
Kendisi küçük etkisi büyük!
Markalar için erken yaşta sadakat oluşturmanın önemi giderek artıyor. Zira çocuklar salt bir tüketici olmanın ötesinde aile içindeki satın alma kararlarını doğrudan etkileyen güçlü birer aktör artık. Yeni dünyaya hakimiyetleri onları birer fikir önderine dönüştürüyor. Peki, pazarlama dünyası için olmazsa olmaz bir yeri olan “kids marketing”in son trendleri neler? Çocuklar hakkında yapılan araştırmalar onların dünyası hakkında neler söylüyor? Markalar için çocuklara ulaşmanın yeni gerçekleri neler? Gelin, araştırmalar ışığında çocukların dünyasına yakından bakalım ve bu soruların yanıtlarını uzmanlardan dinleyelim…
Günümüz çocukları, sadece kendi tüketim alışkanlıklarını ve isteklerini belirlemekle kalmayıp ebeveynlerinin satın alma kararlarını da doğrudan etkiliyor. Dijitalleşme ve medya tüketim alışkanlıkları değiştikçe, markalar çocuklara ulaşmak için güvenilirlik, eğlence ve etkileşimi temel alan stratejilere yöneliyor. Özellikle YouTube, TikTok ve OTT platformları, çocukların en çok vakit geçirdiği mecralar arasında yer alıyor, influencer iş birlikleri, interaktif içerikler ve oyunlaştırma teknikleri ise markaların çocuklara daha organik bir şekilde ulaşmasını sağlıyor. Peki, çocuklara ulaşmanın yeni gerçekleri neler? Gelin, OPN Forte’un Alfa Kuşağı araştırması, LEGO’nun “İyi Oyna” çalışması ve IPSOS’un Türkiye’yi Anlama Kılavuzu’nun verileri ışığında çocukların dünyasına yakından bakıp bu soruya yanıt arayalım…
Alfa’ları anlamak!

OPN Forte’un Alpha & Gen Z araştırması verilerine göre; ilk iPad’in piyasaya sürüldüğü, Instagram’ın kurulduğu yıl olan 2010’da aramıza katılmaya başlayan ve son üyeleri 2024 yılında doğan Alfa kuşağı; Türkiye nüfusunun yüzde 21,8’ini oluşturuyor. Alfa kuşağı, gelecekte markalar için de büyük bir potansiyel hedef kitle oluşturuyor. Oldukça kısa dikkat süreleri, uzun süreli görevlerde odaklanma zorluğu, bozuk sosyal becerileri, ekran bağımlılığı ve yüz yüze etkileşimlerde potansiyel zorluklar yaşamalarıyla öne çıkan bu kuşağı, erken çocukluk dönemlerinden bu yana hayatlarının ayrılmaz bir parçası olan akıllı cihazlardan ayırmak neredeyse imkansız. İyi tarafından bakacak olursak bu kuşak; daha uzun yaşayacak, daha az çalışacak, maddi olarak daha donanımlı ve diğer kuşaklara göre daha zengin olacak.
Markalar Alfa’lara nasıl ulaşacak?
Görsel odaklı Alfa kuşağı, video ve fotoğraf içerikleriyle daha etkili iletişim kuruyor. Online videolar (yüzde 24) ve sosyal medya (yüzde 19) satın alma kararlarını en çok etkileyen mecralar. Çocukların yüzde 30’undan fazlası günde 2 saatten fazla YouTube ve YouTube Shorts izliyor. YouTube’daki reklamları diğer tüm platformlardan daha fazla hatırlıyorlar. Çocukların reklamlara verdikleri tepkiler, ebeveynlerinin satın alma davranışlarını da etkiliyor. Her 10 kişiden 7’si çocuklarıyla bir şeyler izlerken, çocuklarının reklamını gördükleri bir şeyi istediğini söylüyor. Her 10 ebeveynden 6’sı da çocuklarıyla birlikte izledikleri içeriklerde reklamını gördükleri bir ürünü satın alma olasılıklarının daha yüksek olduğu konusunda hemfikir.

Oyunun gücünü hafife almayın!
OPN Forte’un araştırmasına göre Alfa kuşağı çocukları Roblox, Subway Surfers ve Disney oyunlarına deyim yerindeyse bayılıyor. 2-5 yaş grubundaki çocukların yüzde 28’i Roblox, yüzde 26’sı Talking Tom & Friends ve yüzde 25’i Subway Surfers isimli oyunlarda zamanını geçiriyor. Farklı yaş gruplarında oranlar değişse de en sevilen oyunların aynı kaldığını söylemek mümkün.
Dillerden düşmeyen Z kuşağı ise deneyim odaklı Y kuşağının aksine ürünlere para harcamaya daha istekli. Öyle ki 57,6 trilyon dolar ekonomik etkileriyle pazardaki en güçlü tüketici gruplarından biri. Hanehalkı için yapılan satın alımların büyük bir kısmı Z kuşağından etkileniyor. Ebeveynlerin yüzde 52’si Z kuşağının marka tercihlerini etkilediğini söylüyor.
Alfa kuşağı görsel bir kuşak. En etkili şekilde video ve fotoğraf içerikleriyle etkileşim kuruyor. Online videolar (yüzde 24) ve sosyal medya (yüzde 19) satın alma kararlarını en çok etkileyen mecralar.
Z’ler endişeli

İletişimin her zamankinden kolay kurulabildiği bir çağda yaşamamıza rağmen Z kuşağının yüzde 66’sı arkadaşları ve ailesiyle birlikteyken bile kendini yalnız hissediyor. Küresel olarak ise Z kuşağının yüzde 76’sı günümüzde duygusal bağların geçmişe kıyasla daha zayıf olduğu konusunda hemfikir. Z kuşağı Türk gençlerinin yüzde 54’ü geleceğe karşı umutsuz. Umutsuzluklarına en büyük neden olaraksa enflasyonu işaret ediyorlar.
Markalar ne yapmalı?
Aynı araştırmaya göre Z kuşağının gerçek yaşam aktivitelerine, deneyimlerine ve etkinliklerine olan ilgisi günden güne artıyor ancak hayat pahalılığı nedeniyle denge kurmak zor olabiliyor. Markalar Z kuşağının sosyalleşme rutinlerine destek olacak, eğlenceli anlarını şekillendirmeye yardımcı olacak ve hayatlarını kolaylaştıracak hizmetler sunarak onlara ulaşabilir.
Z kuşağı, bir ürün satın almadan önce araştırmalarını Google yerine TikTok ve Instagram gibi sosyal platformlardan yapıyor. Eğer bir sosyal SEO stratejiniz yoksa, bunu en önemli önceliklerinizden biri haline getirmenin tam zamanı. 2025 içerik stratejinizi belirlerken, hesap biyografilerinizde SEO anahtar kelimelerinden yararlanmalı, başlıklarda bunları kullanmalı ve sosyal medyada sıkça sorulan sorulara yanıt veren zamansız içerikler üretmelisiniz.
Her 5 aileden 1’i çocuklarıyla oynamıyor!
The LEGO Group’un 2024 tarihli İyi Oyna Araştırması’na göre Türkiye’de ebeveynlerin yüzde 86’sı, çocuklarıyla oynayarak geçirilen zamanın ailenin genel mutluluğunu artırdığını biliyor. Buna karşın, 5 aileden 1’i asla çocuklarıyla birlikte oyun oynamıyor. Bu noktada dünya genelinde ebeveynlerin en büyük dertlerinden biri yüzde 40’ları geçen bir oranla, ailece oyun oynayacak uygun ve güvenli bir ortam bulamamak.

Araştırmaya göre Türkiye’de ebeveynlerin yüzde 98’i, oyunun zihinsel gelişime yardım edebileceğini söylerken, yüzde 91’i de oyunun çocukların yaratıcılıklarını ve iletişim becerilerini geliştirmelerine katkı sağladığını belirtiyor. Ebeveynlerin yüzde 90’ı ise oyun aracılığıyla olumlu teşvik alan çocukların hatalarından veya başarısızlıklarından daha kolay ders çıkarabildiklerini ve öğrenme sürecinin doğal bir parçası olan deneyimleme isteğini kolayca benimsediklerini vurguluyor.
Anne-baba müşterek hareket ediyor
Veriler, modern ailelerin çocuk bakımında iş birliği ve ortaklık anlayışını benimsediğini ortaya koyuyor. Öyle ki IPSOS’un Türkiye’yi Anlama Kılavuzu 2024 verilerine göre, küçük çocukların gündüz bakımı için yüzde 33, akşam ve gece bakımı için yüzde 50 ve okula ya da kreşe götürüp getirme konusunda ise yüzde 56 oranında anne ve baba birlikte hareket ediyor. Özellikle çocukların ödevlerine yardımcı olma konusunda bu oran yüzde 63’e kadar ulaşıyor.

Çocuklar da sosyal medyada
Cartoon Network Türkiye, Orta Doğu, Orta ve Doğu Avrupa Araştırma Müdürü Onur Özsoy’un Marketing Türkiye ile paylaştığı verilere göre Türkiye, dijital mecra kullanımı anlamında diğer Avrupa ülkelerine kıyasla öne çıkıyor. Öyle ki Türkiye’de çocuklar 4-5 yaşlarından itibaren mobil cihazlara erişebiliyor ve internet erişimi olan 6-11 yaş arası çocukların yaklaşık yüzde 80’i her gün sosyal medya kullanıyor.
Yerli içerikler daha çok seviliyor

YouTube üzerinde “made for kids-çocuklar için” içerikleri 2024 yılında aylık ortalama 1,8 milyar izlenme sayısına ulaştı. Ayrıca shorts ya da reels gibi kısa süreli içeriklerde geçirilen zaman giderek artıyor. Bu artışta, kullanıcıların ürettiği içerikler ve influencer’ların etkisi önemli bir rol oynuyor. Türkiye hem yüksek nüfusu hem de yüksek oranda mobil cihaz kullanımı dolayısıyla önde gelen ülkelerden. TV’deki içerik tercihlerine bakıldığında yerli içeriklerin her zaman daha çok tercih edildiği görülüyor. Cartoon Network’te yayınlanan Kral Şakir ve Süper 1 Takım gibi programlar, keza diğer çocuk kanallarındaki yerli yapımlar izlenme verilerinde üst sıralarda yer alıyor. Ayrıca, büyüklerin de çocuklukların da severek izlediği Tom and Jerry, Scooby-Doo, Looney Tunes gibi içerikler hala en fazla izlenen içerikler arasında. Çocukların tercih ettiği türler arasında ise ilk sırada komedi, sonrasında aksiyon-macera animasyonları geliyor.
Çocukların olduğu her yerdeyiz

Cartoon Network Türkiye, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Yunanistan Çocuk Kanalları Programlar ve Yayın Direktörü
✓ Cartoon Network olarak 5-12 yaş arasındaki çocukların hayatlarına eşlik etme stratejisiyle çalışıyor; lineer TV yayını, VOD, YouTube, oyun ve sosyal medya gibi sevdikleri her platformda onlara ulaşmayı hedefliyoruz. Türkiye’deki çocukların hayatına çizgi filmlerimizle eşlik ederken onların okul ve yaz tatilleri ve 23 Nisan Çocuk Bayramı gibi özel günlerde karşılarına her zaman özel hazırlıklarla çıkıyor, sevdikleri içeriklerden oluşan izleme listeleri ve kuşaklar oluşturuyoruz. İzlediğimiz kapsamlı strateji sonucunda, Türkiye’de yıllık yaklaşık 21 milyon haneye ve 9,5 milyon çocuğa erişerek reklam alan çocuk kanalları arasında en yüksek izlenen kanalız. Cartoonito kanalımızla birlikte ise Türkiye’deki en yüksek erişime sahip uluslararası çocuk network’ü olarak yerimizi koruyoruz.
✓ Yerli çizgi filmlerin izleme verilerinde üst sıralarda yer aldığını görüyoruz. Çocukların ve ailelerin izledikleri içeriklerde kendi yaşamlarından, ailelerinden ve değerlerinden birer parça görmesi yerel çizgi filmleri Cartoon Network olarak ayrı konumlandırmamızın önemli sebeplerinden biri. Bu anlayışımızı yansıtan yepyeni yerli çizgi filmimizin ilk duyurusunu Marketing Türkiye aracılığıyla yapmak isteriz: Cartoon Network Türkiye’nin yeni yerel çizgi filmi Süper Sıradan Köpek KUCHO’nun 23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı’nda çocuklarla buluşacağını söylemekten mutluluk duyuyorum.
Modern aile yapısında duyarlılık yükselişte

Ipsos Türkiye CEO’su
✓ Türkiye aile yapısı içinde çocuğun yeri ve ebeveynlerin çocuk bakımındaki rolleri, toplumsal değişimlerle birlikte önemli bir dönüşüm sürecinde. Ipsos Araştırma Şirketi’nin iki yılda bir gerçekleştirdiği Türkiye’yi Anlama Kılavuzu araştırma bulgularında, yıllar içinde elde edilen veriler sonucu yapılan stratejik tespitlerde çocuk, ailenin merkezinde yer alıyor. Avrupa ve dünya genelinde ise çocuk, aile yapısında daha geri planda kalıyor.
✓ Çağın getirdiği gelişim ve dönüşüm, iletişim, haberleşme ve ulaşım gibi vizyon etkileyen araçların gelişmiş konumuyla kentler ve kırsal alanların modernleşme ve eğitim kapsamında birbirine yakınlaştığını gösteriyor. Bu bağlamda, ebeveynlerin çocuklarının isteklerine ve ihtiyaçlarına daha fazla duyarlılık gösterdiği bilimsel araştırmalarla izleniyor. Örneğin, ailelerin yüzde 35’i genellikle hafta sonları çocuklarının istediği aktiviteleri yapmayı tercih ediyor.
✓ Ebeveynlerin çocuklarının isteklerine daha fazla önem vermesi, markaların ve pazarlamacıların çocuklara yönelik ürün ve hizmetlerini geliştirirken dikkate alması gereken rehber bir faktör haline geldi. Çocukların aktivitelerde ve tüketimde edilgen olmaktan ziyade daha etkin rol oynamaları, sosyolojik ve pazarlama faaliyetlerinde ciddi bir dönüşüme yol açarken, bu durumun bir diğer sonucu da ebeveynlerin giderek kendilerine daha az vakit ayırmaları oluyor.
FMCG markaları oyun dünyasına bakmalı

OCC Group Head of Strategy
✓ Çocukları artık pasif bir tüketici değil, içerik dünyasının aktif bir parçası olarak görmeyi kabul etmeliyiz. Çünkü günümüz çocukları artık “passive watchers” değil, “active engagers”. Yani içerikleri tüketiyor, ilgi alanlarını şekillendiriyor ve nihai karar verici olan ebeveynlerini yönlendiriyor. Eskiden bir atıştırmalık reklamı cumartesi sabahı çizgi film kuşağına yerleştirilerek başarıya ulaşabiliyordu, şimdilerde birçok algoritmayla mücadele etmek zorundayız. Bu bağlamda TV ve influencer iş birlikleri ebeveynin güvenini kazanma ve onları ikna etme alanı olarak konumlandırılmalıyken, çocukları ikna etmenin yolu oyun ve interaktif videolardan geçmeli.
✓ YouTube, çocuklar için en güçlü mecra olmaya devam ediyor ancak burası sadece çizgi film alanı değil, hikayeleştirilmiş tanıtımlar ve unboxing içerikleriyle çocukların keşfetme dürtüsüne hitap eden dev bir platform. Bunun yanı sıra, Disney+, BluTV gibi OTT platformları da çocuk içerik tüketiminin yükselen mecralarından. Markalar için bu platformlarda organik entegrasyon ve kategori sponsorlukları, çocuklarla güvenilir bir bağ kurmanın en anlamlı yollarından biri.
✓ Çocuklar oyun dünyasında sosyalleşiyor, keşfediyor, bunun yanında playable ads aracılığıyla markalarla da etkileşime geçiyor. Çocukların medya tüketim alışkanlıklarını anlamak, markalar için yalnızca hangi platformda var olacaklarını belirlemekle ilgili değil; onların içerikle nasıl bir ilişki kurduğunu çözmekle ilgili.