Özge Zambakoğlu: Sürekli iyileştiriyor ve teknolojilerimizi sürdürülebilir kılıyoruz
1873 yılında yaratıcı bir vizyonla yola çıkan Konica Minolta, bugün iş dünyasının dijital dönüşüm liderlerinden biri olarak 150. yılını kutluyor. NASA’nın Apollo görevlerinden dünyanın ilk renkli fotokopi makinesine, çevre dostu dijital baskı çözümlerinden yapay zeka tabanlı yeniliklere kadar uzanan bu eşsiz yolculuk, markanın geleceği şekillendirme kararlılığını gözler önüne seriyor. Konica Minolta Türkiye Pazarlama Müdürü Özge Zambakoğlu ile, markanın geçmişten bugüne taşıdığı değerleri, dijital dönüşüm sürecindeki yeniliklerini ve sürdürülebilirlik odaklı projelerini konuştuk. Zambakoğlu, “Sürekli iyileştiriyor ve teknolojilerimizi sürdürülebilir kılıyoruz” diyor.
Konica Minolta’nın 150 yıllık serüveninde hangi ilkler ve önemli gelişmeler yer alıyor?
Bu yıl Konica Minolta için çok önemli bir yıldı. Konica Minolta, DNA’larında yaratıcılık olan bir marka ve 1873’den bugüne gelebilmesinin sırrı, bugünü şekillendiren birçok ilkte yer alması ve potansiyeli ortaya çıkaran teknolojileri zaman kaybetmeden hayata geçirmesiydi. Bugün Türkiye’de endüstriyel ve profesyonel baskıdan dijital ofis çözümlerine, ölçüm cihazlarından yapay zeka destekli görüntüleme çözümlerine kadar geniş bir ürün grubuyla pazardaki yerini alıyor. Özellikle dijital dönüşüm günümüz dünyasında iş yükünü azaltıyor, işin dönüşümünü sağlayan birçok yeniliğe kapı açıyor.
150 yıllık bu serüvende Konica Minolta’nın birçok farklı alanda yer aldığını görüyoruz. 1962’de NASA’nın uzaya gönderdiği Friendship 7 kapsülünde astronotlar Konica Minolta mercekleriyle görüntülendi. Dünyanın ilk renkli fotokopi makinesi 1970’lerde Konica Minolta tarafından geliştirildi. İlk orta vadeli çevre planı 1992’de yapıldı, NASA’nın Apollo programındaki ikinci mürettebatlı uçuşu Apollo 7’de Konica Minolta merekleri kullanıldı. 2014 yılında karbon nötr hizmetler için dijital baskı sistemlerine geçiş başladı. Geçmişteki örneklere de baktığımızda Konica Minolta’nın her zaman geleceği şekillendirmeye yönelik çalışmaları olduğunu görüyoruz.
İş dünyasında dijital dönüşümle birlikte hangi yeni ihtiyaçlar ortaya çıktı?
Günümüzde iş dünyasının ihtiyaçları çok farklı bir hal aldı. Bugün şirketler daha kolay, hızlı ve daha dijital çözümlere sahip olmak istiyorlar. Dijital dönüşüm zaman içerisinde farklı ihtiyaçlar doğuran ve zaman içerisinde ihtiyaca yönelik özel çözümler sunulması gereken bir noktaya geldi. Endüstri 5.0 kapsamında, kağıtsız ofis yaklaşımını içeren stratejilerimize kalıcı çözümler getiren mühendislerimiz, Dijital Dönüşüm (DX) Departmanımızla birlikte özgün yazılımlar gerçekleştirdiler. Bahsettiğimiz kurumsal içerik yönetimi yazılımıyla “Akıllı İşyeri Konsepti”nde insan ve çevre odaklı çözümler geliştirildi, yapay zeka tabanlı doküman yönetimi, kalite uygulamaları, proje ve müşteri ilişkilerinde yüksek performans sağlanması amaçlandı ve tam entegre modüllerden oluşan bir platform inşa edildi. Dokümantasyonlar dijitalleştirilerek uzun süren ve evrak gerektiren tüm süreçler kolaylaştırıldı.
Konica Minolta’nın sunduğu teknolojik çözümlerde yapay zeka hangi rolleri üstleniyor?
Konu teknoloji olduğunda tabi ki en önemli başlıklardan biri de yapay zeka. Teknolojiden, insana fayda sağlayan bir mekanizma olarak destek aldığımızda maliyetleri azaltıyor ve iş hayatını daha güvenli bir hale getirebiliyoruz. Örneğin termal kamera sistemleri sayesinde erken yangın tespiti yapılabiliyor ve fabrikalarda çok büyük felaketlerin önüne geçilebiliyor. Yapay zeka destekli Cobot ile üretim bandında hatalı ürünleri tespit edilebiliyor ve ayrıştırılabiliyor. Kişisel koruyucu ekipmanları kontrol sistemleri, kayma-düşme tespiti yapan kamera çözümleriyle kalite kontrolden tüm üretim süreçlerine kadar birçok alanda güvenli bir ortam sağlanabiliyor.
Baskı sektörü en önemli çalışma alanlarınızdan biri. Dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve teknolojinin ön planda olduğu günümüzde, bu sektördeki yenilikler ve gelişmeler nasıl bir ivme kazanıyor?
Baskı sektöründe dijitalleşmenin önü öylesine açıldı ki haliyle işin geleceğine değer katan fikirler kendini göstermeye başladı. Profesyonel ve endüstriyel baskılamada geliştirdiğimiz çevreci ve sürdürülebilir dijital baskı sistemleri ile işletmelere üretim süreçlerinde maliyet verimliliği, kolay kullanım ve hızlı üretim sağlarken; çözümlerimizi insan odaklı bir yaklaşımla birleştiriyor, müşterilerimize ve gezegenimize değer katıyoruz.
Amacımız yalnızca ürün odaklı çözümler sunmak değil, iş ortaklarımıza eşsiz bir deneyim yaşatmak. Avrasya Teknoloji Merkezi’mizde, baskı ve görüntüleme teknolojilerinden dijital dönüşüm süreçlerine kadar geniş bir yelpazede deneyim alanları sunuyoruz. Misafirlerimiz burada sunduğumuz çözümleri birebir deneyimlerken, birlikte yeni iş modelleri de geliştiriyoruz.
Günümüzün en önemli konularından biri de istihdam. Gençlerin iş dünyasına katılmaları konusunda gerçekleştirdiğiniz çalışmalarınız nelerdir?
Bu konuyu oldukça önemsiyoruz ve Konica Minolta Akademi programımızla, genç yetenekleri iş dünyasına kazandırarak onların kariyer yolculuğunu birlikte şekillendiriyoruz. Programa katılan genç arkadaşlarımız, dijital dönüşüm ve müşteri ilişkilerinden yazılım geliştirme ve süreç yönetimine kadar çeşitli alanlarda değerli deneyimler kazanıyorlar. Süreç sonunda ise Konica Minolta Türkiye bünyesinde kariyerlerine devam etme imkânı buluyorlar.
Çevreye duyarlılık ve sürdürülebilir çözümler, şirketin stratejilerine nasıl entegre ediliyor?
Değişim ve gelişim yolculuğumuzda sağlam adımlarla ilerliyoruz. Konica Minolta’nın DNA’sını yalnızca bir pazarlama direktörü olarak değil, markanın köklerindeki Japon felsefesini benimseyen biri olarak değerlendiriyorum. Japonya’nın köklü öğretileriyle şekillenen kurum kültürümüz, bizlere her adımda “Kaizen” felsefesini, yani sürekli iyileşme ve daha iyiye doğru değişme ilkesini hatırlatıyor. Kaizen, verimliliği artırmaya yönelik bir ticari felsefe olduğu kadar, insana ve doğaya duyulan saygının da bir ifadesidir.
Konica Minolta, bu değerleri kendine rehber edinerek dijital dönüşüm sürecini başlattı. Çevreye duyarlılığını ve sürdürülebilir çözümler geliştirme kararlılığını devam ettirerek, geleneksel sınırların ötesine geçiyor. Teknolojiye olan bakış açımızı yenileyip dijital çağa adım atarken köklerimize bağlı kalıp; sürekli gelişim vizyonumuzu canlı tutarak geleceğe ve fikirlere şekil veriyoruz.