Üniversite öğrencileri Covid-19’dan değil ekonomiden korkuyor
19 Eylül günü üniversite öğrencilerinin Kadıköy’de başlattığı “barınamıyoruz” eylemleri bir anda ülkenin pek çok noktasına kadar yayıldı. Son dönemde yüzde 100’ün üzerinde gerçekleşen kira artışlarına bir de yurt sayılarındaki yetersizlikler eklenince, öğrenciler mevcut en büyük problemlerinden biri olan barınamama hakları için eyleme geçmişlerdi. Pandemi süresince hayatın ve toplumun hemen her alanda nabzını tutan Ipsos, 75. dönem verilerinde de üniversite öğrencilerini merkeze aldı. Araştırma verileri gösteriyor ki; öğrencilerin bugün en büyük sorunu küresel sağlık krizi Covid-19 değil ekonomik kriz… Gelin araştırmanın detaylarını birlikte inceleyelim.
Üniversiteli gençler için de “ekonomi” Türkiye’nin en önemli sorunu
Üniversite gençleri için de; Türkiye’nin en önemli sorunu ekonomi… Ama bu kitle ekonomiyi toplumun geneline göre daha önemli bir sorun olarak belirtiyor. Diğer taraftan Koronavirüs Salgını bu kitle nezdinde çok önemli bir sorun olarak ifade edilmiyor. Toplumun genelinde Koronavirüs Salgını yüzde 24 ile en önemli sorun olarak ikinci sırada görülürken, Üniversite gençlerinin sadece yüzde 4’ü salgını işaret ediyor. Bu gençler için eğitim yüzde 12 ile daha önemli bir sorun olarak öne çıkıyor.
Üniversiteli gençlerinin yüzde 86’sı 2021-2022 eğitim öğretim yılında eğitimlerini yüz yüze almak istiyor
Bir buçuk senedir eğitimlerine uzaktan devam eden üniversite öğrencilerinin çoğunluğu bu sene eğitimlerini yüz yüze almak istiyor. Eğitimlerini online olarak uzaktan devam ettirmek isteyenlerin oranı sadece yüzde 6. Her 10 öğrenciden 1’i ise eğitimlerini online mı yoksa yüz yüze mi alacağı konusunda daha karar vermemiş durumda.
Her 10 üniversiteli gencin 6’sı salgının kişisel ekonomileri üzerinde ciddi tehlike oluşturduğu görüşünde
Hem toplumun hem de gençlerin yüzde 80’e yakını Koronavirüs salgının kendi kişisel ekonomileri için tehlike oluşturduğu konusunda hemfikirler. Ancak salgının ekonomi üzerinde ciddi tehlike oluşturduğu konusunda gençler daha olumsuz. Toplumun geneli için salgının ciddi bir tehlike oluşturduğu görüşü yüzde 52 iken bu oran gençler nezdinde 11 puan daha yüksek (yüzde 63).
Üniversiteli gençlerinin aşılanma oranı oldukça yüksek
Genel toplum ile kıyaslandığında gençlerdeki aşılanma oranının daha yüksek olduğu görülüyor. Üniversite gençleri nezdinde en az tek doz aşı olanların oranı yüzde 91 iken toplumun genelinde tek doz aşısını olanların oranı yüzde 83. Gençlerin yüzde 72’si 2. doz aşısını da olmuş durumda. Aşısını olmayan kitlenin oranı yüzde 9 ama bu gençlerin de dörtte biri aşısını olma niyetinde. Aşı olmayacağını söyleyen gençlerin toplam nüfus içindeki oranı yalnızca yüzde 3.
Olumsuz duygular çok daha yoğun
Gerek toplumun gerekse de gençlerin bu dönemde hissettikleri ilk 5 duygu benzer. Yorgunluk en baskın duygu. Bıkkınlık, endişe ve kafa karışıklığı yorgunluğu takip eden diğer duygular. Ancak gençler toplumun genline göre bu olumsuz duyguları daha yoğun hissediyor.
Koronavirüs salgının süresi konusunda da gençler daha pesimist
Taşıdığı risk faktörleri itibariyle toplumu ve gündelik yaşamı ciddi ölçüde tehdit eden covid19’un; gündelik yaşamdaki yansımalarına bakıldığında hem ortaya çıkan hem de çıkması muhtemel durumlarla karşılaşılmakta… Toplumsal yaşam üzerinde tüm dünyada büyük etkiler bırakan COVID-19 salgını hakkında ülkemizdeki her 10 gençten 8’i salgının 2021 senesinden daha ileri bir tarihte biteceğini düşünüyor.
Ipsos Türkiye CEO’su Sidar Gedik verilerle ilgili şu değerlendirmelerde bulunuyor; “Üniversitelerin açılma tarihleri yaklaşıyor. Bir başka büyük kitle daha yeniden yüz yüze bir araya gelecek. Evet Covid-19 salgının gölgesi hala hayatlarımıza düşmeye devam ediyor, vaka ve kayıp sayıları bir türlü düşme eğilimine girmiyor. Ancak gençler, kampüslerde üniversite havasını solumak istiyorlar. Bunu her on üniversite öğrencisinden dokuzunun en az bir doz, yedisinin ise iki doz aşısını da yaptırmış olmasından anlıyoruz. Bu önemli bir işaret.
Salgının hala can almaya devam ettiği bu dönemde bile toplum genelinde ülkenin en büyük sorunu olarak ekonomi görülüyor. Salgın ise ikinci sırada. Üniversite öğrencileri açısından da en önemli sorun ekonomi, hatta onların ekonomiyi en önemli sorun olarak görme oranları toplum geneline kıyasla daha yüksek. Salgının kişisel ekonomileri üzerinde büyük tehdit oluşturduğunu belirtenlerin oranı da üniversiteliler arasında topluma nazaran daha yüksek. Duygu durumu açısından üniversite öğrencilerini toplum geneli ile karşılaştırdığımızda olumsuz duyguların onların için daha baskın olduğunu tespit ettik. Üniversitelilerin yarısından daha fazlası yorgun, bıkkın ve endişeli hissediyor. Kafası karışmış, üzgün ve yalnız hissedenler de kayda değer oranda. Salgının bu yıl bitmeden kontrol altına alınabileceğine inananlar çok küçük bir grup, her on üniversite öğrencisinden sekizi bunun için daha ileri bir tarihi işaret ediyor. Özetle, duygusal olarak bu kadar yıpranmış olmalarına, ekonomik endişelerine, salgının gidişatına dair umutsuzluklarına rağmen aşılarını yaptırmışlar, okula dönmeye hazırlanıyorlar. Son olarak şunu ekleyerek bitireyim, üniversiteliler için salgın ülkenin en önemli 2. sorunu da değil, onlara göre ekonomiden sonra ülkemizin en önemli problemi eğitim!”
Dünyanın mutluluk haritası!
Y ve Z kuşağının derdi ortak: “İşsizlik ve gelir eşitsizliği”