Mesleğini sanata dönüştürenler…
Bu yazımla, iki farklı deneyimimi, reklamcılığın mesleki katkıları ile birlikte mesleğimizi sanata dönüştüren her bir değerli isime atıfta bulunmayı hedefliyorum.
Reklamverenler Derneği (RVD), Reklamcılar Derneği (RD), İnteraktif Reklamcılık Derneği (IAB) ve Mobil Mecralar Araştırma Pazarlama ve Reklamcılık Derneği (MMA), tarafından kurulan Dijital Pazarlama İletişimi Platformu DPİP, Türkiye’de ilk kez yapılan “Reklamın Türkiye Ekonomisine Katkısı” araştırması sonuçlarını açıkladı. Bu araştırma ile reklamın Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYH) kattığı değer ilk defa çok yönlü ölçülmüş oldu. 1 TL yapılan reklam bütçesinin neredeyse 20 katı kadar milli gelire faydası oluyor. Bu raporların çıktılarına ilk eriştiğimde, milli sermayeye ufacıkta olsa katkımın olduğunu düşünüp gurur duyarak okumaktan kendimi alamadım.
Meslektaşlarım ile gerçekleştirdiğim sohbetler, tartışmalar ve sektörün daha iyi bir yere gelebilmesi adına birbirimiz ile paylaştığımız fikirler. Kimi gerçekleşti ama tabii birçoğu gerçekleşmedi. Sadece zamanın o diliminde hoş bir sohbet ve sorgulama ile zihnimiz açıldı. Kendilerini dinleme fırsatını sağlayan her meslektaşım, bana yeni ufuklar açtı ve daha fazla heyecan duymamı sağladı. Yapılan bu değerli araştırmadan önce, her birimiz farkına varmadan her bir bilgi paylaşımında milli gelire doğrudan veya dolaylı bir şekilde fayda sağlayacak bir an yaşıyormuşuz farkında değiliz, ta ki karşımıza güzel bir örnek çıkana kadar.
Geçtiğimiz haftalarda, TR pazarının önemli bir CTV oyuncusunun nazik daveti ile Kapadokya’ya gittim. Uzun zaman olmuştu görmeyeli, özellikle belli bir yaştan sonra oradaki tarihi, sanatsal ve jeolojik değerlere farklı bir gözle bakacağımı düşünerek heyecanım da doruklardaydı. Organizasyon o kadar başarılıydı ki, birkaç gün içerisinde sıkıştırılmış bir tarihi ve jeolojik deneyim yaşadık. Aynı zamanda da sanatın içindeydik, daha çok sanattan oluşan bir otelde. Kaldığımız otelin sanat çalışmalarını kendi yorumu ile mesleğini icra eden, yakın zamanda vefat etmiş Çanak Üstadı Erdoğan Güleç’i değerli dostunun aracılığı ile tanıma fırsatım oldu. Birçok çalışmasını tek tek görmüş olmak ve gerçek bir Hitit torunun zanaatine tanıklık etmek benim de ufkumun açılmasına neden oldu.
7 yaşında toprak ile tanışmış olan Erdoğan Güleç, torna bilgisini babasından öğrenmiş ve uzun süreler çömlekçilik yapmış. Yeteneği ve uzmanlı sayesinde de, kendi yorumunu zanaatine ekleyerek kendi çizgisini yaratmış. Toprağa şekil vermeyi kendini ifade etmenin bir yolu olarak görmüş ve toprağı sanata dönüştürmüş. Kendisine ait sözlerden birisi “Toprakla uğraşmak, dokunmak, yaşamak insanı rahatlatır. Çamuru konuşturmak istedim bir Hitit torunu olarak, toprağın diliyle konuştum…”
Avrupa birliği projesinin öngördüğü mesleki eğitim ve ara eğitim ve ara elaman yetiştirmeye yönelik seramik kurslarında eğitmen olarak görev almış. Toprak analizleri ve sır üzerine Japonya da araştırmalar yapmış, klasikleşen çamur formunu değiştirerek kendine özgü sanat eserleri çıkarmış…
Kendisine ait sözlerden bir paragraf daha ekleyerek, bende yarattığı etki ile yazımı sonlandırıyorum.
“Sanatta önce duygu olması gerekiyor, hayata çizgi atmak gibi bir şey. Picasso mesela, hayata öyle bir çizgi atmış ki hala onu konuşup eserlerini tartışıyoruz. O dönem yaşayan birçok zengin vardı ama kimse onları konuşmuyor, hayata çizgi atabilen kimse ebediyen ismi yaşıyor. Ben, yaptığım eserlerle anılmayı çok isterim ama öyle bir kaygım yok. Sanata bir şeyler katabiliyorsam mutlu olurum”
Önce milli gelire fayda sağladığı ortaya çıkan değerli bir rapor ve sonranda ise uzaktan da olsa tanıma fırsatımın olduğu değerli bir zanaatkarın yorumları. Bizler içinde de mesleğini sanata çeviren onlarca isim var ki sadece benim tanıma fırsatına eriştiğim onlarca isim oldu. Bir Hitit torunu olan çömlek ustası Erdoğan Güleç’in de söylediği gibi, sektörümüze öyle bir çizgi atmış ki sonra ki jenerasyonlar sektörde o isimler veya anonim isimlerin katkıları ile birlikte o çizgiye tanıklık etme fırsatına erişecek..
Gerçekleşen her bir reklam gösterimine farkına varmadan çizgimizi atıyoruz. Mesleğini sanata çevirebilen tüm sektör insanlarına derin saygı ve sevgilerimle…
Cem Eroğlu yazdı: Yanlış raporlama zinciri nelere mal oluyor?