
Kriz dönemlerinde influencer pazarlamasının yeni kuralları
Coronavirus salgını ve ekonomik aksamanın kol gezdiği bu günlerde insanlar samimi etkileşime ve rahatlamak için eğlenceye her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyorlar. TikTok’un aylık 800 milyon aktif kullanıcısının olduğu gerçeğini bu ihtiyacın hayat bulması olarak yorumlayabiliriz.
Önümüzdeki haftalar ve aylar boyunca teknolojik cihazlarda geçirilen zaman her hanede yüzde 50 artacak. Zenith yayınladığı raporunda ABD’deki yetişkinlerin günde 3 buçuk saatini mobil internet cihazlarında geçirdiğini açıkladı. Yani markalar gündemden düşmemek adına stratejilerini tekrar gözden geçirmeli.
Marka kimliğiniz etkileşim sayınızdan daha önemli
Dijital mecraların yetenekli fenomenleriyle etkileşime geçmek markaların seslerini duyurması ve daha kişiselleştirilmiş mesajlar vermeleri için etkili bir yöntem. Sosyal mesafe kuralları ve insanların kendilerini toplumdan fiziksel olarak izole etmeleri herkesi dijital topluluklarda var olmaya itiyor. Evlerimize kapandıkça hem markalar hem de influencer’lar görüntülenmelerinde, takipçi sayılarında ve etkileşimlerinde artış gözlemleyebilecekler. Ancak bu artışın sizi etkilemesine izin vermemeli, markanızın asıl kimliğini ve değerlerini göz ardı etmemelisiniz. İletişim çalışmalarında gündemi marka kimliğinizle çakışmayan bir şekilde yakalayabilmek etkileşim sayınızdan çok daha önemli ve etkili.
Yüz yüze iletişimlerin askıya alındığı günümüzde kitlelerle etkileşime girmenin ve bunu gelişen dijital ekosistemden yararlanarak yapmanın tam sırası. Bunu hedef kitlenize destek sağlayıp bir bütünün içinde olduklarını hissettirirken markanızın misyonu doğrultusunda yapmak ise başarının tarifi.
İnsanlar bu belirsiz zamanlarda saydam, gerçek ve kazanç üretmenin ötesinde bir amacı olan markalarla ve influencer’larla iletişim kurmak istiyor. Bu isteği aksiyona dönüştürmek için atılabilecek adımları sizin için derledik.
Ana değerlerinizi unutmayın. Değerlerinizin en çok önem taşıdığı süreçlerden geçiyoruz; bu yüzden tüm iletişim çalışmalarınızın merkezinde değerlerinizi konumlandırmayı atlamayın. Marka değerlerinizi güçlendirin ve sosyal bir amacı olan keyifli içerikler üretin.
Ana sayfanızın ötesinde de yaşayacak içeriklere hayat verin. Sosyal medya kanallarının ötesine geçecek izleyicileriniz tarafından içselleştirilecek içerikler üretin. Bu Instagram’ın uzun videolar için konumlandırdığı özelliği IGTV ile geçmişe şapka çıkaran nostaljik gönderilerle ve Instagram hikayeleri, çıkartmaları ve anketleri gibi izleyicilerinizi anında etkileşime davet eden içerikler aracılığıyla yapılabilir.
Farklı formatlar deneyin. İletişiminizi daha önce denemediğiniz eğlenceli, alternatif formatlarla kurmayı deneyin. TikTok meydan okumaları (challenge) gibi hali hazırda trendleşmiş formatlar insanlara yaratıcı olma şansı tanıyor. Meydan okumalar gibi kullanıcılar tarafından üretilen içerikler emeği geçen her bireye bir bütünün parçası olduğu hissini yaşatıyor ve şu anda herkesin en çok ihtiyacını duyduğu hissiyat da tam olarak bu.
Formatlardan bir diğeri de oyunlaştırılmış içerikler. Var olan ve yeni izleyicilerinizi markanızla etkileşime davet etme konusunda oyunlaştırılmış içerikler oldukça etkili.
Yukarıdaki adımları gerek kısa gerek uzun vadeli stratejilerde konumlandırmak markaların müşterileriyle gündem ne olursa olsun yakın kalabilmesini sağlıyor.
Önemli bir not olarak; influencer pazarlamasının popülaritesinin büyük bir kısmı influencer’ların ortalama bir hayatı yaşamıyor olmaları. Ancak influencer’ların da tüm toplumla aynı kurallara uymak durumunda kaldığı salgın zamanında kendinize influencer’lar tarafından yaratılan içeriklerin akılda kalanlarının online yeteneklerin dürüst, saydam ve kendileri gibi oldukları içerikler olduğunu hatırlatın.