6 adımda okula dönüş dönemini verimli kullanma rehberi
Yaz sezonun sona ermesi, okullara dönüşün başlamasıyla beraber öğrencilerin ve ailelerinin alışveriş heyecanı artıyor. Bu dönem, sadece okulların açılışını değil, tatilden şehre dönüşü de kapsadığı için her sektörde büyük bir hareketlilik yaratıyor. E-ticarette büyük harcamaların yapıldığı ve rekabetin yüksek olduğu okula dönüş dönemi işletmeler için önemli fırsatları da beraberinde getiriyor. Magnetiq Kurucu Ortağı Berkay Yavuz işletmelerin bu dönemi etkili kullanabilmeleri için rehber niteliğinde ipuçları paylaşıyor.
1- Hedef Kitlenizi Yeniden Değerlendirin, Potansiyel Müşterilerinizi Keşfedin.
Satış yapmayı planladığınız kişiler ve kuracağınız reklam, ürün yelpazenize ve hedef kitlenize göre değişiklik gösterir. Yapacağınız herhangi bir reklam çalışmasından önce bu ürünü kimin için öne çıkarmak istediğinizi ve ürünün alıcısının kim olduğunu tekrardan değerlendirin. Potansiyel müşterilerinizi seçtikten sonra onların ilgisini çekecek ürünleri görmelerini ve almalarını sağlamalısınız.
Hedef kitlenizi belirledikten sonra reklamlarınızı hedef kitlenize uygun olacak şekilde özelleştirin. Aynı reklamı bütün kullanıcıların görmesini de sağlayabilirsiniz ancak bu bütçenizin boşa harcanmasına neden olabilir. Bütçeyi boşa harcamamak için kişiselleştirilmiş reklamlarla doğru hedef kitleye ulaşmanız gerekli. Örneğin bebek bezi satıyorsanız bu ürünün reklamı için çocuklu ailelerin reklamlarınızı görmesini sağlamanız gerekir, kullanıcı ihtiyacı olan bir ürünün reklamını gördüğü için satın alma eğilimi de yüksek olur. Kişiselleştirilmiş reklamların kullanıcıların daha çok alışveriş yapmasını sağladığı Google’ın da doğruladığı bir gerçek. Google’ın araştırma sonuçlarına göre, alışveriş yapanların %80’i kişiselleştirme istiyor. Her bir hedef kitle için reddedemeyecekleri teklifler yaratmak çok önemli. Siteye gelen kullanıcı, ihtiyacı olan ürün ne olursa olsun en iyisini sizden alabileceğini bilmeli. Her ihtiyaca yönelik ürünlerinizin olduğunu ve ürün çeşitliliğinizi öne çıkarın.
2- Hedef Kitlenizin Alışveriş Alışkanlıklarını Analiz Edin.
Hedef kitleyi belirledikten sonra sıra kitlenin bu dönemdeki alışveriş alışkanlıklarını değerlendirmeye gelir. Örneğin hedef kitlesi olarak velileri ele alalım, velilerin bu dönemde en çok ihtiyaç duyduğu ürünlerin neler olduğunu belirlemek ikinci adım olarak karşımıza çıkıyor. Kitlenin ihtiyacıyla uyumlu ürünlerin reklamlarına ağırlık vermek satışların da artmasını sağlayacak. Gözden kaçırılmaması gereken bir diğer nokta da her işletmenin marka kimliğine uyumlu olarak okula dönüş dönemi stratejileri kurgulaması gerektiği. Okul ihtiyaçlarına yönelik ürünler satmıyor olabilirsiniz ancak bu okula dönüş dönemi verimliliğinden faydalanamayacağınız anlamına gelmez. Markanızın kimliği ne olursa olsun okula dönüş döneminde kullanıcılara ürününüze neden ihtiyaç duyduklarını uygun bir pazarlama stratejisiyle anlatmaktan ve reklam vermekten çekinmeyin. Hedef kitlenizin ihtiyaçlarını daha iyi anlayarak nasıl bir strateji kurgulamanız gerektiğini belirlemek için hedef kitlenizin sıkça arattığı kelimelere bakabilirsiniz.
Quantum Metric’in raporuna göre pandemi sonrası dünyada stokta kalmama ve enflasyon endişeleri de tüketicilerin alışveriş yapma şeklini değiştiriyor. Bu davranış tüketicilerin çok uzun süre beklerlerse ihtiyaç duydukları şeyi alamayacaklarına dair endişelerinden kaynaklanıyor. Alışveriş yapanların %29’u bir şeye ihtiyaç duymadan tam bir ay önce aramaya başlıyor. Bu durum tüm dünyada artan enflasyon oranlarıyla birlikte stoklama ve indirim zamanlarında ürünleri önden alma olarak sıklıkla görülüyor. İşletme sahiplerinin bu erken alışveriş ve stok davranışlarını dikkate alarak alışverişin arttığı erken satış dönemlerinde de reklam vermeyi ihmal etmemesi gerekiyor.
3- Hedef Kitlenizi Siteye Çekin ve Alışveriş Yapmalarını Sağlayın!
Hedef kitlenizi diğer pek çok rakip arasından sizden alışveriş yapmaya ikna etmek için çeşitli yöntemler izlersiniz. Marka bilinirliğinizi attırmak için Google aramalarında üst sıralarda çıkmak, sosyal medyaya etkili reklamlar vermek ve çeşitli kampanyalarla potansiyel müşterilerin ilgisini çekmek bu yöntemlerden bazılarıdır. Tüketiciyi ikna etmek için çeşitli iş birlikleri yapabilir, ücretsiz kargo ya da çeşitli indirimler gibi avantajlar sunabilir ve sunduğunuz avantajları öne çıkarmayı seçebilirsiniz. Bir diğer etkili yöntem de halihazırda kullanıcınız olan ve iletişim bilgilerine sahip olduğunuz eski müşterilere kendinizi hatırlatmaktır. Alışverişlerini sizden yapmaları için onlara özel indirimler tanımlayabilir ya da var olan kampanyalarınızdan haberdar olmalarını sağlamalısınız.
Quantum Metric’in araştırmasına göre tüketicilerin %39’u ayda bir veya iki istek listesi oluşturuyor, %28’i ise her hafta bir veya iki istek listesi oluşturuyor ve bu listeleri sonradan satın almak için saklıyor. Tüketiciler istek listelerine attıkları ürünleri daha sonra indirim dönemlerinde almayı tercih ediyor ve bu istek listelerini aktif olarak kullanma oranları gittikçe artıyor. Bu yüzden mevcut müşterilere istek listesindeki ürünlerini hatırlatmak ve satın almaları için çeşitli indirimler tanımlamak oldukça etkili bir yöntem.
4- Mobil Deneyiminizi İyileştirin, Daha Çok Kullanıcıya Ulaşın!
Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da satış sürecinin artık mobil ağırlıklı devam ettiği ve mobil deneyimini iyileştirerek daha iyi dönüşler almanın mümkün olduğu gerçeği. Digital Turbine araştırmasına göre; Türkiye’de tüketicilerin %42’si satın alacağı ürünleri mobil reklamlar sayesinde bulduğunu belirtiyor. Tüketicilerin %71’i ise mobil cihazlarında doğrudan bir reklam üzerinden satın alım gerçekleştirmeyi tercih ediyor. Bu da hem dijital reklamların hem de sitenizin mobil uyumluluğunun yüksek olması gerektiği yönünde önemli çıktılar veriyor. İşletmelerin mutlaka mobil sitelerini geliştirmeleri gerektiğini, dijital reklamlar vermeleri ve hatta mobil ağırlıklı dijital reklamlara daha fazla bütçeler ayırabileceği anlamına geliyor.
5- Online Alışverişte Öne Çıkın!
Mobil alışverişin yanı sıra online alışveriş seçenekleri de gün geçtikçe artıyor: Digital Turbine araştırmasına göre; katılımcıların %45’i okula dönüş alışverişinde eve teslim seçeneğini kullanarak online alışveriş yapacağını belirtiyor.
Digital Turbine araştırmasına göre; çevrimiçi alışverişin tercih edilmesinin her tüketici için farklı nedenleri var. Ankete katılanların 63’ü ise daha kullanışlı gördüğü için çevrimiçi alışverişi tercih ettiğini, %48’i çevrimiçi alışverişle aynı ürünü daha ucuz bir fiyata satın aldığını, %42’si ise çevrimiçi alışverişi daha iyi bir deneyim yaşattığı için tercih ettiğini bildiriyor. Bu da işletmelerin tüketicinin alışveriş motivasyonuna odaklanarak bu doğrultuda reklamlar vermesini zorunlu hale getiriyor. Eğer müşteri uygun fiyatlar için alışveriş yapmayı tercih ediyorsa fiyatlarda indirime gitmek, toplu alımlarda çeşitli fırsatlar sunmak, rakiplerinizden ayrışmak ve müşteri tarafından tercih edilmek için çeşitli yöntemler izlemek mümkün.
Öne çıkabilmek için sadece ürünlerinizde indirime gitmeniz gerekmez, tüketicinin ihtiyacı doğrultusunda reklam görsellerinizi ve metinlerinizi özelleştirerek hedef kitleniz ile bağ kurmayı deneyin. Hedef kitleniz için markanızın hangi değer önerisini vurgulayacağınızı analiz edin ve duygusal bir iletişim kurun. Tüketici ile ilk iletişiminiz reklamınızı gördüğü anda başlar. Bu nedenle etkili reklam görselleri oluşturmak, dikkat çekici metinler ile tüketicinin dikkatini çekmek sizi online alışverişte bir adım öne çıkaracaktır.
6- Müşteri Memnuniyeti İçin Satış Sonrası Süreci Optimize Edin.
Satış yaptığınız müşterilerin sizden memnun kalmasını ve tekrar satın almasını sağlamanın çeşitli yolları var. Google’ın araştırmaları tüketicilerin %43’ünün satın almak istediği ürünler için indirim istediğini ancak mevcut ekonomik koşullarda işletmelerin de indirim yapmakta zorlandığını doğruluyor. İşletmeler müşterileri memnun etmek için çeşitli puan ve ödüllendirme sistemleri veya daha hızlı nakliye seçenekleri gibi opsiyonlar sunarak müşteri sadakatini kazanmayı deneyebilirler.
Dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da iade sürecini kolaylaştırmak: Alışveriş yapanların %43’ü satın aldıkları ürünlerin en az dörtte birini iade ediyor ve nakliye ücretini ödemek istemiyorlar. Tüketicilerin bir satın alma işlemi yaparken kendilerini güvende hissetmeleri için iadeleri mümkün olduğunca basit tutmak, iade sürecini de en az teslimat süreci kadar sorunsuzca halletmek gerekiyor. İadesinde bir sorun yaşamayacağını bildiği işletmeler, müşterilerde güven duygusu yaratıyor ve müşterinin markaya olan sadakatini arttırıyor.
Ticaret Bakanlığı’nın yayınladığı son haberle birlikte iade süreçlerindeki müşteri memnuniyeti daha da önem kazanacak: 1 Ekim’de yürürlüğe girecek yeni sisteme göre internetten satın alınan bir ürünün iade kargosunu artık tüketiciler ödeyecek. Bu durum, tüketicilerin markaya olan güveninin ve marka sadakatinin daha da önem kazanması anlamına geliyor!