Pazarlamacılar NFT’yi nasıl kullanmalı?
Pazarlama dünyasının tarihsel sürecine baktığımızda birçok dönüm noktası gözümüze çarpıyor. Örnek vermek gerekirse; 1960’larda “mass marketing (kitlesel pazarlama)” pazarlama anlayışı ile şirketlerin satış odaklı bir büyüme stratejisi izlediğini görüyoruz. Bu dönemde “satabildiğin kadar sat” anlayışı ağır bastığından özellikle TV gibi kite iletişim araçları firmaların hedef kitlelerine ulaşmada büyük rol oynuyordu. Yine kitlesel pazarlama anlayışının bir uzantısı olan “targeted marketing (hedeflenmiş pazarlama)” anlayışında ise markalar, TV gibi kitlesel iletişim araçlarının yanı sıra, özel şovlar ve ünlü kullanımlarıyla daha belirgin grupları hedeflemeye başladı.
1990 ve 2000’li yılların başlarında ise interaktif iletişim döneminin başlamasıyla “personalized marketing (kişiselleştirilmiş pazarlama)” anlayışının hâkim olduğuna şahit olduk. Günümüze geldiğimizde ise özellikle sosyal medyanın hayatımızın her alanında yer alması sebebiyle pazarlama anlayışının “engaged customization (ilişkili özelleştirme)” evirildiğini görmekteyiz. Dünyada, özellikle teknoloji alanında, yaşanan hızlı değişim ve gelişmeler artık pazarlama dünyasının bir sonraki adımının ne olacağı sorusunu bize sorduruyor.
Blockchain teknolojisi geleneksel pazarlama anlayışını altüst ediyor
Bu soruya verilebilecek net cevaplar olmasa da özellikle günümüzde blockchain teknolojisinin geldiği nokta ve işlevleri göz önüne alındığında bazı tahminler yürütmek mümkün oluyor. Günümüzde markalar yeni bir dijital tüketim anlayışı ile karşı karşıya. Ortaya çıkan yeni anlayışta içerik oluşturucular, herhangi bir aracı olmadan, daha da önemlisi merkezi bir para birimini kullanmadan direkt olarak tüketiciye ulaşarak geleneksel pazarlama anlayışını alt üst ediyor.
Günümüzde bu anlayışın en önemli aktörleri ise elbette kripto varlıklar... Özellikle konu dijital içeriklere gelince NFT (Non -fungible token) kripto varlıkların içinde en bilinen ve kullanılanlarından oluyor. Üç yıl önce, tüm NFT pazarının değeri 42 milyon dolar civarında iken, Kasım 2021 verilerine göre yaklaşık yüzde 1400 artarak 603 milyon dolar değerine ulaştı. Ayrıca Adweek/ Harris Poll’un yaptığı bir ankete göre de katılımcıların yüzde 40’ı NFT’lere aşina olduklarını, yüzde 81’i ise farkında olduğunu beyan ediyor. NFT’nin bu çok hızlı büyüme trendini göz önüne aldığımızda gelecekte pazarı domine edeceği net bir şekilde görülüyor.
NFT (Non-fungible token) nedir?
Non-fungible kripto para, aynı fiziksel bir sanat eseri satın alır gibi dijital bir sanat eserini satın almaya imkân tanır. Örneğin, Van Gogh’un bir eserini bir müzayede satın aldığımızda nasıl o tablonun tek sahibi biz oluyorsak bir jpeg resmini satın aldığımızda da artık o eserin sahibi biz olabiliyoruz.
Tabii ki burada çok çabuk “Kopyalanabilecek bir resme bu kadar büyük paralar ödenir mi?” sorusu aklımıza geliyordur. Ancak fiziki olarak yapılmış bir tablonun da çok kolay bir şekilde kopyaları üretilebilir/üretiliyor. Örneğin birçok yerde ünlü Mona Lisa tablosunu görüp çok ucuz fiyatlara alabilirsiniz ancak orijinal Mona Lisa tablosunun değeri ile bu tabloların değeri kıyaslanamaz. Aynı şeklide bu dijital eserlerin de orijinaline sahip olmak ve onun tek sahibi olmanın değeri kopyalarla karşılaştırılamaz. Kısacası NFT’ler tablo, fotoğraf, video, müzik, ses ve multimedya, sanal gerçeklik, moda veya çevrimiçi video oyunları gibi dijital varlıkların kolayca ve değerinde alınıp satılmasına imkân veriyor.
NFT’ler marka pazarlamasını yeniden şekillendiriyor
Öncelikle markalar, kullanıcı deneyimlerini geliştirmek için NFT teknolojisinden yararlanarak marka bilinirliğini ve sadakatini artırabilir. Markalar, müşterilerine kişiselleştirilmiş hediyeler, kuponlar veya daha fazlasını sağlamak için NFT teknolojisini kullanabilir.
NFT kullanan mobil reklam kampanyalarının, çeşitli dijital platformlarda programlı olarak dağıtılmasının yanı sıra markalar, reklamları NFT’ye dönüştürerek daha fazla para kazanabilir. Örneğin çok beğenilen (halk arasında efsane olmuş) reklamların NFT’ye dönüştürülmesi, bir gider kalemi olan reklamların, diğer taraftan bir gelir kalemine dönüşmesine olanak sağlayabilir. Ayrıca bu yarışa giren markalar çok daha kaliteli reklam yapmaya çalışacağından muhtemelen hedef kitlelerini daha derinden etkileyerek pazarlama amaçlarında çok daha başarılı bir şekilde ulaşabilir.
Bunun yanı sıra markalar, kitle fonlama (crowdsourcing) sayesinde ürünleri hakkında bilgi topladığı, geri bildirimler aldığı ve ürünlerini denettiği kişilere nihai çıktıdan NFT aracılığı ile bir pay verip onları ödüllendirebilir.
Influencer’lığın kuralları baştan yazılırsa
NFT’ler dijital medyanın işleyişini de tamamen değiştirebilir. Şu anda birçok dijital içerik oluşturucu ya YouTube gibi platformlarda reklam destekli para kazanıyor ya da Netflix gibi ücretli platformlara içeriklerini satarak belirli bir gelir elde ediyor. NFT’ler sayesinde içerik üreticiler aracı bir platforma gerek kalmadan ve aracılara telif ücreti vermeden içeriklerini hedef kitleleriyle buluşturma imkanıyla karşı karşıya. Bu da yeni bir medya sahipliği ortaya çıkarabilir.
Başka bir bakış açısında ise mevcut sosyal medya fenomenlerinin popülerliği genellikle ürettikleri içeriklerin görüntülemeleri ile ölçülmektedir. NFT teknolojisi sayesinde sadece içerik görüntüleme değil, orijinal içeriklerden esinlenerek oluşturulan taklit içeriklerden de telif alabilir. Bu sayede ne kadar çok taklit içerik oluşursa orijinal içeriğin değeri o kadar çok artabilir.
Kısacası NFT teknolojisi, markaların hedef kitlelerine ulaşmada ve yeni gelir kapıları elde etmelerinde büyük fırsatlar sunmaktadır. Bu fırsatları değerlendiren markaların çok büyük gelir kapıları elde etme şansı varken benimsemeyen ve şimdiden gerekli aksiyonları alamayan markaların gelecekte yaşamları da tehlike altında olacaktır.