İyi bir SEO’cu aslında iyi bir sabotajcıdır!
Londra merkezli dijital ajans Reboot’un 1672 iş sahibinin katılımıyla gerçekleştirdiği bir ankette olumsuz SEO uygulamaları ile rakipleri arama motoru sıralaması yarışından silme fikri masaya yatırılıyor. Ankette pek çok olumsuzluğun içinde belki de en iç rahatlatan bulgu Google hilelerini bilip de, “risksiz olsa yaparım” diyenlerin oranı. “Risksiz olsa yaparımcılar” olumsuz SEO çalışmalarıyla rakibin trafiğini çökertirken neler yapabileceklerini de sıralamışlar; hem popüler dört cevabı hem de olumsuz SEO’dan korunma yollarını Reboot’un kapsamlı araştırmasından sizin için derledik.
Şirket sahibi olan hiç kimse hayatı boyunca “şirket kurmak ne kolaymış” dememiştir. Sektör fark etmeksizin başlangıcından sürdürülebilir bir başarıya ulaşana kadar her şirketin karşısına türlü engeller çıkar. Var olan ekonominin ve dünya dengelerinin işinizin gidişatını etkileyebileceği gibi hali hazırda sektörde bulunan ve iletişim ağını sağlam örmüş rakipleriniz, özellikle pazarlama bütçeniz kısıtlı olduğunda işleri daha da zorlaştırabilir. Bu da sizi oyun alanını dengelemek amacıyla sabote etmeye teşvik edebilir.
Sabotajı filmlerdeki kötü adamın asıl oğlanın onurlu aşk hikayesini sabote etmesinden, bir kurumun bir diğerinin online itibarını zedeleyecek aksiyonlar almasına kadar geniş bir yelpazede tanımlayabiliriz. Gelin konumuz gereği online sabotaja odaklanalım. Örneğin, rakip bir kurumun ürünlerini, müşterilerini kendinize çekmek üzere olumsuz (ve çoğu durumda sahte) geri bildirimlerle lekelemek sabotajdır. Bahsettiğimiz sabotaj gizli saklı bir bilgiye erişmekle kalmayıp, bu bilgiyle neler yaptığınızdır. Sabotajın diğer metotları arasında sonu algoritmalar tarafından verilecek cezalarla sonuçlanacak spam bir kampanya linkinin gezdirilmesi ya da rakibin web sitesini hacklemek de yer alıyor.
Sağlam bir SEO bilgisi olanlar olumsuz SEO taktiklerini kullanmakta daha da becerikli. Birçok kurumun pazarlama stratejilerinin kalbinde, kurumun web sitesindeki organik trafiği arttıran SEO hizmetlerinin yer alması birçok profesyoneli potansiyel sabotajcılara dönüştürüyor. Olumsuz SEO uygulamalarında kötü niyetli hackerların hareketlerinin yanı sıra rakiplerinizin arama motoru sıralamasında geriye düşmesini sağlayacak, etik olmayan teknikler de yer alıyor.
Olumsuz SEO yasalar tarafından tanınmıyor!
Olumsuz SEO’nun tanımının geniş bir anlam havuzunu içine almasının nedeni yasalar tarafından tanınmaması. Aynı şekilde, tanımının net bir şekilde yapılmamış olması da yasal veya “değil” arasındaki çizgiyi bulandırıyor. Bu tanım koyma çabalarına Londra merkezli dijital pazarlama ajansı Reboot da bir katkı koyuyor; “Kurbanın web sitesinin, kurban kurumun Google kuralları tarafından banlanmasına neden olacak SEO metotları kullandığını belirterek bilinçli bir şekilde sabote etmek. Bu aksiyonun hedefi, kurbanın ya Google aramalarındaki sıralamasına etki etmek ya da söz konusu web sitesinin Google endeksinden tamamen kaldırılmasını sağlamaktır”.
Ancak olumsuz SEO’nun evrensel olarak kabul edilen bir tanımının olmaması, potansiyel veya hali hazırda kurbanların bu konuyu araştırıp tedbir almasına engel olmuyor. A.B.D. ve Birleşik Krallık’ta her ay toplam 1640 kez “olumsuz SEO” anahtar kelimesi aranıyor. Bunun yanı sıra kelimenin 7.73 dolar olan CPC’si, terimin kendi başına ne kadar ciddi bir rekabet alanı olduğunu da kanıtlar nitelikte.
“Sabote ettim; çünkü benim ürünüm daha iyi”
Bir rakibin online varlığını ve itibarını sabote etmenin ciddiyetinin farkında olan Reboot Digital, 1672 şirket sahibinin katılımıyla gerçekleştirdiği ankette kimin, kimi, ne kadar sabote edeceğini ve bu katılımcıların kaçının sabotajlarının yanına kalacağını düşündüğünü araştırdı. Anket, sabotaja yol açan nedenleri ve sabotajda kullanılan teknikleri de gözler önüne seriyor.
Anketin ortaya koyduğu en çarpıcı bulgu, katılımcıların yüzde 18.3’ünün (yaklaşık 301 kişinin) yakalanmayacaklarından emin olmaları halinde rakiplerini sabote etmeye açık olduğuydu. Elbette, iyi haber de katılımcıların yüzde 81.7’sinin herhangi bir koşulda rakiplerini sabote etmeyeceğini belirtmiş olmasıydı.
Ankete katılanların yüzde 99.7’si rakiplerini o güne kadar hiçbir şekilde sabote etmediklerini belirtirken geriye kalan yüzde 0.3’lük kesim rakiplerinin online itibarını bir şekilde zedelediğini itiraf etti.
Başlarına bir şey gelmeyeceğinden emin oldukları takdirde rakiplerini sabote edeceğini söyleyen yüzde 18’lik kesime, rakiplerine bu denli bir zararı neden vermek isteyecekleri sorulduğunda öne çıkan üç cevap;
- Benim ürünüm daha iyi – yüzde 30
- Müşterilerini kaybetsinler istedim – yüzde 18
- Rakibim rekabette öne geçmek için kötü niyetli SEO kullanıyor – yüzde 15, oldu.
Bu kurumsal yanıtların arasında ilk üçe giremese de belki de en insani olan “sabote ettiğim kurumun sahibiyle kişisel bir derdim var” nedeniyse, yüzde 7 ile dördüncü sırada yerini aldı.
Sabotaj teknikleri
Reboot anketinin belki de en iç rahatlatan bulgusu, “risksiz olsa yaparım” demekle nasıl sabote edeceğini bilmenin arasında net bir fark olması.
Bu nedenle “risksiz olsa yaparımcıların” olumsuz SEO çalışmaları dahilinde neler yapacağını öğrenmek istendiğinde en popüler dört cevap arasında;
- Popüler geri bildirim platformlarında marka hakkında sahte geri bildirimler yayınlamak – yüzde 57
- Olumsuz bir influencer kampanyası gerçekleştirmek (influencer’lardan rakibi olumsuz değerlendirmesini istemek) – yüzde 26
- Olumsuz SEO kampanyası – yüzde 14
- Web sitesi hacklemek – yüzde 3, oldu.
Peki, itibarınız tehlike altındaysa ne yapmalısınız?
Bir şirketin online itibarını zedelemenin birden fazla yolu var; ancak kurumlar bazen vakit çok geç olana dek hedefi oldukları karalama kampanyasının ne zaman başlatıldığını anlamakta güçlük çekebiliyor. Reboot online sabotaj kurbanı olup olmadığınızı anlamanıza destek olmak adına atabileceğiniz birkaç adımı listelemiş;
- Gözünüz yalan haberlere açık olsun
Yalan haberler adı üstüne yalan olmalarına rağmen akıl almaz sorunlara yol açabilir. Güveni bir dakika içinde yıkabildiği gibi tüketicinin tam anlamıyla güveneceği bir markayı tekrar inşa etmeyi de neredeyse imkansız kılar. Yalan haberlerin yasal olmadığı gerçeği iç rahatlatırken online olan her şeyin kaynağının takibi oldukça zor. Bu yüzden fazla detay vermeden gönderilen geri bildirimlere ve tekrarlayan, aynı olumsuz yorumlara karşı gözünüzü ve algılarınızı açık tutun.
- Sahte sosyal medya hesaplarına dikkat edin
Sahte sosyal medya hesapları her geçen gün (belki de influencer pazarlamasının yükselişiyle birlikte) popülerleşiyor. Neyse ki sahte bir sosyal medya hesabını yalan bir haberden veya yorumdan ayırmak çok daha kolay. Az fotoğrafı/görseli olan, başkalarıyla etkileşimde olmayan, iletişim bilgileri eksik olan, bin takipçisi olmasına rağmen az beğeni/yorum alan ve diğer sosyal medya platformlarında varlık göstermeyen hesaplar, muhtemelen sahtedir. Bu hesapları da varlık gösterdiğiniz sosyal medya platformuna şikayet ettiğinizde sorununuzu kolayca çözebilirsiniz.
- Spam veya manipülasyon amaçlı yollanan linkler
Google’ın algoritmaları arama motoru sonuç sıralamalarını oluştururken birçok dış faktör ve sinyali değerlendirmeye alıyor. Değerlendirilen kalemlerden en önemlileri arasındaysa web siteye yönlendiren dış linkler bulunuyor. Eğer Google algoritmaları web sitenize yönlendiren dış link sayısının normalin üzerinde olduğunu düşünüyorsa, bu linkleri bazen siz oluşturmuş olsanız dahi, sıralamadaki pozisyonunuzu geriye itiyor ve bu da organik trafiğinizin düşmesine veya Google endeksinden olduğu gibi silinmenize neden oluyor.
- Hacklenmiş web siteleri
Web sitesi hacklemek veya kontrolünü ele geçirmek online itibarı zedelemek için yapılabilecek en tehlikeli ve etkili yollardan biri. Kötü niyetli üçüncü bir parti kurbanın web sitesinin kontrollerine erişim sağladığında yapabileceklerinin sınırı onlara kalıyor; web sitesini tamamen kapatmak, ofansif veya saldırgan içerikler yayınlamak, yüksek performanslı ve organik trafik sağlayan sayfalara hackleyen kişilerin kurum web sitelerine yönlendiren linkler eklemek veya müşteri verilerinizi çalmak gibi saldırıların hayata geçmesi, bir kere hacklenmenize bakıyor. Bunu engellemek için şüpheli link veya sitelere tıklamamanın yanı sıra var olan sisteminizi güvenlik duvarlarıyla güçlendirmek ilk adımlarınızdan olmalı.
Reboot’un anketi sabotaj uygulamalarının (tüm katılımcıların dürüstçe yanıtladığını varsayarsak) sayısının genele vurulduğunda oldukça az olduğunu gösterse de, sabotajı gelecek planları arasında düşünmeye eğilimin oranının o kadar da masum olmadığını gözler önüne seriyor.
Bu davranış bir trende dönüşür mü bilinmez, ancak doğru tedbir ve açık algılarla online sabotajın hedefi olsanız dahi, bu tatsız sürecin içinden zarar görmeden çıkmanız mümkün.
Reboot’un anketine ve sıraladığı online sabotaj türlerinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Kaynak: Reboot Online