Linkedln paylaşımları geleceğin fırsatlarını gösteriyor
Günümüzde verinin her şey olduğu gerçeğinden yola çıkarak Linkedln uzmanları işi şekillendiren anahtar teknoloji trendlerini paylaşımlar üzerinden yorumluyor.
Hem ekonomiyi hem de sürekli değişip gelişen işyerlerimizi şekillendiren teknoloji şirketlerine bugün her zamankinden daha büyük rol düşüyor. Hizmetleri teknolojik ürün ve hizmetleri üretmek gibi teoride basit olsa da, iş ticaretin devamlılığını ve iş gücünün dönüşümünü hayata geçirmeye geldiğinde beklentilerin sınırları yok oluyor. Teknoloji üretenler elbette büyük bir baskının altında ancak birçoğu için tüm dünyayı içinde bulunduğu bu dönemin sonuna güvenle ulaştıracak umut dolu o parlak yolu çizme potansiyeli mevcut.
Bir ekibi sanal olarak yönetiyor, teknoloji odaklı pazarlama çözümleri üreten bir konumu üstleniyor ya da sektörlerin gelecek vizyonunu şekillendirmek üzere herhangi bir şirkette rol üstlenmiş olabilirsiniz. Aklınızdan çıkarmamanız gereken tek gerçeğin içinde bulunduğumuz atmosferi anlamlandıran kaynağın sadece veri olduğudur.
Global teknolojinin yaratıcıları, tüketicileri, satın almacıları ve satışçılarının buluştuğu LinkedIn, paylaşımların odağını teknolojinin dönüşümüne çekmeyi başardı. Örneğin, LinkedIn konu teknoloji olduğunda bilgi teknolojileri şirketlerinin karar mercilerinin görüşleriyle KOBİ’lerle C-Suite’in içgörülerini bir araya getirerek içinde bulunduğumuz süreçle ilgili ortak bir külliyat oluşturdu.
Geçtiğimiz birkaç ay boyunca makale okurluğu artarken Uzaktan Çalışma ve Evden Erişim gibi kavramların tüketimi de çoğaldı. Tam veya hibrit olarak uzaktan çalışma modellerine dönen şirketlerin sayısı artmaya devam ederken ortaya bir başka trend daha çıktı. Uzaktan çalışmayı mümkün kılan ürün ve hizmetleri üreten şirketler bu hizmetlere güveni göstermek için tamamen evden çalışma modeline geçip, çalışanlarını uzun vadede ofisten bütünüyle uzaklaştırdılar.
LinkedIn bu süreçte yazılım gibi alanlarda etkileşimin arttığını gözlemlese de, yazılımla ilgili kaleme alınan makalelerin azaldığını bildiriyor. Bu içgörü bize teknoloji pazarlayanların devreye girmesi gerektiğini söylüyor. Bu bağlamda LinkedIn fırsatları ortaya koymak üzere veri ve sektör uzmanlarından oluşan ekibiyle, teknoloji sektöründeki içerik tüketimine dair içgörüleri sunarak fırsatları gözler önüne sunuyor.
“Business As Unusual”
Ticaret ve iş dünyasının radikal bir şekilde değiştiği bu dönemde evler ofise, iş hayatı ev yaşamına dönüyor ve tüketicilerin teknoloji şirketleriyle iletişimi yeniden şekilleniyor.
Sektör fark etmeksizin tüm profesyonellerin belirsizlikte ayakta kalmak için ilk adresi güvenilir içgörü ve çözümler olurken, teknoloji şirketleri bu ihtiyacı tüm dünyada uzaktan iş birlikleri, üretim ve erişilebilirliği sağlayarak karşılıyor.
Bir sonraki aşamanın ne olduğunu öngörmek zor olsa da özellikle bu dönemde her birimizin en yakın dostu olan veri akılda kaldı. Veriye dayanarak müşterileri için katma değer yaratan markaların salgın döneminin kazananları olacağını söylemek ise mümkün.
Mart ayından beri LinkedIn üzerinde koronavirüs hakkında en çok konuşan sektör Bilgi Teknolojileri Hizmetleri oldu. Hashtaglerde ise Pazarlama ve Liderlik başı çekiyor. Belki de verilerin ortaya koyduğu en önemli bulgu, duraklama döneminde yatırımlarına devam eden markaların diğer markalara göre 5 kat daha fazla kar ve pazar payı elde edecek olması.
Teknoloji şirketleri tünelin sonundaki ışık!
Geçtiğimiz dört ay boyunca LinkedIn üzerinde etkileşimi en çok artan makalelerin konuları sırasıyla yüzde 144’lük bir artışla iş devamlılığı, yüzde 78’lik bir artışla bulut hizmetleri, yüzde 71 ile video yayını, yüzde 66 ile siber güvenlik ve yüzde 52 ile uzaktan çalışma oldu.
Ocak ayından beri LinkedIn üzerinde koronavirüs dışında trending topic olan konular ise veri bilimi, makine öğrenimi, teknoloji, ekonomi ve pazarlar.
Hakkında bu kadar çok konuşulan teknoloji sektörü de elbette boş durmadı. LinkedIn verilerine göre teknoloji şirketlerinin tüketicilere en çok destek olduğu üç ana başlık; değişim esnasında çalışan yönetimi, güven ve saydamlıkla liderlik etmek ve iş devamlılığını sağlamak için adaptasyon oldu.
Dijitalleşme ve dijital dönüşüm artık kapıya dayandı ve göz ardı edilmesi şöyle dursun, bir tercihten çıkıp zorunluluğa dönüştü. Teknoloji şirketleri diğer tüm kurumlara dijital dönüşüm konusunda destek olurken iyileşme sürecini daha hızlı atlatmalarını sağlayabilir. Citrix İş Stratejisinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ve CMO’su Tim Minahan, “Global pandemi uzaktan çalışmak konseptine iliştirilmiş tüm önyargıları ve yanlış yorumlamaları yok etti. Uzaktan çalışmanın verimliliği ve iletişimi arttırmasının yanı sıra iş-ev hayatı dengesinde iyileştirmelere yol açtığını belirten kurumların sayısı her geçen gün artıyor. Çalışanlarına verimli çalışabilmeleri için ihtiyaç duydukları her türlü araç ve servise istedikleri yerde ulaşmalarını mümkün kılan teknolojilere yatırım yapan kurumlar çeviklik, etkileşim ve iş devamlılığı konusunda öne geçecek” diyor.
Sahne ışıkları sonunda yazılım teknolojilerinin üzerinde
Uzaktan çalışma modellerinin popülerliğinin artmasıyla birlikte iletişim yollarında alternatifler yaratan yazılımlar özellikle ilgi görüyor. Kurumlar yeni iş modellerini mümkün kılan yazılımların ve tüm operasyonların organizasyonunu tek bir platformdan yönetmeyi mümkün kılacak aplikasyonların peşine düşüyor.
Konu yazılım olduğunda LinkedIn’de geçtiğimiz beş ay boyunca en çok etkileşim alan konu başlıkları; iş yönetimi, Houdini, Maple ve WebEx oldu. Zendex CIO’su Colleen Berube, “Kriz inovasyonu doğurur, sınırların ötesinde düşündürmeye ve dünyaya farklı bir mercekten bakıp acil sorunları ortadan kaldıracak hızlı çözümler üretmeye iter. Başarının müşteri deneyimiyle tanımlandığı dünyamızda yazılım, kullanım kolaylığından değişen iş modellerine hızla adapte olmasına kadar müşteriler için yeni ve kolay bir yol oluşturacak” diyor.
Yazılıma olan bağlılık arttıkça bulut teknolojilerine duyulan talep de zirve yapıyor. İş operasyonlarının büyük bir kısmının risk altında olması, kurumları geliri arttıracak çözümler aramaya itiyor. LinkedIn’de bulut hizmetlerinin odak olduğu etkileşimlerde en çok dile getirilen alt başlıklar sırasıyla; teknoloji, bilgi teknolojileri, Microsoft Azure, bilgi teknolojileri altyapısı ve Microsoft olarak gözlemleniyor. Salesforce Bulut Çözümlerinden Sorumlu Müdürü Adam Blitzer, “Müşterilerimizden aldığımız geri bildirimlerin her birinde dijitalleşmenin öneminin ve hızının her zamankinden daha fazla olduğunu görüyoruz. Kurumların online’a göç etmesiyle birlikte dijital kanallarda satış gerçekleştirmek, çalışanlara her gün yeniden işe başlamaları için araçlar sağlamak ve bunu dünyanın her yerinden yapmak için buluta ihtiyaç duyacağız” diyor.
Bulut ve yazılım, siber güvenlik sorularına neden oluyor
Bulut ve yazılım kullanımı beraberinde belli soruları da getiriyor. A.B.D’de birden fazla kamu kuruluşu uzaktan çalışmanın doğasında bulunan risklere dikkat çekti. Kurumlar risklerin ciddiyetini araştırırken liderler de güvenilir bilirkişi ve kurumların kapılarını siber güvenlik hakkında bilgi almak için çalıyor.
LinkedIn’de siber güvenlik hakkında yazılan makalelerin sayısı yüzde 19 oranında düşmüş olsa da var olan makalelerin etkileşimi yüzde 66 oranında arttı. Bu etkileşimlerde en sık dile getirilen kavramlar ise; teknoloji, bilgisayar güvenliği, bilgi teknolojileri altyapısı, antivirüs ve kötücül yazılımlar oldu. Ingram Micro Global Bulut Pazarlaması Başkan Yardımcısı Adam Christensen, “Uzaktan çalışan bir iş gücünün yeni gerçekliğimiz olduğu bu dönemde siber güvenlik giderek önem kazanıyor. Siber saldırıların artması birçok kurumu teknolojik güvenliği sadece iş devamlılığını sağlamak için değil, büyümeye olanak sağlayacak sürdürülebilir bir alanı sağlamak için de öncelik haline getirmeye teşvik ediyor.”
Videolar ve evden erişim yeni iş yerlerinin atar damarı
Sektör fark etmeksizin tüm profesyonellerin evlerine kapanmasıyla video içerik ve video sağlayıcılara olan talep arttı. LinkedIn üzerinde canlı video yayıncıları hakkındaki makalelerin sayısı yüzde 20 oranında artarken aynı şekilde bu içeriklerle etkileşim de yüzde 71 oranında artmış gözüküyor. Bu konu hakkında en çok tartışılan alt başlıklar ise; teknoloji, internet, talep üzerine (on demand) video ve içerik olarak da yayıncılık, pazarlama ve reklamcılık oldu.
Tüm bu süreç boyunca hakkında en çok konuşulan konu evden erişim olurken, hakkında yazılan makalelerde yüzde 86’lık, etkileşimde ise yüzde 1875 artış oldu. Popülerliği kısa zamanda bu denli artan ev erişiminin LinkedIn üzerinde en çok ele alınan alt başlıkları ise teknoloji, ölçümler, WLAN, bilgisayar güvenliği ve bilgi teknolojileri. Alexa ve Echo Amazon’un hararetli destekçilerinden David Isbitski bu gelişmeyi, “Ses kullanımı hem ebeveynlerimi hem de çocuklarımı aynı derecede heyecanlandıran tek teknoloji! Ses hem herkes tarafından her yerde erişilebilir, hem doğal hem de spontane. Bağlantılı ev teknolojileri ve sesle birlikte insanlar arasında geçen sohbetler hayatımızdaki her aracın alt yapısı haline geliyor” sözleriyle açıklıyor.
Değişen dünyanın değişen iş yapış şekillerinin dijital dönüşümü hızlandırdığı aşikar. Kurum liderlerinin destek için sırtını yasladığı teknoloji sektörü bu güveni kendi müşterileriyle olan iletişimlerinde ilham ve saydamlığı ön planda tutarak boşa çıkarmayacak.
LinkedIn verilerinde de görüldüğü gibi etkileşim artıyor ve bu da fırsatların sınırsız olduğu anlamına geliyor. Bu zaman aralığında sektörün yeni kurumları bu fırsatı yakalayıp rekabette öne geçebilecekken lider kurumlar da müşteri beklentilerini karşılamak durumunda. Teknoloji şirketleri sektörleri bir adım öteye taşıyor, tartışmaların yönünü belirliyor, inovasyona neden oluyor ve beklenmedik alanlarda beklenmedik ölçüde katma değer yaratıyor.
Mesaj açık: Zaman aksiyon alma zamanı.
Bu süreçte yatırım yapan kurumlar daha sadık müşteri ve çalışanlara sahip olmakla kalmayıp şu anda ve gelecekte kaybolmayacak bir marka varlığını da inşa edecek.
Kaynak: LinkedIn Marketing Solutions Blog