İş yerine giriş-çıkışta parmak izi kullanılması hukuka uygun mu?
Günümüzde kamu kurumları ve şirketler teknolojinin sunduğu olanakları oldukça sık bir biçimde kullanıyor. Örneğin tesislere parmak iziyle giriş-çıkış yapılabiliyor. Ne güzel değil mi? Peki, bu teknolojik uygulamalar “özel hayata saygı hakkı” açısından hukuka uygun mu?
İncelediğimiz kararda bir belediyede çalışanların parmak izi kaydedilmiş, parmak izi sistemiyle mesai takibine başlanmış. Çalışan buna itiraz ederek uygulamanın kaldırılmasını talep etmiş. Gerekçesi de parmak izinin kişisel bilgi olarak kabul edilmesi nedeniyle özel hayatın gizliliği kapsamında kalması, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerde bu hakkın korunması. Ancak Belediye başvuruyu reddetmiş.
Çalışan idari işlemin iptali davası açtığında belediye tarafından, mesaiye devam yükümlülükleri olduğu, kamu hizmetinin devamlılığı ve personel verimliliğinin denetlenmesi amacıyla teknolojik cihazların kullanıldığı, uygulamanın özel hayata saygı hakkını ihlal etmediği savunulmuş…
İdare Mahkemesi, parmak izi tarama sistemiyle mesai kontrolünün kişisel verilerin işlenmesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini belirterek temel hakların kısıtlanabilmesi için yasal dayanağın bulunmasının anayasal bir zorunluluk ve AİHS’nin de temel ilkelerinden olduğunu vurgulamış, mesaiye devamın kontrolünde yasal düzenleme olmadığını kayda geçirmiş.
Parmak izi tarama sistemiyle mesai takibinin -kamusal alanda da olsa özel hayatın gizliliği ilkesi kapsamında olması ve uygulamanın sınırlarını, usul ile esaslarını gösteren yasal dayanağın bulunmaması karşısında- temel haklar ve anayasal ilkelerle bağdaşmayan işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle idari işlemin iptaline karar verilmiş.
Belediye istinaf kanun yoluna başvurmuş. İzmir BİM 2. İdare Dava Dairesi, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli yürütülmesini kolaylaştırıcı etki sağlaması amacıyla teknolojik sistemlerin kullanılmasının hizmet gereklerine ve kamu yararına uygun olduğunu belirtmiş, çalışanın idarece konan kurallara uymakla yükümlü olduğuna, idarenin kontrol ve denetim yükümlülüğüne vurgu yapmış, parmak izi alınıp teknik cihazlarla mesai takibinde mevzuata aykırılık bulunmadığına, uygulamanın özel hayatın gizliliğinin ihlali olarak kabulüne olanak bulunmadığına, istinaf başvurusunun kabul, davanın reddine karar vermiş…
Anayasa mahkemesi ne diyor?
Belediye çalışanı son hak arama mercii olarak Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuş. Anayasa Mahkemesi, parmak izinin kişisel veri olarak nitelendirilebileceğinde kuşku olmadığını, kişisel verilerin işlenmesinin Anayasa m.20/3’de güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına bir müdahale oluşturduğunu belirtmiş, özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA karar vermiş (Ramazan Şahin, 2018/11988, 10/3/2022).
Başka bir davada Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu da hukuka aykırılık kararı vermiş. “İlgililerden kişisel veri alınması niteliğinde olan ‘parmak izi taraması’nın, ‘özel hayatın gizliliği’ ilkesi kapsamında bulunması karşısında ‘uygulamanın sınırlarını, usul ve esaslarını’ gösteren bir yasal dayanağının bulunmaması, toplanan verilerin ileride başka bir şekilde kullanılamayacağına dair bir güvencenin mevcut olmaması göz önüne alındığında, temel haklar ve Anayasal ilkelerle uluslararası sözleşme kurallarıyla bağdaşmayan işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı…” (9/12/2015, E.2014/2242, K.2015/4991).
Bir başka karar da Kişisel Verileri Koruma Kurumu’na ait. Spor salonu hizmeti sunan şirketin üyelerinin giriş-çıkış kontrolünde el okutma sistemine geçilmesi gibi biyometrik verileri içeren özel nitelikli kişisel verileri işlemesinin -üyelerin açık rızası olsa bile- kişisel verilerin işlenmesinde ilgili kişilerden minimum düzeyde veri talep etme ilkesi ile uyumlu olmadığına karar verilmiş (27/2/2020, 2020/167).
Netice-i kelam: Parmak izi, avuç izi, retina gibi biyometrik veriler kullanılarak giriş-çıkış takibi yapılamaz, aksi durum anayasal hak ihlalidir.
Av. Halil Yılmaz Marketing Türkiye için kaleme aldı…
Avukat Halil Yılmaz yazdı: İş ve siyaset dünyasında kişisel verilerin korunması