Ekonomik kriz şımarma alışkanlıklarımızı nasıl etkiledi?
Kim beklenmedik bir anda karşısına çıkan bir hediye paketinin yüzünü güldürmeyeceğini söyleyebilir ki? Ya da zorlu geçen bir günün sonunda biraz olsun şımarmayı hak ettiğinizi düşünüp kendinize bir güzellik yapmaz mısınız? İhtiyaçlar hiyerarşisinde ilk basamakta yer almasa da “şımarma”nın mutlulukla ve hayata ufak bir mola vermekle ilişkisi olduğu aşikar… Peki, Türk toplumu için kendini ve sevdiklerini şımartmak hangi anlamları taşıyor? Ne sıklıkla sevdiklerimizi şımartıyoruz? Ekonomik koşullar birini ya da kendimizi şımartmamıza engel oluyor mu? Dahası birini şımartacaksak ayaklarımız bizi hangi mağazalara götürüyor, hangi markalar öne çıkıyor? Hepsi ve daha fazlasının yanıtları Marketing Türkiye için DORinsight’ın gerçekleştirdiği “Tüketiciyi Şımartan Markalar Araştırması”ndan geliyor...
O gülsün ben de gülerim!
Birini şımartmanın birden çok anlamı olsa da sevdiklerimizi şımartmayı kendimizi şımartmaktan önceliklendiriyor olmak kuşkusuz büyük bir sevgiye işaret ediyor. Katılımcılara kendinizi mi yoksa sevdiğiniz birini mi şımarttığınızda daha mutlu oluyorsunuz sorusu yöneltildiğinde katılımcıların yüzde 58’i sevdiği birini şımartmanın kendisini daha mutlu ettiğini söylerken, katılımcıların yüzde 42’si kendisini ilk sıraya koyuyor… Özellikle 18-34 yaş grubu, kendini şımartmayı bireysel bir deneyim olarak görüyor ve bireysel tatmini ön planda tutuyor.
Seni şımartıyorum çünkü özelsin…
Katılımcıların yüzde 37’sinin sevdikleri birini şımartmaktaki ilk motivasyonu karşısındaki kişiye özel hissettirmek oluyor. Yüzde 35’lik bir kesim bu jestleri mutlu etmek için sergilerken, yüzde 17’ninse sevgi dili şımartmak!
Kendimizi şımartmak bir ödül
Elbette yalnızca sevdiklerimizi şımartmıyoruz. Kendimizi şımartmak da oyunun bir parçası… Peki kendimizi şımartmak hangi duygularla özdeşleşiyor? Bu soru karşısında katılımcıların yüzde 32’si “ödüllendirme” yanıtını verirken, kendini şımartmak her 4 kişiden 1’i için “mutluluk”, yüzde 14’lük bir kesim için “keyiflenmek” ve yüzde 11 için “rahatlama” anlamına geliyor.
Her 10 kişiden 1’i ise kendisini değerli hissetmek için kendisini şımartıyor… Araştırma çıktılarına göre, gençler kendilerini şımartmayı çok daha fazla tercih ediyor. 18-34 yaş grubu günlük olarak kendini şımartmayı tercih ederken, 35 yaş üzeri ise bu eylemi genellikle ayda bir kez ile sınırlandırıyor.
Ekonomik koşullar ne olursa olsun sevdiklerimizi şımartıyoruz!
İçinde bulunduğumuz ekonomik kriz ve enflasyonist ortam elbette pek çok alışkanlığımızı da yeniden şekillendiriyor.
Söz konusu sevdiklerimizi şımartma alışkanlığı olduğunda toplumun yüzde 41’i “her durumda elimden geleni yaparım” derken yüzde 37’si “bütçeme göre sevdiklerimi şımartma eylemlerimi planlarım” diyor.
Konu kendini şımartmaya geldiğindeyse katılımcıların yüzde 45’i kendini şımartma alışkanlıklarını ekonomik durumuna göre ayarlayacağını, yüzde 12’si ise bu eylemi erteleyeceğini ifade ediyor.
Ayda 1 gün kendime…
Araştırma verileri gösteriyor ki yaklaşık her 3 kişiden 1’i kendisini ayda bir kez şımartıyor. Kendisini yalnızca özel günlerde şımartanların oranıyla haftada 1 gün kendisini şımartanların oranı ise yüzde 25’te ortaklaşıyor. Yaklaşık her 5 kişiden 1’i her gün “ufak da olsa kendimi şımartırım” derken, toplumun yüzde 5’inin kendisini şımartmak aklına dahi gelmiyor…
Her 4 kişiden 3’ü sevdiklerini şımartmak için özel günleri beklemiyor!
Katılımcıların yüzde 30’u haftada bir gün sevdiklerini muhakkak şımarttığını söylerken ayda bir şımartanların oranı yüzde 23 olarak verilere yansıyor.
Sevdiklerini her gün ufak da olsa şımarttığını söyleyenlerin oranı yüzde 21 olarak karşımıza çıkarken, katılımcıların yüzde 24’ünün sevdiklerini şımartmak için özel günleri beklediğini görüyoruz.
Kendimizi yemekle, sevdiklerimizi hediyelerle şımartıyoruz!
Eğer kendinizi şımartmak için sizin de ilk durağınız sevdiğiniz bir lezzet oluyorsa asla yalnız değilsiniz. Zira katılımcıların yüzde 48’i de sizinle benzer bir eylem içerisinde. Kendine küçük hediyeler almak ve kendiyle vakit geçirmekse toplumumuzda öne çıkan diğer kendini şımartma yöntemleri olarak öne çıkıyor.
Söz konusu sevdiklerimizi şımartmak olduğundaysa ilk sırayı yüzde 56 ile küçük hediyeler alıyor.
Sevdiklerini şımartmak için keyifli vakit geçirebileceği aktiviteler planlayanların oranı yüzde 49 olarak verilere yansırken, lezzet yine kendisine zirveye yakın bir noktada yer buluyor ve yüzde 41’lik bir kesim sevdiklerini şımartmak için onlara sevdiği bir yemek ya da içecek ısmarlıyor.
Geleneksel Türk mutfağı şımarmanın adresi…
Şımarmak ve şımartmakta lezzet bunca üst sıradayken araştırmada katılımcılara hangi restoranı seçtiklerini sormamak elbette olmazdı…
Geleneksel Türk mutfağı yüzde 38’le şımartan restoranlarda ilk sırayı alırken, mutlulukla ilişkilendirilen zengin kahvaltı menüsü olan mekanlar da yüzde 13’le ikinci sırada yer alıyor.
Deniz ürünleri restoranlarının yüzde 11’le üçüncü sırada karşımıza çıktığı listede, sağlıklı yaşam trendiyle birlikte yükselişe geçen sağlıklı ve organik seçenekler sunan mekanlar yüzde 9’luk bir pay alıyor.
Şımartan deneyim: “Yenilik!”
Kuşkusuz “deneyim” son zamanların en anahtar kelimelerinden birisi. Açmadığı kapı yok! Katılımcılara kendilerini ve sevdiklerini daha çok şımartacak deneyimin ne olduğu sorulduğunda ilk sırayı yüzde 33’le “Görmediğim bir şehri gezmek” alırken, “yeni bir şeyler denemek” yüzde 26 ile ikinci sırada karşımıza çıkıyor.
Şımarmanın sosyal medyadaki yüzü
Yaklaşık olarak her 10 kişiden 7’si kendisini ya da sevdiği birini şımarttığı anları sosyal medyada paylaşmaktan yana değil. Ancak sosyal medya kullanımında da yaşa göre dikkat çekici bir farklılık görülüyor. 18-34 yaş kendini şımarttığı anları sosyal medyada anında paylaşmaktan hoşlanırken, 35 yaş üstü paylaşmayı tercih etmiyor. Paylaşım yapanların favori mecrası ise sosyal medyanın neşeli ve renkli yüzü Instagram oluyor…
Araştırmanın Metodolojisi
Marketing Türkiye adına DORinsight tarafından 9-11 Ekim 2023 tarihleri arasında yürütülen “Şımartan Markalar Araştırması”na A, B, C1, C2, D ve E SES gruplarına mensup 2 bin 200 kişi katıldı. CAWI yöntemiyle Napolyon paneli üzerinden yapılan araştırmada hedef kitle, Türkiye’nin temsilini yansıtan 18 yaş ve üzeri bireylerden oluştu.