Çalışanlar özerklik ilan ederken tükenen orta düzey yöneticiler oldu
Çalışanlar daha özgür çalışma modelleri istemeye devam ediyor, patronlarsa çalışanları gözlerinin önünde olsun ve yaptıkları işler takip edilebilsin istiyor. Nihayetinde olan her iki tarafın da gönlünü yapmak isteyen orta düzey yöneticilere oluyor. Zira veriler, orta düzey yöneticilerin iş-yaşam dengesinin kaybolduğunu ve yükselen stres seviyesinin tükenmişliği tetiklediğini gösteriyor…
Pandemiyle birlikte değişen çalışma modelleri tüm iş dünyasının uyumlanma yeteneğini sınadı. Ancak en büyük sınavlardan birini üst yönetimle çalışanlar arasındaki çıkar çatışmasında tampon görevi gören orta düzey yöneticiler verdi. Üstelik her şey çok hızlı bir şekilde değişiyordu ve tarafların istekleri çok netti; Üst düzey yöneticiler de çalışanlar da daha fazla kontrol istiyordu.
Tüm bu süreçteki karışıklıklarla boğuşurken kendi uyumlanma sürecini bir kenara bırakan orta düzey yöneticiler şimdilerde tükenmişlik sendromunun pençesinde. Belgrad merkezli bir bilişim şirketinde orta düzey yönetici olan Vlada Randjelovic de onlardan biri…
Vlada Randjelovic, hibrit çalışma düzeninde 10 kişilik ekibinin yarısını uzaktan yarısını da ofiste yönetiyor. Randjelovic, deneyimini şöyle anlatıyor; “İki dünyam oldu: biri ofiste, diğeri de Zoom’da. Birdenbire aynı işi yapan iki ayrı ekibi yönetmek zorunda kaldım.”
Randjelovic, yeni çalışma modelinin günlük rutininde hem kendi yöneticileri hem de ona rapor veren çalışanlarla ilgili olarak bir sürü yeni sorunla mücadele ettiğini belirtiyor; “Üst yönetim, esnek bir çözüm bulmak için sorunları orta düzey yönetime getirir. Hibrit çalışma modeline geçileceği söylendi ama söylemesi yapmaktan çok daha kolaydı. Bu süreçte oluşan tüm zorlukları çözmek orta düzey yöneticilere düştü.”
Sorunu şöyle tarif ediyor Randjelovic; “Sorunun bir kısmı pandeminin ardından insanların çalışma hayatına bakış açısının kökten değişmesi oldu. Çalışanlar maaş, esneklik ve istedikleri gibi çalışma özgürlüğü açısından daha fazlasını istediler. Şirkette alınan her karara karşı daha stresli ve duyarlı hale geldiler.”
“İnsanlar esnek bir şekilde çalışırken iletişim tarzımızın bir gecede değişmesi gerekiyordu” diyor Randjelovic ve devam ediyor; “İşe alma süreçlerini de yeniden değerlendirmemiz gerekti: Şahsen asla tanışamayacağınız bir çalışanı işe almak riskli bir iş. Tamamen uzaktan çalışan bir ekibin doğal olarak kendi iş yeri kültürünü oluşturacağını kabul etmek gerekiyordu. Bunun yanı sıra her şey hızlandı, yoğunlaştı ve öğrenmek veya hata yapmak için daha az zamanımız kaldı. Fazla çalışma ve tükenmişliğin bir sonucu olarak stres seviyemiz arttı.”
Pek çok yönetici iş dünyasının yeni normalinde gerçek bir mücadele veriyor. ABD’li düşünce kuruluşu Future Forum tarafından Ekim 2022’de 10.766 çalışanla yapılan bir ankette, yöneticilerin geçtiğimiz yıl işle ilgili daha fazla stres ve kaygı (yüzde 40), daha kötü iş-yaşam dengesi (yüzde 20) ve daha az iş tatmini (yüzde 15) bildirdiği dikkat çekti. Bu eğilim özellikle orta düzey yöneticiler arasında belirgindi; iş-yaşam dengesindeki zorlanmaların yanı sıra yüksek stres ve kaygı düzeyleri de dikkat çekiyordu.
Bu rakamlar, birçok yöneticinin değişen çalışan beklentileri ve çalışma modelleriyle baş etmekte zorlandığını gösteriyor. Çalışanlar ezici bir çoğunlukla iş günleri ve çalışma modelleri üzerinde daha fazla özgürlük talep ediyorlar. Yöneticilerse bu değişime liderlik ederken uyum sağlamakta zorlanıyor…
Kaynak: BBC Worklife
Z kuşağı, emoji kullanmadan önce yöneticilerinden ipucu alıyor
Emoji kullanımı, özellikle 2010’lu yıllardan sonra son derece popüler hale geldi. Microsoft Teams, Slack gibi uygulamaların da bu sembolik dili kullanmaya olanak sağlaması ise iş yeri iletişiminde emoji kullanımını artırdı. Ancak emojiler, kuşaklara göre anlam değiştirebiliyor…