Korkutmuyorum; ya şimdi ya da hiç!
Yapay zeka uygulamalarının hangisini kullanacağımızı biz tartışa duralım teknoloji devleri her gün yeni bir versiyonuyla karşımıza çıkıyor. Uygulamaların verimliliği artırmak üzere iş süreçlerine dahil edilmesi konusunda çalışmalar devam ederken gün geçmiyor ki bir üst versiyonu kullanıcılara sunulmasın.
Küresel teknoloji devleri arasında da yapay zekayla açılan bu yeni alanda kıran kırana rekabet var. Bir yandan yapay zeka bir geleceğin benimsenmesine pazar oluşturmaya gayret ederken diğer yandan kendi uygulamalarının kullanılması konusunda çalışmalarına devam ediyorlar.
Open AI § ChatGPT 4.0’ü geçtiğimiz günlerde piyasaya sunduğunda Gemini ses, görsel ve neredeyse duygusal anlamda muhatabına yanıtlar veren versiyonuyla aklımızı başımızdan aldı. İzlediklerimizden elbette teknolojinin geldiği yer konusunda heyecan duyuyorsak da nereye gidiyoruz sorusunu soramadan edemiyor insan.
Yapay zeka iş süreçlerine mutlaka entegre edilmeli
Şirketlerimiz küresel bir rekabetin içerisindeler dolayısıyla rakipler teknolojinin nimetlerinden faydalanıyorken Türkiye’deki işletmelerin kendi iş süreçlerine yapay zekayı entegre etmeleri kaçınılmaz. Mesele bu sürecin ne kadar hızlı olup olmayacağı.
Üretken yapay zekanın gelecekte sağlayacağı fırsatları yakalamak alt başlığıyla sunulan ve Implement Consulting Group tarafından gerçekleştirilen araştırma hem entegrasyon sürecinin hızlı olması gerektiğini hem de iş dünyasının ekser çoğunluğunun bu sürece dahil olması gerektiğini söylüyor. Pek çok açıdan meseleyi ele alan ve iş dünyasının ilgi duyacağını öngördüğüm, araştırmadan öne çıkan başlıkları sizin için derledim.
Üretken yapay zekanın gelecekte sağlayacağı fırsatları yakalamak ve yapay zekanın Türkiye’deki ekonomik potansiyelini ortaya koymak üzere Google Türkiye tarafından gerçekleştirilen araştırma sonuçlarına göre üretken yapay zeka teknolojisinin yaygın şekilde benimsenmesi durumunda 2023 gayrisafi yurtiçi hasılaya yüzde 5 civarında önemli bir katkı sağlaması öngörülüyor. Bu oranla reel artış 50 ila 60 milyar dolar arasında demek.
Üretken zekanın uygulanmaya konulmasında yaşanacak beş yıllık bir gecikme Türkiye’nin yıllık gayrisafi yurtiçi hasıla artış potansiyelini yüzde 1’e yani 150 – 200 milyar TL veya dolar cinsinden söylersek 6 ila 9 milyar dolara düşürebilir deniliyor.
Değer önerisi olarak ortaya konan rakam oldukça iştah açıcı. Diğer yandan Türkiye’nin operasyonel ortam dahil olmak üzere yapay zekanın uygulamaya konmasına dair çeşitli temel dinamikler açısından göreceli olarak iyi durumda olduğu ifade ediliyor. Ancak sözü edilen rakama ulaşmak için öncelikle yapılması gerekli olanlar var: Beceri, inovasyon ve elverişli bir regülasyon çerçevesinin gerekliliği.
Üretken yapay zeka doğal dil, ses ve görüntülerle kullanımı artırırken bireysel kullanımı da motive ediyor. Bu kapsamda yapay zekanın iş süreçlerinde kullanımında hızlanacağı varsayılıyor. KOBİ’lerin ve elbette küçük esnafın üretken yapay zeka modellerini kullanıyor olması önemli.
Bugün Türkiye’de KOBİ’ler toplam istihdamın yaklaşık yüzde 71’ini oluşturuyor. KOBİ’ler üretken yapay zekayı kullandıklarında herhangi bir çalışma yapmaksızın birçok görev için üretken yapay zekayı kullanabilecekler. Ayrıca doğal dilde kolayca kullanılabillen yapay zeka ile KOBİ’ler kodlama becerisine ihtiyaç duymadan birçok üretken yapay zeka modelini kullanabilirler. Çevrim içi ücretsiz kullanılabilen üretken zeka için KOBİ’lerin ilave işlem gücü veya yeni bir alt yatırım yapması da gerekmiyor. Böyle bakınca Bu yeni teknoloji KOBİ’ler için oldukça cazip olabilir.
En çok hangi sektörler yapay zekadan faydalanabilir?
Ekonomik potansiyelinin yaklaşık yüzde 70’i hizmet sektöründe ancak imalat sektöründe de kolaylıkla yararlanılabilir. Sırasıyla ticaret ve ulaşım, imalat, inşaat, enerji ve su, bilgi ağırlıklı işletme hizmetleri, kamu, eğitim ve sağlık, ziraat ve temel sektörler üretken yapay zekadan oldukça faydalanabilir. Önümüzdeki on yıl içerisinde bu sektörler yüzde 5 ila yüzde 8 arasında işletmelerine katma değer sağlayabilir.
İstihdam açısından neler olacak?
Yapay zeka destekli ekonominin Türkiye’de yeni işler üretmesi ve iş değiştirme olasılığı olan çalışanların tamamen yeniden istihdamını sağlaması bekleniyor. Hizmet ve satış elemanları ile yöneticiler olmak üzere 17 milyon işin yapay zeka ile desteklenmesi mümkün gözüküyor.
Mesleki performans olarak bakıldığında hizmet ve pazarlama çalışanları başta olmak üzere sırasıyla yöneticiler, ziraat, ormancılık ve balıkçılık alanında kalifiye çalışanlar, teknisyenler ve teknik elemanlar nitelik gerektirmeyen işlerde çalışanlar büro asistanlar ve diğerleri etkilenecekler.
Bütün bunların yanı sıra Türkiye’de yaklaşık 1 milyon iş üretken yapay zekadan etkilense de yapay zeka destekli ekonomi yeni iş imkanları oluşmasına katkı sağlayacak. Bir diğer varsayım da dinamik bir iş piyasası olan Türkiye’de üretken yapay zeka nedeniyle ortaya çıkan ve kapanan işlerin tarihi ortalamalara göre düşük sayıda kalması bekleniyor. Yapay zekanın geniş çapta hızla yükseldiği bir senaryoda bu teknolojiden büyük ölçüde etkilenen mesleklerde yılda 70 ila 140 bin pozisyonun açılması ve kapanması öngörülüyor.
Yine kadınlar olumsuz etkilenecek
Üreten yapay zekanın hem potansiyel olarak olumlu hem de olumsuz etkileri açısından kadın çalışanların daha fazla etkilenmesi bekleniyor.
Yapay zeka etkisi yüzde 10’un altındaki işler otomasyonsuz, yapay zeka etkisi yüzde 10 ila yüzde 49 arasında olan işler yapay zeka destekli işler, yapay zeka etkisi yüzde 50’nin üzerinde olan işlerse kısmi veya tam iş değiştirme olarak sınıflandırılmış.
Bu oranlar çerçevesinde bakıldığında otomasyonsuz işlerde çalışan kadın oranı yüzde 34, yapay destekli işlerde çalışan kadınların oranı yüzde 61 kısmi veya tam iş değiştirme kapsamında çalışan kadınların oranı ise yüzde 5. Yapay zekanın etkileyeceği işlerde kadınlar çok daha fazla yaralıyor.
Sürdürülebilirliğe katkı
Yapay zeka ve üreten yapay zeka iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir rol oynayabilir. Tarımda hassas tarım uygulamaları ile verimlilik artışı, gıda israfını azaltmak ve arazi kullanımında değişiklikler bu alanın verimlilik sağlanacak alanları.
Yerel ulaşımda elektrikli arabalar, minibüsler, otobüsler ve kamyonetler verimli ve çevre dostu sürüşler gerçekleştirirken dijital araçların kullanımıyla evden video konferanslarla yapılan çalışmalar ve azalan seyahatler iklim değişikliğinde olumlu etki yapacak.
Enerji tedariği konusuna gelince yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması, elektrik kullanıma geçme, akıllı şebekeler ve esnek elektrik talebi bu alandaki verimliliği de arttırmış olacak.
Bütün bu çalışmaların sonunda sera gazı emisyonu kritik bir biçimde düşüş gösterecek.
Yapay zekanın en iddialı olduğu alan sağlık
Yapay zeka sağlık alanında da olağanüstü bir katma değer yaratacak gibi gözüküyor. Gelişmiş tedavilere olanak tanırken sağlık sektöründe daha fazla kaynak ortaya çıkacak.
Bu alandaki çalışmalarda içinde bulunduğumuz dönemde tartışma konusu olan sağlık hizmetleri yönetiminde randevu planlama gibi görevlerde optimizasyon, muayene notlarının sevk bilgilerini ve tedavi planlarının kaydedilmesi özetlenmesi, hekimlerin uzaktan görüşme yapabilme olanağı ve de hekim muayeneleri ve kararlarının daha hızlı ve tutarlı hale gelmesi yapay zekanın çıktıları olarak düşünülebilir.
Bütün bu artıların yanı sıra yapay zekanın yaygın olarak ortaya konması için güçlü bir operasyonel ortalamaya sahip olan Türkiye strateji, altyapı ve temel inovasyon dinamikleri açısından geride kalmış. Ancak iyi bir haber olarak güçlü operasyonel ortam Türkiye’deki girişimlerin yapay zekanın uygulamaya konma oranı henüz yükselmiş olmasa da Türkiye bu konuda İtalya ve Yunanistan’ın ilerisinde.
Google’ın yapay zekanın Türkiye’deki ekonomik potansiyeli araştırması Implement Ekonomics tarafından gerçekleştirilmiş. Araştırmanın sonunda bir de yol haritası önerisi var.
- Potansiyel olarak gösterilen konular arasında üretken yapay zekanın on yıl içinde yaygın bir şekilde kullanıma gireceği varsayımı üzerinden değerlendirilmiş.
- İş gücü tasarrufu ve katma değer üretimi gerçekleştirecek iş alanlarının ortaya çıkacağı varsayımı potansiyel olarak ifade edilmiş.
- Yapay zekanın on yıllardır yaşanan en radikal teknolojik gelişme olma iddiası kabul edilmiş.
- En önemli konu da yapay zekanın çalışanların çoğunun işini destekleyerek rutin dışı yaratıcı ve yenilik görevleri vakit ayırabilmelerini sağlayacağı tahmin edilmiş.
- Sonuç olarak ekonomide yalnızca üretkenlik düzeyinin artması değil büyüme oranında da kalıcı bir artış beklenebilir deniliyor.
Elbette olası zorluklar da var:
- İşleri kapanan çalışanlar üretkenliği daha düşük işlerde istihdam edilebilir.
- Yapay zeka beklentileri karşılamayabilir veya beklenenin aksine piyasaya sunulmaya hazır olmayabilir.
- Piyasaya sürülme süresi yapay zekaya göre tasarlanmamış yasal düzenlemeler sebebiyle uzayabilir.
- Yeniliklerin yetersiz olması veya çalışma düzeninin ya da alışkanlıkların değiştirilememesi nedeniyle şirketler yapay zekanın faydalarını ıskalayabilirler.
- Çeşitli kaygılar neticesinde düzenleyici kurumlar yapay zeka gelişiminin hızını düşüren katı düzenlemeler uygulayabilirler.
- Ve farklı alanlardaki zorluklar ve gelecekteki kurallara dair bilinmezlik teknolojinin yaygınlaşmasını geciktirebilir.
Potansiyel var ama ikilemler de var!
Raporda çok ayrıntılı olarak potansiyel, olası zorluklar ve yanı sıra ikilemlerden de söz edilmiş.
- Politikaların hem insan gücünü destekleyen yapay zeka türlerini teşvik etmesi hem de yapay zeka nedeniyle işini kaybetme riski taşıyan kişilerin en iyi şekilde hazırlaması nasıl mümkün olabilir?
- Yalnızca büyük şirketlerin değil her ölçekte şirketin erişebileceği yapay zeka çözümlerinin geliştirilmesi nasıl teşvik edilebilir?
- Toplumun bütünü içinde değer yaratacak ya da kısaca toplumsal faydayı destekleyecek yaratıcı fikirlerin inovasyonu ve uygulamaların ortaya çıkması için yapay zeka odaklı araştırma geliştirme çalışmalarına ne tür yatırımlar yapılmalı?
- Yeni teknolojinin faaliyete geçebilmesi için ne tür yüksek performanslı bilgisayar altyapısı gerekir ve bunu sağlamanın en iyi yolu nedir?
Görülüyor ki yapay zekanın sağlayacağı fırsatları yakalamak için bile oldukça uzun kat edilmesi gerekli olan bir yol var…
Nasıl hızlı yol alırız?
Yapay zekanın benimsenmesi meselesi üstünde düşünülmesi gerekiyor.
Yol haritasında beş ayrı başlık sunulmuş:
1- İnovasyona imkan verilmeli yapay zeka araştırma geliştirme çalışmalarına yatırım yapılmalı.
2- Elverişli regülatif çerçeve oluşturulmalı.
3- Yaygın kullanımı ve evrensel erişilebilirliği desteklenmeli
4- İnsan sermayesi ve yapay zeka destekli bir iş gücü geliştirilmeli.
5- Yapay zeka altyapısına ve işlem gücüne yatırım yapılmalı.
Rapor ilerlemenin hızlı ve yaygın olabilmesi için teknoloji ve dijitalleşme de rekabet edilebilirliğin artırılması bir dizi dengeli tercih yapılmasını gerektirir diyor. Bu kapsamda da yerel inovatif faktörlerin Ar-Ge faaliyetlerini arttırması, ticari atılımını hızlandırması ve iş gücünün yeniden itilme ve yeni becerilerle donatılması gerekiyor deniliyor.
Türkiye’yi bundan sonra ne bekliyor?
Teknolojiye yatkınlığı olan birisi olarak kişisel kanaatim küresel ölçekte rekabette geride kalmamak için en yeni uygulamaların ülkemizdeki işletmelerde kullanılması gerekliliği.
Araştırmada pek çok kez yapay zeka kullanımının ve dijital dönüşümün en geç 10 yıllık bir sürede en küçük esnaftan en büyük işletmeye kadar kullanılmasının gerekli olduğu defalarca tekrarlanmış.
Bu uyarıya katılıyorum çünkü araştırmada edilen gayrisafi yurtiçi hasıladaki 50 – 60 milyar dolarlık artış topyekûn bir yapay zeka kabulüyle başlıyor.
Çalışan, çalıştıran, işveren, iş gören ve bilumum iş dünyası içinde olan hepiniz, hepimiz mevzilerimizi korumak üzere teknolojiyi anlamalı, öğrenmeli ve kullanmalıyız.
Benim anlatılanlardan anladığım budur…
Raporun tamamına BURADAN ulaşabilirsiniz…