Marketing Türkiye ile 1 dakikada gündeme bakış
Bu haber ürün yerleştirme içermektedir!
Eve kapanma süreciyle birlikte TV ve dijital platformlarda dizi- film izleme süreleri katlanarak artarken ürün yerleştirme de markaların yoğunlukla başvurduğu bir yönteme dönüştü. Neredeyse artık her dizide ana karakterlerin hayranlıkla kullanmaya başladığı yeni ürün ve markaları görür oldu izleyiciler. Ürün yerleştirme uygulamalarındaki artışın tek nedeni uzayan izleme süreleri değil elbette. Geleneksel reklamların tüketicilerin dikkatini çekme ve satın alım kararları üzerindeki etkisinin günbegün azalması ürün yerleştirme uygulamalarını markalar ve firmalar için hedef kitleye ulaşmada daha da önemlisi hedef kitleyi genişletmede güçlenen bir alternatife dönüştürüyor. Akademetre tarafından gerçekleştirilen “Ürün Yerleştirme Algısı ve Satın Alma Davranışına Etkisi” araştırması giderek artan ürün yerleştirmeye uygulamalarına yönelik izleyici tutumlarını mercek altına alıyor.
Haberin devamını okumak için TIKLAYIN.
Moda sektöründe yeni moda: “Sürdürülebilirlik”
McKinsey & Company’nin moda endüstrisini mercek altına aldığı global araştırmanın sonuçları Covid-19’le birlikte tüketicilerin moda endüstrisinden sürdürülebilirliğe dair beklentilerinin arttığını gösteriyor. Peki moda sektöründe yükselen bu trend ülkemiz tüketicilerinde nasıl bir karşılık buldu? Sektörde sürdürülebilir çalışmalarıyla hangi markalar öne çıkıyor? Marketing Türkiye için Design Research’ün gerçekleştirdiği “Sürdürülebilir Moda” araştırması tüm bu sorulara yanıt verirken sektörün geleceğine de ışık tutuyor.
Haberin devamını okumak için TIKLAYIN.
Türkiye’nin toprağına sahip çıkan markalar
Market raflarında yer alan pek çok ürünün hikayesi toprakta başlarken, pazarlama tarafında ise övgüleri buğday değil bisküvi topluyor. Ancak pandemiyle beraber, son dönemde gıda fiyatlarında yaşanan artışlar, toprağı ve tarım ürünlerini tekrar gündeme taşıyor. Peki, “Çiftçi olmak istiyorum” diyen gençlerin neredeyse yok denilecek kadar azaldığı, nüfusun büyük bir kesiminin bağı, bahçeyi, tarlayı bırakıp şehre yerleştiği günümüzde, tüketici tarım sektörü hakkında ne düşünüyor? Gıda fiyatlarında yaşanan artışlarda halk sorumluluğu kime yüklüyor? Devletin ve markaların tarım alanında gerçekleştirdiği faaliyetler, tüketiciler tarafından nasıl değerlendiriliyor? Tüm bu soruların ve daha fazlasının yanıtı Marketing Türkiye için SIA Insight tarafından gerçekleştirilen “Türkiye’nin Toprağına Sahip Çıkan Markalar Araştırması”nda…
Haberin devamını okumak için TIKLAYIN.
Elektrik sektörü pandemi döneminde 3 kat büyüdü
2020 yılı serbest tüketiciler açısından önemli gelişmelere sahne oldu. Elektrik tedarikçisi değiştirerek yüzde 32’ye kadar daha ucuz fiyattan elektrik kullanan tüketicilerin sayısı pandemi koşullarına rağmen yüzde 315 gibi rekor bir artışla, 322 binden 1 milyon 16 bine yükseldi.
2020 yılı salgına rağmen elektrik piyasası için oldukça hareketli bir yıl oldu. 2019’un Aralık ayında elektrik enerjisini serbest elektrik tedarikçilerinden tedarik eden toplam tüketici sayısı 322 bin 558 iken, 2020 yılının Aralık ayında bu sayı yüzde 315 artışla 1 milyon 15 bin 837‘ye yükseldi. Elektrik tarifeleri karşılaştırma ve tedarikçi değiştirme sitesi encazip.com tarafından derlenen bilgilere göre, 2020 yılı serbest elektrik tüketici sayısında rekor artışa sahne olurken, elektrik tedarik maliyetleri açısından da aylık dönemdeki fiyatlandırma farklarının oldukça değişken olduğu bir dönem olarak kayda geçti.
Haberin devamını okumak için TIKLAYIN.
Dikkat! Kamera ve mikrofonunuz açık kalmış olabilir
Artık hemen hemen herkes telefon ve bilgisayarları üzerinden video konferanslara katılıyor ve bunun için belli izinler vermek durumunda. Fakat burada ince detaylar var… Kaspersky tarafından 15 bin kişinin katıldığı küresel bir araştırmaya göre, Türkiye’de çevrimiçi kullanıcıların neredeyse beşte biri (yüzde 18) uygulamalara ve hizmetlere mikrofonlarına veya web kameralarına daima erişim izni veriyor. Burada daimi sözcüğü çok önemli çünkü birçok istenmeyen duruma sebebiyet verebilecek güçte. Bununla birlikte web kamerası güvenliğine ilişkin genel farkındalığın yüksek olduğu görülüyor. Türkiye’de yaklaşık her on kişiden altısı (yüzde 55), birilerinin kendilerini web kamerası aracılığıyla izleyebileceğinden ve yüzde 51’i bunun kötü amaçlı yazılımlar aracılığıyla yapılacağından endişe duyuyor. Bu, uzaktan çalışmaya ve iş birliğine dayalı uygulamaların baskın olduğu yeni çalışma düzeninde proaktif korunmaya duyulan ihtiyacı işaret ediyor.
Haberin devamını okumak için TIKLAYIN.