Türkiye koronavirüsle mücadelede 2 yılı geride bıraktı
11 Mart 2020 tarihinde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın televizyonlarda yaptığı açıklamayla başladı her şey. “Şimdi yapmamız gereken, hayatımızı tedbirler doğrultusunda bir düzene sokmaktır…” demesiyle iki senelik bir salgın mücadelesinin ilk adımı atılmış oldu. O zamanlar “Yaza kadar biter mi acaba?” diye düşündüğümüz koronavirüs, iki sene sonra hala hayatlarımızda. Peki, bu iki sene içerisinde neler oldu, neler yaşadık? Gelin hep beraber Türkiye’nin pandemiyle geçen iki yılına bakalım…
Türkiye’de ilk koronavirüs vakası açıklandığında takvim 11 Mart 2020’yi gösteriyordu. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) aynı gün koronavirüsü pandemi ilan etti. Bu gelişmeyle anında sınırlar kapatıldı, uçuşlar durduruldu. Test ve karantina zorunluluğu getirildi.
Hayatımıza dezenfektanların girdiği, marketten alınan her şeyin birer birer yıkandığı, el yıkama saniyelerinin konuşulduğu bir döneme geçiş yapmış olduk.
16 Mart 2020’de kısıtlamalar başladı
16 Mart 2020 günü kısıtlamalar için ilk adım atılarak eğitime ara verildi ve bir hafta sonra uzaktan eğitime geçildi. Yine aynı dönemde seyahat ve ulaşım kısıtlamaları getirildi. Mekanlar kapatıldı. Risk grubunda bulunan 65 yaş üzeri ve 18 yaş altı kişilere sokağa çıkma kısıtlaması getirildi.
21 Mart 2020’de sokağa çıkma yasakları başladı
20 Mart’ta tüm hastaneler pandemi hastanesi ilan edildi. Salgının başlamasının üstünden daha bir ay geçmemişken 601 sağlık çalışanı koronavirüse yakalandı.
21 Mart’ta sokağa çıkma kısıtlamaları, 17 Haziran’da ise maske zorunluluğu başladı. Kasım civarı kısıtlamaların gün, saat ve yaş gruplarına göre değişiklik göstermesi kafaları karıştırdı. Sosyal medyada kafa karıştırıcı kısıtlamalar gündem konusu oldu.
30 Aralık 2020’de aşılar geldi
2020’nin son günlerinde aşı Türkiye’ye ulaştı. 30 Aralık’ta Çin’den 3 milyon doz aşı getirildi. 14 Ocak’ta ilk önce sağlık çalışanlarından başlayarak aşılama çalışmaları başladı. 65 yaş üstüyle devam eden aşılama programına hızla toplumun tamamına yayılmaya başladı. Nihayet 25 Haziran 2021 itibarıyla 18 yaş ve üzeri herkes randevularını alarak aşı olabilir hale geldi.
Salgının ilk yılı biterken corona virüsün etkili varyantları hayatımıza girdi. Ekim 2020’de ilk kez tespit edilen delta varyantı kısa süre içinde tüm dünyada baskın hale geldi.
Türkiye’de salgının birinci yılında vaka sayısı 2 milyon 800 bini, hayatını kaybedenlerin sayısı ise 29 bini aştı.
2 Mart 2021’de “kontrollü normalleşme” süreci başladı
“Biz daha hangi gün ne zaman dışarı çıkabiliyoruz”a yeni yeni alışmaya başlamışken vaka sayılarının kontrol altına alınmasıyla kontrollü normalleşme süreci başladı. Öncelikle il bazlı ilerlemeye karar verilmesiyle iller, vaka ve aşılanma gibi ölçütlere göre “düşük”, “orta”, “yüksek” ve “çok yüksek” olmak üzere dört risk grubuna ayrıldı. Risk durumlarına göre sokağa çıkma kısıtlamaları, restoran ve kafelerin hangi şartlarda hizmet vereceği ve hangi yaştaki öğrencilerin hangi şartlarda yüz yüze eğitime başlayacağı belirlendi.
17 günlük tam kapanma…
Kontrollü normalleşme ile birlikte vaka sayıları hızlı artışa geçti ve beraberinde o unutulmayan 17 günlük tam kapanma kararı alındı. 29 Nisan’dan başlayarak 17 Mayıs 2021’e kadar “tam kapanma” uygulandı.
Kademeli normalleşme başladı
17 günlük tam kapanmanın ardından “kademeli normalleşme” dönemine geçildi ve Kasım 2020’den hatırladığımız kafa karıştırıcı “belirli gün ve saatlerde dışarı çıkma yasağı” uygulamasına başlandı.
1 Temmuz’dan itibaren ise akşam vakti televizyonlarda yapılan açıklamayla normal hayata dönüş niteliğinde yeni kararlar alındı. Pazartesi-cumartesi günleri saat 22.00’den sabah 05.00’e kadar; pazarları ise tam gün uygulanan sokağa çıkma kısıtlaması sona erdi. Seyahat kısıtlamaları kaldırıldı, tüm iş yerleri faaliyetlerine geri döndü, toplu taşımada yolcu sayısı sınırlaması son buldu, düğün, sünnet, nişan ve kına gibi etkinlikler serbest hale geldi. 6 Eylül’de başlayan yeni eğitim-öğretim yılında öğrenciler yüz yüze eğitime geri başladı.
24 Kasım 2021’de Omicron ile tanıştık
Covid-19 varyantları birer birer hayatımıza girerken 24 Kasım 2021’de şu ana kadarki son varyant olan Omicron ile tanıştık. Hızlı yayılma özelliğine sahip olan Omicron yüzünden salgının başından bu yana ilk kez vaka sayısı 2 Şubat’ta 100 binin üzerine çıktı. Bununla birlikte, hem aşılama çalışmaları hem de yeni varyantın diğerlerine göre çok hafif seyretmesi sebebiyle vakalar yeniden gerilemeye başladı. Hatta kimilerine göre Omicron salgını bitirecek varyant olarak görülmeye başlandı.
İlaçlar piyasaya çıktı
22 ve 23 Aralık 2021’de Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi iki antiviral ilaca onay verdi. Pfizer’ın ilacı Paxlovid’in hastaneye yatışları ve ölümleri önlemede yüzde 90, Merck’ün ilacı Molnupiravir’in ise yüzde 30 etkili olduğu açıklandı. Molnupiravir, 12 Şubat 2022 itibarıyla Türkiye’de de 65 yaş üstü kişiler ve bağışıklığı baskılanmış kişilere verilmeye başlandı.
2 yıl sonunda önlemleri geride bıraktık
Salgınla geçen iki yılı devirdiğimiz şu günlerde önlemler de artık yavaş yavaş geride kaldı. Yapılan son açıklamalarla birlikte 2 Mart itibarıyla açık havada maske zorunluluğu kaldırılırken kapalı alanlarda havalandırma ve sosyal mesafeye göre serbest bırakıldı. HES kodu zorunluluğunu sona erdi.
Türkiye’de salgının iki yıllık sürecinde yaklaşık 15 milyon kişi koronavirüse yakalanırken 96 milyondan fazla kişi koronavirüsten dolayı hayatını kaybetti.