Sanatı yaşatan markalar
Sanat ve sürdürülebilirlik kavramlarının kesiştikleri noktalara ışık tutan Sanatın koruyucuları dosyasının ilk bölümünde aynı zamanda sanat aracılığıyla sürdürülebilirliğin nasıl geniş kitlelere ulaştığının başarılı örneklerine yer vermiştik. Şimdi ise sırada sanata ve sanatçılara verdikleri destekle sanatı yaşatan markalar var… Şehrin caz halinden müzelere, modern sanattan senfoni orkestralarına keyifli bir yolculuğa çıkarken gelin sanatın koruyuculuğunu üstlenen markalara da birlikte bakalım!
Akbank
Akbank Çocuk Tiyatrosu’ndan Akbank Kısa Film Festivali’ne Contemporary İstanbul’dan Sakıp Sabancı Müzesi iş birliğiyle önemli ve uluslararası sanatçıları ağırlamasına dek Akbank sanatın kuşkusuz en büyük destekçilerinden biri… Ancak markanın 33 yıldır sürdürdüğü Akbank Caz Festivali’nin ayrı bir yerinin olduğunu da unutmamak lazım. Cazın birbirinden farklı tarzlarını içeren, renkli ve zengin programıyla Akbank’ın 33 yıldır sürdürdüğü ve Türkiye’nin en uzun soluklu sanat projelerinden biri olan Akbank Caz Festivali bu yıl da şehrin kapılarını caza açtı. Avrupa’nın en prestijli caz festivalleri arasında yer alan ve yurt dışı katılımcı sayısı her yıl artan Akbank Caz Festivali, 33. yılında 33 konserin yanı sıra atölye etkinlikleriyle 15 binin üzerinde katılımcıyı ağırladı.
Yapı Kredi
“Sanatın koruyucuları” konuşulurken Yapı Kredi’nin çalışmalarından söz etmemek haksızlık olur. Öyle ki bireylerin henüz çocuk yaşta sanatla hayatına giren banka, deyim yerindeyse bir ömür boyu bu eşliğini sürdürebilecek kadar sanata katkı sağlıyor.
Türkiye’de bir bankanın kurduğu ilk çocuk dergisi olan Doğan Kardeş’in yanı sıra ilk çocuk sineması, ilk özel tiyatro, ilk renkli sinema filmi, ilk fotoğraf yarışması, bir bankaya ait ilk sanat galerisi gibi ilklere imza atan markanın ilk müzik CD’sinde de imzası bulunuyor.
Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık ise yılda ortalama 25 sergi açan, 200 yeni kitap yayımlayan ve 250 kültür-sanat etkinliği gerçekleştiren dev bir kurum olarak bugüne kadar 5000’den fazla başlıkta kitap yayımlayarak kırılması güç bir rekora imza attı.
Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık ayrıca Türkiye’de henüz gelişme aşamasında olan sesli kitap yayıncılığına 522, e-kitap yayıncılığına ise 400’e yakın eserle önemli bir katkıda bulunuyor. Farklı disiplinlerdeki kültür ve sanat çalışmalarına verdikleri bu desteklerin en önemlilerinden biri ise 25 yıldır kesintisiz olarak sürdürdükleri Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri…
Garanti BBVA
İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) bundan 30 yıl önce başlattığı İstanbul Caz Festivali 26 yıldır Garanti BBVA’nın sponsorluğuyla gerçekleşiyor.
Elbette Garanti BBVA’nın sanata olan katkısı İstanbul Caz Festivali’ni desteklemekle de sınırlı değil. Marka, bünyesinde faaliyet gösteren Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi, Osmanlı Bankası Müzesi ve Garanti Galeri’yi tek çatı altında toplayıp topluma fayda sağlayan, bilgi, sanat ve kültür üretimini destekleyen bir kurum olarak Salt’ı 2011 yılında kurdu.
Salt İstanbul’da iki ayrı yapıda ve çevrim içi ortamda faaliyet gösteriyor. İstiklal Caddesi üzerindeki Salt Beyoğlu’nda sergi mekânları, Açık Sinema, Mutfak, Kış Bahçesi ve Robinson Crusoe 389 kitabevi bulunuyor. Karaköy, Bankalar Caddesi’ndeki Salt Galata’da ise bir ihtisas kütüphanesi niteliğindeki Salt Araştırma mekânı, araştırmacıların kayıt yaptırarak kullanabildiği Salt Araştırma Ferit F. Şahenk Salonu, kamu programlarının düzenlendiği Oditoryum ile sergi, etkinlik ve atölye mekânlarının yanı sıra Osmanlı Bankası Müzesi, Robinson Crusoe 389 kitabevi, kafe ve Neolokal yer alıyor. 2013’ten bu yana Avrupa müzeler konfederasyonu L’Internationale’ne üye olan Salt’a giriş ve programlara katılım tamamen ücretsiz…
Türkiye İş Bankası
Türkiye İş Bankası, İş Sanat çatısı altında kelimenin tam anlamıyla sanatın koruyuculuğunu üstleniyor…
İş Kuleleri’nde yıllardır süre gelen ücretsiz şiir dinletilerinden, konserlere, tiyatro oyunlarından müzikallere dek pek çok aktiviteye ev sahipliği yapan kurum aynı zamanda 2002 yılında hayata geçirilen, 2011 – 2012 sezonunda ise geleneksel hale getirilen İş Sanat Parlayan Yıldızlar konserleriyle de genç sanatçılara klasik müzik dünyasına attıkları ilk adımlarında sahne imkanı sağlayarak destek oluyor.
Bu yıl 24. sezonunun açılışını gerçekleştiren İş Sanat, sanata katma değer üretirken sanat severler için de dopdolu bir program sunuyor. Başta “Yaşasın Cumhuriyet” sergisi olmak üzere müzecilik alanında da sanat tarihine not düşecek işlere imza atan Türkiye İş Bankası, 29 Ekim’de Beyoğlu İstiklal Caddesi 144’de Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi’nin kapılarını da sanatseverlere açıyor.
Osman Hamdi Bey’den Şeker Ahmet Paşa’ya, Hoca Ali Rıza’dan İbrahim Çallı’ya pek çok sanatçının 2 bin 700 civarında eserinin bulunduğu Türkiye İş Bankası Sanat Eserleri Koleksiyonu’nun, Resim Heykel Müzesi’nde ilk sergisinde bu koleksiyondan seçilen 600’e yakın eser yer alacak.
Koç Holding
Koç Holding, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen Türkiye’deki en büyük çağdaş sanat platformu ve dünyanın en önemli dört bienalinden biri olan İstanbul Bienali’ne 2007’den bu yana destek veriyor. Holding, çağdaş sanata ilişkin olarak özellikle gençlerde bilinç oluşturma, henüz tanışmamış kişileri çağdaş sanatla buluşturma ve var olan ilgiyi canlandırma hedefiyle mevcut sponsorluk desteğini 2036 yılına dek sürdüreceğini geçtiğimiz yıl açıklayarak bir anlamda ülkemizin en uzun soluklu kültür sanat sponsorluğunu da gerçekleştirmiş oldu. Tüm ziyaretçilere kapılarını ücretsiz olarak açan İstanbul Bienali kapsamında Koç Holding farklı projelerin gerçekleşmesine de katkıda bulunuyor.
DenizBank
“Sanata evet” söylemiyle yola çıkan DenizBank, klasik müzikten operaya ve sinemaya; farklı dallarda ülkemizde kültür ve sanat hayatının sürdürülebilirliği ve toplumun tüm kesimleri için erişilebilirliğini odağına alarak çalışmalarını sürdürüyor.
İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’ndan Karşıyaka Oda Orkestrası’na, Başkent Orkestrası’ndan Sunay Akın Oyuncak Müzesi’ne dek pek çok farklı alanda sponsorluk desteği sunan DenizBank, İlk Senaryo İlk Film Yarışması ve Çocuk Operası ile de sanatın koruyuculuğu misyonunu yerine getiriyor. Senaryo yazımı konusunda yol gösterici bir platform oluşturmak ve sinema endüstrisinin bütününün yanında durmak üzere, Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı (TÜRSAK) ile güçlerini birleştiren banka, “Deniz- Bank İlk Senaryo İlk Film Yarışması’nı hayata geçirdi. Bu iş birliği ile 2015’ten bu yana, sinema sanatının bel kemiğini oluşturan senaryo yazımına uluslararası standartlarda bilimsel bir bakış açısı getirirken, genç senaristleri cesaretlendirmeyi hedefliyor.
Öte yandan DenizBank çocukların kalbine kültür-sanat sevgisinin tohumlarını erken yaşlarda ekmek üzere 2019 yılında dünyada bir ilk olarak başrolünde çocukların yer aldığı DenizBank Çocuk Operası’ını hayata geçirdi.
Sabancı Holding
Sabancı Vakfı aracılığıyla sanatın koruyuculuğunu üstlenen Sabancı Holding; Uluslararası Adana Tiyatro Festivali’nden Sabancı Vakfı Kısa Film Yarışması’na, Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası’ndan Uluslararası Ankara Müzik Festivali’ne dek kültürel ve sanatsal etkinliklerin ülkemizde yaygınlaşmasını sağlamak, çağdaş sanat eserlerinin üretimini teşvik etmek ve geleneksel değerlere sahip çıkmak amacıyla Türkiye’nin çok değerli sanatsal etkinliklerini ve festivallerini destekliyor. Tüm bu desteklerinin yanı sıra Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi ile de zengin koleksiyonu, ev sahipliği yaptığı kapsamlı uluslararası geçici sergileri, konservasyon birimleri, örnek eğitim programları, yapılan çeşitli konser, konferans ve seminerleriyle çok yönlü bir müzecilik ortamı sunuyor.
Sakıp Sabancı Müzesi 2002 yılındaki açılışından bugüne; Picasso İstanbul’da, Heykelin Büyük Ustası Rodin İstanbul’da, Rembrandt ve Çağdaşları, Monet’nin Bahçesi ve İstanbul’da Bir Sürrealist: Salvador Dali’ye kadar pek çok dünya sanatçısını Türkiye’de sanatseverlerle buluşturdu.
Eczacıbaşı Holding
İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın 1973 yılında Dr. Nejat F. Eczacıbaşı öncülüğünde kuruluşundan bu yana, İKSV’nin Kurucu Sponsoru Eczacıbaşı Topluluğu; sanatseverleri festivallerle buluşturuyor, İstanbul’u bir kültür-sanat merkezi haline getiren İKSV’yi destekliyor.
Öte yandan Eczacıbaşı 2004 yılında, küresel sanat dünyasında bir referans noktası olma amacıyla, modern ve çağdaş sanat yapıtlarını, fotoğraf, tasarım, mimari, yeni medya ve sinema alanındaki üretimleri uluslararası bir yaklaşımla koleksiyonunda toplamak, korumak ve sergilemek adına Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi İstanbul Modern’in kurucu yatırımcısı oldu.
Eczacıbaşı halen, Türkiye’nin kültürel kimliğinin küresel sanat ortamıyla paylaşılmasına aracılık eden, sanatçıların üretimlerine ve uluslararası iş birlikleri kurabilmelerine önayak olan İstanbul Modern’in kurucu sponsorluğunu üstleniyor. İstanbul Modern, kurulduğu günden bu yana 8 milyon 500 bin ziyaretçiyi ağırladı; 850 bin çocuk ve genci ücretsiz sanat eğitimleriyle buluşturdu.
Borusan Holding
Sanatın sadık destekçilerinden biri olan Borusan Holding, sanatı toplumumuzda yaygınlaştırılmak amacıyla bir merkez açmaya karar vermesi sonucunda 1997’de Borusan Sanat’ı hayata geçirdi.
Etkinliklerinin merkezinde Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO) bulunan kurum, her ay düzenli konserler vermenin yanı sıra BİFO üyelerinden oluşan Borusan Quartet’i de klasikseverlerle buluşturuyor.
İTÜ MİAM’a devredilen müzik kütüphanesiyle genç öğrencilere hizmet veren Borusan Sanat, çocuklarda klasik müzik sevgisi uyandırmak amacıyla 2002’de kurulan Borusan Çocuk Korosu’nun da çalışmalarını yürütüyor.
Sanat etkinliklerinin organizasyonunun yanı sıra eğitime de önem veren Borusan Sanat, 2005 yılından bu yana yetenekli genç müzisyenler için müzik bursu da sağlıyor. “Özel Konser” adıyla oluşturulan proje kapsamında iş ve sanat dünyasının önde gelen isimlerinin BİFO’yu yönettiği konserin gelirleri burs fonu olarak değerlendiriliyor. 2002 Kasım’ında koro şefi Gülsen Yavuzkal yönetiminde kurulan Borusan Çocuk Korosu, 9–14 yaş grubundaki korist çocuklardan oluşuyor.
Doğuş Holding
Sanata çocukların ve gençlerin dünyasından bakan Doğuş Grubu’nun kurucu destekçiliğiyle 2006 yılında çalışmalarına başlayan Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası (DÇSO), Türkiye’deki çeşitli konservatuvarların 11-18 yaş grubu öğrencilerini bir araya getiriyor. Şefliğini ve Genel Müzik Direktörlüğünü Prof. Rengim Gökmen’in yaptığı DÇSO, çocuklara ve gençlere senfonik müziği yaşıtları aracılığıyla sunarak çok sesli evrensel müziği yaygınlaştırmayı hedefliyor.
Sanata verdiği destekler ile hem genç sanatçıları hem de sanatseverleri sanat ile buluşturan Doğuş Grubu hayata geçirdiği “Sanata Bi Yer’’ ile de, güzel sanatlara ilgi duyan üniversite öğrencisi genç sanatçı adaylarına görünür olma ve çalışmaları için yeni alanlar yaratmanın önünü açıyor. İşlerini sergilemek isteyen üniversite öğrencileri sanatabiyer.com adresinde portfolyolarını oluşturuyor ve çalışmalarını yüklüyor. Sanatabiyer.com dijital sergisinde yayına alınan iş Danışma Kurulu tarafından Doğuş Grubu bünyesindeki en uygun sergilenme lokasyonuna yönlendiriliyor. İş belirlenen lokasyon neresi ise orada sanatseverlerle buluşuyor.
Öte yandan Doğuş Grubu fotoğraf sanatının duayenlerinden Ara Güler’in sanatını, kimliğini ve ilham veren yaşamını gelecek nesillere aktarmak amacıyla, Türkiye’nin uluslararası standartlara sahip ilk fotoğraf müzesini hayata geçirdi.
Anadolu Efes
Anadolu Efes ise 36 yıldır sinemadan tiyatroya, görsel sanatlardan, müzik ve tasarıma kadar pek çok değişik alanda sanatçıları ve kültür sanat topluluklarını destekliyor. Hem kendileri proje üretip uyguluyor hem de çeşitli platformların projelerini destekliyor.
İKSV ile 1987 yılından bu yana devam eden iş birlikleri ise Türkiye’de bu alandaki en uzun soluklu yol arkadaşlıklarından biri. İstanbul Film Festivali kapsamında Türkiye Sineması, Ulusal Yarışma ve Ulusal Kısa Film kategorilerinde verdikleri ödüllerle deyim yerindeyse Türkiye sinemasının +1’i olma misyonunu üstleniyor. İstanbul Film Festivali kapsamında her yıl gerçekleştirilen Köprüde Buluşmalar’ın da ana destekçisi olan Anadolu Efes, bu platform sayesinde her yıl sektöre yeni isimlerin kazandırılmasında rol oynuyor.
2018 yılında Anadolu Efes Mavi Sahne platformunu hayata geçiren şirket böylece kültür sanat ortamına da yeni bir platform kazandırmış oldu. Mavi Sahne son 5 sezonunda binlerce öğrenciyi ve tiyatro severi ağırlarken, öğrencilere oyunları yaklaşık 5’te 1’i fiyatına izleme imkanı sundu.
Sanatın iyileştirici gücü toplumda mutlaka karşılık buluyor
✓ Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi ‘’Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir’’. Bugünün perspektifinde baktığınızda sanatın sürdürülebilirlikteki rolü ve neden markalar tarafından da desteklenmesi gerektiği daha vurucu sanırım anlatılamaz. Diğer yandan sanatın toplumları iyileştirici, güven duygusunu ve aidiyeti artırıcı gücünü ekleyebiliriz. COVID-19 karantinası sırasında tüm dünya eve kapanmışken, nüfusu ciddi bir kayıp veren İtalya’da balkondan verilen konserleri hatırlar mısınız? Sosyal medyadan yayılan bu görüntüler tüm dünyada karşılık bulmuş ve umut simgesi olmuştu. Sanatın bu gücü toplumda mutlaka karşılık buluyor…
✓ Türkiye özelinde baktığımızda, marka evreninin sanat alanında koruyucu özelliğinin etkisinin güçlü olduğunu düşünüyorum. Sanata ve sanatçıya verdiği değer zaman zaman tartışılan ülkemizde, kurumlar sanatı oldukça güçlü biçimde sahipleniyor. Güçlü ifadesini iki açıdan kullanıyorum, genel olarak sanatın yaygınlaşması, daha geniş kitlelere ulaşması için destek sunan kurumlar bunu bir kerelik değil sürdürülebilir şekilde yapıyorlar, ikincisi kalıcı kılmak üzere kurumsallaştırıyorlar. Gelecek nesillere kadar ulaşması için müzeler, konser alanları kuruyorlar. Mekanın ötesine geçip sanat eğitimine uzanıyorlar. Tüm bunlar sürdürülebilirlik anlamında ciddi adımlar.
✓ Üstelik sanatın sadece bir alanında odaklanılmadığını da kolaylıkla görebiliyoruz. Kültür ve sanat olarak genişlettiğimizde birçok kurumun gerek müzeler, gerekse sergiler, arkeolojik kazılara verdikleri destekler, sundukları eğitim bursları, açtıkları yayınevleri aracılığıyla sahip çıkmanın yanı sıra toplumun farklı kesimlerine ulaştıklarını görerek kapsayıcılık anlamında da önemli adım attıklarını söylemek mümkün.