini sürdürmesi için neler yapması gerekiyor? Ticaret ve gazetecilik dengesi açısından Hürriyet, Türk medyasının neresinde duruyor? Marketing Türkiye, Aralık sayısında yer alacak kapsamlı bir dosyayla bu soruların yanıtlarını aradı… İşte o dosyanın satır başları:
Haber: Eylem Arslan [email protected]
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş: “Demirören Medya Grubu yönetimi tarafından geçmişte bu sektörde eşine rastlanmamış bir yöntemle 45 meslektaşımız topluca işten atıldılar. Bu tür toplu işten çıkarmaların ve kullanılan sıra dışı yöntemlerin yaygınlaşması durumunda gazetecilik mesleğinin ülkemizde saygınlığını yitirip artık yapılamaz duruma gelmesinden Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak derin endişe ve üzüntü duyuyoruz.”
Ahu Özyurt Woman TV Genel Yayın Yönetmeni: “Yazık ki Hürriyet, Turkuaz’ın hegemonyasındaki küçük bir gazete oldu. Reklamı sadece ekler alıyordu, interneti artık açılmaz olmuştu. PR şirketleri ilgilenmiyordu, bir dönem gazeteyi kendine kalkan yapan köşe yazarı/influencer’lar bile artık yeterince etkilerinin olmadığını, iki Instagram postuyla para kazanamadıklarını fark ettiler. Hürriyet’in artık marka değeri yok.”
Gazeteci Nevşin Mengü: “İş insanları hâlâ Hürriyette yer almanın önemli bir şey olduğunu sanabiliyor ancak Hürriyet’in mevcut tirajı bile şişirilmiş durumda. Ben olsam Hürriyet’e reklam vereceğime Instagram fenomenleriyle anlaşırım.”
Gazeteci Mehmet M. Yılmaz: “Demirören Grubu, Vatan ve Milliyet’i aldıktan sonra neler yaşandıysa, Hürriyet’te de aynı şey yaşanıyor aslında. Çünkü bu grubun bu yayın organlarını satın almasının asıl nedeni yayıncılık yapmak ve yayıncılık yaparak para kazanmak değilmiş gibi görünüyor.”
İDA Yönetim Kurulu Başkanı Esra Şengülen Ünsür: “Hürriyet’te yaşanan son gelişmelere bakacak olursak; en büyük sorunu işverenin çalışanına kötü muamelesinde görüyorum. Günlük bir gazetenin küçülmeye gitmesini şaşırtıcı bulmuyorum. Ancak bahsedildiği gibi yüz yüze bilgi vermeden, ofiste görev başındaki gazetecilerin evine tebligat göndererek bir işten çıkarma yaşanmışsa, bu en basit ifadeyle büyük bir haksızlık anlamına geliyor.”
TÜHİD Başkanı Gonca Karakaş: “Son örnekte olduğu gibi geniş çaplı bir tensikat operasyonunu, yayın politikalarında da bir değişime gidileceğinin habercisi olarak görmek mümkün. Bir yayıncılık geleneği olan medya kurumlarında rotayı başka bir yöne çevirmek, marka değeri açısından risk almak demektir. Olayın, demokrasinin önemli unsurlarından biri olan ana akım medyada çok sesliliğin ve çeşitliliğin azalması sonucunu doğurmayacağını ümit ediyorum.”
Devamı Marketing Türkiye Aralık sayısında…