
Markaların yıldız haritası Google yorumlarında!
Google’ın geçen hafta yayınladığı 2024 yılına ait Google Haritalar Güvenilir ve Güvenli İçerik Raporu’na göre, Haritalar platformunda yıl boyunca tam 999 milyon kullanıcı yorumu yayınlanmış. Bu yorumların 752 milyonu fotoğraf ve videolardan oluşuyor.
Haritalardaki yıldızlar markaların dijital kaderini belirliyor. Tek bir yorum, binlerce potansiyel müşterinin kararını etkiliyor. Peki, tüm bu yıldızlar aynı parlaklıkta mı? Tüm bu yorumlar gerçekten ilgilenmeye değer mi?
Hali hazırda bir bankanın genel müdürlük haritasında “faiz haramdır” şeklinde bir yorum yer alıyor. Türkiye’nin en önemli etnografya müzelerinden birinde ise “Çok eski eşyalar var. Koskoca saraya yeni eserler alın.” şeklinde bir yorum bulunuyor.

Google Haritalar’da yer alan her yorum, yalnızca bir sayıdan ibaret değil; görünürlüğü, tüketici algısını ve marka itibarını doğrudan etkiliyor. Yaşanacak fiziki deneyimin hem dijital bir numunesi hem de vitrini işlevinde. Bu yüzden mesele yalnızca “yorum yapıldı mı?” değil, bu yorumların gerçekliğini ve etkisini ne kadar önemsediğimiz… Peki, markalar tüketici yorumlarını nasıl değerlendiriyor?
Somut bir geri bildirim mekanizması
McDonald’s, Google Haritalar’daki kullanıcı yorumlarını doğrudan operasyonel karar süreçlerine entegre ediyor.
McDonald’s, Avustralya’da “McVeggie” adlı ürünün lansmanı sonrası gelen “çok tuzlu” ve “lezzetsiz” yorumları üzerine ürün reçetesi yeniden düzenledi.
Fransa’da ise Google yorumları her sabah restoran yöneticilerine iletiliyor; bu veriler günlük operasyon planlamasında aktif şekilde kullanılıyor. Teslimat siparişlerine yönelik artan şikâyetler doğrultusunda bölgelerdeki kurye organizasyonu yeniden yapılandırılıyor.
McDonald’s bu örneklerle, Google yorumlarını yalnızca dijital itibar ölçümü için değil, aynı zamanda günlük operasyonları yönlendiren somut bir geri bildirim mekanizması olarak değerlendiriyor.
Peki, dünya bu verileri operasyonel kas haline getirirken; biz hâlâ “Kaç yorum var?” sorusunun ötesine neden geçemiyoruz?
Çünkü hâlâ yıldızların sayısına odaklanıyoruz, parlaklığına değil.
Yorumlardan anlam çıkarmak yerine, sadece puan ortalamasını yükseltmekle tatmin oluyoruz. Böylece görünürlüğü korumaya çalışırken, asıl olanı “gerçekliği” gözden kaçırıyoruz.
Türkiye’de pek çok marka, haritalara gelen yorumlara ya hiç yanıt vermiyor ya da bu süreci sınırlı insan kaynağıyla, manuel yöntemlerle yürütüyor. Bu durum yalnızca müşteri iletişimini zayıflatmakla kalmıyor; aynı zamanda bu yorumların anlamlandırılması, kategorize edilmesi ve stratejik içgörülere dönüştürülmesi gibi kritik süreçleri de sekteye uğratıyor.
Oysa günümüzde bu süreç; duygu analizi (sentiment analysis), metin sınıflandırma ve otomasyon sistemleri sayesinde çok daha hızlı ve etkili bir şekilde yönetilebiliyor.
Bazen bir markanın şansı; bazen de kırılma noktası…
İşletmenizin yıldız haritası orada, Google Haritalar’da çizili. Yeter ki okuyun. Yeter ki görün. Yeter ki yanıt verin.
Google Haritalar’daki bir yıldız, bazen bir markanın şansı; bazen de kırılma noktası olabilir. Çünkü yorumlar yalnızca bireysel deneyimlerin dışavurumu değil, aynı zamanda kolektif algının dijitaldeki yansımasıdır.
Bu nedenle markalar, bu yorumları yalnızca “okunup geçilecek” notlar olarak değil, stratejik bir veri kaynağı olarak değerlendirmeli. Peki, bu veriyi markalar nasıl daha anlamlı bir şekilde değerlendirebilir?
Birkaç temel yaklaşım bu süreci hem kolaylaştırabilir hem de etkili hale getirebilir:
- Yorumlara düzenli ve içten yanıtlar vermek,
- Yorumları yapay zeka destekli sistemlerle analiz etmek,
- Olumsuz ve işletmenizle ilgisi olmayan yorumları zamanında raporlayarak aksiyon almak,
- Ve memnun kullanıcıları yorum yapmaya teşvik ederek dengeyi sağlamak.
Doğru araçlarla bakıldığında, her yorum bir sorun değil; bir içgörüye, bir iyileştirme fırsatına, hatta bir stratejiye dönüşebilir. Peki, sizce markanız haritada sadece yer mi kaplıyor, yoksa algıyı mı yönetiyor?