Şimdi Harvard düşünsün; Google ve Microsoft’tan yüksek öğrenime darbe!
Google bu hafta, Amerikan vatandaşlarını hızla geliştiren ve istihdam potansiyellerini arttırmayı vaat eden profesyonel kariyer sertifikalarını duyurdu. Google’ın açıklamasında asıl çarpıcı olan, işverenlere, almak için öncesinde profesyonel ve akademik deneyimin zorunlu olmadığı iş alanları için bu sertifikaları 4 yıllık bir lisans eğitimi olarak değerlendirme çağrısı oldu. Benzer hedeflere sahip bir başka program 2021 yılında Microsoft’un imzasıyla online ahaliyle buluşacak.
Bir süredir eleştirilerin her daim hedefi olan eğitim sektörü, özellikle ders programlarını geliştirme ve iyileştirme konusundaki hantallığı, uzaktan eğitime adapte olmaması ve yüksek fiyat etiketleriyle kayıtlarında ciddi bir düşüş yaşıyordu. Google’ın bu inovatif aksiyonu eğitim sektörünün ertelediği dijital dönüşümün ilk kıvılcımı olarak yorumlanıyor.
Google 14 Temmuz’da Coursera üzerinden veri analizi, proje yönetimi ve UX tasarımını kapsayan profesyonel sertifika programlarının lansmanını gerçekleştirmişti. Platform aylık 49 dolarlık bir kayıt ücreti talep etse de, Google tam 100 bin ihtiyaç bursu vereceğini ve 10 milyon dolardan fazla bir meblağı kadınlar, gaziler ve azınlıklara destek olan hayır kuruluşlarına bağışlayacağını duyurdu.
Google proje yönetimi sertifika programını tamamlayan birinin ortalama maaşının 93 bin dolara kadar çıkabileceğini öngörüyor. Google’ın açıklamalarına göre; IT Support Specialist (Bilişim Teknolojileri Destek Spesiyalisti) sertifikasını alan kişilerin tamamı ya yeni bir iş buldu ya da hali hazırda çalıştığı şirkette terfi aldı. Dahası, Google 3 ila 6 ay süren sertifika programını tamamlayan kişilere kendi çatısının altında da istihdam sağlamayı planlıyor.
Google Kurumsal İletişimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kent Walker Twitter hesabından, “Biz de işe alımlarımızı gerçekleştirirken bu sertifikalara sahip olan bireyleri 4 senelik lisans eğitimi almış olarak kabul edeceğiz” dedi.
Google’ın açıklamasından iki hafta öncesinde Microsoft da 25 milyon insanın profesyonel hayatlarında ihtiyaç duyacakları yetilerini geliştirmek üzere bir inisiyatif almıştı. Salgın sürecinden Google ile benzer çıkarımlar yapmış olacak ki, Microsoft da bu programıyla “salgının neden olduğu iş kayıplarından en çok etkilenen, aralarında düşük gelirliler, kadınlar ve azınlıkların da bulunduğu insanların iyileşme sürecine dahil olmalarını ve dijital yetilerini kolaylıkla geliştirmelerini sağlamayı” hedefliyor.
Teknoloji devi kendilerininkinin yanı sıra LinkedIn ve GitHub’ın kaynaklarının tamamını Microsoft Certifications’ı hayata geçirmek ve hayır kurumlarına 20 milyon dolarlık bir bağış yapmak üzere kullanacak. Bu meblağın yüzde 25’i A.B.D’de azınlıklar için var olan ve azınlık mensubu vatandaşların liderliğinde faaliyet gösteren hayır kurumlarına nakit olarak bağışlanacak. 2021 yılının Mart ayından itibaren aralarında Yazılım Geliştiriciliği, Satış Temsilciliği ve Data Analistliği de bulunan LinkedIn eğitim programlarına kayıt olunabilecek.
Mecra da önemli, mesaj da!
Forbes’un raporuna göre Coursera sadece bu hafta toplam 130 milyon dolarlık yatırım aldı ve net değeri 2.5 milyar dolara ulaştı. 160 üniversiteyle iş birliği içinde olan Coursera’nın hizmetleri arasında 4 bin 500 MOOC ders yer alıyor. Coursera’nın CEO’su Jeff Maggiancalda’nın eş yazarı olduğu ve Harvard Business Review’da yayınlanan “Yüksek Öğrenimin Sanal Öğrenimde Uzun Vadeli Bir Plana İhtiyacı Var” (Higher Ed Needs a Long-Term Plan for Virtual Learning) adlı makale, yeni çağın eğitim kurumlarının başarılarını sürdürmek için eğitimin dijital sınırlarının ortadan kaldırılması gerektiğini öne sürüyor.
Ancak tek başına teknoloji hiç kimsenin dişinin kovuğunu doldurmuyor. Sadece araçlara veya işin pedagojik kısmına odaklanan makale yazarları, online sağlanan dersin içeriğinin iş gücünün ihtiyaçlarına yanıt vermesi gerektiği olgusunu es geçiyor. Yüksek öğrenim de hem öğrencilerin hem de işverenlerin hızla değişen ihtiyaçlarını karşılamakta zorlananlar arasında.
Microsoft’un hesaplarına göre 2020 yılında otomasyon ve pandemi nedeniyle tüm dünyadaki işsiz insan sayısı 250 milyona ulaşacak. Ancak bu iç karartan verinin yanı sıra teknolojinin 5 yıl içinde öncelikle yazılım, data analizi, siber güvenlik ve mahremiyet merkezli 149 milyon yeni iş kolunu da yaratacağının haberini veriyor.
Coursera’nın verileri işverenlerin yüksek yetili ve eğitimli potansiyel çalışanlarına kavuşmak için sabırsız olduğunu, 4 senelik eğitimin bile onlara uzun geldiğini ortaya çıkarıyor. Öyle ki, online eğitim platformunun gelirinin yüzde 25’i var olan ve potansiyel çalışanlarını eğitmek isteyen 2500 şirketten sağlanıyor ve bu platformdaki şirket sayısı her yıl yüzde 70 oranında artış gösteriyor.
Üniversite kayıtları düşüşte
Bloomberg’in haberine göre salgından önce de kayıtlarında ciddi düşüşler yaşayan yüksek öğrenim kurumlarının ahvali, dünya çapında en gözde kurumlardan sayılabilecek Harvard’ın dahi gelirinde bu sene 415 milyon dolarlık bir düşüş yaşaması ve önümüzdeki sene bu sayının 715 milyon dolar olacağının öngörülmesiyle iç açıcı gözükmüyor.
National Student Clearinghouse Research Center’ın bir araştırmasına göre, geçtiğimiz senenin sonunda A.B.D’de üniversiteye kayıt olan lise mezunu sayısı, en yüksek olduğu 2011’den bu yana 2 milyon düşerek 18 milyonun altına indi. Geçtiğimiz 8 yıl boyunca ulusal üniversite kayıtlarındaki düşüş, hem devlet eğitimini hem de özel eğitimi olumsuz etkiledi.
Google ücreti sadece 300 dolar olan sertifika programlarıyla eğitime ulaşımdaki eşitsizliğin önüne geçmeyi planlıyor. Google Başkan Yardımcısı Lisa Gevelber, “Bir diplomanın değerini tartışmaya açmıyorum, ancak herkes üniversite mezunu olamıyor” dedi. CNBC’nin yayınladığı bir rapora göre Google’ın bilişim teknolojileri sertifikalarına kayıt yaptıranların yüzde 58’i siyahi, Latin, kadın veya gazilerden oluşuyor ve bu grubun yüzde 45’inin geliri yılda 30 bin dolardan daha az.
Microsoft var olan problemi iki kademeli olarak değerlendiriyor; azınlıkların eğitim eşitliğine ve fırsatlara sahip olmaması ve geçtiğimiz 20 yılda işverenlerin çalışan eğitimine yaptıkları yatırımın düşüş göstermesi. Microsoft, iş yerinde eğitimin hali hazırda yönetici pozisyonlarındaki çalışanlara verildiğini, otomasyon ile kaybolabilecek mesleklere sahip bireylerinse bu olanaktan yararlanamadıklarını belirtiyor.
Zaman, yüksek öğrenimi yıkma zamanıdır!
Microsoft’un inisiyatifi akademik yazılım olmaktan daha fazlası. Öyle ki programları devletlere, regülatörlere ve iş liderlerine yerel istihdam pazarlarında neler olduğunu göstermek (hangi şirketler işe alım yapıyor, şirketlerin en çok ilan verdiği pozisyonlar ve bu mesleklerde öne çıkan yetiler) adına ücretsiz ve gerçek zamanlı istihdam pazarı analizleri ve içgörüleri sunuyor.
Var olan yüksek öğrenim sistemiyle ilgili öne çıkan sorunlardan biri; öğrenci eğitimini tamamlayıp iş gücüne katıldığında sektör çoktan gelişmiş ve diplomasını aldığı iş kolu artık değişmiş oluyor. Ders programını geliştirmekte hantal davranan eğitim kurumları, öğrencilerinin potansiyel işverenlerini etkileme imkanını ellerinden alıyor. Öğrenciler gerçekten hayatlarının 4 yılını öğrenmeye çalışarak geçirdiği yetilerin teknoloji ve pazaryeri tarafından değersiz kılındığını görmek zorunda mı?
Fordham Üniversitesi Gabelli İşletme Fakültesi profesörü Dawn Lerman, Times Higher Education’da yayınladığı makalesinde, akademisyenlerin değişime karşı yavaş olmalarıyla ünlü olduğunu belirtmiş. “Koronavirüs yüksek öğrenimde olumlu bir gelişmeye yol açabilir mi?” diye soran Lerman, dijital çağın gerekliliklerini yerine getirmek zorunda olan eğitim kurumlarının hemen ve şimdi değişmesinin artık tek yol olduğunu belirtiyor. Haksız da sayılmaz; yıkıcı değişimler olmadığı sürece yüksek öğrenimin varlığı tehlikeye giriyor ve bu da 4 yılın ardından elde edilen bir diplomanın gerekliliğinin sorgulanmasına neden oluyor.
Teknoloji sektöründe üniversiteyi bırakıp dünyanın en zengin ve başarılı iş insanları olan örnekler mevcut; Steve Jobs, Bill Gates, Michael Dell ve Mark Zuckerberg. Bu trend teknoloji sektörüne özgü değil; Oprah, Whole Foods CEO’su John Mackey, Ralph Lauren ve 14 yaşında okulu bırakıp bir otel mutfağında çıraklığa başlayan efsanevi şef Wolfgang Puck da 4 yıllık yüksek öğrenimini tamamlamayan isimler arasında.
İstisnalar kaideyi bozmaz diyebilirsiniz. Ancak Google’ın sertifika programları hakkındaki verileri bir diplomaya sahip olmamanın artık ekonomik rahatlığın önünde duran bir engel olmadığını ortaya koyuyor; IT sertifika dersini alanların yüzde 61’inin 4 yıllık bir lisans eğitimi yoktu ancak her biri bu programı 6 ayın altında tamamlamakla kalmayıp yıllık ortalama 54 bin 760 dolar kazandıran mesleklere sahip oldu.
Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse, üniversite diplomalarının değerini işverenlerin diplomaya bakışları belirliyor ve Google da 300 dolarlık bir sertifikanın bu diplomaya eş değer olduğu konusunda diretiyor.
Teknolojinin dışındaki sektörler de bu mesajdan etkilenmiş durumda. Ulusal Perakende Federasyonu (National Retail Federation) American Eagle Outfitters, Gap ve Levi Strauss’la birlikte sanal bir eğitim programının lansmanını gerçekleştirdi. 8 hafta süren RISE adlı program, katılımcıların perakende sektörünün liderlerinin önceden kaydedilmiş derslerini izlemesine ve profesyonel anlamda gelişmesine olanak sağlıyor.
Perakendeden sağlığa, her bir sektör yıkıcı teknolojilerin ışığında dijital bir dönüşüm yaşıyor. Belki de eğitim sektörünün de bu trene binme ve öğrencilerini geleceğin istihdam pazarına daha iyi hazırlama vakti gelmiştir.
Kaynak: Medium.com