Markaların ilk gündemi “toplumsal fayda” olmalı
Maalesef, ülkece Cumhuriyet tarihimizin en büyük doğal afetiyle karşı karşıyayız. Kaybettiğimiz canların, çetin kış koşullarında evinden, yurdundan ve sevdiklerinden olan bölge yaşayanlarının üzüntüsünü derinden yaşıyoruz. Yaşadığımız bu felaket, örneği az görülür bir dayanışma ruhunu harekete geçirdi. Tüm Türkiye’yi derinden sarsan bu felaketin ardından yaraları sarmak ve bölge halkının ihtiyaçlarını bir nebze olsun karşılayabilmek üzere, tüm sektörlerden birçok kurum ilk günden bu yana ara vermeden çalıştı. Kendi sektörümüzde de bu dayanışma ruhunu ve birliği görmeye devam ediyoruz.
Bu sarsıcı ve büyük felaketin hemen sonrasında Yönetim Kurulumuz ile acil bir toplantı gerçekleştirerek ilk aksiyonumuzu IAB global ağımızda bulunan ülke IAB’lerine ulaşmak ve “kendi üyelerini harekete geçirerek desteğe yönlendirmek” olarak belirledik ve uygulamaya başladık. Ayrıca yetkinliklerimiz doğrultusunda orta vadede verebileceğimiz somut destekleri de yürütme kurullarımızda çalışıyoruz.
Daha önceki deneyimlerimiz bize ne yazık ki afetlerin sosyal, ekonomik, kültürel olarak yarattığı yıkımların yanında, fiziksel olarak düzeni ve hayatın işleyişini de bozduğunu gösteriyor. Bu noktada, her sektörün faaliyet alanına özel yaptığı desteklerin koordinasyonu ve etkinliği şüphe götürmez.
İyileşme süreci uzun sürecek
Medya ve pazarlama iletişimi sektörü de bilgi ve hizmet akışını sağlamaya yönelik yaptığı çalışmalarla etki alanını ve gücünü gösterdi. Deprem bölgesinden kesintisiz yapılan canlı yayınlarda aktarılan bilgiler ve paylaşımlar, depremzedeler için kurulan sosyal ağlar, sivil dayanışmada dijital platformların etkin kullanımı noktasında sektörümüz ve çalışanları kritik bir görev üstlendi. Bu çalışmalar sayesinde; hayat kurtarmak, yardım ulaştırmak ve sahada doğru koordinasyonu sağlamak üzere doğru bilginin zamanında ve en fazla kişiye ulaşması adına çağrılar yapıldı.
Deprem gibi büyük yıkımlar sonrasında, iyileşme süreci ne yazık ki uzun sürüyor. Bu zorlu süreci hep birlikte ortak akıl ve dayanışma ruhuyla aşacağımıza inanıyoruz.
Dünyayı etkisi altına alan zorlu ekonomik koşullar tüm sektörlerde etkisini hissettirmiş, şirketler de önlemlerini almak ve adımlarını sağlam atmak amacıyla plan ve stratejilerini belirlemişti. Bu büyük felaket ise hiçbirimizin beklemediği bir anda tüm ülkemizi derinden sarstı. Öncelikli olarak arama-kurtarma ve bölge halkının en temel ihtiyaçlarını karşılayarak yaralarını sarmaya odaklandığımız için konunun ekonomik boyutu henüz gündemimize geliyor.
Ekonominin durmaması gerekiyor
İlk aşamada markalar iletişim planlarını duraksatarak ve hatta değiştirerek, odaklarını arama kurtarma çalışmalarına, lojistik desteklere, depremzedelere yönelik acil ve uzun süreli fiziksel ve psikolojik ihtiyaçların karşılanmasına çevirdiler. Bu zorlu süreçte markaların bireye ve topluma fayda sağlayan çalışmalara öncelik vermelerinin ve bu çalışmalarla toplumsal fayda hakkında halk nezdinde farkındalık yaratmalarının önemli olduğunu düşünüyoruz. Markaların sektör fark etmeksizin artık sosyal etki, toplumsal fayda gibi konulara daha fazla odaklanması gerekiyor.
Bildiğiniz gibi üreticiler/markalar rekabet iletişimlerini reklamla yaparlar. Markaların daha iyi ürün ve hizmet sunma yarışı da sosyal adaleti ve ekonomik etkinliği sağlar. Bu süreç hem tüketiciler hem de üreticiler yani toplumun tamamına yarar sağlar. Özetle; üretimin devam etmesi, yaşamın sürdürülebilmesi, tüketicinin uygun fiyatlı, kaliteli, daha çok seçenekli, daha fazla yenilik içeren kendisine uygun ürünleri bulabilmesi ve tercih edebilmesi için iletişimin devam etmesi de önem arz ediyor.
Bölgedeki toparlanma sürecinin yılları alabileceğini göz önünde bulundurmalıyız. Bu felaketin sebep olduğu yaraları gerek özel gerekse kamu kuruluşlarının iş birliği içinde, planlı ve odaklı çalışmalarla zaman içerisinde saracağımıza inanıyoruz.
Marketing Türkiye 11 ili etkileyen büyük felakette basılı yayınlara ulaşmanın zorluğunu da göz önünde bulundurarak Mart sayısını web sitesi üzerinden tüm okurlarının erişimine açtı.
Görselin üstünü tıklayarak Marketing Türkiye Mart sayısını okumaya başlayabilirsiniz…